Siyaset Âlemi Süfrajetlerin ücadelesi Paris, 20 — Meb'usan Meclisi Beçen içtima devresinde kadım- rey hakkı verilmesini kabul tltiği halde Âyan Meclisinin bu kı reddetmesi üzerine Fransız Süfrajetleri Âyan Meclisinin aley- inde bulunmaktadırlar. O za- Mandanberi âyan — meclisninde lürip ve tuhaf Süfrajet nümayişleri Yapılmaktadır. Süfrajetlerden İsi, mümayiş esnasında âyan Meclisinden dışarı atılmamasını femin için, halka mahsus loca- 'dan birisine girmiş ve kendi disini zincirlerle sıraya bağ- ,Llluşh.' Süfrajetler kongresinde tcis Madam Mariya Verone, #yan meclisindeki bu kabil nü- | Mayişlerin yarından itibaren tek- i Tar başlıyacağını bildirmiştir. İ | e$ İntihabatı İ l — Berlin 20 — Hes Diyet Mec- |i intahabatı nisbeten sükün | 'sinde geçmiştir. Yalnız komünist- | Nazisler arasında bir müsa- | deme olmuş, birçok kişi yaralan- Biştır. İntihaba iştirak edenler |Yüzde sekseni mütecavizd Mayens intahap — dairesinde Tüntahiplerin yüzde 9ti intahaba İtirak etmiştir. Sosyalistler 931 t intahabında aldıkları 3017 Teye mukabil 300, Nazisler 5400 Teye mukabil 6100, komünistler reye mukabil 1900 rey al- dlşlardır. dükreşte Mühim Tevkifat Bükreş 20 — Zabıta uzun tah- ikattan sonra vâsi bir komünist ganda şebekesine vazıyet imiştir. Tevkif edilen 25 maz- “Uünun ifadesine nazaran son za- ınlarda teşkilât 3 milyon ley | | hürfetmiştir. Merkezi Bükreşte Uan teşkilât bir Almanın idaresi tnda çalışmaktadır. B >. dilide Ğ . mele Grevi . Santiyago dö Şili, 20 — Grev Pan amelelerle komünistlerin rgaşalıklarını -bastırmak — için (R000 ) asker tahşit edilmiştir. H idare ilân olunmuştur. Bü- demiryolu münakalâtı askeri t tarafından temin edilmek- Ç'ür. Amele işe başlamamakla aber grev hitam bulmuş K ldir. | EDEBI TEFRİKAMIZ : 45 Genç kız yörümiye başlıyarak: | — Gözünüz el'an kırmızı, dedi. b — Fakat Yohan olduğu yerde . Genç kız geriye baktı. kat'i adımlarla ona doğru Aşarak, yaşlı gözler ve sert y .!'IC: K— Oto, öldü, dedi... Nedon (K söz söylemiyor, bu ka- İstihfafla bakıyorsunuz... Fa- Unu iyi bilin ki onun kalbi inden yüz bin kere daha , Atkti Anlıyor musunuz? onun — öldüğünü biliyor musunuz? ——T Cenevre 20 — Dünkü siyast mülâkatlar, Terki Teslihat kon- feransını iyi — şekilde bitirmiye karşı olan temayül ve arzuyu göstermektedir. Bu hedefin tahak- kuku için Mak Donalt ve Her- yonun bir “Fransız-İngiliz-Ame- rikan, mukaddem itilâfımı elde etmeleri lüzumlu görülmektedir. düşünülen kısmi hal suretlerinin bazıları askeri masarifatın azal- tılmasını istihdaf edecektir. Belçika Kıralının mühim mektubu Brüksel, 20 — Belçika Kı- ralı, Lozanda bulunan Başvekil M. Renkine bir mektup gönder- miştir. Kıral, mektubunda dünya buhranının doğurduğu sıkıntıdan bahsetmekte, milletlerin gümrük resimleri, memnuiyetler, konten- janlar, döviz ihracatının mura- kabesi, ithalâtın tahdidi çarele- rine başvurduklarını, bu tahdi- dat siyasetile beynelmilel ticare- tin boğazlandığını, bu suretle 3 senedenbâri beynelmilel müba- delenin yarıdan daha aşağıya düştüğünü yazmakta ve mektu- buna şöyle devam etmektedir. “ Bu 3 senelik müddetle işsiz- Hk tezauf elmiştir. Bir memleke- tin kendi zati kuvvetlerile iktısa- diyat cereyanını kendi lehine teb- dil etmeğe muktedir. olmadığı kat'i tecrübelerle anlaşılmıştır. Yalnız devletlerin kendi ara- larında itilâf ederek beynelmilel tesanüde doğru yapacakları bir hareket cihanın çekmekle — oldu- gu derin ıstırabı tahfif edilebile- cektir. Bu tesanüidün artık nutuk- lardan başka şeylerle — meyda- na konması — zamamı — çoktan gelmiştir. Belçikanın, bu vaziyet dabilinde iktisadi siyasetin te- beddülü lüzumunu derin — surette anlamış bulunan devletlerin yar- dımı ile ahval ve şeraitin icap ettirdiği çarelere tevessül etmek- ten çekinmemesi lâzım geldiğini görüyorum. Gittikçe daha fazla mustarip bir hal vaziyetile çaresaz - olabi- lecek tedbirlerin ittihazını şahsen sizden ve arkadaşlarınızdan bek- Hiyorum.,, Anvers 20 — Cemiyeti Ak- vam Belçika İttihadı kongresi, hükümetlerin yavaş yavaş milli iktisatçıhk — siyasetini terketme- lerini ve tedricen gümrük - tari- felerinde umumi tenzilât yapma- larını temenni eden bir karar ka- bul etmiştir. Tanın mütaleası Paris 20 — Tan gazetesi, VİKTORYA SŞ Muharriri: Knut Hamsun Nakleden: H. Ş$. Küçük ve ahmak beyni bir kur- şunla dağılılarak. Bununla bera- ber ©o sizden yüz bin... Gözlerinden yaşlar - boşandı. Hıçkırıklarla boğalarak iri adım- larla ve yalnız başına şatoya doğru yürümiye başladı. Gecenin geç vaktinde değir- menin kapısı çalındı. Yohan ka- pıyı açarak — karanlıkta, gelenin yüzünü seçmiye çalıştu — Biraz uzakta Viktorya, yanına gelmesi için ona işaretler yapıyordu. Buz gibi soğuk elile onu mütehakki- eçik Kıralı Lozana Gö 'Mektupta Lâf Değil İş Bütün Lozan müzakere. bugünkü cereyan şeklinden dünya lerinin memnun — görünü- yor. Bu nikbin havayı yaratmakta bilhassa M. Mak Donaldla M. Heri- yeo âmil oldular. Resmimiz, — bütün dünya efkârı umu- miyesinin meşgul olduğu bu ikl si- yasi şahsiyeti el mkarken — göster- mektedir. Bu el sıkışın göründüğü gibi samimi neti. eelenmesini ve Lo- zan müzakeratının dünyanın — sıkıntı- sını ortadan kal- dırmasını temenni Bütün dünya efkârı umu- miyesi bu, sulh ve sandet haberlerini memnuniyelle kar. şılamaktadır. ediyoruz. Lozan mukırrerıun;n cihanşümul bir mahiyet alacağını, bunun için Amerikanın iştiraki mesaisinin de temini icap ettiğini yazmakta, M. Makdonald, M. Grandi, M. Pol Bonkurun Amerika mümes- sileri M. Norman Davis ve Jib- son ile şimdiden mühim mülâ- katlar yaptığını ilâve etmektedir. Gazete, makalesine şöyle devam etmektedir. “ Lozanda - verilen sarih, açık kararlar efkârı umu- miyede iyi karşılanmıştır. Yalnız —Alman nasyonalist matbuatı bu tedbire bir sünger darbesi — çekilmesinden — endişe ederek — itilâfgiriz. bir nümayişte bulunuyor. Almanlar — Lozanda hakikatle karşılaşmış bulunuyor- lar. Almanların Avrupanın - yeni- den ihyası için samimi bir surette teşriki mesai etmeğe niyetleri olup olmadığı meselesi mevzu bahsoluyor. Avrupanın yeniden ihyasından başlıca isifade edecek olanlar Almanlardır. Binaenaleyh, bu suale cevap vermiye veyahut gayrikabil olan taleplerinde beyhüde ve akim mu- kavemetlerinde devam suretile vaziyeti vahamete sevk ve mede- niyeti inhidama götürmek - tehli- mane bileğinden yakalıyarak yo- lun üzerinde sürüklemiye başladı. Yohan: — Oturmanız daha muvalıktır. Otcurunuz, bir az dinleniniz. Yor- gunlüktan — takatiniz — kesilmiş, dedi. Oturdular. Genç kiz. miril- dandı: — Benim hakkımda kim bilir neler düşünüyorsunuz? Ben ki size hiç rahat vermiyorum. — Çok bedbahtsinız. Beni dinleyiniz, Viktorya. Şimdi artık tedricen sükünet — bulmalısınız. Size herhangi bir suretle yar- dımda bulunabilir miyim? — Allah aşkına, bu sabah size söylediklerim için beni affe- diniz. Evet çok bedbahtım. Uzun senelerdenberi ıstırap çekiyorum, kesinde ısrar edip etmiyecekleri- nin anlaşılması lâzımdır. Fransa - Ingiliz - Amerika Mükâlemeleri Cenevre 20 — Cenevrede ya- pılan Fransız - İngiliz - Amerikan mükâlemeleri, Tahdidi Teslihat Konferansının müsbet neticelerle bitmesindeki şiddetli arzuyu gös- termektedir. Bu üç devletin bazı noktalar bakkında yakında yapacakları tekliflerin kabul edileceği kanaatl vardır. Üç devlet murahhasları bu sabah — itilâflara zemin olacak noktaları — karşılaştırmıya — karar vermişlerdir. Bu noktaların neler- den ibaret olduğu malüm olma- makla beraber bunların bakterik silâhları yüksek çapta hücum ara- balarının ilgası, askeri masrafların tenziline ait olması muhtemeldir. Müzakere yapanların bütün mil- letlere ilk ve umum! bir memnu- niyet bahşetmeyi — istedikleri zennedilmektedir. Sabık İspanya Kıralı Londra 20 — Sabık İspanya Kıralı Alfons öğle yemeğinde İngiltere kıral ve- kıraliçasının misafiri olmuştur. Bugün onuty sizden yüz bin kere daha iİyi kalpli clduğunu söyle- miştim. Bunu — sahiden böyle düşünmüyordum. Beni affedin.. o benim - nişanlımdı, öldü. İşte bu kadar? Fakat bu nişanlanma be- nim arzumla olmamıştı ki? Yohan, şunu görüyor musunuz? Bu benim nışan - yüzüğümdür. Onu birçok zaman evvel, evet, birçok sene evvel bana vermişlerdi. İşke_şimdl onu atıyorum, uzaklara - fırlatıyo- rum. Ve yüzüğü ormana fırlattı. Yüzüğün yere düşüşünü her ikisi duydular. — Babam böyle istemişti. Babam çok fakirdir. Adeta di- lenme derecesine gelmiştir. Oto ise bir gün büyük bir servete konacaktı. Babam ille onunla ev- lenmemi istiyordu. İher defşsında nderdiği £r Lâzım Diyor keğe Ana Gibi Bakar Kadının en kuvvetli tarafı ana tarafıdır. Erkeğin en zayıf tarafı da daima anne şefkatine muhtaç bir çocuk kalmasıdır. Kadın yalnız çocuklarına karşa değil, kocasına karşı da ana rolü- nü oynar. Erkeğinin bütün işlerini görür. Onu besler, giydirir, çocuk gibi, her şeyini hazırlar. Çocu- ğa mektebe gönderir gibi, onu daj işine gönderir. Erkek bun- dan çok hoşlanır. Karısına karşı daha ziyade bağlanır. Evinde rahat bulacağından emin olur. Bir erkek için bundan daha zi- yade huzur yerici bir vaziyet olamaz. Birçok — mes'ut yuvalar ka- dınm bu ana şefkatine istinat eder. Bu vaziyette bulunan bir kadın evine de, kocasına da faydalıdır. Kocası onsuz yaşıya- miyacağını anlamıştır. Anne kadın, evinde müşfik, merhametli, nazik ve terbiyeli olur. Kadın kocası - tarafından okşanmayı beklerse hata eder. Bilâkis o kocasına yeni doğmuş bir çocuğun muhtaç olduğu şefkat ve Aalâkayı gösterecek, onu okşıyacak, sevecek ve ona bir anne gibi bakacaktır. Bugünün spor ve sinema ar- kasına düşen kızlarında en zi- yade zaif olan nokta, analık his- leridir. Eski kızlarımızda bu his çok takviye edilirdi. Halbuki bugünkü — kızlarımız. — çocuktan korkuyor, annelik hissinin inki- şafından mahrum kalıyorlar. * “Yeni evli idim. Kazara gö- züm başka kadına kaçtı. Onu sev- miş bulundum. Karım bunu haber alınca beni bıraktı,annesine kaçtı. Fakat ben karımı seviyorum. Eve dönmesi için her fedakârlığa, hat- ta sevgilimi terke razıyım. Ne ya- payım?,, Muallâ Bunu bana değil karınıza ve karmızın annesine söyleyiniz. O- nun kaçması nihayet sizi yola getirmek içindir. Yola geldiğinizi görünce evine dönmekte terede düt etmez. HANIMTEYZE -— TAKVİM —— SALI 30 Gün- 21 HAZİRAN - 932 kinır 47 Arabi 15 - Seler 1351 Vaklt |Ezan! |vasati | Vaktt (Fzan? İvasatt —— — Güneş |8 MA| « 28 |Akşamlız — | 19. 4 Öğle (« sifiz 15 | Yataı Hkindi | 8. 32 |16. 160 İmsak | & 23| 2 08 bunu reddediyordum. — Ebeveynini, şatoyu, ailenin namusunu, kendi haysiyetini dü- şün, diyordu. Nihayet bir gün ; evleneceğim, dedim, fakat ancak üç sene sonra onun olacağım.. Pederim bekledi. Oto da bekledi. Hepsi bekliyarlardı. Fakat nişan yüzüğümü daha ©o vakit vermişlerdi. Birçok zaman bekle- dikten sonra, artık herşeyin bey- hude, daha fazla teehhürün fay- dasız olacağını anladım. Babama: Artır zevcimi davet edebilirsiniz, dedim. Yaptığım — bu — fedakârlığa mukabil pederim bana tesekkür ediyor ve beni tebcil ediyordu. (Arkası var) . sndilet' ideri a 1 e Deeddedn di v hD aai n Süze izaekik Aİz öabeieta İ