safir — salonu ' İte, “Üna çağırdı. Hazitan On Dör Yaşındaki Gazeteci Fransız Başvekilini Nasıl Sıkıştırdı? M. Heryo Siyasetten Şikâyet Ediyor, İnsanı Tembel Yaptığını Söylüyor Paris, 5 (Ha- ziran) — Yeni Fransır Başveki- li M.Heryo tamam *“27,, senedenbe- ri “Liyon,, şeh- rinin belediye re- isidir. ve şimdi üçüncü defa ©- larak başvekâle- te geçmiş olma- Bına rağmen bu mevkiüni yine mu- hafaza edecek ve arasıra “Li- yon,a — giderek Mmuavininin vekâleten tedvir — et- tiği şehir — işlerine — bakacak, hatta belediye reisi sıfatile nikâh bile kıyacaktır. M. Heriyo 27 senelik bir ida- re adamı olmasınının kendisine kazandırdığı tecrübeye ilâveten ilmi, azimkârlığı, sebatkârlığı ve büyük nezaketile de meşhurdur: Kendisini görmek istiyen ziyaret- Çiyi, sıfatı ve hali ne kadar küçük olursa olsun mutlaka kabul eder, söylediğini dinler. M. Heriyonun Pariste munta- zam bir ikametgâhı yoktur. Bü- tün eşyasımı ve ailesi efradını Liyonda bırakmıştır. Pariste bü- yük bir otelin bir dairesinde oturmaktadır. Bu dairenin mi- her zaman için hıncahınçtır. İçeri girdiniz. mi sizi — müteaddit — kâtiplerinden birisi karşılar, reisin çok meşgul olduğunu söyler. Mümkünse ve müstacel bir işe taallük — etmi- yorsa ziyaretinizin bir başka gü- me talikini rica eder. Fakat siz işiniz mühim olsun veya olmasın başvekili mutlaka görmek istediniz mi kâtibin red- detmesi ihtimali yoktur. Kartınızı behemehal götürecek ve sıranız geldiği zaman size yol gösterecek- tir. İşte size yeni Fransız Başve- kilinin karakterini gösteren bir hâdise: Yeni kabine teşkil ve Rei- zicümhura — takdim — edilmişti. Başvekil oteline döndü, dosye- dlerini aldı. İdaresi ayni zaman- da Üüzerinde bulunun Hariciye Nezareline gitli. Methalin geniş taşlığında Ffotoğrafçılar bekliyor- lardı; güldü, bir saniye objektif- lerin önünde durdu, fakat tam çekilip gideceği sırada fotoğraf- pların arasından 14 yaşında bir Şocuk — siyrildi. Bu “ Dördüncü Hanri ,, Tisesinden küçük “ Bur- » d — Başvekil efendi, bana kısa mülâkat vermenizi rica ede- Tim, dedi. M. Heryo mütebessim: — Nasıl, mülâkat mı? diye Sordu. Yoksa siz de mi gazete- tisiniz? — Evet! “Küçük Liseli, mec- Tiuasının müdürüyüm! Başvekilin boyun eğmekten Başka yapacak bir şeyi yoktu. — Pekâlâ, buyurunuz öyle diyerek çocuğu çalışma oda- Fakat geride kalan fotoğraf- gazeteciler dururlar mı, di onlar da içeriye.. Küçük gazeteci ile M. Heryo Başvekil masasına geçti, ço- cuk ta karşısına oturdu: — Sorunuz bakalım. l — Soracak bir şeyim yok: Sizden sadece mecmuam için gençlik — hatıralarınızdan — birini vermenizi rica edeceğim. Başveil düşündü, sonra çocu- ğun uzattığı defteri aldı ve yaz- mıya başladı. İşte yazdıği satırlar: Aziz direktörüm ; “ Çok mütcessifim, fakat size | gençlik hâhralarımın hafızamda | biraz söndüğünü söylemek mec- buriyetinde kaldığımı görüyorum. Bununla beraber içinde okuyup yazmayı Ööğrendiğim küçük bir köy mektebi gözlerimin önünde canlanır gibi oluyor... Okumayı - gözlükle - el'an yapabiliyorum. Fakat yazmıya gelince, heyhat!.. Siyasete daldığım gündenberi onu | unuttum. Aziz direktörüm, hissiyatımın kalpten — geldiğine — inamanızı rica ederim. Heriyo Genç mektepli memnun — ve müftehir, teşekkürle çekildi. Baş- vekil de Hariciye Nazırı sıfatile işine başladı. | ** Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler | Dünkü alishadan devam Birer kart alacaklar Salihli Avukat Hayri Boy kizi Mü: auzez, Adana Şabaniye mahallesinde 3ö numarada Sıtkı oğlu Ekrem, Uzün- köprü Mimar Hayrettin mektebi ikinci gsınıftan 90 Emino, Bergama Avram Korkepiş fabrikasında Hayım Levi, ls- tanbul Alomdar caddesi numara 88 Ester Saranga, Boyazıt Günet tektep talebosinden 287 Handan, — İstanbul Teorzilik moktebi ikinci gınıftan 82 Nocabe Adana Postahane civarında Moda salonunda Dursun, İzmir Bayraklı mektebi fiçüncü sıvıftan YOT Münmimer Raşit, Adana Ticaret mektebi talebe- ginden 928 Abmet Refik, Bursa Gazi Paşa caddesinde 104 H. Basri, Üskü- dar Yeni mahalle İkmektebi 6 intı sımftan Emll, Koşun Zafor mektebi talebesinden 293 Nizamettin, Zongul- dak Namnık Kemal İkmektobi ikinci sımıftan 188 Emine, Balıkesir Tücear dan İmamzade Hasan Bey oğlu Hülse- yin, Çorlu Gazete bayii Hayri, Galata Müsevi — mektebi. dördüncü — sımıftan Balvator, Sıvas) Müskirat âmili Saffat Bey oğlu Cemal, Ankara - Yenişehir Memurin evleri Memurin sokak 7 Dün- dar, Adana Kız Muallim mektebi u. lebesinden 430 Malbmure, Beyoğlu Dinci İlkmoktep tatebesinden — 109 Sabahat, Ankara İstanbul caddesi Yeni ” SÖON POSTA Resminizi Bize Gönderiniz M YÜ izeTabiatinizi Söyliyelim. 24 Hüseyin Bey: tuttağu işi ya. rıda bırakmaz, çabuk — parlar, barit muame- leye, tahakkü- me tahammül edemez, kadın mesailinde kıs- kançlık göste- rir. Şıklığı ve temizliği sever, sıhhatini ve menfaatlerini etmez, Arzimkârdır, israf 25 Mustafa Remzi Bey: — Sakin ve — çekingen- dir. Fil yve hareketlerinde daha — ziyade |— tereddüt vardır. " Muhit ve mu-' hatabına — pek itimat — etmez, bağlanmaz, atak ve atılgan de. gildir, — müca- deleye gelemez, başkalarının delerine uysallık gösterir. ira- Ali Özdemir B: Hatırşinastır. Nadanlık — ve müşkülpesentlik * yapmaz. Vazile İ İ ve mes'uliyet. ten endişe eder, intizamı scver, his ve hayale yer verir. Mü- cadeloyi ve teb- likeyi davet ede- cek teşebbüslere girişmez, eşyasım, parasını hüsnü suretle tasarruf eder. H Ai Hulüsi B. © talebe) Fotoğrafının doercini istemiyor. Mağrurdur. Herşoyi beğenmez, şahsinı alâkadar eden me- | &ailde hırçın olür. Tahakküme taham- mülden ziyade emir ve kumanda eb mok istor, fikirlerine iliraz edenlerle münakaşadan çekinmez. Herkesle ah- bap olmaz. Yumuşak başlı arkadaşla- rile geçinebilir. Cömertliğe mütemar Bahri Ef. : ( Fotoğrofının dercini is- temiyor ) Hövarda — moeşreptir. Yarr nın öndişesine tAbi olmaksızın — sarfe- der, cesarete —ait kahramanlıklarını mübalağalandırır. Medih ve temeddüh- ten ha g dör, baş olarak — çalışmadığı taktirde serkeşliğe mütemayildir. z Serkis Etendi: (Komisyoncu) Foto- grafının derecidi İstemiyor. Zeki ve hululkârdır. Monfaat gelecek yolları bilir. Zahiren gtleryüzlü ve uy$saldır. Çalışmaktan çekinmez. Meonfaat temin etmiyen mo rağbetle vaktini israf etmez. nefsine hasreder. yildir. şaalelere Fotoğraf Tahlil Kuponuna 11 inci Sayfamızda bulacaksınız. aa ı , Turaa mahallesi Üçüncü sokak 18 Hil- mi, Adana Ösmanlı Bankası karşısında berber Süleyan Recep, Davutpaşa Or- tamoektebi talebesinden 273 İbrahim Muslafa, İstanbul . 25 inci İlkmektep Şermin Tahsin, Anka: âÜbi Muhterem, Sıvas t #İnomasında Abmet Efendi talebesinden ra Beşinci lera Yeniba, oğlu Suzi, Bankasında Murat Hulüsi, Pertevniyal lisesi talebesinden 98 Nojat, Oalata Müsevi moektobi. beşinci sınıltan 275 lzak Siva, İstanbul 42 inei mektep ikinel sımftan 488 İsa B. ve H. lar, ödemiş Aksekili Ticaret | HARUNURREŞİT KRORUNN 117 KAREAAAAAARN >>e> x X DU Tarihin Esrarengiz Sayfaları - Beni Haşim içinde, bunlardan sonra, fikri alınabilecek İsmail vardı. Lâkin Caferin ölüme mah- kümiyetini ona söylemek, belki keyfiyetin vaktinden evvel şüyu- unu mucip olabilirdi. Halbuki Harun, başındaki saçtan tek bir telin bile bu sırra vakıf olması- nı islemiyordu. İstişare için öyle bir adam arıyordu ki ayrı bir varlık taşımış olsa da hakikatte “Harun,, sayılsın, kendisine o- kadar yakın bulunsun. Halife, üzüntüler içinde böyle düşünürken Zübeydeyi hatırladı. Nereden getirildikleri ve geldik- leri belirsiz bir takım halayıklar uğruna sarayından — uzaklaştır- mıiş olduğu bu kadın, gayet ze- ki ve anlayışlı idi. En mühim ve en mahrem işlerde istişare için ondan elverişli bir insan buluna- mazdı. İltifattan mehcur yaşa- makla beraber kendisinin ismini, Emiretülmüminin unvanını — taşı- yordu. Fazla olarak hala zadesi idi. Damarlarında Abbasi kanı do- laşıyordu. Veliahtın anası olmak - sıfatile de saltanatın halile ve istikbalile herkesten ziyade alâkadar bulu- muyordu. Harun, Zübeydeyi — tahattur ettiğine memnun öoldu ve onunla istişare etmeyi kararlaştırdı. Gün batarken Mesruru çağırdı: — Bir katır, dedi, hazırlayın. Gizlice Zübeydeye gideceğim. Sen de beraber geleceksin. Sarım saat sonra “Darülka- rar, sarayının önünde idiler. Muhafızlar, halifeyi değil, fakat Mesruru tanıdıkları için kapıları açmışlardı, onları bahçeye — sok- muşlardı. Mesrur, efendisinin ka- tırdan inmesine yardım etmeyi müteakip saraya koştu, Zübey- deyi bu beklenilmiyen ziyaretten haberdar etli. Fettan Emire, fidan boylula- rile yine bir cümbüş tertip etmek üzere idi. Bu sebeple de hayli lâubali bir kıyafet taşıyordu. Ko- casının geldiğini haber alır almaz hemen odasına çekildi. En zarif elbiselerini — giyindi, — gıcıklayıcı kokular süründü. Boynuna ger- danlıklar, başına sorguçlar, göğ- söne iğneler taktı, vaktile Haru- nun pek beğendiği elmaslı ter- likleri de ayağına geçirdi, kocası- nın girmiş olduğu divanhaneye gelli. Harun, onu beklerken dalgin dalgın düşünüyordu. Ne divanha- nedeki ihtişam, ne merdivenler. e ve sofalarda rastgeldiği erkek kıyafetli - kızlar, kendisinde bir merak ve hir yakaza uylnâ.ırm:ımış—: t. Hele o kızların bu sarayda | oynadıkları rollerle kendisine na- sıl bir müşareket hasıl ettiklerini tabiatile takdir etmiyordu ve oturduğu şu divanhanenin nelere ne garip sahnelere şahit olduğu- nu sezmiyordu. O, hemşiresini Cafere nikâh- layıp ta zifaflarınmı menederken taşıdığı aptal — zihniyeti, masil veya müşabih vaziyetlerde aynen izbar ediyordu. Kar- sını, mühteşem bir sarayda ika- mete — memür — ettiği vakit te mü- ©o genç ve müuhteris kadımn | ne gibi ıstıraplar, ihtiyaçlar, buh- “alar içinde kıvranacağını —dü- ı şünmemişti. Şimdi de bu meclisin birçok esrar taşıdığını anlıyamıyordu. Zübeyde, ağzında Jlâtif bir tebessümle odaya girince, düşün- celi emir, şöyle bir baktı ve ihs Karısı bâlâ idi. Vaktile olüz üç yaşında olduğu bahane- sile muhabbetine lâyık görmeyip tekaüde sevketliği bu wücut, baş- tanbaşa taravel içinde idi. Harun, bu müşahededen hem mütehayyir, hem mütelezziz oldu. Karısını, elinden — tutup, yanina oturttu ve onu - ilk defa gö- rüyormuş gibi - uzun — uzun tetkik etti. Zübeyde, sönmüş ve gölge- Tenmiş bir aşkın kıvılcımlanmak üzere bulunduğunu gösteren, bu hayraniyetli temaşaya karşı kal- ben kayıtsızdı. Çünki kocasının kül ambarıma benziyen yüreğin- de, kendi hüsnünün uyandıra hararetin pek çabuk sönec biliyordu. Yalnız, Emirülmüminin ne sebeple bu ziyarete lüzum gördüğünü — anlamak istiyordu. Aliyye ile İbnülmaliğin evlenme- sinden dolayı hücumlarmı başla- | mıştı! Bermek oğulları aleyhindeki | dedikodular, Halifenin kulağına mı gitmişti?.. Fettan kadın, kendi işleri ve cümbüşleri hakkında kocasının şüphe hâsıl etmediğini anlamıştı. O hayran ve pür iştiba bakışlar, şu ziyaretin Darülkarar sarayı rezaletlerile alâkadar olma- dığını ispat ediyordu. Zübeyde, bir müddet kocası- na güzelliğini seyrettirdikten sonra onun ellerini tuttu. — Emirülmüminin, dedi, evi- mize hoş geldi, şeref ve saadet getirdi. Bir şey yemek ve içmek isterler mi? O, Ağır ağır cevap verdi: — Hala zade, evine yemel ve içmek için gelmedim! ( Arkası var| tiyarsız. gülümsedi, genç ve hâlâ dinç Yeni Neşriyat Resimli Şark — Bu nefls ane nüshası amükemimel resimler ilo İatişar etmiştir. Birçok — kiymetli yazı ve reslinleri, mizah şehir ve edebiyala ait makale- leri bavidir. Tavsiye ederiz. SON POSTA Yevmi, Siyasi, Havadiş voe lalk gazetesi Idare' İstanbul: Bekl Zaptiya * Çautalçeşme sokağı 25 Telelon — İstanbul - 20203 Posta kutusu: İstanbul 'Telgraf: İstanbu! SON POSTA ABONE FIATİ TÜRKİYE Ecne» — M00 Kr. 2700 Ka 7130 » 6 Ay 1403 » dÜd » 3 » . BÖ 1&0 » ı » 80) » Gelen evrak geri verilmeor. İlinlardan — moew'uliyot : n mektüplara 6 kurüşak ul İâvesi lâzımdir iştirilasi! (20) kurr mecmuasının — 18 nci gayet 1 Sene süslü |