SON POSTA TİMURLENK Mubhbrriri: Op x4 Timur Da Cenmz Gibi Avucunun İçi Kanla Dolu Olarak Doğmuştu Bizim Aileden Bir Erkek k Çocuk Cihangir Olacaktı Maamafih ordu ılcnlıycvdu Pencabın beş suyu (I| birer birer geçilerek Kişmir önlerine gelin mişti. Büyük şehrin muhasırasına başlanmak üzere — bulunyardu. Cihangir, yorucu bir yürüyüş yapmış olan ordusuna, muhasa- ra tertibatı alınmadan evvel bir- kaç günlük mola verdi. Kaleye de ilaat ve teslimiyet bayrağı çe- kilmesi için haber gönderdi. Bu haberi götüren elçilerin geri dönmelerini beklerken ken- diside muhteşem çadırında dert ortağı Molla Umur ile hasbüha- ler yapıyordu. Musahabe mevzuu hep “yarın,, meselesi idi. Çünki yarın, ©o sihrengiz ıalınelerden olmuştu. Çadırda da ayni fikrin tazyikı altında elemli elemli ko- nuşuyorlardı. Timur, daima olduğu gibi bu hasbühallerinde de çok — dürüst ve samimi idi: — Molla diyordu, Çıplak he- rifin gevezeliğini bir tarafa bıra- kalım, Fakat “yarın, hakikaten düşündürücü bir mevzu. Meselâ ben umulmaz hâdiselerin vaki olabileceğine bizzat canlı — bir delilim. Dünkü Keşli Timur ile bugünkü Hakan, biribirine ben- zer mi? O “dün,,den şu içinde bulunduğumuz “gün,, nasıl çiktı? — Mukadderat! — İşte Hintli de mukadde- rata işaret etti. Hâdiseleri şah- sen yaratacağını söylemedi. Ve sonra başinı eğerek uzun uzun düşündü, içini çekti, fik- rini izaha girişti. — Herifin gösterdiği şeyler hayal veya vehmi bir görüş ola- bilir. Şa kadar ki bazı keşiflerin bazı alâmetlerin istikbali tenvir ve hiç olmazsa telmih ettiklerine şüphe yok. Meselâ benim doğdu- ğum gün, istikbalin şöhretli bir adamı olacağıma hükmeden yüz- lerce insan vardı. Ne o, inan- madın mi? — Estağfurullah, — efendimiz, Mmanmamak haddın mi? | Timur, gülümsedi: — Ne söyliyeceğimi bilmeden bana inanıyorsun. Hintlinin apa- | çık gösterdiği sahneye inanm- yorsun ? İ Mollanın bu istihza üzerine korkudan — sarardığını — görünce — giddileşti: : — Akıl ile nakli hayal, ile hakikati telif etmek, muvazeneli bulundurmak lâzımdır. Birine faz- la kıymet verip öbürünü mühmel — bırakmak doğru değildir. Bazan | hayal zannettiğimiz şey de hakikat olabilir. İnsanların elinde o iki zit mefhumu tefrik edecek kat'i bir miyar yok. Demin de | Söylediğim gibi benim doğu- — şumu parlak bir islikbalin baş- - langıcı - olarak kabul — edenler vardı. O gün temelsiz bir hayale Bülünç bir tevehhüme düşmüş Tannolunan bu adamların hiç te (1) Bencap, zaten Acemce beş su demektir. O meşhur kıt'aya bu ismin Vtrllııeıl. beş büyücek su tarafından a edilmesindendir. Sular, avuç indeki çizgiler gibi bazan —muvazi, mütekatı akarlar ve Delhi ile Tehri arasında büyük çölün garbın- dü Sint ile birleşi-lerş yanılmadıklarım şımdı anlıyoruz. Sen, “ Nicedir ol. hikâyet? ,, demek — isliyorsun ama çekini- yorsun, değil mi? Halbuki hikâ- yenin saklanacal. yeri yok. Bilâkis hasbıhalimizle — kuvvetle alâkası var. Kulağını aç ta iyi din!le; ben, biliyorsun ki Barlaslardan m. Tür- kün en kuvvetli ve en asil ırkına mensubum. Babamın adı Targay Beydir. “ Keş ,, te olturuyordu. Nesilden nesile geçe geçe baba- min kulağına miras kalan - bir rivayete — göre bizim — aileden yetişecek — bir erkek çocuğun cihangir olması mukadder idil. Bu kanaat, bu aile imanı bir rüyadan doğuyordu. Sekiz göbek yukarı dedem “ Şahkulu Baha- dır , süaden sekiz yıldız çıklığını gör- müş. Bu yıldızlardan birisi - cılız- mış, az — aşıhyormuş. — Fakat sekizincisi güneş kadar pa'lak- mış, yeri, göğü ışık içinde bırak- mıştır. Şahkulu Bahadır, tabir ettiriyor, kendi neslinden sekizinci göbekte doğacak bir çocuğun dünyaya hâkim olacağını öğreniyor! — Rahmani rüyalar mutlaka tabakkuk eder! — Bir hâdisenin üç yüz sene evvel rüyası mı görülür Molla?.. Bu, bir tesadüftür. Fakat benim hayatıma, ikinci bir tefe'ül veya teveh hüm daha karıştı. Ben, bir eli yumulu olarak doğdum. Bu yumulu el, kanla dolu idi. Anam “ Tekin Hatun ,,, Cengiz Han hazretleri sülâlesindendir. Büyük atasının da tıpkı benim gibi eli kanla dolu ve yumulu olduğu halde doğduğunu biliyordu. Be- nim de ayni şekilde dünyaya geldiğimi görünce sevindi: bu rüyayı Resminizi ,4 * * - Size Tabiatinizi Söyliyelim... nn 72 Yunus Ef.: Ağırdır. masını, riya ve tabasbus yap masını bilmez. Nediren güler, tok — sözlüdür. Kalabalığa ka- rışmaz, kendi- ehemmi- Soku sine yet ve kıymet verilmesini is- ter, — aksiliğe aksilikle mukabele eder. Tasarru- fa riayetkârdır. 75 T.TH.: K&ıi açıktır, — oldu- gu gibi görün- miye temayül eder, — sevdik- leri hakkında samimi ve mü- tevazidir. Her- kesle — çabuk ahbap olmaz, kendisini ren: cide edenlere karşı tok söyler. Fotoğraf Tahlil Kuponunu 15 inci Sayfamızda bulacaksınız. bir gece duşunda göğ- | Bize — Atam “ Temoçin ,, gibi doğdu; dedi; onun gibi büyük adam olur inşallah! — Valde sultan hazretlerinin duaları müstecap olmuştur. — Belki öyledir. Fakat Cen- giz ile benim ayni alâmeti taş- yarak doğuşumuz ve sonra ayni yolda yürüyüp — dünyayı kana boğuşumuz garip değil midir? Demek ki bazı görüşler, bazı sezişler var ki mabiyeti anlaşıla- mamakla beraber istikbali göste- rebiliyor. İşte benim, şu uğur- suz Hintlinin yaplığı işe verdi- ğim kıymet bu yüzdendir. Evet. Kendi hayatımda bulduğum mi- saller beni © herife inandırıyor, içime kurt düşürüyor. — Efendimiz, muhakemele- rinizde ve hükümlerinizde hak- hsınız. Şu kadar var ki büyük ve mübarek cedginizin gördüğü rüya ile Hintlinin — sibirbazlığı arasında külli fark var. Size gösterilen rüya değildir. Zira uyanıktınız. — Rüyadır, molla, — tüya, Herif beni uyuttu, © sahneleri gösterdi. Nitekim sen de kısa bir uyku içinde başka bir rüya gördün, © günden beri de za- yıflamıya başladın. Şimdi ikisi de susmuşlardı, düşünüyorlardı. Timurun gözleri gençliğine, hatta — çocukluğuna doğru geriliyordu. Bugün hari- talarda — “Yeşil —Şehir, diye gösterilen küçük Keş kasaba- sında geçirdiği macera — dolu günler birer birer hayalinde ganlanıyordu. — Avlar, — güreşler, yarışlar ve aşklar?.. Asil olmaktan başka hbiçbir kuvveti olmıyan o yarı bakar aile içinden, ©o mace- ralı yaşayıştan bugünkü mevkie nasıl geçmiş ve nasıl atlmıştı? (Arkası var) Gönderiniz, 74 Karsta Ahmet Be Ağır baş: hove — hatirgi- nastir. — Usül ";7!'1 ve İmerasime, —— intizam kuyu- datına — riayet eder. Büyük- * lüğü — sever, izzeti nefis mesailinde ka- din — bahsindı hassas ve kıs. kanç olur. Münakaşadan ve mu- cadeleden çekinmez, bir işte baş olarak bulunmak ister. H 76 Pertev El: Zekidir. hüsnü istimal etmez, pek derli toplu de- değildir. Sıkın- tıya, üzüntüye gelemez, dile- diği gibi ser- best — kalmak ister. — Çabuk müşteki — bir yaziyet — alır, menfaatlerinden kolaylıkla ferağgut edemez. Eşyasını | yare merakı ar- u Sayfa 13 Hava Kayığı Meraklıları Motörsüz Tayyare Heves- kârları Gıttıkçe Çogalıyor Motörsüz tay- tık bütün me- deni — şehirlerde aldı yürüdü. Bil- hassa Almanya- da bu merak ve heves daha zi yade taammüm etmiştir. Almak şehirlerinin he- men — hepsinin geniş meydanla- rında — hergün birkaç — tecrübe * uçuşu yapılıyor. Hayatımı — tebli- keye atmaktan çekinmiyen me- raklılar, motör- süz — tayyarelere binerek yüksek yerlerden uçuş yapıyorlar. Tayyarenin konacağı meyda- na biriken binlerce halk, bu heyecanlı manzarayı korku için- de seyrediyor. Son zamanlarda ku merak Fransada da kendini göstermiştir. Orada da sık sık motörsüz tayyare uçuşları yapılı- yor. Şimdiki halde tecrübe mu- hiyetini geçmiyen bu uçuşlar ne- ticesinde motörsüz — tayyarenin hentiz pratik bir hale gelmediği tebeyyün etmiştir. Bugün için bu yeni icat ha- va âleti meraklı insanlara heye- canlı dakikalar yaşatmaktan ileri geçememiştir. Fakat beşer kudre tinin daha pek çok şeyler yap- mıya müktedir. olduğunu nürsek yakın ve uzak bir atide motörsüz — tayyarenin de ameli hayatta bir mevki alabileceğini ileriye sürebiliriz. Bu resimde gördüğünüz tay- yare yüzbaşı Yanse isminde bi- risine aittir. İçinde bizzat sahibi vardır. Yüzbaşı Yanse yüksek bir dağ tepesinden kendisini motörsüz hava kayığile fezaya bırakmış, bir hayli dolaştıktan sonra sığ ve salim yere inmiştir. -. Beledıyenın Paraları Baş- kasının Cebine Mi Akmış? Ortada 60 Bin Lira Lâfı Dolaşıyor, Bakalım Netice Nasıl Çıkacak ? ( Baş tarafı | inci ııylıdı ) selesi vardır. Bu ihbarın mahi- yeti de şu şekildedir. Vaktile kestanenin okkasından bir kuruş oktruva Tresmi alı- myordu. Bu hesapla beher çuval kestaneden birlira oktruva alını- yordu. Fakat günün birinde ok- truva resmi okkada on paraya indirildi. — İşte bu tarihe ka- dar bir kuruştan tahsil edilen oktruva resmi, belediyeye ye- ni tarife mucibince on para Üze- rinden ödenmiş ve geriye kalan mühim miktar para başkalarının zimmetinde kalmıştır. Dediğimiz gibi bu iddialar şimdiki halde iddia şeklindedir. Fakat müfettişlerin tahkikatı me- selenin hakik! cephesini meyda- ıkaracaktır. diki — halde — müfettişler meyva mevsiminin başlangıcından itibaren meyva hali okturva res- mi ve meyvanın kilo itibarile miktarını ve bir de gümrük de'- tezlerindeki miktarı tesbit etmiş- lerdir. Eğer gümrük defterlerindeki deki miktar ile okturva defterin- miktar arasında bir fark görü- lürse muameleci hakkında taki- bat yapılacak ve belediyenin pa- rası gerl alınacaktır. Müfettişler ayrica muamelecinin kabzımallar- | dan fazla mal alıp almadığını da tetkik etmişlerdir. Bu cihet sabit glurıı komis- yoncular hakkındaki talimatna« meye göre &yrıca cezai takibat , yapılacaktır. Fakat şunu söyliyelim ki, netice nasıl çıkarsa çıksın, mey- va halinin daha ciddi bir idare şekline muhtaç olduğu anlaşıl- maktadır. Mütekait Malüllere B. O. Askerlik Ş. R. Mıntakamız dahilinde malülen mütekait olup on senelik maaş- larını defaten —alan — bilamum ümera, zabitan ve mensubini askeriye ile efradın 932 senesi tütün ikramiyesine dahil edilmek- likleri için behemehal şubemize 20 temmuz 932 tarihine kadar müracaatları. Aksi takdirde iddi- aları kabul — olunmiyacağı — ilân olunur. Yeni Neşriyat Kadro Çıktı Bu fikir mecmuasının Gıntı sayısı da çıktı. Her sayısında yeni bir tekâmül gösteren bu mec- muayı bütün gençlere ve bütün münevverlere tavsiye ederiz. Holtvut — Memleketimizin yegâ- ne sinema meemuası olan Holivutun 2 inci sene 18 jinei sayısı senei dev- riyeti münasebetile — fevkalâde — bir » nusha olarak ön 8ön Artist resimlerini ve Avrupa Sinema havadislerini havi renkli olarak intişar etmiştir. Halk Bilgisi Klavzu — Kitabı yazanlar kooporatif neştiyatının birin- €i sayısıdır. - Henüz — neşredilmiştir. Halkçılığa ait Birçok malümatı havidir.