O Zamanlar İslâ minde Bir TağıSSl_lP_Hukum Sürüyordu İslâm Alenlipiıflaa_s_sub Fakat otağın kapısında yük- selen bir ses, kumandanları sUs- turdu, Timurun gözlerini de eşi- ge çevirdi. — Bu ses: ç Aıef?lr candan olak! , Diyordu ve siyah çullara sarılı, perişan kılıklı bir adamı Meclise takdim ediyordu. Timur, “ Azerbaycan Ve lak ,, kelimelerini işît: IŞ'İE;: sarı kesildi, gelen adamın ;.ıı;ıüni görünce de kendini kay- beder gibi oldu ve haykırdı: —— ayağın - kırılsın, dilin tutulsun. Ömer şeyhin attan yr kılıp öldüğünü söylemiye geldin, değil mi? Olak, yüzünü saçlarını yolarak Timuru etti, — Yıldız düştü, gök var ol- sun. Allah seni korusun! Şimdi Akabekümün ölümü ha- beri üzerine yapılmış alan matem ayini tazelenmişti. Davullar, bütün orduya felâketi haber vererek askerleri ağlamıya, — çırpınmıya, çullar gimiye davet ediyordu. Dünkü zaferin neşesi, buhar olup uçmuştu, büyük karargâha gamlı bir hava sinmişti. a Timur, yüreğinden yeni ve çok ağır bir imakla bera- yerlere sürerek, tasdik yırı ııl bir metanet göste- riyordu. Mümasil bâdiselerde ibi dduğ:l:lıııîynrdu Tevekkül ve tahammül içinde idi. Bu, tıhak-. kuk eden felâketi günlerdenberi beklemekten — ileri gıleı_ı b_ır teslimiyet değildi. Başka bir âmil, onu sakin olmıya ve hiç olmazsa sakin görünmiye icbar ediyordu. ruhi tesiri çok olan © ümil ise Semerkantten gelen bir ibaretti. mektuptan ibaretti. tariki büvi bulunduğu muhit te, hissiyeti icap ettiriyordu. onun muhiti mi ya?.. Şark ©o tarihte cami ile kiliseye istinat ediyordu. Awı?mmb; ğı, çanların teranesine :;îgı' Asyanın — yarısı, Afrikanın üst tarafları minarelerden dökü- len zemzemelerle tegaddi etmekte idi. Dilenciden tacidara kadar herkes, taptıkları Rabbin ve ta- mıdıkları - Resulün aşkile müte- harrikti. Bu baletin doğurduğu tabit bir netice de laassuptu. İklânda — köylüsü, — Horasandaki Müslüman için nmansız bir b sumet besliyordu. İrandaki Ahont Romadaki Kardinala kin püskü- rüyordu. DŞ İslâm âleminin pet dı, müteai ıı'ıı.ın ;:ğıidı Fakat öbür âlem salibin esinde — yaşayanlar, üç ıı:dııı:în müsellâh bir feve- ran içinde şarka akıp geliyorlar- dı. Bu akışlar, gerçi çorak top- raklara düşen su yığınları gibi aönüp gitmişti. Lâkin zaman za- Yalnız ve taassubu nis- ddi ve müte- man yine yenileşmekten bali kalmiyordu. z Timur işte — böyle bir asrın şahinşahlarından idi. Haçlı ordu- larının — şarkta — biraktığı — kanlı izleri biliyordu. — Daha b;şıkle' İken ©: orduların çöle, çevirdiği hikâyelerini acıklı sanmrnalarin ağlamıyordu, inziva- | dinlemişti. Binaenaleyh islâm âle- mine kuvvet ve kudret vermeği bir nevi vicdani vazife tanıyordu. Ayni zamanda din adamları- na büyük bir merbutiyeti vardı. Çünkü onlardan biri, Kutbul'ak- tap Şeyh Zeyneddin Ebubekir, henüz 18-20 yaşında ikem kendi- sine “şanlı bir hükümdar olaca: gıni,, — müjdelemişti. Zıuıııı. © müjdeyi tahaxkuk ettirdiği için hocalara ve bilhassa keramet ehli olarak tanıman kimselere can- dan muhabbet gösterirdi. Onların her sözünü hak ve her işaretini ilâhi - kıymet bulurdu. Bu temayül, Timur için bir zaaf mı teşkil ediyordu?.. Burası- ni tahlil etmek sadet haricidir. Şu kadar ki, Timur, yaşadığı za- mana göre en iyi politikayı güt- müş bir adamdı. Her düşüncesi gibi hocalara yer ve mevki ver- mek keyfiyetinde de kendi salta- natı namına büyük faydalar elde ıŞtı. “ml;şn adamlarile bu kadar sıkı bir münasebet besliyen Cihangir, Ömer Şeyhin, çıplak Hintli tara- fından haber verilen şekilde, ölümünü işittiği. gün o yüksek payeli ve yüksek şöhretli hoca- mDörtyolda Köylerde Kooperatif Teşkilâtı Yapılıyor Döryol (Hususi)— Ziraat Ban- kası Müdürü Mahınut Remzi Bey köylerde kooperatif teşkilâtı vü- cuda getirmek için çalışıyor. Kooperatif teşkilâtı şimdilik Dörtyol, Erzin, Çaylı ve Üzeyirli' de yapılacak, bilâhare diğer köy- ler de nazarı itibara alınacaktır. Ziraat Bankası tüccarların az çok kredi ihtiyacını temin et edir. 3- Harap bir halde bulunan hapishanenin tamirine başlanmış- tır. Ayrıca Kilise civarındaki mektebin de tamirine Larar ve rilmiş ve ihale edilmiştir, 'Bir Kadını (Kaçırdılar Bandırma civarındaki Erdekte şayanı dikkat bir kadın kaçırma bi'diaeıi olmuştur. Erdek kaza- | gının Çeltikçi köyünden '"Şerife ' isminde evli bir kadınım kocası bir müddet evvel askere gitmiştir. Kadıncağızın — evine — geçen gece silâhh bir adam girmiş ve zavallıyı zorla kaçırmıştır. Bu işi yapan adam Mamuk köyünden BECCĞL çat üi yakalanmıştır. ife Hanım kurtarılmıştır. Karamanda Bir Köyde Eski Tarihi Paralar Eulundu Karaman '(Hıısuıî) — Bu ci- vardaki Akınlı köyde Hititler dev- y kalma eski paralar ve îıı::efıarabeler meydana çıkmıştır. Verilen malümata göre, bu tivırdea evvelce de iki güzel heykel bulunmuş, - fakat ııoşhı* — MEMLEKET HABERLERİ — u Nislîeten Azdı ların reisinden, Cercani Seyyit. Şeriften bir mektup — almıştı. Seyyit Şerif, Hintteki ateşpe- restlerin, putperestlerin - tedmiri münasebetile yazdığı bu mek- tupta Timuru: “Hakikatin yer- yüzünde hâmisi, naşiri ve müda- fi olarak,, tebcil ediyordu. Cihan girin “Pirim,, dediği Şeyh Zey- neddin de mektubun — sonuna ilâve ettiği satırlarda: “Doğru- dur. -Hakikat sende yaşıyor!, diyordu. İşte Timuru, matemi hareket- lerden uzak - tutan, inleştiren hakiki âmil bu mektuptur. Ha- ?'idh.ı kelımesi yıv:ış ıyıl:ıı idanlaşan, yeşil yapraklarla be- zenenîşdahsy ı'omyı P:;ıllı budaklı ve bol meyvalı bir ağaç hâline gelen feyyaz bir tobum gibi e- nun kafasında tedricen açılarak düşündürücü, heyecan veriti birşey olmuştu. Yıllardanberi döktüğü kanları, yıktığı hanümanları ve yaktığı canları bu baxikat tobu- munu sulamak, korümak, kuvvet- lendirmek için heder etmiş gibi içine teselli geliyordu, iyi yapmış ve iyi yaşamış olduğuna iman geliriyordu. Eskişehî;de Taşocaklarında Bir Facia Oldu Eskişehirde — Bağlarbaşındaki taşocaklarında amelelerin çalıştık- ları esnada ocaktan kopan büyük bir taşın sukutu Üzerine feci bir kaza olmuştur. Ameleler arasında bulunan Seyitgazili 64 yaşlarında Mehmet oğlu Caferin Üzerine düşen bu kocaman taş, zavallı ihtiyarın bir anda ölümüne sebebiyet vermiştir. Balıkesir Muallim Mektebi Balıkesir Muallim mektebine bu sene yeniden talebe alınma- masına karar verilmiştir. Yalnız mektebin Jise kısmı sınıflarına talebe alınacaktır. Samsun Bütçesi Samsun (Hususi) — Yenl va- Bu tasarrufun Başmuallim, mu- allim üçretlerile mesken bedelleri Üzerinde yapılması muh- temeldir. Vilâyet Meclisinin de KRELE e ilmektedir. Kat'i vazi- Şekyakında belli olacaktır. MK, Edirnede Bir Cinayet Edirne (Hususi) — Cami mü- ü Mustafa Ef. kendi Tevfik Ef. yi gece sinema dağılırken bıçakla yara- lamıştır. Hâdisenin bir para me- selesinden çıktığı anlaşılıyer. kimseler tarafından ortadan kay- bedijmiştir. Bu hıvılıdg sathi şekilde yapı- lacak bir hafriyat neticesinde çok kıymetli tariht eserler meydana çıkacağı anlaşılıyor. — M.T. " Bir Ağk Hğkâyıîsiqin ı.îm Safhası D Sayfa © | Prenses Samiye Mansur Bir Cinayet İşledi — Paris 14 (Hususi ) — Bugün (Şanzelize) civarında Marböf so- kağında muhteşem bir apartıma- nın ilk katında yekdiğerini mü- teakıp iki el silâh sesi işil'di. Gürültüyü işitenler koştular ve büyük bir salonda genç bir kadın ile bir erkeğin kan içinde yattığımı gördüler. Hâdiseden birkaç saat sonra Entransijan gazetesinde şu ser- levha görüldü: “Mısırlı Prenses Samiye Man- sur H. bir adamı öldürmiye te- şebbüs etti.,, Hakikat şudur: Mısır kralının yeğenlerinden Prens Mansur bir müddet evvel Pariste Matmazel D' Ales isminde bir genç kızı görmüş, sevmiş, nikâhı altına almış, müs- lüman yapmış ve (Samiye) ismini takarak Kahireye götürmüş, üç beş sene birlikte yaşamış, sonra nedense boşamış, Fransaya iade etmiş ! Kadın kocasından ayrılmakla beraber yine onun ismi altında Prenses ( Samiye Mansur ) lâkabı ile yaşıyor ve sakin bir hayat sürüyormuş. Fakat son zamanlarda, esasen çok mahdat olan serveti, iklısadi buhran neticesinde biraz daha azalınca küçük bir çayhane açmış ve bu çayhaneye de arapça bir isim takmış, geçinip gidiyormuş! Yalnız son zamanlarda Stefani isminde bir genç ile tanışmıs, sevişmiş, yeni bir hayat kurmayı düşünmiye başlamış, fakat ma- Lejenin yanında — çalışıyormuş ! Sabık Mısir Prensesi bu zate giderek —memuruna birar na- Prenses Samiye Mansur H. ümidi Stafanın başka idusef çok bir kadıra göz koyduğunu görmüş! Stefan Marböf sokağında bir emlâk acentesini idare eden M. sürmemiş, sihat — vermesini — rica fakat Mösyö Leje: — Ben böyle çılgınca hareket eden bir adamlı memurlarım ara- sında görmek istemem, ona na- sihat vermektense daimi bir me- zuniyet vermeyi tercih ederim, demiş! Kadın kızmış, revölverini çı karmış ve ateş etmiş sonra ken- disi de yaptığı bareketten kor- karak bayılmış, yere düşmüş! Bereket versin M. Lejenin yarası öldürücü değildir. - Ka tevkif edilmiştir. etmiş, —1 Size Tabiatinizi Söyliyelim 27 Ratet Ba: Samimidir. Bazan serkeş ve inat- çı olur. Konu- şacak bir mev- zü bülur, be ğazını — sever, otarucu — ve muayyen işler- den sıkılır. Kızdığı zaman tok sözlü olur. Riya ve tahas- busu beceremez. 28 İzmirde Mııunıt Hayrı B.; Zeki ve has- sastır. — Heye: can veren hâ- diselere, bedii eşya ve mena zıra lâkayt ka- lamaz, gürül tücü ve kavga- a değildir. Be- deni mücade- lelere - tehlike ve mes'uliyet davet girişmez. tesir bırakmaz. ı 36 Hüseyin Hüsnü (D) ( Fotoğra- finın dercini istemiyor.) Girgin ve aculdür. Kesirülahbaptır. Gücen- meden, gücendirmeden — geçinme- sini bilir. Kusura bakmaz, müsa- mahası boldur. Muhatabını sıkmaz, başkalarının hizmetlerinde edecek işlere mhatabı üzerinde fena bulu: nur, kafasını fazla işletmez, tesa- düflere tâibi olur. Fotoğraf Tahlil Kuponuna 14 inci Sayfamızda bulacaksını. 17 Temmuz Pazar ' İstanbul — ( 12900 metre ) 18 grar mefon, 19,5 alaturka san Bedayli musi- kiye hey saat ayanı © saz tanburi Refik Bey taralından, 29 tango orkestrası . Bükreş — ( 804 metre ) 1940 Kar- men operası. Re'grad — (420 metre) 20 Şen gece, 20,5 akşam konseri, 22 Puceininin 'Toska operası. Roma — (44i metre) 18 Şarkı kon: seri, 91,45 (Kalman)ın Şikag0 prense- Si ismindeki operası. Prağ — (488 metra) 20 Konseri, 21 #por haberleri, 21,05 konser. Viyana — (S7 metre) 920,40 Sarkı konseri, 21,85 dan havaları. Peşte — (550 metro) 19448 Macar şarkıları, 21,15 kabara âlemi, Varşova — ( 1411 metre ) Si Halk konseri, fasılalar arasında koh 8. Berlin — ( 1693 metre ) 20 İspans yol şarkıları Münihten nakil. 18 Temmuz Pazartesi İstanbul — (1200 metre ) 18 Gra- — mofon, 19,5 alaturka saz, Belkis Hanır min ve Yesari Asımı Beyin iş Ajans baberleri, saat ayarı, triyo, Necip Yakup, İzzet Nozihi ve Mesut Cemil Beyler tarafından 21 ala- turka sax, Safiye Hantımın İştirakile 29 orkestra, Bükreş — ($04 metro) 20 Salon or- kestrası, 20,5 konlerans, 20,45 piyana, — Belgrat — ( 429 metro) £0 Konser, 21 konferana, 21,) gramofon pada bir gezinti- 29 İskandinavy Roma — ( 441 motre ) 20,1 leket baberleri, 21,45 şen musiki. Prağ —(483 metre ) 20 Zenci şarkı darı, 20,20 viyolonsel. Viyana BUT metre) 20, 1 den minde bir | Peşte ) motro ) Si (talyan Kkönseri, sonra 1 orkostrası, Varşova HKU mete > Şen musiki, Zt Yalıak, bavaları, gonun a heyet Berlih — (İ0N5 metreY 9 N Asü maklön opedut! ynızçalarıe