DENLE $0ON POSTA a R. 40Sene Evvelki İçerenköy Cinayetinin Esrarengiz Mahiyeti Mehmet Pehliyan Maharriri * Her Hakkı Mahfuzdur ö Tldeni Şair Andelip ile Müstecabi zade İsmet, bu hürriyet yurdu- nun kodamanları idi. Giresunlu Hamdi, İzmirli Avni, Hakkı Ta- rık, Bezmi Nusrat, ve saire gibi mütefekkir gençler de buranın daimi müdavimlerindendi. Ande- lip daima kapiya yakın bir ma- sada olurur ve içeriye yabancı bir adam girerse evvelâ başina ve sonra Aayaklarına bakardı... Bir gün sordular: — Niye böyle, her girenin evvelâ başına, sonra ayağına ba- kıyorsun?.. O, gülerek cevap verdir — Hafiye olup — olmadığını anlamak için... — Anlaşılır mı?.. Ü — Anlaşılır, ya... O köpoğlu köpeklerin hepsi kalın ve sağlam ayakkabı ile rengi bozuk fes üyerler. Ekserisinin pabucu bey- O liktir. İt gibi sokaklarda sürt- mekten ökçeleri yenmiştir. Onun için derhal tanırım. Şunu itiraf etmek lâzımdır ki (Zaptiye nezareti) kadrosuna dâhil olanların içinde - birkaç ismi ma- lâm şahıstan maada - diğer sivil polis ve teharri memurları hiçbir zaman hürriyet fikir sahiplerine büyük Fenalıklar etmemişlerdir. En ehemmiyetsiz şeylerden bü- yük mânalar çıkararak can ya- kan ve ocak söndürenler ( gayri- mesul idare kuvvetleri ) ne men- sup olan âdi ( hafiye ) lerdir. Tam 36 sene evvel yapılan büyük bir cinayeatin tfallini bu- gün ilk defa olarak biz haber veriyoruz. Abdülhamit devrinde vukua gelen bazı esrarengiz hâdisat hakkında, ilânı meşrutiyetten ve bilhassa — imparatorluğa nihayet verildikten sonra birçok şeyler yazıldı. " Maalesef bunların çoğu yalan yanlış şeyler olduğu gibi ( sabık teharri memurlarından) (falan ve- yahut — filân ) imzasile yazılmış eolan bazı şeyler de yine hakikat- ten oldukça uzaktır.. Şu küçük mukaddemeden sonra, yazacağı- miz büyük cinayetin esbap ve failini karilerimize lâyıkile tamt- mak için, söze bir eşkıya çete- sinden başlıyoruz. Takriben bundan kırk sene evvel ( İçerenköy ) civarında bir eşkıya çetesi türemişti. " Efradı bazan Aazalan, bazan çoğalan bu çete, hükümet tarafından bir türlü takip ve imha edilemiyordu. Buna binaen şakiler şımardıkça şimarmış, bülün o havaliyi - (Kan- dra) civarlarına kadar - haraca kesmişlerdi. Çeteyi isminde bir adamdı. Arkadaşlı nin bellibaşlıları da Rasim, nal- £ v Ülğee idare — eden, ai Zaptiyç Nazırına Nasıl Teslim Oldu bant Kadri, Emrullah, Mehmet pehlivan gibi o devrin tanınmış | | kabadayılarile birkaç yardımcı- | dan ibaretti. Çete, biraz kendi kuvvet ve meharetlerine biraz da o zamanki bükümet memurları- nın himaye ve muavenetine güve- nerek sık sık şunu bunu dağa kaldırıyor, yol bağlıyor, bazan da Erenköy ve Göztepe köşklerine kadar sokularak alabildiğine Fa- aliyet gösteriyordu. ( İçerenköyün ) de bakkal Ali Efendi — isminde biri, çetenin bütün ihtiyaçlarını tedarik edi- yordu. Geceleri (Kadri) ismindeki | şaki önde, (Emrullah)ta on adım arkada —olmak üzere bakkal dükkânına geliyorlar, alacaklarını alıp vereceklerini vererek çete | nin karargâhına dönüyorlardı. Kadri ile bu bakkal arasında ailevi bir münasebet vardı. Bir aralık bu münasebet haleldar oldu. O esnada çete de pek aşırı hareket ettiğinden takibat sık- laştı. Hatta, bakkal da tazyika başlandı. Bakkal bir taşla iki kuş. vurmak istedi. Hem Kadri- den - intikam almak, hem de kendisine gelmek ihtimali olan Fenalığı üzerinden atmak için jan- darma ile uyuştu. Kadrinin gele- ceği geceyi haber verdi. Dükkânın üstündeki odanın döşeme tahta- larında delikler açıldı. Jandar- malar burada pusuya yatırıldı. Gece Kadri gelip te alış veriş ederken buradan üzerine yaylım ateşi açıldı. Bu suretle çetenin en mühim erkânından biri orta- dan kaldırıldı. Çete reisi Ethem buna fena halde kızdı. İntikam almak için etrafına saldırmıya başladı. Lâkin © esnada (Emrullah) ta —arada sırada ortadan kayboluyor, onun bu hareketi, arkadaşlarını şüp- lendiriyor; hepsine, bir hıyanet hissi veriyordu. Nihayet günün | birinde bir çoban, (Ethem)e mü- | ; syarara H iyercı $ | yakıla | bağlattı. racaat etti. ( Emrullah ) ın arada sırada kendi evine — gelerek ailesini rahatsız ettiğini yana anlattı. Ethem — buna fana hale kızdı. Çünkü ( kadına dokunan eşkiyanın, zevali muü- | hakkaktır ) diye eşkıyalar ara- sında bir itikat vardı. Bundan mütcessir olan Ethem, derhal ar- kadaşlarının üzerinde icap eden tesiri yaptı. Emrullahı bir ağaca Revolver — kurşunlarile beynini ve kalbini parçaladı. Bütün bunlar halk arasında duyuluüyor ve Etheme efsanevl bir şöhret kazandırıyordu. Lâkin çe- tenin böyle iki mühim ve kudretli adamı ortadan kalkıverince kuv- vet ve mukavemetleri azaldı. M. Kemalpaşada M. Kemalpaşa (Hususi) — Ka- zamız kaymakamlığı bir müddet- tenberi vekâleten idare ediliyor- düu. Son günlerde — Hayrabolu kaymakamı Emin Bey asaleten tayin edilmiştir. Bir Keşif Sidney 31 — Bir dalgıç icat ettiği bir dalgıç makinesile 50 metre derinliğinde bir saat kalmı- ya muvaffak olmuştur. Dalğıç dört dakika — içindesuyunüstüne — çık- mışlır, Halkevi Konferansları — Bu- gün saat (18) de Halkevinde Ahmet Cevdet Boy tarafıudan “ Lisan içtimaı milit mahiyeti * hakkında — bir konforana verilecektir. ilil dil şuurünün h ederek mevzumnu ve Bitlis'te Yılmaz kitap evi ve pazarı Bürat, intizam, ahven!yet ..................»"“"““”"“?— RADYO Şrlae ekkee eee rsesasAAKARARA Oboübüo—cşıo—.“ş—...—.—boğw | Eylül Perşembe İstanbul — ( 1200 metra ) 18 Gra: mofon, 19,5 birinel kısım alaturka aaz Seniye Han Iştirakile, 20,5 gramo- fon, 91 alaturka saz Vildan Niyazi ikriyo Hanımin işti- rakile, 22 orkostra . Bül (304 metre ) 20,2) senler SI,13 serenat. Belgrat — ( 420 metre ) 21 stüdyo satrası, S2 gramotfon . Roma — (441 metre) 21,90 ev ka: dınına faydalı malâmat, 21,15 senfoni. Prağ SS metz3) 90,50 şarkı kön- söri, 21,10 Karlsbad'ın K Viyana — ( G1L7 metre ni, ork igan or- 3 operanın orkestra he n -(1411 metra) 20,8ö radyor gazetesi, 21 hafif havalar, 22,200 Vil- badan nakli, 28 dans havaları. Berlin — ( 1608 matre ) 20 don iliba ron gramolon, orkostra, 20,50 Frank lurttan nakil. 2 Eylül Cuma İstanbul — ( 1900 mötre ) 18 grar mofon, — 10,5 birinci kışım alaturka sax, 20,5 askori konforans, S1 ikinci kısım alaturka saz, S9 orköstra. Bükreş — ( 304 motra )20 keman İki kişilik komedi, 20,44 solo, & fittt solo, yarkıları, 91,30 org konke, 22,00 keman konseri. Roma — (441 metre) 21,45 örkestra. Prağ — (488 metra ) 20 Brutitlava- kil, SD Atolye tiyattosundan aklen bir temsil. Viyana — (5S1T metze ) 21 A: dan nakli, 21,15 aenfoni, S1 vaları . Peşte —( 560 metra ) 20 edebi ba- hisler, 20,5 keman konaeri, 31,10 adütyoda temsil. Varşova — (1411 motre) 20,35 radyo gazetesi, 21 senfoni, 21,45 musahabe, 23 dans havaları. Berlin — (1635 motco) 28 Vaşiaglon- dan nakil, 22,45 senfoni , ' Çok Eski Devirlerde İstanbul G e e K Şarap, Meyhane, Sefahet Ve Bir Y_',ğ_m _Rezalet ( Baş tarafı | inci sayfada ) sarhoşlukları ©o vakitki — şarap kokulu Arap edebiyatının parlak ve müstesna mevzularını teşkil eder. Halifelerden — Abdülâzize sonra da Yezide karılık yapan ve gece gündüz şarap içtiği için tarihte (Şarap emici kadın) ismini miskal altın kulplu zebercet kadehi pek meşhur- dur. Bu kadeh tam Üüç ölçü bade alırdı.. Kâbenin üstün- de şarap içen ayyaş halife Velit, bu kadehi meşhur bir şiirile ebe- dileştirmiştir. Halifelerden Melik Nâsır Şşarap masasında iken: “Ben şimdi filân kölemin havada uçtuğunu görmek isterim,, der, zavallı köle mancınığa konarak havaya atılırdı. Bazan şarabın tesirile sızdığı bir arap kızının | dizinden kalkarken: “Filân köle- min eti pişirilirken — kokusu- nu duüymak — isterim. , —ar- zusunu izhar eder, derbal zavallı köle kesilerek etleri ıskaraya konurdu. — Velit kafayı çekince Kuranı ağaca astırır, okile delik | deşik ettikten sonra: “ Sen bir- çok ayetlerinle beni korkutuyor- sun öyle mi? Haydi şimdi git, Allahına beni Velit — parçaladı deye şikâyet et , — mevlindeki şiirlerini okurdu. Memun - bir içki âleminde — veziri — ( Fazl İbni Rebi ) ile tavla oyna- mişti. — Kim yenilirse — yüzüğü- nü galibe verecekti. Yüzüğün birisi hilâfet, birisi de vezaret mührü idi. Fazl yenildi. Yüzüğü Memun aldı. Yavaşça kuyumcuya göndererek Fazlın isminin altına (eşek oğlu eşek ) yazdırdı. ve tekrar kendisine verdi. Sarhoş vezir bunun farkına varmıyarak aylarca resmi emirleri mühürledi, durdu. İşte 9 uncu asırdan sonra Osmanlı sarayları da bu sarhoş halife saraylarının tıpatıp benzeri idi, Kırk, elli bin adamın kanına giren Dördüncü Murat (şaribülley- li vennehar ) bir hükümdardı. Bağdatta yuvarladığı her kadeh- ten sonra, biner kızıl baş kestir- | mişti. İstanbula döndüğü zaman | 28 yaşında bir genç olduğu hal- de içkiden hastalanmış, yatağa düşmüştü. Doktorlarının israrla | menetmesine rağmen — bu içki ve sefahat düşkünü Padişah daya- | namadı. Bir gün Sultanahmette | Silâhdar Paşa sarayında verilen muazzam bir ziyafete hasta hasta gitti. — Tarihçi Naimanın ta- birile (camı gülfam) a dayanamı- yarak sabaha kadar içti. Ertesi günü de ölüm yatağına düştü ve ölüm sayıklamaları arasında: Ben şehidi badeyim dostlar demim yadeyleyin ankazile bünyat eyleyin ağırlığında Türbemi meyhana diyerek can verdi. Kanuni Süleyman (70) yaşını geçtikten sonra kendisi içemedi- ği için müskiratı menetmişti. İşte bu sırada yani (969) hic- ri senesinde Türkiyede kahve taammüm etmiye başlamıştı. İçki düşkünü bir şair içiki mahrumi- yettinden şöyle şikâyet etmişti: Humlar — gikeste, cam — tehi, yok vücudü meyi Kildın esir kahve bizi hey zamane hey Padişah yasağı üç gün sür- düğü için bu memnuiyet çabu- alan ( Ümmü Hakim ) in ( 80 ) | cak kalkmış ve mahrumiyetin doğurduğu müthiş bir ihtirasla eski devir avdet etmişti. — İstan- bul bilhasse Dördüncü Murat zamanında bir içiki şehri halini almıştı. Dördüncü Murat zamanında İstanbulda ( 100 ) rakı fabrikası ve (300) de mütchassıs vardı. Evliya Çelebi “ Dünyada o vakit İstaubnldan daha ziyade rakı fabrikası olan yer yalnız Lehis- tandı ,, diyor. Üç asır evvel İstan- bulda (1425) meyhane ile (6108) meyhaneci vardı. O vakit istanbulun içki iş- lerini Galatada Domuzkapısında bulunan Hamir Eminliği idare ederdi. (300) kişilik bir kadro ile idare edilen bu eminlik, dev- lete diğer (30) eminlikten daha fazla varidat temin ederdi. İstanbulun hemen her tarafın- da “meyhane vardı. Fakat en mü- tekâsif meyhaneler Samatyakapı- sı, Kumkapı, yeni Balıkpazarı, Unkapanı, Cibalikapısı, Ayakapı, Fenerkapı, Balatkapısile karşıda Hasköyde — bulunuyotdu. — Hele Galata baştanbaşa meyhane dolu idi. Rumeli tarafında Ortaköy, Kürüçeşme, Arnavutköy, Yeni- köy, Tarabya, Büyükdere ve Anadolu — tarafında kuzguncuk, Çengelköy, Üsküdar, Kadıkö- yünde de her sımf halk için büyük meybaneler vardı. O va- kit meyhanelerde yüzlerce ha- nende, sazende, mitrip ve kaşmer denilen rakkaslar ve civan tâbiler :Ju.lunur. meykeşleri — eğlendirir- lerdi. $ * " Bu bahis çok geniştir. Yarın çıkacak kısımda da — tarihteki içki ve sarhoşluk rezaletletlerinin diğer fasıllarını okuyacaksınız. Melek ve Elhamra sinemaları Senelerdenberi daima en iyi fi- lünleri göstermekle halkımızın rıâ: betini kazanmış olan Melek ve hamra sinemaları eylülün ilk hafta- sından itibaren yeni mevslme başlı- yorlar. Hiç şüphe yoktur ki. bu İki sinema bize geçen senelerinkinden daha mükemmel filimler hazırlamak- tadırlar. Esasen Avllrı ve Ameri- kanım en yüksek filim şirketleri olan UFA' ve PARAMOUNT bu milesseselerin — imtiyazları dahilin- e taraftaa MELEK A sinemaları, ipek filim stüdyolarında çevrilmiş ve çevrilmekte olan Türkçe filimlerin geçeceği yegüne sinemadır. İpekfi- Tim bu filimlerden mı terilmek üzere N havadisleri gösterip dinletecektir. Meselâ dnn— çokll:ı ı:) Aiuı:;ı bayramı tezahüratiı ile evril- ıııy;(o olan D(Iırı Glu= f(uıll- ası Keriman Halie Hanımın İstan- ula avdeti merasimini ilk program- a ikli sinama da ayni zaman- rebileceklerdir. Bunlardan maada PARAMOUNT adisleri gazetesi de her aman Melek ve Elba ranın - programlarını tezyin - etmeki devam — edecektir. Bu sinemaların fiatlerinde —zamana uyarak tenzil ettiklerini renenler — herbalde memnun olacaklardır, çünkü bu ten- zilât sayesinde bu İki müessesenin östermekte — oldakları — şaheserleri :erk.ı kolaylıkla takip edebilecektir. Elhi sineması — önümüzdeki akşamından itiba- e başlıyor. (lk fili danberi bütün halkını sinemaya koşturan Fernaı Graveyin birçok — güzel ve — şık kadın artistleri ve büyük bir liya- temsil ettiği (Kadın Berberi)'nl gösterecektir. Melek sinemasına gelince yeni mevaime 7 eylül çarşami şamından itibaren başlıyacaktıı inci £ ik komedi Fransezden Madeleine Renaud'nun şaheseri olan ve Pierre Blanechar ile beraber tem- sil ettiği (KI YÜZLÜ AŞK) 1 tak- dim — edecektir.. Marcel Achar'ın meşhur bir olan bu filim tazınmış bir yıldızının muh- teşem ve karışık hayatını göster. mektedir. da