Kanunu Esasi llan Edılıyordu.. Toplar Atılırken Esasiyi Müuharriri »4 Her Hakkı Mahfuzdur İf Babiâli binasile civarı bay- raklarla — donatılmış, - meydanın ortasındaki kürsüye büyük bir Osmanlı sancağı sarılmıştı. Niza- miye taburları, muhtelif cephe- lerde saf bağlamış; askeri ban- dolar, münavebe ile milli havalar çalıyordu. Mansup ve mazul bütün vükelâ, ulema ve askeri ümera, devlet ricali, bütün milletlerin rüesası, büyük üniformrlarını giymiş, bü- tün nişanlarını takmışlardı. Bun- ların arasında — Mithat Paşa, şen ve beşuş bir çebhre ile dolaşıyor, bu kadar zamandır çalıştığı bir işin nihayet bugün muvaffakıyetle hitam bulmasın- dan mütevellit bir sürur ve gurur ile, gözleri parlıyordu. Sirkeci tarafından gelen bir mızıka sadası, ve sonra Babiâli yokuşunu dörtnala çıkan bir ya- verin atından allıyarak: — Açılın... Diye haykırması, halkı biribi- rine kaynaştırdı. Halk, gelenleri görebilmek için ayaklarının uçla- rına basarak biribirinin omuzla- rına tırmanırken, sırmalara ve elmaslara müstağrak olan rical ve vükelâ da tertibat almıştı. Mithat Paşa, ağır ve vakur adım- larla, Babıâlinin alt — kapısına doğru yürüyerek gelen heyeti karşıladı. Gelenlerin en başında, ma- beyni bümayun başkâtibi atufetlâ Sait Beyefendi Hz. vardı. Tarafı eşrefi hazreti padişahiden getir- diği Kanunu Esasiyi büyük ve dindarane bir hürmetle ellerinin üstünde tutuyor ve bu kıymettar kamulci tarihiyeyi taşımak — şere- fini ihraz ettiğinden dolayı çok memnun ve müftehir görünü- yordu. . O anba bütün bandolarin şi- tirakile marş çalmıya başladı, balkın çılgıncasına alkışları da eoşkun bir deniz dalgası gibi se- malara taştı. Mithat Paşa, heye- candan heyecana düşerek al atlas torba içindeki Kanunu Sait Beyin desti ihtiramından aldı. Öpüp ba- şına koyduktan sonra, yanında hazır duran Amedii Divamı Hü- mayun Mahmut Celâlettin beye tevdi etti, Celâlettin bey kürsüye çıktı. Babiâli şivci kıraatine uygun bir eda ve mefharetten ihtizaz eden bir sada ile Kanunu Esasiyi oku- mıya başlar başlamaz, donanmayi bümayundan vesair mevakii as- keriyeden yüz birer pare top endahtile icrayi resmi şadımani kılındı. Bu esnada, Beşiktaş sarayının denize nazır bir odasında, pen- <cerenin önündeki sedirde oturan Abdülhamit derin de- tin içini çektikten — sonra başını çevirdi. Ayakta — duran meahevinci Osman Beye hıtaber: | l tasvir etmektedir. andan itibaren, ecda- Celületin Bey Kürsüde Kanunu ** Okuyordu ı Babiâli Şıvesıle dımııı kudrvt ve heybetini kay— bediyorum. Fakat buna mukabil de omuzlarımdaki yükü hafifleti- yorum, Dedi, Ve yine bu esnada tersanei Smirede —Aynalıkavak kasrında içtima eden konferans azaları, top seslerini işitir işilmez sordu- ları — Acaba ne oluyor?... Osmanlı — murahhası — sıfatile konferansta bulunan Vezir Saffet Paşa, ayağa kalktı, cevap verdi: Efendiler, şu işittiğiniz top sesleri, bütün memaliki Os- maniye için Kanunu Esasinin ilân olunduğunu haber veriyor. Bu dakikadan itibaren, Osmanlı devleti de hükümatı meşruta sırasına girmiştir. Saffet Paşanın çok manidardı. Konferans aza- ları, Osmanlı hudutları - içinde yaşıyan ( İslâv Hrisliyan ) lara, sakin oldukları muhitte birtakım hukuk ve imtiyaz verilmesi için bu sözleri, toplanmışlar.. Fakat, çok ga- riptir. ki, hepsi de — Avrupa siyaset âleminin mühim birer rüknü olan bu diplomatlar ; Rum- ları, Ermenileri ve bahusus Mu- sevileri hiç nazarı ehemmiyete almamışlardı. Saffet Paşa şu kısa beyanatile, hükümeti Osmaniye- nin bugünden itibaren bilâistisna bütün tebaasına hürriyet ve mü- savat verdiği cihetle, yalnız bir kıisım - hristiyanları değil, tabea- Cehennemin Manzarası Cehennem bütün dinlerde in- | sanları dehşete veren bir mef- bhumdur. Buü sebeple eski zaman- lardanberi birçok ressamlar Ce- hennemi tasvir eden — muhtelif resimler yapmışlardır. Fakat son zamanlarda meşhur Fransız res- samlarındatı biri tarafından yapı- lan bir resim, teşhir - edildiği sergide büyük bir muvatfakıyet kazanmış ve çok - beğenilmiştir. Bu ressam şurada gördüğünüz resimle ateş mahkümu bir insa- nn günah papazları tarafından Cehennem — kazanına — atıldığını sından olan bülün gayrimlslim- leri de yüksek bir hissi insan! ile düşündüğünü ihsas etmek is- temiş ve büyük diplomatlara gü- zel bir ders vermişti, Saffet Paşanın bu sözleri üze- rine —murahhas efendilerin ne düşündüğünü merak etmiye hacet yok. — Binaenaleyh, — sadedimize gelelim... Kanunu — Esasiyi ilân eden toplar atılır atılmaz, İstanbulda büyük bir donanma başladı. Bütün evler ve sahiller, bayrak- lar ve kandillerle donandı. Her taraftan muzıka ve çalgı sesleri geliyor; muhtelif nümayiş kafile- leri, şehrin cadde ve sokaklarını geziyordu. Hürriyeti efkâr taraf- tarı gençlerden teşekkül eden cemiyetler, güruh güruh halkı toplıyarak sarayı hümayun önüne götürüyor, tezahürat gösteriyor.. Beyoğlu ve Galata gibi mecmar ecanip olan mahallerle Mithat Paşanın konağına gelip: — Yaşasın Sultan Abdülha- | mit... Yaşasın Mithat Paşa... (Avazesile, mesamii — enamı dolduruyor)lardı. Mithat Paşa, konağının önüne gelen bütün nümayiş kafilelerini, memnun ve müftehir bir vaziyet- le karşılıyor, söylenen nutuklara hararetli mukabelelerde bulunuyor, karşısındakilere kaca bir milletin hâmisi olduğu his ve kanaatini veriyordu. Halbuki saray, bunları daki- kası dakikasına haber alıyor, nü- mayişçiler tarafından zatı şahane- Din ismile Mithat paşanın isminin yanyana söylenmesindeki hikmet ve manayı anlıyor.. Fakat, şimdi- lik bunlara karşı hafif bir te- bessümle mukabela ederek, icap edenlerle hesap görmeyi, vakti merhununa bırakıyordu. ( Saray ), tahmininde aldanma- mıştı. Hiç ümit etmediği bir zaman- da “ Sadaret ,,e geçen ve “ Kanu- nu Esasi ,, yi de ilân ettiren Sad- razam Mithat Paşa, birdenbire vaziyetini tebdil etmiş, millet nez- dinde mevkiüni çok kudretli ve emin görerek hem saray ricaline hem de Abdülhamide karşı tafra- füruşluk etmiye başlamıştı. DArkası var| TİMURLENK İ Tarihin kaydettiği adamların en M bürükerindendir. TİMURLENK İskender, Atilâ, Na- R poleon ve Cengizden daha müthiştir i İ E Pek Yakında N g Son Posta K Sütunlarında | atmışlardır. | fikir evvelâ Al- | iştirak Güzellik Müsabakaların- da Çok Garip Bir İcat Genç Bir Alman Güzeli Köpeği Sayesinde Birinciliği Kazandı Beynelmilel güzellik müsaba- rtık tavsadı. e bü- ç gul eden buü müsabakalara şimdi hemen de hiçbir millet gü- zelleri iştirak et- miyorlar. Fakat bı yüz- den para kaza- nan müesseseler düşünmüşler (- şınmışlar, orla; yeni bir fiki Bu manyada tatbile edilmiş ve mu- vaffakıyetli neti- ce vermiştir. Bu garip fikir nedir bilir. misi- niz? müsabakaya edecek kızın bir de güzel köpeği bulu- nacak ve hakem heyeti her ikisi hakkında birden karar verecektir. Yani yalnız kızın güzelliğine bak- makla kalmıyacak, köpekle bir arada vücude getirecekleri güzel manzaraya ehemmiyet verilecektir. Avrupada — köpek — sergileri ve güzel köpek — müsabakaları yapıldığı için, bu garip gü-ı:llilı Alman kızı ve köpeği müsabakası, iki müsabakayı birs leştiriyor demektir. Bu sebeple bu tecrübe mu- vaffak olmuş, ve birçok müracar atlar vaki olmuştur. Hâkem he- yeti güzeli seçmekte müşkülât çekmiş, fakat mihayet, burada resmini gördüğünüz kızla köpeğinl müttefikan tercih etmiştir. Kızın adı Cillydir. Mhnbıkıyı yüzlerce kız ve köpek girmi Gorgulof Yaşamak İstiyor Katil, KanununHer Müsa- adesinden İstifade Ediyor! Paris 20 (Hu- susi) — Sabık Fransız Reiscüm- huru M.(Dumer)i öldüren Gorgu- lofu — isticvaba memur istintak hâkimi katilin ci- nayet mahkeme- sine tevdine ka- rar vermişti. Bu itibarla — muha- kemenin 11 tem- muzda yapılaca- ğı zannediliyor« du. Halbuk - ka- til kanunt hak- kını kullanarak istintak hâkimi- nin kararma iti- raz etti, şimdi evrakı istinaf | mahkemesinde tetkik edilecek, tekrar istintak bâkimine döne- cektir. Katilin istinaf mahkemesi ka- rarına da itiraz etmiye hakkı vardır. Vakıâ evrak eninde s0- nunda yine cinayet mahkemesine gelecektir. Fakat usulü muhake- me icabı netice bir müddet ge- cikecektir. Bu itibarla muhake- menin 11 temmuzda görülmesi mümkün değildir. Kanun aynen tatbik edileceği için kararın ve- rilmesi ağustosa belki de mahke- melerin tatili dolayısile teşriniev- vele kalacaktır. Katilin zaman — kazanmak Mütevetlta Reisicümhur Dumerin katlli Gorgulofa ait iki intiba arzusunda olduğu anlaşılmaktadır. Halbuki tutulduğu vakit ka* nuni haklarını kullanmıyacağını muhakemenin bir an evvel gö rülmesini ve nihayet bir dakik$ evvel ölmek arzusunda olduğun! söylemişti. Görülüyor ki Gorgü” lof fikrini değiştirmiştir, yaşamak arzusundadır. Suikast Mı? Londra, 20 — Mıme sabik Âli Komiseri Lord Loidin rabip” lerle görüştüğü yerde bir bombi bulunmuştur. Bunun bir suikast veya bir lâtife olup olmadığ? tahkik edilmektedir.