-Herkes — Hokkabaz — Oldu.. Hokkabazlar, başbaşa vermiş, derlleşivorlardı. İçlerinden biri: — Hey gidi hey, diye söze başladı, bir zamanlar işten başı- | mızı kaşıyacak vakit bulamazdık. | Neydi o, zerdeli pilâvlı, çalgılı, çengili düğünler? Şimdi bekle ki senede bir cemiyet olsun da, sana hokkabazl k ettirsinler ! Öteki başını salladı. — Hiç sorma... Dört ay var, evden kapı dışarı çıkmadım. Bu hokkabazlığa ne oldu böyle?.. İhtiyar bir hokkabaz, acı acı e güldü: ğ — Ay oğlum.. Şimdi herkes — hokkabaz oldu. Seni beni ne yapsınlar?. Çifte Kavrulmuş Ölüleri yakmak için bir cemi- yet teşkil edildiğini gazetede okumuş, telâşla yamma geldi: Şimdi, bizi de ölünce yaka- caklar mı? — Eh.. Kim bilir, belki de yakarlar.. Sinirli sinirli söylendi: — Nasil olur canım, Dünyada — yan, öbür dünyada yan!.. B Güldüm: — Fena mı? Biz de çifte kavrulmuş oluruz... Göstermek Te Lâzım Gözleri bozulduğundan şikâyet — ediyordu. Doktora gitmiş, gözlük — almış. İkidebir : dedim, — Nasıl? bana yaraştı mı? — diye soruyordu. F — Camm.. dedik, sen göz- lüğü şıklık için almadın ya.. İster — yakışsın ister yakışmasın... R — Doğru.. — dedi, — gözlüğü görmek için aldım amma, sade — görmek değil, ara sıra da göster- mek İâzım.,. Bir Giden Bir Daha Gitmiyecek : Şehrin başlıca geçit yerlerine — konulan “Filânca sergiye gider!,, - işaretli levhaları hepiniz gör- — Müşsünüzdür. k: Geçenlerde bu sergide yaptığı — bir alış verişten hernedense — pek memnun olmiyan biri, “bu İlevhaya baktı baktı da dedi ki: — — Anladık, sergiye gider.. — Gider amma, korkarim bir giden — benim gibi bir daha gitmiyecek! “Durup Durürken Bir Facia — Edirne, ( Hususi ) — Birkaç — gün evvel eşraftan Ahmet Beyin — giftliğinde bir kaza oldu. Ahmet — Beyin oğlu Mustafa, Karacaköy- ĞıH çiftlikte Mehmet Beyin oğlu Muammer ile bir . çifte tüfeğini kanıştırırken Mustafa yanlışlıkla — tetiğe dokunmuş ve arkadaşını — yaralamıştır. Selânik Takımı İzmirde İzmir, 22 (A. A.) — İki maç /— yapmak üzere davet edilen Selkâ- mik muhteliti bugün Eğe vapurile — gşehrimize gelmiş ve sporcular — tarafından karşılanmıştır. Bir Kaçakçı apiste İzmir, 22 (A. A.) — Şehri- “Mmiz ihtisas mahkemesi Sökenin Yenice mahallesinden Hacı oğlu Giritli Nuriyi sigara kâğıdı ka- — çakçılığından dolayı dokuz. ay hapse ve Si bin lira yirmi kuruş i' zezasına mahküm etmiştir. l imhasına çalışılmaktadır. | rada günün en | Halk SUN FUSLA MEMLEKET HABERLERİ Diyarbekirde Sıcaklar Dairelerden Saat İkide Memurlar Ve Halk Bağlara Kaçıyor Diyarbekir , (Hususl) — Bu- mübim hâdisesi sıcaktır. — Sıcak- lar artık iyiden iyiye şiddetlendi. şehirden kaçmakta — ve bağlara — iltica etmektedir. Di- yarbekirin tarihi surları haricinde bulunan bu köşk- ler hava ve suyu itibarile cidden yaşanacak yerlerdir. Gündüzleri şehre inmek mecburiyetinde olan- lar işlerini bitirdikten sonra oto- mobil at ve araba ile köylerine avdet etmektedirler. Bu seneki mebzul yağmurlar dolayısile Diyarbekirin her tarafı zümrüt gibi yemyeşildir. Sıcaklar dolayısile dairelerden saat on dörtte çıkan halk kendini park- lara zor atmaktadır. Belediye ve Dağkapı haricindeki parklar do- lup boşanmaktadır. erkekli, halk, akşamları yedi buçuğa kadar parklarda eğlen- mektedirler. Burada gece toplan- tıları, aile gezmeleri de eksik İneboluda |Muğlada 40 Dirhem Sıkle- tinde Dolu Yağdı İnebolu ( Husust ) — İs- tanbulda — bir hafta — devam “eden yağmurlardan o zaman bu havali istifade edememişti. Fakat 3 gündür öğleden sonra çok fe- yizli ve bereketli yağmurlar ya- giyor. Tarla ve bahçe sahipleri- nin keyiflerine nihayet yoktur. Bugün öğle üzeri hava birden- bire kararmış ve bir şimşek ça- | kışından sonra Evrenye köylerine yıldırım düşmüştür. Bu yıldırımın patlaması İneboluyu kökönden sarsmıştır. Bir dakika sonra iri taneli müthiş bir dolu düşmiye başlamıştır. Maliye tahsil memuru İzzet Beyin başına isabet eden doluyu alıp Bakkal Hüseyin Ef. nin dük- kânmda tarttırdım, 40 - dirhem geldi. Dolu meyva ağaçlarına oldukça — zarar vermiş, birçok camlar kirilmiş ve damlara dü- şen dolular kiremitleri parçala- mıştır. Bu arada birçok güvercin telef olmuştur. Yarım saat sonra çarşının içerisi güvercin cesetle- rile dolmuştur. Vi Adanada İtalyan Çekirgelerile Mücadeleye Başlanıldı Adana, (Hususi) — Karaisalı ve Tarsus kazalarının bazı köyle- rinde İtalyan cinsinden çekirge zuhur etmiş, fakat hasarat yap- masına meydan kalmadan hükü- metçe lâzımgelen mücadele terti- batı alınmıştır. Mücadeleye halk ta yardım etmekte ve tohum bırakmadan Kadınlı | “ipek mahsulü idrak edilmiş, bazı ı olmuyor. Şehrimizin sinema binası eski ve büyük bir kiliseden ibarettir. Yazın sıcaklar dolayısile bu bina dahilinde sinemaya gitmek im- kânsız gibidir. Sıcaklar dolayısile sinema pek yakında İzzettin par- kındaki eski yerine nakledile- cektir. Ayrıca bir tiyatro bina- mız yoktur. Darülbedayi ve sair heyetler geldiği zaman binasında biraz ıslahat yapılır, bir sahne ilâve edilir ve temsiller burada verilir. Belediye Reisimiz Hekimbaşı zade Muhiddin Bey herhalde halkın bu - ihtiyacını da tatmin edecekltir. Ziraat Faaliyeti Muğla, 21 (A.A.) — Vilâyetin sahil mıntakalarında harman işle- rine faaliyetle devam e:ilmekte- dir. Rekolte geçen seneye nis- betle çok Fazladır. Yüksek mım takalarda kışlık mahsulât henüz idrak edilmemiştir. * Sahil mıntakalarında yeni mıntakalarda da ham ipek istih- saline başlanmıştır. Muğlada ev- lerde iptidal vesait ve usullerle fakat iyi cins ipek istihsal edil- mektedir. X4 Vilâyetimize — tâbi yenin Karaçulha köyünde ve Köyceğizin Topallar ve Yangi köylerinde fazla kurak arazide ve Boyobaşı| köyünde çekirge zuhur etimiş ve mücadeleye baş- lanmıştır. Yedi Boynuzlu Bir Kuzu Bursa (Hususi) — Burada bir zatın büyük bir itina ile beslediği yedi boynuzlu bir kuzusu vardır. Boynurların dört tanesi |sağ, üçü de sol tarafındadır. Bu garip kuzuya birçok müşteriler talip çıkmıştır. Fakat sahibi satmak niyetlisi değildir. Somada Köpekler Soma, ( Hususi) — Bir müd- dettenberi burada serseri sokak köpekleri çoğalmıştır. Belediye vaziyetteki tehlikeyi nazarı dik- kate alarak köpekleri illâf ettir- miye başlamıştır. di vörç* Fethi- Diyarbekirde Hükümet konağı ve civarı sinema | Çıkan Halk Evinde 290 — haziranda bir ipek ve ko- ta sergisi açıla- caktır. Sergi üç dört gün devam edecektir. Koza- lar ve ipekler tahsis edilen yerlerde — teşhir edilecektir. İpek mensucat ta bu meyanda sergi- ye — konacaktır. Sergide derece kazananlara nakdi mükâfat ve bediyeler verilecektir. Lice kazasile Akviran köyü arasında Mehmetyan — köyünün zenginlerinden — Hasanın — oğlu- nu öldürmekle maznun Ömer ve Sabri jandarmalarımız tara- fından — yakalanıp adliyeye ve- rilmişlerdir. Bunlar gece yarısı zavallının odasına girmişler ve uyürken — beynine Rus - tüfeği sıkarak — öldürmüşlerdir. Vak'a nihayetinde — firar etmişlerse de jandarmalarımız — tarafından ya- alanmışlardır. İşte Diyarbekirde olan biten şeyler bundan ibaret, yalnız 8- caktan yakamızı kurtaramıyoruz. Ah bu sıcaklar.. Sabri Afyonda Bir Senede 245 Nikâh Kıyıldı Afyon ( Hususi ) — Şehri- mizde bir sene zarfında vukubu- lan evlenme hâdiselerine dair bir istatistik hazırlanmıştır. Bu ista- tistikten anlaşıldığına göre geçen sene haziranından bu sene ha- ziran bidayetine kadar şehrimiz- de Belediye Nikâb Memurluğuna 300 çift müracaat etmiş, bunlar- dan 245 çiftin nikâhı kıyılmıştır. Şehrimizin nüfusu 102 bin oldu- ğuna göre bir sene zarfında bu miktar evlenme hâdisesi çok de- gildir. Bu nüfusun 52 bini ka- dındır. İzmir Dikiş Yurtları İzmir, 21 (A. A.) — Şehrimiz- de Karşıyaka ve Burnovada bu- lunan - biçki ve dikiş yurtların- da bir müddettenberi devam et- mekte olan imtihanlar - neticelen- miştir. İmtihanlarda kazanan ta- lebeye diplomaları — tevzi edil- miştir. “ İzmirde Fakirler İçin Bir Mahalle Tesis Ediliyor * İzmir (Hususi ) — Şehrimizde bir fukara mahallesi! tesisine ka- rar verilmiştir. Bu mahalle Ça- yırbahçede kurulacaktır. Şimdiden faaliyete geçilmiştir. Mahallede kış mevsimi gelip çatmadan in- şaata başlanacaktır. Belediye burada bir amele apartımanı yaptırmayı — tasavvur etmektedir. Haziran <3 — Edebiyat Kakiki San'ati Geçindirenler NWurullah Ata Paris'te Comedie - Françals'de Hamlet oynanıyormuş. İngilizlerin hiç şüphesiz, belki de bütün me- deni âlemin en büyük şairi olan Shakespeare'in dramlarında bi- hassa Hamlet'inde her aktörü cezbeden bir. hal vardır. Ne ka- dar şöhret bulursa bulsun bir haile sana'atkârı, — Danimarkalı şehzadeyi temsil etmedikçe, mes- leğinin asıl imtihanımı vermiş sa- yılamaz. Bu imtihan fevkalâde müş- küldür, çünkü ©o dramın manası hâlâ anlaşılamamıştır; her devir onu başka türlü tefsir ediyor. Bunun için her aktör, Hamleti oynamıya kalkınca, hem an'aneyi, yani onu kendinden evvel oyn- yanların ne yaptıklarımı bilecek, hem de onlardan başka olmıya çalışaktır. Her aktörde yaratıcı tenkit kabiliyetinin de bulunması lâzım geldiğini Hamlet rolü, itiraz götürmez bir surette İsbat eder. Fransız gazelelerinin tiyatro tenkitlerini - nadiren okuyo- rum; onün :ç bU yeni temsilin eyi olup olmadığını, Hamlet me- selesine yeni bir şey ilâve edip etmediğini — bilmiyorum. — Yalnız İngilizce haftalık * Observer , gazetesinde küçük bir fıkra oku- dum; muharrir dramın böyle fena bir surette oynandığını söyledik- ten sonra diyor ki: “Hamlet piyesi kendini Comedie - Française seyircilerine — dinletiyorsa —bunu temsili tarzına değil, sırf kendi bedil kıymetlerine medyundur.,, Hamletin bedil kiymetlerini inkâr edecek değilim; fakat onlar için dinlendiğini, onlar için alkışlandığını da insan derhal kabul edemiyor. Herhangi bir tiyatronnuu, ne kadar büyük olursa herhangi bir aktörün artık kimseye Shakes- peare'i tanıtmasına imkân yoktur Hamlet'in — bedi — kıymetlerini takdir edebilecek kimseler onu zaten bilirler; edebiyatla uğ- raşıp ta Selâmi İzzet gibi onu sevmiyenler de bilirler ve bun- lar tiyatroya Hamlet dramının ne olduğunu değil, nasıl oynandığını görmeğe giderler. “Observer,, in dediği gibi fena oynanıyorsa dinlemez, alkışlamazlar. Mademki — dinleniyor, — alkış- lanıyor, o halde iyi oynanmıştır demek istemiyorum; " Obsever ,, muharririnin lerinin haklı olması ihtimali de çok kuvvetli- dir. Fakat Cnıııbîiı- Française salonunu dolduran seyircilerin ço- gu, bilhassa edebiyatla bizzat meşgul — olmayanlar - dünyanın her tarafında olduğu gibi - bir ta- kım peşin hükümlerle malüldür. Shakespeare'i pek okumamışlar- :ılıı; fı::n son ıııı:.ıiludııı";'ıdı e &l gözükmeğe iyan edebi malümat kitaplarını oku- yarak onun büyük, alkışlanması İâzımgelen — şairlerden — olduğu öğrenmişlerdir. Hem de dünyanın en meşhur tiyatrolarından birinde oynanıyor... Gider, dinler, esneme- mek için dişlerini sıkar, alkış- lar. Anlamaz, anlar İ gözü- kür, anladığına kendini de ikna eder. Türkiye'de de böyle yüz- lerce insana rasgelmişsinizdir: Bir piyesin Com&die - Française'de oynanması onlar için, fevkalâde güzel olduğuna kâfi bir delildir. Böyle olanlara san'at minnet- tardır. Büyük şairleri yalnız anlı- yanlar okusa, alkışlasa Hamlet asırdan asıra ancak bir iki defa oynanırdı.