Lozan, 29 — İngiliz Başvekili M. Makdonalt, Alman Başvekili Fon Papen ve Fransız Başvekili M. Heriyo ve bu üç devletin Maliye Nazırları arasında yapılan İçtima buçuk saat devam etmiştir. İçtimada, Fransız-Alman heyetinin temasının teahhuruna karar verilmiştir. Maamafih Fon Papen ile M. Heriyo arasında husus! mükâlemeler yapılmıştır. Alman Teklifleri Gayrikabili Kabul Görüldü Paris 29 — M. Heriyo Lozan- da Fransız tezini şöyle izah et- miştir: Almanya tamirat borçla- rını tasdik etmektedir. Fransa, bu alacağını muhafazaya azmet- miş bulunmakta ve bunu âkılâne bir şekilde kullanmayı kabul et- mektedir. Almanya normal zamanlarda bu borcunu nakden tediye ede- bileceği gibi alacaklıların nefine olarak bazı iktısadi menafi te- mini ve bilfarz şarap, madent maddeler ve turfanda sebze ve meyvalar ithali suretile tesviye edebilir. Nihayet Almanya, Fransa için mütezayit bir emnüselâmet tat- biki ve hakikt bir sulh teminatı vücut bulması suretile bu teah- hüdatından bilir ve Fransa da askeri mükellefiyetlerini tahfif suretile halibazırda mevcut iktı- sadi buhranı iktiham için mut- lak sürette lâzımlı olan Avru- pada itimat ve emniyetin iade- sine yardım etmiş bulunur. Bittabi Fransanın bu vaziyeti ayni zamanda Almanya hak- kında da müsavi - bir hüsnü niyet ve menafii umumiye namına bir anlaşmayı ihtiva etmiş bulu- nacaktır. Maalesef, dünkü mükâleme- lemeler bu hususta hiçbir hayale kapılmamak lâzımgeldiğini isbat etmiştir. M. Fon Papen, bazı kayıt ve şartlar dahilinde bilfarz Fransız teslihatının Almanya seviyesine tenzili ve Fransa bankası ihtiyat akçesi — ile — karşılığı — tesviyo edilecek paranın kıyımetinin ten- zili bir miktar tesviyesini teahhüt - edebileceğini beyan etmiştir. Almanya bütün bu metalibata mukabil, yalnız muslihane niyet- lerini iblâğdan başka bir şey yapmamıyacaktır. M. ldkdonılt. daha Fransız nazırları bu hususta beyanı mü- talea etmeden .k'ı'd bu teklifle- rin gayrikabili bul — olduğunu beyan etmiştir. Radikal Sosyalistler İtimat Beyan etti Paris, 29 — Radikal Sosya- llst parlâmento gurubu, hüküme- tin Lozanda aldığı vaziyeti tetkik etmiştir. — Neticede — Lozandaki eee — EDEBI TEFRİKAMIZ : 54 VİKT Bunu vadet.. Fakat, ne olursa olsun, onu zemmetmemeli idim.. Benim hakkımda ne düşündüğünü bilmiyorum Yohan. — Evet, artık anlamıya baş- - hiyorum... Genç kız titriyerek ve itidalini — kaybederek şairin boynuna sa- rıldı. Başını göğsüne dayadı. — Öyle amma, seni de se- — Viyorum. Hatırına başka bir şey gelmesin, Yalnız onu sevmiyorum.: Hem iş henüz bizim zannettiğimiz “kadar sarpa sarmamıştır. Muharriri: Knut Hamsun Lozanda Alman Teklifi Kabul Edilmedi. Konferansın Vaziyeti Müşülleşti Dünyada İşsizlik Vahim Bir Şekil Aldı Cenevre, 29 — Beynelmilel mesai — bürosunun — istatistikleri Finlandiya ve Lehistan müstes- na olmak üzere dünyanm — her tarafında işsizliğin vahim bir şe- kil almakta olduğunu göstermek- tedir. Finlandiya ve istanda biraz salâh görülmüştür. İstatistiklerin rakamları mem- leketler — arasında — mukayese icrasına — yarıyacak — mahiyet- te değildir, zira muhtelif mem- leketlerde — istatistiklerin — tan- zimine ait usuller arasında fark vardır. Ancak bunları geçen se- neki ayni devirlerde mukayese etmek imkânı mevcuttur. Almanyada 1931 temmuzda 4,211,000 işsiz varken 1932 tem- muzunda bu miktar 5,675,307 ye çıkmıştır. İngilterede yine ayni devre için 2,577,216 işsize — mukabil 2,821,840 işsiz vardır. Fransada 51,000 & mukabil 815,502 :İ!ılyıdı 700,000 e mu- kabil 1,032,745; Çekoslovakyada 94,000 © mu- kabil 482,000. Her sene ilkbaharda işler biraz artar ve işsizler miktarın- da tenakus gürülürdü, bu sene bu mevsimin hiçbir tesiri hisse- dilmemiştir. heyeti murahhasaya beyanı itimat edilmiştir. Mnhıli! iki teze sahip olan iki gruptan M. Heriyonun grup muzaffariyet kazandı. Hover Teklili Ve Fransa Cenevre, 29 — M. Heriyo bu akşam Cenevreye gidecek ve oradaki Fransız Murahhas Heye- tile Hover teklifi hakkında bir içtima — aktedecektir. Amerika teklifinin hangi şerait ve hangi nisbette Fransa için şayanı kabul olduğu tetkik edilecektir. Alman Teklilinin Ret Ve Fransız Gazeteleri Paris 29 — Alman noktai nazarının gayrikabili kabul gö- rülmesi hakkında guzeteler te- reddüt izhar etmektedirler. Maa- mafih Berliner Tagablat gazetesi bir akamete ihtimal vermemek- tedir. Bu gazete — konferansın teahhurile gerginliğin izale edile- ceğine kanidir. Mesele Alman heyetinin M. Grandinin müzaha- retine istinat ederek ufak bir fedakârlıkta — bile bulunmıyarak bu son vaziyeti alıp almıyaca- ğını bilmektir. Alman heyeti, teklifin Fransızlar üzerinde bu kadar bir aksülâmel yapmıyaca- ğgıma kanidi. ORYA Nakleden; H. Ş$. | Geçen sene benimle izcivaç etmek istediğin zaman o ka, ar mesuttum ki Fakat işte şimdi | araya (0) girdi. Bundan ben de ıibiışey anlayamıyorum. Bu yaptığım | © kadar müthiş bir şey mi Yohan? Ötekini belki.. senden biraz fazla seviyorum, ne ya , elimde değil ki... Bilmemki, bu başıma nasıl geldi?. Yarabbi onu gör- düğüm — günden beri, — gözüme ü girmiyor. Her gün onu biraz daha farla — seviyorum. Ne yapıralı- Ayvrupa — Jak, galiba işine nihayet vereceğim. Amerikalı alacaklı, ya bu kadar masraflı bir evde oturma, yahut borcunu ver diyor. Hizmetçi oradayım. Kadınların Almd;yada Ben efendimizi bırakamam. Siz nereye giderseniz ben da Matbuat Fransız Âyanında Hürriyeti Daraldı Paris, 29 — Âyan Meclisi hususi bir içtima aktetmiştir. Meb'usan Meclisi tarafından ka- bul edilen ve kadınlara intihap hakkı veren kanun lâyihası ev- velce Âyan Meclisi tarafından reddedilmişti. Bu mesele tekrar Âyanda — mevzubahs — olmuştur. Süfn&e!lerin nümayişlerine mâni olmak Üzere ihliyat tedbirleri alınmıştır. Âyanda ilk söz alan hatip: “ Kadınların reye iştiraki hukuku umumiyemizi altüst ede- cektir., demiştir. Devamla : Kadınların rey vermekte ol- dukları memleketlerde de buhran ve alkolizme vardır. Orada da çocuklar iyi — yetiştirilmiyorlar. Kadınların intibabata iştirakleri aile kavgalarına sebebiyet vere- cektir. Kadın demagojisi erkek demagojisi ile rekabete girişecek- tir. Kadını tabiatin ve an'anenin ona vermiş olduğu vazifesile baş- İntihap Hakkı başa bırakınız. M. — Laxazesin dünyada 200,000,000 kadının tey vermek- te olduğunu ve yalnız 15,000,000 Fransız kadınının rey vermemekte bulunduğunu hatırlatan mukabe- lesinden sonra müzakere perşem- beye talik olunmuştur. Amerika Bütçesinde Tasarruf Vaşington, 23 — Bütçede 150 - 175 milyon dolar tenzilât yapılmasi hakkında kanun lâyi- hasını Âyan tasvip etmiştir. Bana belki bir akıl verirsin. (O), bana buraya kadar refakat etti. Şimdi de beni götürmek — için aşağıda bekliyor. Belki de üşü- müştür. Beni istihkar etmiyorsun den;til mi Yohan? Hıyıryol:eııi temin ederim, sözlerime inan, ona yalnız gönlümü — verdim.. Niçin cevap vermiyorsun, Yohan! Söyle bana, şimdi ne yapayım, çünki artık dayanamıyorum. Yohan — iskemleye oturmuş, sesini çıkarmadan otlu dinliyordu, nihayet: — Verecek hiçbir. cevabım yok, dedi. — Teşekkür ederim, Yohan. Bana karşı hiddetlenmemekle çok nezaket gösteriyorsun. Fakat se- ni sevmiyorum zannetme. Oh, yım ? Sen benden daha ıun. t Berlin, 29 — Hindenburg, üÜniforma taşınması hakkında bir emirname neşretmiştir. Emirna- meler, Alman hükümetlerinin sa- lâhiyetlerini fevkalâde tahdit et- | mektedir. Hükümet memurlarına evvelce haber vermek - şartile bundan sonra bütün Almanyada açık kava nümayişleri yapılabile- cektir. Yeni emirnameler matbu- at hürriyetini de tahdit etmekte ve siyasi risaleleri sansöre tâbi tutmaktadır, Lindberg Hâdisesinin Sahte Kaçakçısı! Nevyork 29 — Kendisini Lind- bergin çocuğunun hakiki kaçak- çısı gibi göstererek Vaşington Post gazetesinin — muharriresini dolandıran Vitaker Norman is- minde bir sahtekâr tevkif edil- miştir. Muharrire, kendi evine gelen ve evi altüst ederek çocuğun iadesi için pazarlığa giren ve kendisini ölümle tehdit eden şah- sın bu adam olmadığını söyle- Harict Haberler Burada bitmedi lütfen 12 inci sayfada okuyunuz miye geleceğim, ve senin her is- tediğini yapacağım. Yalnız onu senden fazla seviyorum; bu elim- de değil, Bunda benim bir aw- çum yok. Yohan bir tek söz söyleme- den ayağa kalktı, ve sonra şap- kasını giyerek: — Gidelim, dedi, Merdivenleri indiler. Rişmond dışarda bekliyordu. Bu, siyah saçlı, elâ gözlerinden neşe ve gençlik fışkıran bir de- likanlı idi. Soğuk rüzgâr yanak- larını kızartmıştı. Kamilâ teha- lükle ona doğru atılarak: Üşüdünüz mü? Dedi ve sonra alelâcele Yohanın yanına gelerek onun koluna girdi: — Üşüyüp üşümediğini sana Misafirperver Olmıyan rke, *“Kocam cemiyetten, toplantır dan — ve ziyaretten hoşlanmıyor. Onun için gelen misafirlere karşı hürmetkâr vaziyet almıyor, On- ları istiskal ediyor. Onun bu hâli beni rahatsız ediyor. Kocamı ika- za çalışıyorum. “Ben başkaları için rahatımı bozamam.,, diyor, Onu nasıl yola getireyim?,, — Jale Cemiyet halinde n ine sanlar için toplantılar, ziyaretler zarur! ve faydalıdır. İnsan baş- kalarımı gördükçe yeni yeni şey- ler öğrenir, önünde yeni yenl ufuklar açılır. Bu sebeple retler Jâzımdır. Fakat bunu if- rata vardırmamak lâzımdır. Bazı erkekler geceleri evlerinde kendi hallerine — kalp — istirahat — ih- tiyacını duyarlar. Soyunup — dö- künür, kendi âlemlerinde yaşa- mak isterler. Onlara bu imkânı vermemek, bu sahada inatçılık et meleri sebebiyet verebilir. Erkel arada sırada bu şekilde tatmin edilirse — misafirperverlik — etme- mezlik edemez. “6 senedenberi bir hanımla sevişiyorum. Bu yüzden 14 sene- lik karımı boşadım. Şimdi bu sevdiğim hanımla evlensem doğru mudur?,, Azimkür Dünyada ne tuhaf — insanlar var. Bu kadın yüzünden evini bozuyor, şimdi de onunla evle- neyim mi? diyor. Mademki ev- lenmiyecektin, birinci karını ne diye bıraktın, oğlum! Yok evlilik hayatından biktiınsa — bu kadını ne diye aldatıyorsun? Aşkta bu kadar hodkâm olanlar sonunda mutlaka ziyanla kalkarlar. * « Çalıştığım dükkânın tam kar« şısında oturan bir kızı seviyorum. O da bana Iikıxt görünmiyor. Fa- kat şimdiye kadar yalnız gözleri- mizle anlaşıyoruz. Halbuki — öyle şiddetle seviyorum ki, ona aşkımı söyliyemezsem çıldıracağım sanı- yorum. Ne yapayım?,, İzmir - Mustufa Yapacak şey kızla muhabere etmektir, o da cevap verirse o vakit anlaşmanın yolunu açmış olursunuz. Aksi takdirde sevda mütekabil değil demektir. HANIMTEYZE -— TAKVİM —— PERŞEMBE 30 Gün- 30 HAZIRAN - 932 hısır 56 Üzindi | &. 38 )16. 18) İmncak | 6 26 2 11 | sormadığım için beni affet, par- dösünü almamışsın. İster misin onu getireyim? Hayır mı?. Öyle ise ceketini iyice ilikle. Kendi elile Yohanın ceketini düğmeledi, Yohan gencin elini sıktı. Ga- - rip bir hâleti ruhiyesi, derin bir dalgınlığı vardı. Etrafında olup bitenlerle hiçbir alâkası kalma- miş gibiydi. Belirsiz bir tebessümle mırıl- dandı: — Sizi tekrar ;ördllğllme çok memnunum, efendim. Rişmond hürmetle selâm ver- di. Yohbanla görüştüğüne Fevka- lâde sevinmiş görünüyordu. Ken- disinde bir kabahatli, bir mücrim tavrı yi ( Arkası var )