p” Sayfa SÖON POSTA gae —— » YEg . Türklerin Fakat Türkler, başlıca hücum- larını Fransız cephesine tevcih ettiler. Bir müddet içinde bu cephedeki — vaziyet son derece nazikleşti ve tehlikeli bir hal aldı. Sabaha kadar ateş şiddetle devam etti ve saat iki raddele- rinde Jeneral Masmmow 29 uncu fırkanın iki taburunun kendisine Muavenet etmesini talep etti. Ken- di vaziyeti henüz taayyün etmiyen Jeneral Hunter - Weston bida- yette bu rlcayı is'af edecek hal- de değildi. Fakat hakikaten mu- avenet etmek icap ediyorsa Fran- sızlara yardım etmek Üzere Howe taburunu Kirte yolu Üüzerinden sevketti ve birkaç saat sonra da Anson taburunu Fransız cephe- sine gönderdi. Bunlar cepheye vâsıl olur olmaz derhal sağ ce- mahta ateş hattına sürüldüler. Fransızların sol cenahında ise ancak bazi İngiliz topçuları ve Worcestersbini — taburunun — bir bölüğü tarafından vaki olan an! müdahale sayesinde vaziyet kur- | tarılabilmişti. — Çünkü — burada ömürlerinde ilk defa şarapnel abteşine maruz kalan Senegalli askerler Türk topçusunu bom- bardımanı üzerine siperlerini ter- ketmiye mecbur kalmışlardı. 15 inci topçu livası bu siper- lerin arkasında bulunmakta idi. İlerideki askerin ricat ettiğini gürür görmez topçu binbaşısı P. Wheatley yanıng bir miktar top- çu neferi alarak askerin terket- tiği siperi işgal etmiş ve Wories- | dershne — taburünün — bir. bölüğü gelip boşluğu dolduruncaya ka- dar orada tutuamuştu. Sabahleyin, müttefiklerin hattı her kısımda olduğu yerde bulü- nuyordu. Türkler Fransa cephe- sinde tekrar bhücuma kalktılarsa da, Fransızların müstemleke ke- taatının müdafaası Üüzerine bu hücum da akim kaldı. Bu mevzil muvaffakıyeti gören 87 inci liva kumandanı derhal mukabil taar- ruz emrini verdi. Ve iki bölük ile yapılan bu hücum neti- ceşinde — 500 — yarda — kadar ileri gidildiği gibi bir Türk siperi ile 123 Türk esiri alındı. Umumi bir mukabil taarruza geçmek zamanınin geldiğini tah- min eden Jeneral D'amode, Baş- kumandanın — bir. gün evvelki emri mucibince Kerevizderenin sırtlarına doğru, ilerlemiye karar verdi. Jeneral Hunter - Weston 20 uncu fırkayı ileri sürmek su- A Resim Tahlili — Kuponu | Tabiatinizt öğrenmek — istiyorssntz - | | zesminizi S adat küpoa — ile bir- | ilkw günderinik — Rosniniz sıraya | | tâbidir. ve lade edilmez. veya san'at? Bulunduğu memleket Resim — iatişe: | edecek Mi? | Resimin klişesi BO kuruşlur Bi Barıp aa : -. İngiltere Hükümetl tarafından Gazi Piz. ne hediyo odilen eserin tercimesi ÇANAKKALE Yazan: Ceneral Oglander Zayiatı Da Oldîkçî Ağırdı retile bu harekete —muavenet etmiye muvafakat etti ve sabah saat 10 da İngiliz kıtaatı ileriye hareket etti. Fakat daha bida- yette kıt'alar arasında ahenk yoktu. Hücumu himayo edecek top miktarı gayri kâfi idi. Bunun neticesi olarak Fiansızların biraz ilerliyebildikleri sağ cenah müs- tesna olmak şartile, diğer cephe- lerde hiçbir şey kazanılamadı. Gerçi ötede beride 29 uncu fır- ka kıtaatı birkaç yüz yarda iler- lemiye — ve birkaç esir almıya muvaffak olmuşsa da, ileri gide- bilen bu müfrezeler yan taraftan gizli makineli tüfek ateşine ma- ruz kalarak saat 11 © doğru kâ- milen eski hatlarına çekilmiye mecbur. kalmışlardı. Ancak sağ cenabın en nihayetindeki Fransız kıtaatı kazandıkları arariyi tuta- bilmişlerdi. Bu suretle sabah er- kenden ileriye giden 87 inci liva- nn iki bölüğü açıkta kalmış ve bilmecburiye bir gün — evvelki mevzilerine alınmıştı. Gece hücumu ve ferdası gün- kü ileri harekâtı esnasında Fran- sız. maktülü ve yaralı olarak 2000 den fazla zayiat vermişlerdi. İngilizlerin zayiatı bunun üüçte biri nisbetinde idise de 29uncu fırkaya beş tabür kumandanı, dört yaver ve bir liva topçu ku- mandanı dahil olmak üzere pek fazla zabit kaybetmişli. Türkle- rin zayiatı da oldukça ağırdı. Günün mütebaki saatleri sü- künetle geçti, fakat karanlık başar basmaz cephenin her tara- fındâ müthiş bir ateş başladı ve ece yarısına kadar devam etti, Ürk piyadesi hücuma kalkmadı, fakat Fransızların - tutmakta ol- duüğüu — cephedeki — vaziyet son derece tehlikeli olduğundan Jene- ral D'Amade, iki veya Üç tabur İngiliz kuvvetinin emrine amade bulundurulmasını istedi. Esirlerin alınan ifadesi, Türk- lerin mütemadiyen takviye kıtaatı sevkettiklerini — teyit etliği için istihdaf edilen gayelerin istihsali arzu ediliyorsa behemhal ileri | hareketine geçmek lüzumu oldu- ğguna 3 mayıs sabahi - karar verildi. Türklerin gece hücumu- nun hâsil ettiği kargaşalık ve bu meyanda verilen telefat yü- zünden yine oldukça vakit kay- Dünyanın En Büyük Balığı Geçen hafta Skarboruk Himanı açıklarında 3 metre uzanluğunda büyük birton balığı tutulmuştur. Balığın sikleti tamam beş yüz kilodur. Avrupa gazeteleri Okyanus- ta yaşıyan bu balıkların bir müddettenberi Akdenizde de gö- rülmiye başladığını yazıyorlar. Kadın Huakükü Ve Esaret 'Meselesi Cenevre 13 — Milletler Ce- miyeti Büyük Meclisinde kadın- ların — tabüyetine —ait hararetli | bir müzakere yapılmıştır. Mazbata | muharriri ve Fransa murahhası M. Kassen kadınların. hukuk müsava'ı meselesinde birinci ko- misyonca — itilâf — yapılamadığını söylemiştir. Kassen raporu 30 reyle kubul edilmiştir. B müstenkif Meksika, Türkiye ve Çekoslovak- | ya da vardır. Esaretin ilgası meselesi etra- İçtimada Fransz âyanından M. Hüber demiştir ki: Hemen hemen bütün cihanda esaret hakkındaki kanuni ahkâm kaldırılıaıştır. Bu- na rağmen muhit, ahlâk, âdet ve zihniyet hakiki bir ilgaya karşı tedir, büyük bir seyyah bana şöyle bir vak'a anlattı: Seyyab, azat edilmiş - esirler- den müteşekkil kasabalar vücuda ve vaziyetten memnun olup o madığını kabile reisinden sormuş. Ve ondan şu cevabi. almışlır : * Hüzriyet, çok güzel, çok hari- boldu. Fakat Jeneral Hamilton 6 mayıstan evvel behemehal taar- | ruza geçmiye karar verdi. Bu zamana kadar 42 inci fırkanın 125 inci livası da Çanakkaleye vâsıl olmuş — olacaktı. Bundan maada — Jeneral Hamilton, Ce- nuptan yapılacak bu muharebeye Anzaktaki kuvvetlerin bir mik- tarile, o dağlık arazide henüz münasip —mevzulara — konamıyan sahra toplarını da İştirak ettir- meyi düşündü. Buna bina 3 ma- yıs sabahı Jeneral Birdvvod Arca- dion gemisinde başkumadanı ziya- rete gelip te mevzilerinin nisbeten sağlam olduğunu söylediği zaman Jeneral Hamilton kendisine, bir müddet taarruza geçmemesini ve 5 mayısta Hellese nakledilmek Üüzere emrindeki livaların en kuv- vetlisinden iki tanesini kendi em- rine amadea bulundurmasını ten- bih etti. di yec ) kulâde bir şey. Yalaız bir eksiği var.. İasanın hizmetinde kullana- cak esiri yok.. Hakiki mesele, azat edilen — kimselerin — iaşesi meselesidir. Zira, onlara bürriyete kavuşmak imkânını vermek için yaşamak çarelerini temin etmek icap eder. Mak Donald 66 Yaşında Londra, 13 — İngilir. Başve- kili M. Mak Donalt 66 — yaşına girmiştir. Somada Havalar Sıcak Gidiyor Soma (Hususij— Havalar çok sıcak gitmektedir. Bu yüzden mekteplerde öğleden sonra ders okutulmamaktadır. Soma Hükümet Doktorluğu Soma ( Hususi ) — Kazamız hükümet doktorluğuna sabık Ay- d Sıhhiye Müdürü: Sadık Bey _oı_ı_ı,iı edilmiştir. fında da müzakereler yapılmıştır. | getirdikten bir sene sonra hal | | Efendi dükkânında yoktu. Çırak- arasında — Şili, | Son çekilen Tayyare Piyango- sunda yüz bin liralık büyük ikra- miyeyi kazananlardan dördü belli olmuştur.: Harbiyede Meyva so- kağında M. Şevrenin kızı ve bileti müşterek olarak aldıkları bir zabit, harbiyede kunduracı Viçen we arkadaşı — makineci Dimitri efendiler. Dün bir muharririmiz bunlarla konuşmuştur. Yüz bin liralık ik- ramiye çıkan biletin onda birini Matmazel Şevre ve arkadaşı bir zabit, diğer onda birini de Dimitri Efendi ile arkadaşı Viçen Efendi kazanmışlardır. Bunu öğrenir öğ- renmez adreslerine gittim. İlk önce Matmazel Şevrenin evini Harbiyede Meyva sokağında 16 numarada buldum. — Matmazel oturmaktadır. — Kapıyı Pencereden sarışın, çaldım, güzel matmazel fransızca “ ne istiyor- sunuz?., Dedi. — Tebrik ederim Matmazel, dedim. — Neyi? — Büyük ikramiyeyi kazan- mışsınız. — Siz kimsiniz? — Gazeteciyim, görüşmek is. tiyorum. Sarışın matmazel biraz dl- şündü, gülümsedi ve cevap verdi: — Bileti kazanan matmazel burada değildir. Adadadır. Bana, gazetelerin bunu yazmasını iste- mediğini söyledi. — Neden? — İstemiyor; tabit arzu edik- miyen şey yazılmaz. matmazel siz olm- sınız? — Hayır efendim, ğgilim. Bunun üzerine karşıdaki bak- ben de- | kal Garbise gittim. Garbis Efendi şu malümatı verdi: — Büyük ikramiyeyi şimdi konuştuğunuz matmazelle arka- daşı bir zabit kazandı. Matmazel ©o zabite fransızca dersi veriyor. Matmazel Şevre dün akşam bize geldi. İkramiyeyi kazandığını, | bilet kendisinde olduğu için in- ekseriya mukavemel yöstermek- A B kâr etmiyerek zabit arkadaşına yarısını — vereceğini söyledi. Matmazel parayı alır almaz ban- | kaya yatırımak — va - saklamak fikrindedir. a Öteki bahtiyarlardan Viçen lar Teşvikiye Palasta (3) numara- da oturduğunu ve öğleden sonra hanımı ile gezmiye çıkacaklarını söylediler. Derhal Teşvikıye Palasa gittim. Önüme bir genç kız çıktı. Dük- kândan geldiğimi ve Viçen Efen- diye mühim bir şey söyliyeceğimi anlattım. Birkaç dakika sonra Viçen Efendi geldi, Elimi uzata- rak tebrik ettim. Teşekkür etti. Konuşmiya başladık. Viçen Efen- di diyor ki: “— Şimdiye kadar tayyareye altı yüz lira kadar bilet parası verdim. Türkçede bir darbımesel vardır: “Tekkeyi bekliyen çor- bayı içer., Bir gün kazanacağımı ümit ederek bilet almaklta devam ettim. Nihayet çıktı. Beş yüz li« ra kadar bayilere verdim, biraz da borca harca gitti. Elimde bir- kaç bin lira kaldı. Bununla dük- kânı büyülteceğim. Fakir — bir adam ne yapabilir? Biraz da biricik kız çocuğumun tahsiline sarfedeceğim. ,, — - Yeni .âdht;'_;ar_lî;- ;4;-asında.. Büyük fl—ı:—r;miyeyi Kaza- nan Dimitri Ef. Diyor Ki: Artık Havada Tayyare Görünce Derhal Şapkamla Selâm Vereceğim bir | Hakkı, linotipi mütehassıslarından derles glupüraltmi v Teşrinievvel _İ_İ el Bu aralık resmini istedim. Bizim konuşmamızı dinliyen ha- a B Olmaz, ol naz, dedi, Viçen Ek bunu — bi ederek dedi ki: .i "e Göz benim şansımı ça buk tutar, Gazetelere yazı.masını istemem. — Biraz de ber eğlenmek dışarı İe er eğlenmek Üzere cağınızı söylediler, dedim. v Viçen Ef, güldü ve: — Vay çapkınlar, vay, dedi. ü ve ede girer götmes; "” m ve rer gü T verbabe' Dintleri “Efondi, ledim. Yeni bahtiyar derin, derin baktı. — İkramiyeden — memnunsun tabit ? — Tabil memnunum. — E, Dimitri Efendi, bu pa- rayı ne yapacaksın ? — Ufak bir ev alıp çocukla- rimı koyacağını. — Başka bir şey yapmıyacak mısın ? — (1500) lirasını kızım için saklıyacağım. Bir kışmeti çıkarsa onu vi — Ne kadar bahşiş verdin? — Cemiyet için (500) lira verdim, S ea OR) — Kaçmcı — defadır. kazanı- yorsun? — Birinci defa, — İşlerin nasıl? — Çok şükür, ekmeği çıka- rıyoruz. — Peki, bilet kazanınca ev- dekiler ne dediler, ne yaptılar ? — Ne yapacaklar, çok se- vindiler. Havada bir tayyyare görür görmez şapkayı - çıkarıp selâm vereceğiz. — Hanım bir şeyler isteme- di mi? — Hastadır, gelecek — sene Bursaya banyolara ıhderîceîıı. Matbuat Cemiyetinin Bir Teşebbüsü Cemiyet, Gazetecilikteki Sözleri Derliyecek Matbuat Cemiyetinin geçen- lerde toplanan kongresi, dil in- kılâbında Cemiyete düşen vazife- nin dikkat ve — ehemmiyetle yapılmasını kararlaştırmıştır. Ce- miyetin yeni idare heyeti dünkü ilk içtimanda bu hususta da " müzakerelerde bulunmuş, gazete- cilik ve matbaacılıkta kullanılan sözlerin derlenmesine karar ver- miştir. Bu işle meşgul olmak üzere meslekte nispeten eski ar- kadaşlardan bir heyet - teşkil edilmiştir. Muharrirlerden Ahmet Cevdet, Sadrı Etem, Relfik Ah- met, — başmürettiplerden Hayri ğ Muhtar, musahhih İhsan, istihbar —— ile meşgul mubarrirlerden Sabri, kitap tâbilerinden İbrahim Hilmi, Abmet Halit, makinist İsmail Feyzi, hurufat dökümhanesi sa- hiplerinden Mehmet Ali ve Hayik, tevzi mumurlarından Cevdet we Mehmet Beyler bu heyete seçik mişlerdir. Devlet Matbaası Mü- dürü Hamdi Emin ve Vilâyet gazetesi memuru Şemsettin Bey- lerin de bu heyete iştirakleri