4 îıylı J femleket uıın-ur(ı!rırıl Ordunım Fındık Mahsulü Ordu, (Hususi) — Memleketi- | mizde istihsal olunan mahsulâttan ihracat yapılmakta olan maddeler, | balmumu, yağ, yün, ceviz, elma, fasulye ve fındıktan ibaret ise de bunların içinde serveti mahalli- | yeyi teşkil eden ve iktısadi inki- | şafımıza en büyük amil olan fındık mahsulüdür. Umumi harp- ten evvel findiık — mahsulünün imkân bulunduğu kadar - fazla miktara —iblâğına azami' dere- cede çalışılmakta iken Umu- mi Harp yüzünden bu Ffaaliyet akim kalmış ve (9) milyon kilo kadar istihsal edilmekte fındık mahsulümüz günden güne tonakus etmiştir. Esasen fındık — mahsulümüz; ilkbaharda yaprak açışı zaman- | larına tesadüf eden dondurucu fırtınaların tehdidi altında bulun- makla beraber; arız olan hastalık- lara da fenni usuller tatbik olu- namamaktadır. Burada Boztepenin yamaçla- rında hüdi nabit halinde yetişen fındıklarımız taliin icabatına ha- yale edilmiş gibidir. Ezcümle 930 senesi fındık mahsulümüzün kesafeti itibarile istihsal olunacak mahsulün umu- mi harpten evvelki yekünlara baliğ olacağı tahmin edilmişse de neticede 7,500,000 - kilo kadar ihracat yapılabilmiştir. 1931 senesinde İse ilkbahar havalarının muhalefeti — hasebile sürekli fırtınalar fındıkları müte- essir. ederek matluba — muvafık derecede mahsul — almamamış; ralnız 4,500,000 kilo raddesinde îındılı sevk ve ihraç olunabil- miştir. Geçen seneki gibi bu sene de ilkbahar havaları gayri- müsait bir hal kı erek — şid- detli fırtınalar alçak mıntakala- rın yaprak açışı zamanma tesa: düf ettiği için bu mmlalkalara ait olan fındıklar kısmen hzrap olmuştur. Orduda elyevm hali faaliyette motorla müteharrik 18 kadar fındık fabrikası mevcut olup bu fabrikaların vasıtasile fındıkları- mız iç yapılarak ekseriyetle iç halinde harice sevkolunmaktadır. Kabuklu fındık siparişatına pek az tesadüf olunmaktadır. Bu sene mahsultn den Ordudan ihraç olunacak fındıklar hakkında bazı gazeteler - 100,000 — kantar yani 6,400,000 kilo tah:ain etmiş- lerse de bir buçuk ay evvel ya- pılan bu tahminler hali hazırdaki tahminlere tevafuk etmemekte; ancak Ordunun bu seneki fındık mahsulü — 5,500,000 kilo radde- sinde tahmin olunmaktadır. —! Bitliste Kasabanın Tenviratına Ehemmiyet Veriliyor Bitlis. (Hususi) — Burada yaş meyva pek çok - ucuzladı. Altı okka karpuz dört kuruştur. Erik, elma, üzüm büsbütün ucuz- Jadı. Dut parasızdır.. Herkes bahçelerde serbest yemektedir. 3f Belediyemiz şu günlerde faaliyetine hararetle devam et- mektedir. Üç gündenberi, evvelce olduğu gibi yine bütün çarşılar lüküs lâmbalarile nura boyandı. Bu vaziyetlerden herkes mem- nundur. Bu hayırlı - işlere “ Son Posta ,, neşriyatınım da faydalı tesiri vardır. #4 Şu günlerde Van ve Muş yolcuları bir hayli fazlalaştı. Ge- len giden kamyon ve otomobil- lerin haddi hesabi yoktur. Niyazi — Yılmaz olan | i SON POSTA MEMLEKET HABERLERİ Et Tavuk Yumurta İneboluda Bu U Gıda Maddesi Bedava Denecek Derecede Ucuzdur İnebolu (Hu- f | susi ) — Kasa- bamız, Karade- niz sahili boyun- ca dizilen kasa- ba ve şehirler | araşında kendine mahsus mühim bir şöhrete ma- liktir. Kısaca söylemek lâzım- gelirse İnebolu, tavuk, yumurta ve et memleke- tidir. Bu üç gıda maddesi burada çok bol ve başka kasabalara nasip olmıyacak — derecede — ucuzdur. Şehrimizden İstanbula ve hatta Avrupaya yumurta ibracatı mühim bir yekün tutar. İhra- cat mevsimlerinde haftada vasati olarak dört, beş bin sandık yumurta sevkedilmektedir. Buna rağmen dahilde taze ve günlük İnebolunun umum! manzarasından bir kısım yumurtanın beş veya altı tanesi beş kuruşa satılmaktadır. Tavuk fiatleri de ayni derecede ucuzdur. En güzel ve semiz bir tavuğu burada 35 ve nihayet 40 kuruşa almak her zaman için mümkün- dür. Tabii orta derecede tavuk- lar daha ucuz fiatle satılmaktadır. Tavuğun ucuz olması etin de ucuzluğunu ıııuç etmektedir. Sığır etinin ok- kası yirmi, ko- yun eti 40, kuy- | ruk yağının ok- kası 45 kuruşa satılmaktadır. Bu- rada on beş yirmi okka ka- dar gelen ko- yunların — tanesi üç ve nihayet dört liradır. Gü- zel kuzular da boylarına göre, 75 kuruştan bir buçuk liraya kadar satılıyor. Bu ucuzluk diğer gıda —maddeleri üzerinde de böyledir.. Meselâ halis tereyağının okkası — 110, zeytinyağı 60 kuruştur. Meyvala- ra gelince; armut beş, incir dört kuruştur. Öyle zannediyorum ki ucuzluk noktasından bizim İne- bolu birinciliği elde etmiştir. B. H, Çorumda Park Safası Çorumda Gazi Heykeli Çorum, (Hususi) — Şehrimiz- de cidden güzel bir park vardır. Belediye balkın ihtiyacını göz önünde bulundurarak bu sene parka daha mükemmel bir şekil verdi. Halkın çok istifade ettiği bu güzel parka girilince, iki ta- | rafı yeşil ağaçlarla süslü munta- | zam bir yol görünür. Bu yolun sonunda parkın asıl bahçe kısmı vardır. Parkın mevkii yüksek olduğu için kasaba ve bütün Çorum ova- sını buradan seyretmek mümkün- | dür, Parkta muntazam çiçek kı- sımları, ığıçlıklır. fiskıyeli havuz- lar ve bir de gazino vardır. Halk cuma, — pazartesi ve perşembe günleri bu havadar yeri hıncahınç doldurur. Bu sene Husut Muha- sebe, parkın tam orta yerine Gazi Hz. nin güzel bir hey- kelini rekzettirdi. Ayrıca Bele-« diye de şehirden parka kadar muntazam bir yol inşa ettirmek- tedir, — İ. Tarık Bir Firari Yakalandı Malatya (Husui) Birkaç gün evvel memleket hastahane- sinde tedavi altında iken kaçan mevkuf Ömer oğlu Hüseyin şid- detli takibat neticesinde yakala- narak adliyeye verilmiştir. Alaıyede Balık Avında Bir Facia Oldu Alâiye (Hususi merbut Mahmut Seydi köyünde bir facia olmuştur. Köy halkın- dan Ali, birkaç arkadaşile bir- likte civardaki derede balık av- lamıya çıkmışlardır. Yaz olduğu için derede ancak yarım arşın kadar su vardır. Avcılar hep birlikte derede yürüyerek avlan- miya koyulmuşlardır. Fakat bir aralık önlerine çok derin bir çukur çıkmıştır. — Kazamıza şekilde bağulmuştur. - Bandırmada Bir Köy Düğünü Facia İle Netıcelendı Bıııdırmı IHuııuı) — Kazamı- zın Kapıdağındaki Perama kar- yesinde yapılmakta olan bir dü- ğgün facia ile neticelenmiştir. Karyedeki iki katlı ahşap bir binanın üst katına düğün yapmak için toplanan halk, bir aralık odanın isliap ıdemıyuegı bir şekil almıştır.. Tam bu sırada döşeme tahtaları büyük bir gü- rültü ile kırılmış ve odada bulu- nan kalabalık halk kendilerini evin alt katında bulmuşlardır. Yedi kişi yaralanmıştır. — B. K. Pütürgede Cür'etkâr İki K Küstah Şerir Yehalandı Pütürge (Hususi) — Kazam- zın Keferdiz. nahiyesi Belediye Reisi Mehmet ve encümen aza- sından Faik Beyler buradan na- hiyeye giderlerken iki şeririn taarruzuna hedef — olmuşlardır. Şerirler Mehmet ve Faik Beylere ateş etmişler ve ağır — surette yaralamışlardır. Fakat — yapılan şiddetli takibat neticesinde ikisi | de yakalanarak adliyeye verilmiştir. Ali - dalgınlıkla | bu çukurun içine batmış ve bir | taş kovuğuna sıkışarak - feci bir | - M. Asım | | tubumda (En Küçük Ceyhanın küçük Ömeri Ceyhan ( Husust ) — Bu mek- size kasabamızın ve belki de bütün Türkiyenin en küçük esnafını tanıtacağım. Ka- zanç hayatına dört yaşında at- lan bu minimini esnaf Kayserili Mehmet oğlu Ömer isminde bir yavrudur. Kendisi buz ve üzlüm satmak — suretile ekmek parası kazanmakta ve evini geçindir- mektedir. Bizim kuçnk öı küfıu beş kalıp buz ve iki üzüm satıyor. Küçük esnafımızın nezaketi de pek ye- rindedir. Yoldan geçenleri: “Bu- yurun efendim, —Buz verelim, Özüm verelim.,, diye çağırmakta ve bu suretle halkın alâka ve muhabbetini kazanmaktadır. Z. Yılmaz Adanada Bir Cinayet Adanada Yamaçlı mahallesinde bir cinayet olmuş, Mansur oğu- larından Mehmet oğlu Garip ismindeki şahıs bir münazaa sonunda — muhtelif yerlerinden bıçakla katledilmiştir. Failler firar etmişler ise de polisin gayretile kâmilen yaka- İanmışlardır. Tahkikata devam edilmektedir. Yapıcı Kitap Nurullah Ata İyi — muharrirlerin — azlığından | şikâyet edilir. Zannederim hakikt kari iyi muharrirden de azdır. Çoğumuz bir kitabı, kendi itie katlarımıza makes olduğu — nis- Fette beğeniriz; birçok defalar da iyi olduğu, sözlerine itimal ettiğimiz kimselerce tasdik edi- | len bir kitapta, asıl ihtiva etti ği ve belki bizimkilerin zıddı olan kanaatleri, fikirleri de gil kafanın o müthiş — değişt...nte kudreti sayesinde, kendi kanaat- lerimizi, fikirlerimizi bulmıya mu-< vaffak oluruz. Şevket Süreyya'nın yeni kita- bında (1) ileri sürdüğü fikirlere bugün vuzuhla iştirak eden pek az kimse vardır. Bu kitap, kari- lerinin ekserisi tarafından, anla» şıldığı nispette beğenilmiyecektir, Fakat münakaşayı, yani kendi düşüncelerini -başkalarınınki — ile çarpıştırmağı karşılaştırmağı se- venler — “ p ve Kadro,yu ihtirasla okuyacaklardır. Şevket Süreyya'nın — kafası, bugünkü muharrirlerimizde, bile hassa iktısattan — bahsedenlerde pek nıdıruıı rastgelinen bir fazls lete uzuh. — Kitabın birçok ııy ılın bir dersi andırı yor. Şevket Süreyya bir hoca, daha doğrusu bir yapıcıdır. Dün- yanın hâdiselerini, bir binanın bük Hin kısımlarını hep bir üslübun zaruretlerine uyduran bir mimar gibi, bir tek bakıma göre izah ediyor. Derhal itiraf edeyim ki bu bakım, beni en ziyade çileden çı- karan şeylerden biridir: Ferdi hemen hemen hiçe saymak ve bütün beşeri faaliyetleri, iktısadI hâdiselerin neticesi saymak. Kafasımın vuzuhundan bahset. tim; fakat bu vüzuh ifadesinde yoktur. Kitabı okurken dikka- timizin gerginliğini bir an bile kaybetmiye gelmiyor. Bu gayreti istizam eden vakıa ekseriya fi- kirlerin bolluğu ve Şevket Sü- reyya'nın karie hürmetinin bir nişanesi olarak, tekrardan kaçıne masıdır. Fakat bazan da cümle- nin zorluğundan geliyor. “On dokuzuncu —asrın — ikinci nısfı, Avrupa'da başlıyan sanayl inkişafının neticesi olan sınıf te- zadının tetkiki ve sınıf tezadı Üstüne müstenit bir cihanı telâkki tarzının vücut bulması için bülün şartları ihtiva ettiği hâlde, sana- yici memleketlerde — sanayiden mahrum memleketler arasında vit cut bulan müstemleke tezadının müşahede ve tetkiki için henüz kâfi malzemeye ııulılı değildir.,, Bu gibi parçaları bir kerede an- lamak pek kabil değildir. Fakat Şevket Süreyya'nın kitabı, eziyetle okunmıya değen eserlerdendir. Zaten vakit geçirtmek için değil, bir şey öğretmek, bazı fikirleri yaymak için yazılmıştır. Karıraar ST No. 1 dellt, Muallim Ahmet Hallt kitaphanesi, 100 kuruş. Malatyada İki Şerir Ağır Hapse Mah!(üm Oldu Malatya ( Hususi ) — Birçok hırsızlık, haydutluk ve yol kes- mek — suçlarından — dolayı takip edilerek yakalanan Gubuş ve Hasan isminde iki şerir mahke- meye verilmişlerdir.. Muhakeme neticesinde bunlara isnat edilen cürümler tamamen sabit olmuş ve ikisi de on altışar sene ağır hapse mahküm edilmişlerdir.