30 Mayıs 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

30 Mayıs 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

slyasot Âlemi İman Biyasetinin Di 0num Noktası 29 — Dün gece Berlı et eden Reisicümhur H ahl'8 Başvekil M. Brüningi ! etmiştir. Alman siyasetin- ölak inkılâp yapacak olan bu ata çok ehemmiyet veri- b * Bu mülâkat neticesi 'l' Başvekil müşkül bir mü- ; €ye girecektir. Gayri müte- hqnı bir ekseriyetle en Şşerait içinde iki seneden- Almanyıyı idare eden M. B'“llıııg. en müşkül zamanla- _"-ı kendisini hudutsuz bir iti- takviye eden Hindenbur- Muzaheretinden artık mah- lunmaktadır. Reisicümhur B'“mrıg'len kat'iyyen ayrılmak q:;::kledır Fakat Başvekilin tarafından — izhar % arzulara geniş mikyasta ._;l etmeden iktidar mevküni & döza edemiyeceği de aşikâr- : ve tabil zamanlarında çk_"t belki vahamet göster- ._d Fakat mühim beynelmilel B!İel'uı müzakeresi arifesinde N Tüning dahili ve harici nü- (—, olmadıkça Lozana gi- Yeceği kanaatindedir. Eğer N'G'Ğu:f istifaya ve Dahiliye ini terke icbar edilme- M. Brüning'de sağ cenah Yeline müracaâte mecbur “l:'lıydı vaziyet bö; âıe olmıya- )* çöünki Almanyada mes'uli- hükümetten ziyade — devlet *h üzerinde teksif edilmiştir. Nnşredılon Tehliğ ün, 29 — Mareşal Him- *ı:mııı öğle Üzeri M. Brü- yaptığı mülâkattan sonra —'İı— resmi tebliğ neşredik ereşıl Hindenburg, bugün kıbul etmiştir. Muma- isicümhurg vaziyeti umu- kıudı izahat vermiştir. , yarın tekrar Reisi- !ırıhndın kabul edile- &i:.. izahatına devam ede- N:thııdüuğım göre reisicüm- başvekil Aarasındaki mülâ Reticesinden ancak pazartesi Malümat alınabilecektir. *& TAKVİM —— PAZARTESİ * 30 MAYIS - 932 hizir 25 Arabi Rumt —".'—-- 181) 17-Mayin-sene- 1348 yasati | Vakit |Ezani |vasati 5 solı sa Şakşamlız. — | 1932 —[ıı HjYam | L So 21 30 38 |16. Yr İ fensak | 6. 452 18 SON POSTA Almanyada Bir Şeyler Oluyor Amma Mahıyetı Pek Anlaşılmıyor Hitlercilerin Nümayişleri Bir Tehlikedir Berlin 29 — Alman gazeteleri Hitler taraftarlarının. son nüma- yişlerini büyük — birer - tehlike şeklinde gösteren Fransız gaze- telerini hayalperestlikte — itbam etmektedirler. Forvert gazetesi, Alman hükümetinin vaziyetinin vahamet kespetmesini men için Dançig'deki Hitlerciler üzerine icrayı nüfuz etmenin artık bir vazife olduğunu, aksi takdirde cihan muvacehesinde müthiş bir mesuliyet altında — kalınacağını yazmaktadır. M. HeriyonUn Makalesi Paris 29 — M, Heriyo bir makale neşretmiştir. Makalede, Hitler dalgasının Dançigteki fa- aliyetinin endişe vermekte oldu- ğunu, efkârı umumiyenin Lehista- na karşı asabileştirilmekte bulun- duğunu, günün birinde —mahut “ Koridor ,a karşı bir harekete teşebbüs edilmek” isteniyormuş gibi' bir vaziyet alımdığını yaz- maktadır. Makale şöyle nihayet bulmaktadır : *“ Bu vaziyet karşısında yeni Fransız ekseriyeti itidal ve aklı selimin delillerini göstermiye ve kendisini hayal ve - kurunluya kaptırmamıya, - tefrikalarla zayıf düşmemiye uğraşacaktır. ,, Yeni Japon Kabinesinin Siyaseti Vaşington, 29 — Yeni Japon kabinesinin de eskisinin ayni harici siyaseti takip edeceği hakkındaki resmi tebliğ Üüzerine gazeteler mütalcalar yazmaktadırlar. İngiltere, Fransa, ve İtalya hükümetlerinin “ Çin - Japon ,, İtilâfını tetkik etmeleri hakkındaki Japon teklifi mevzuubahs olmak- tadır. Amerika Hariciye nezareli, konferansa Çin hükümeti davet edilmediği takdirde, Amerikanın Çin hakkında toplanacak konfe- ransa iştirak etmiyeceğini bildir- mektedir. Şirakavanın Cenazesi Şanghay, 28 — Bir suikast neticesinde — öldürülen — Jeneral Şirakavanın cenazesini nakleden kruvazör buraya gelmiştir. Ölen Çin Askerlerinin Ruhu İçin Şanghay, 29 — Çin - Jopon i harbinde ölen Çin askerlerinin Bu adamlar, Japon tramvay ve tünel amelesidir. Ücretleri kesilmek istendiği için grev yapmışlar. Fakat vesaiti nakliyenin, İşletildizini gö- rünce şu tetbiri - almışlar: Arabalara binmek ve içinden çıkmamak. O süretle ki, halktan hiçbir yolcu bu İtten istifade edememiş ve grev- ciler bu kııınıılılılınyl: tesebbüslerinde muvaffak olmu'lı'dl' Gümüş Para Avdet Ediyor Mu? Vaşington 29 — Gümüş me- selesi, Cemahiri — Müttehidenin meşgul olduğu meselelerin en mühimmidir. Gümüşün tekrar kıy- metlenmnesi ve bunun beynelmilel bir mahiyet alması muhtemeldir. Amerika, gümüş — madenlerine malik uldugundın bu meselede yakından alâkadar olmaktadır. Ayni zamanda Federal Rezerv Bankın — muhalefetine — rağmen, köngrenin büyük bir kısmı karşı- hksız para çıkarmıya mütemayil bulunmaktadır, — Âyandan M. Borah Cemahiri Müttehidenin borçlarından 140 mılyarının al- altın borç olduğum — söylemiş ve eğer nakti tedavülü Zziyadeleşti- mezsek vaziyet tahammül edilmi- yecek bir şekil alacaktır, demiş- tir. M.Borah, çifte madent para- ya avdet edilmesi aleyhindedir. Gümüşün 925 deki kıymetini yeniden iktisap etmesinin müm- kün olıc:ıgıııı söylemektedir. Gümüş an'anevi nakit - olarak tanıdğından Hint ve Çin gibi birçok milletlerin iştir kabiliyetini iade edecektir. Bu suretle Asya beynemilel ticaretin bir kısmını istihlâk edecektlir. ruhunu taziz için dün Hoşovda bir âyin — yapılmıştır. — Jeneral Çan kay çek merasimde hazır bu- İünmaşlur, %l TEFRİKAMIZ : 25 K b akşam vakti.. Rakit ve erimiş kurşundan - bir durgun, sahilde leylak- lerinden ve yaprakla- #izan lâtif kokularla hava 'u"'"!h Etraf okadar ses- H.:dylll fta öbür ucundaki '& öten horozun sesi Bahçedeki yollardan Yinııl yaşına henüz bas- nryı beyaz kostü- laşmakta- dbon.. gül fidanla- | ©n uzaklardan — or- l LEŞ: TEPE Eğğfj!r 7 E% gları seyredebiliyor. Muharriri: Knut Hamsun İKTORYA Nakleden: H. Ş. Bu yeşil bahçede o, beyaz bir periyi andırıyor. Bu esnada ilerdeki yoldan ayak sesleri du- yuluyor. Genç kiz yeşillikler arasıma gömülmüş pavyona ka- dar ilerliyor, ve dirseklerini bah- çenin duvarına dayayıp dışarıya bakıyor. Yolun üzerinden gelen adam şapkasımı çıkarıp yerlere kadar eğiliyor. Genç kız bu meçhul yolcunun selâmına bir baş eğilmesile mukabele ediyor. Erkek etrafını gözetleyip tama- mile yalnız olduklarından emin oluyor. .Bırkaç adımda bahçenin duva- rına yaklaşıyor. Bunun üzerine genç kız irkilerek geriye çekili- yer ve elini kaldırarak: — Hayır, hayır, yaklaşmayımız, diye hbaykırıyor. Erkek — genç kıza soruyor: - Viktorya! Şehide bana söylediğiniz drgm mu İdi? Artık sizi düşünmek benim için memnu mudur? İkimizin de bir- leşmemiz mümkün olmıyacak mı?.. Genç kız cevap veriyor: — Evet! bunları bildiğiniz halde buraya gelip benden ne istiyor- sunuz?.. Artık tamamile biribirlerine yaklaşmışlardı. yalnız aralarındaki duvar birleşmelerine mâni olüyor. Erkek sözüne devam ediyor ; — Ne mi istiyorum, gdvmüyor musunuz ? Ben yalnız sizi gör- Avusturyanın Vaziyeti Ve İtal- yanın Tavassutu Roma 29 — İtalya hükümeti Paris, Londra ve Berlindeki mü- messillerine talimat vererek Avus- turyanın mali vaziyeti hakkında bu hükümet ricalinin nazarı dik- katini celbetmelerini emretmiştir. Cemiyeti Akvam — meclisinin geçen celsesinde içtimar düşünü- len Cemiyeti Akvam Maliye ko- mitesinin biran evvel toplanması hususunda bu hükümetlere iblâğı da emredilmektedir. İngi!terede Feyezan Londra 29 — Son yağan yağ- murlar üzerine, Nattingam, Lin- kolnşir, Yorkşir kontluklarındaki birçok nehirler taşmıştır. Arazi su altında kalmıştır. Trent nehri iki yerde seddi yık- mıştır. İki gün evvel Feyezandan kaçan 500 aile henüz evlerine avdet edememişlerdir. Daha fena neticelarden korkulmaktadır. Bir Körfez Göl Haline Kondu Amisterdam 29 — Züyderze körfezinin iki tarafını biribirine bağlıyan seddin inşası bitmiştir. Şimal denizinden ayrılan bu kısma bundan sonra İjsel gölü dene- cektir. Bu körfezin kurutulması için bir plân yapılmıştır. Bu plân tahakkuk ederse Felemenk arazisi bir hayli genişliyecektir. Sevilmiyecek Birisini Severseniz! Feyyaz isminde bir kariimden çok dikkate Şşayan bir mektup aldım. Bu genç İsüklâl harbine işti- rak etmiş. Birçok yararlıkları görülmüş. Harpten sonra iyi mevkilere getirilmiş. Mesleğine aşkla sarılmış. Nihayet malüma- tını arttırmak için Budapeşteye gitmiş, bir müddet iyi çalışmış, sonra sefahate düşmüş. Birkaç ay oranın sefahat — hayatında yuvarlandıktan — sonra — tekrar memlekete dönmüş. Bunu İzmir civarında bir şehre göndermişler. Fakat artık ne meslehine eski aşkı ne işine eski ihtimamı kal- mış. Derbeder ve perişan olmuş ve bir gün şehre gelen kantocu kızlardan birine âşık olmuş. Am- ma n2 aşk? Bakınız burasımnı ne- sıl anlatıyor. “Bir saniye içinde sevdim, ömrümün sonuna kadar sevmiye karar verdim. O — dakikadan itbaren herşeyi unuttum. Aşkıma herşeyi, namusumu, mevkimi, şe- refimi feda ettim. 15 gün içinde yapmadığım kalmadı. Günler ol- du okkalarla rakı içtim. Bu ka- dını unutmak için neye baş vur- dumsa muvaffak olamadım. İşte be sene oluyor, hayatım onun elinde bir oyuncaktır. Onu kurtarınak, namuslu bir kadın gibi yaşatmak için çalıştım, muvaffak olamadım. Şimdi hâlâ beni aldatıyor, ben- den ayrı yaşamak istiyor, benden uzaklaşmıya çalışıyor, Ffakat ben ondan ayrılmıya katlanamıyorum. Çünkü yaşayamıyacağımı zanne- diyorum. Beni lekeliyen, beni sefalet ve sefahate düşüren bu kadına ne yapayım?,, Benim yerimde siz olsaydınız bu gence ne cevap verirdiniz bilmem. Bu kadar şiddetle seven aşkı için her rezaleti göze alan bir âşıka ne tavsiye edilebilir? Bununla beraber vazifemi yap- miya çalışacağım. Oğlum, görünüyor ki marazi bir aşka tutulmuşsun. Sevmek ihtiyacını yanlış bir kadında tat- min etmek istemişsin. Sen o kadını değil, © kadın- da aşkı sevmişsin. Bunu başka- sında da bulabilirsin. Sana, senin aşkın kadar kuvvetli aşkla mu- kabele edebilecek bir kadın bu- labilirsen, hem sen kurtulmuş olursun, hem onu da serbest bı- rakmış olursun. Bilmem anlata- bildim mi ? HANIMTYEZE L Di . a mek, bırkıç dakika bile olsun yanınızda kalmak istiyorum. Sizi son defa olmak Üzere görmek arzusundayım.. Genç kız susuyor. Birkaç dakika süküt içinde ge- çiyor. — Bunu mütecakıp — genç adam: — Geceniz bayır olsun, diye- rek yerlere kadar eğiliyor. Genç kız: — Geceniz hayır olsun, mu- kabelesinde bulunuyor. Ve deli- kanlı ukauııııbakmıdan oradan uzaklaşıyor. Yohan toplıyarak : — Ab! Ya ölmek üzere olan © adam ne oldu? diyordu ve | elindeki kâğıdı buruşturup soba- ya atıyor. Bunun g'bi . yakılacak daha birçok kâğıt vardı. Bunla- birdenbire — kendini Kaka rın hepsi coşkun bir muhayyile- nin rabıtasız sünuhatını — ihtiva ediyordu. Fakat o, şimdi, ötede, yolun üzerinde bıraktığı, ve genç kızı nazikâne selâmlayıp uzakla- şan asil ve derbeder gencin hi- kâyesini yarmıya devam ediyor... * Yeniden birçok haftalar, ay- lar geçti. İlkbahar gelmiş, karlar, buzlar erimişti. Serbest kalan su- ların çağıltısı etrafı duldurmakta idi. Artık kulangıçlar da gelmiş- lerdi. Şehrin — ilersindeki orman yeni doğan hayatın - velvelesile uğuldamıya başlamıştı. İçersinde türlü hayvancıklar sevinçle zıplı- yorlar, meçhul dillerle konuşan kuşların cıvıltıltıları ortalığı — çın- latıyordu, Yerden taze ve keskin bir koku yükseliyordu. Ç Arkası var|

Bu sayıdan diğer sayfalar: