3 İŞİen El Çe.cmış Bir. Hırsızın Hatıraları: &—_——_—_—_—_— '.idgar Pip 'y:l "" Sokaklarında Bir Gezinti - Antıkacı Dükkânı Nerede Bulunur? - İki adaş — Arasında Kanunundan Bir Bir Muhavere! - Sen Bahis! - Ah, Şu Kimsin, İş Bir SON POSTA Sayfa l! Muharriçi : Arnold Gölopen — İ2m Ben Kimim ? - Ceza Bitse ... M'll'ııııı elân islık çalmakta ediyor ve bu aslığı ile i fena halde sinirlendiriyordu. K nbıre kolunu çekerek: “t — Arkamızdan gelen adamı ıhâ ümıı_ıulîı? diye sordum. Fa- yır, dönmeyiniz. Bir dükkâ- " önünde durup ne yapacağına kn Mak müraccahtır. Eğer o da 'Si mutlaka bizi takip et- '!d.ir. ğ ?"i'ızını sapsarı, hayır yem- Mkeıildi. acaba? diye miril- i) ) bi 'Vap vermeksizin herifi sü- tdim. Beş metre sonra bir Nn mağazasınım — camekânı h!kde durduk, — teşhir. edilen Nııim bakıyormuş gibi bir Y!! aldık. Kim bilir yüzümüz halde olacak ki, içerden bizi =“ memur kızlar biribirlerine 4 trerek gülmiye başladılar. z #D | Fakat arkadaşımın kızlara ak- 4 tİ'Ğl yoktu, — Geçti mi, geçmedi mi? di- Soruyordu. h. — Evet, dedim, gidiyor. Fa- kbirıı daha duralım. Ha.. yi döndü. Şimdi yolumuza 'l edebiliriz. Manzana anm- —d Yarı yarıya ferahlamıştı, yola Oğru devam etmek isteme- enı muavveç bir istikamet '. bine icbar etti. Bir müddet 'lııı keyfine tâbi olduktan Fıkıt, dedim, beni şehir "l doğru sürüklediğinizin dl mısınız? Ufak tefek Glylyı satın alacak dük- N, orada bulabilsek zarar fakat bulamayız! e Nı? Doğrudur, fakat beni o af | 'a doğru sürükliyen sizsiniz, ,"u yıpı:mışumz, çekip duru- nuz! :î —Viııı Yo, azizim haksızlık et- Z, yavaş yavaş çekilmiye- l! hale geliyorsunuz! — Mümkündür, fakat siz be- Yerimde olsaydınız. ne ..'dlnıı? ) B .gd* Evvel emirde kendi ye- © bulunmayı tercih ederim. h—“ Neden? - Sizin — mevkiniz ..d"“ inden daha mı iyi? Zan- | Stim biraz gayretle namuslu ”J] “."_dlm olduğunuzu söyliye- .— Hayır, bu iddiada değilim! | adi bir hbırsızım, bunu b h*k iyi biliyorsunuz. Çünkü """'.. semeresi cebinizdedir. ._ Şayet polis yakama yapı- başıma ne gelir? Olsa olsa kaybederim. S e ılı sene de G a | / :t — hapse gi- W Hayır, mübalâğa ediyor- a olsa beş sene yerim! elması benim çaldığımı ©tmek şartilel Unutmayınız, * bende değil, sizdedir. ü"e h"'lea vliyeti de size aitlir. klk. İit vaziyette sizi yalnız N“lğım. emin olabilirsiniz! hu,_n&'l;m Pipl Siz, pis bir izl .'ÖV" mi buluyorsunuz? Zaha omuz — silkti, ayni g Bııd—fı işimizi halledelim, Semtinize bile uğramıya- emin olabilrsiniz! — Vallahi ben de ayni arzı- dayım. Fakat islerseniz müteka- bil komplimanlara fasıla verelim. Önümüzde bir antikacı var. Dükkâmın önünden geçiyor- duk, Manzana Hicaretanenin ka- pısından şöyle bir baktı ve he- men geri çekildi : — Hayır buraya girmiyelim ! — Sebep? — Sonra söylerim.. — Fakat azizim, vakit öğle oldu, karnım da acıktı, cebimizde bir sürü ağırlık ile akşama kadar dolaşacak değilizya... — Zarar yok, ileride başka bir antikacı daha bulabiliriz. — Pekâlâ, Fakat bir daha kendisile uyuşulmaz bir adam olduğumu söylemeyiniz! Yirmi dakika sonra 1ssız - bir mahballede bir antikacı dükkânına giriyorduk. Ticarethanenin şişman göbekli bir sahibi vardı, bizi dükkânınm kapısında görür gör- mez manidar bir gülümseme ile: — Anlaşılan bu efendilerin bana söylenecek bir teklifleri olmalı. Dedi. Fakat maalesef bu zaman iyi bir zaman değildir. Piyasa durgun, para kıttır. Manzana atıldı: — Olabilir. Fakat bizim sat- mak istekiğimiz eşya cidden kıy- metlidir ? — Mümkün! (Fakat dedimya, piyasada para yoktur, iki günden- beri alış veriş etmedim. Maama- fih getirdiklerinizi bir defa güre- yim. Belki size para yerine iyi bir nasihat verebilirim! Yavaş — yavaş — cebimizdeki eşyayı çıkararak masanın üzerine dizmiye başladık. Kurnaz tacir bunları birer birer ve dikkatle muayene ediyor, bir taraftan da dudak büküyordu. nihayet: — EfFendiler, bütün bu eşya kıymetsiz şeylerden ibarettir, dedi, Şu küçük heykel ile su barda- gını istisna ederseniz üst tarfına kaç kuruş verilebileceğini tahmin edelim. Söze karışıtım. — Fakat bu şeker tabağı ile kahve ibriği gümüştür. — Hayır efendim, gümüş değil kaplamadır. — Ne münasebet? — Altında damgaları var,. — Olabilir efendim. Olabilir. Bagün neyin Üzerine damga vur- muyorlar ki.. Maamafih bir daha bakayım! Ha... Hakkınız var, gümüştür, fakat düşük ayarlı gü- müştür. Her ne ise mademki bir defa geldiniz, sizi geri çevirmek istemem. Eğer makul bir fiat söylerseniz belki uyuşabiliriz.. Gözümü kırpmadan: — Beş yüz frank istiyorum, dedim. Dükkâncı tavuğun fıkırdama- sını andıran bir kahkaha kopardı: — Beş yüz frank mı? — dedi. Fakat bir defa başlamışken neye bin frank istemediniz? Haydi efendiler, görüyorum ki anlaşa- mıyacağız. Lütfen eşyanızı top- layınız ! Hakikaten çok beceriksiz bir adam olan Manzana daha aşağı bir rakam söylemek isterken bir aehiRlÜnü ai zeillüre Be e ÖD llli işaretle adamı susturdum. Ben bu gibi dükkâncılarla birçok de- falar pazarlığa girişmiş bir ada- mım. Tecrübe ile bilirim ki ilk istediğiniz fiatten derhel inme- mek lâzımdır. Aksi takdirde mü- nasebetsiz bir teklif karşında kalırsınız. Binaenaleyh eşyayı kâ- ğıtlara sarmıya başladım. Dükkâncı mütebessimane bizi seyrediyordu, nihayet: — Efendiler, biraz muhake- me ediniz, dedi. Bu eşyaya beş yüz frank nasıl verilebilir? Askın suratla: — İyi ya, dedim, vermeyiniz, biz de zorla satmak arzusunda değiliz!.. Adam bir saniye sonra: sustuktan — Fakat dedi, sizi boş çevir- mek te istemiyorum, simanız hoşuma gitti, isterseniz iki yüz elli firank vereyim, © da hatırınız için., Kat'i bir ret cevabı vermek üzere iken Manzana hayvanı: — Pekâlâ, öyle olsünf? De- mez mi? Artık benim için yapılacak bir şey kalmamiştı. (C Arkası var) A ee Bursada Talebeler Arasında İddiah Güreşler Yapılıyor Bursa San'at mektebl Güreşçilerinden Hüsayin ve Cahit Etenditer Bursa (Hususi) — Burada beş mayıs talebe bayramında talebe- ler arasında bir güreş müsaba- kası yapılmış, evvelâ Lise ve Ziraat Mektebi güreşçileri karşı- laşmışlardı. Lise güreşçilerinden biri 12 dakikada galip gelmiş, diğeri ise ziraat güreşçisine mağ- lâp olmuştu. Bundan sonra sıra - san'at mektebi — güreşçilerine gelmişti. San'at Mektebi güreşçilerinden Cahit ve Hüseyin Efendiler mey- dana çıktılar, fakat liseliler bu davete icabet etmediler. Bilâhare San'at Mektebi gü- reşçileri liselileri tekrar davet ettiler, fakat bu da — neticesiz kaldı. San'at mektebi güreşçileri li- selilerin bu hareketini, kendile- rine güvenmiyenlerin hareketine müşabih telâkki ediyorlar. LH ,ismet Paşa İle M. Papa- nastasyu Arasında Siyasi Bir Mü | inci sayfada ) , (Baş tarafı Roma. 29 — Türkiye Başve- kili İsmet Pş. Hz. beraberlerinde Tevfik Rüştü B. olduğu halde | ktalyan matbuat mümessillerini kabul ve beyanatta bulunmuşlar« dır. İsmet Paşa, bu seyahati- ne büyük ehemmiyet atfettiğini, bu seyahati, senelerdenberi açık bir dostlukla münasebette bulu- nulan büyük İtalyan — milletini yakından tanımak ve bundan bi- listizade iki memleket münase- | batının vecihlerini daha iyi tan- zim etmek çarelerini aramak için ihtiyar ettiğini söyliyerek demiş- tir ki: — Faşist rejiminin - sarfettiği gayret ve faaliyeti görebildim. Yeni İtalyanın zimamdarlarile münasebete girdim ve bilhassa bütün milletin faaliyetini sevk ve idare eden büyük şefi tanı- dım. Gördüklerim, dost bir mem- lekette görülmesi istenilen ve arzu edilen — şeylerdir. Burada gördüğüm —herşey, memleke ”- inkişafa ve saadete doğru - - vamlı bir surette ve kudretle yürüdüğünü gösteriyor. Fakat benim bilhassa nazarı dikkatimi celbeden şey Faşist İtalyada — beynelmillel — siyaset sahasında nekadar açık kalpli- likle konuşulmakta olduğudur. Türkiye de, — barict — siyaset faslında açık konuşmasını sever. İşte bunun içindir ki, İtalyada olduğu gibi biz ayni lisanla ko- | | nuşulduğunu gördüğümüz vakit daha fazla itimatlı ve kani oluruz. İtalyanın bugün telâffuz ettiği dost sözünü, ben her gittiğim memlekette daima söylemişimdir. Bu tarz siyasetin sadeliğini temin ve — beynelmilel sahada kuvvetli bir vaziyet bahşeder. | Bu görüş ve ifada tarzı, bi- zim İtalyaya karşı olan muvaze- neli ve samimi görüşümüzün ica- bıdır.,, * Seyahatimin en kıymetli ne- ticesi, İtalyanın Türkiye hakkın- daki açık ve dürüst siyasetini müşahede etmek olmuştur. Diğer taraftan, İtalyaya yap- tığımız bu seyahatle ahiren Rus- yaya olan seyahatimin hiç kimse aleyhine tevcih edilmemiş olduğu- nv tekrar etmek iyi olacaktır. ! — *Nihayet Türkiye ile İtalya arasında mevcut olan döstluk, hakem ve uzlaşma muahedesine telmih eden Türk Hükümet Reisi, bu muahedenin Türkiyenin İtal- yaya karşı olan siyasetinin yeni ve samimi bir delili olduğunu ısrarla kaydeylemiştir. Müşarüniley demiştir ki: “Bu muahedenin müddeti 3 sene sonra nihayet buluyordu. Fakat Türkiye, bu muahedenin 3 senelik müddetinin hitamından sonra zımnen 5 sene daha temdi- di mümkün olmasına rağmen, mer'iyetini 5 senelik bir müddet temdit için imzasını tecdit etmek istemiştir. Roma 29 — Türkiye Başvekili ve Hariciye Vekili, Romada bu- lundukları 5 'gün içinde İtalya Başvekili ve Hariciye nazırile birçok defalar, uzun mülâkatlar yapmışlardır. | Samimiyet havası içinde cere- yan eden bu mülâkatlarda bey- nelmilel siyasi ve iktısadi mese- lelerle, doğrudan doğruya Tür- kiye ve İtalyayı alâkadar ede> | lâkat müddeler mevzubahs olmuştur. İtalya - Türkiye ticaret müba- delelerini kolaylaştırmak, mali ve iktısadi bir teşriki mesaiye vücut vermek için en müsait plânları tetkik etmişlerdir. Bu programı seri ve ameli bir tarzda tahak- kuk ettirmek üzere pek yakında bir Türk - İtalyan muhtelit komis- yonu ihdas edilecektir. Roma 29 — Halk Fırkası Umumi Kâtibi Recep Bey, Faşist Fırkası Umumi Kâtibini ziyaret etmiştir. Recep Bey fırka teşki- lâtı hakkında izahat almış, Roma: nın talebe oymaklarından birisile genç Faşistler ekipi — şeflerile uzun uzadıya görüşmüştür. Faşist Fırkası Untümt Kâtibi, Recep Bey ve arkadaşları şerefine bir ziyafet vermiştir. Yeni Bir Mecmua 1 Haziranda resmi küşadı yapılacak olan Liman Kooperatifi ile kooperalifçilikte bir hareket devresine giriliyor. Ayrıca hazi- randan itibaren “ Kooperalif ,, namında bir de iktısad! aylık mecmua neşrolunacaktır. Çocuk — hastalıkları — mütehassısı Dr. SEMIHAMIS EKREMH. Bzy?lı Mektep — sokal 'elefon B. O" M06 Sayfiye Arıyanlar ! İstanbulun münasip bir sem- inde yazlık bir ev istiyorsanız; Ev sahipleri! Siz de evinizi mevsimlik olarak kiraya verecekseniz SON POSTA ya hemen bir ilân veriniz. Müşteri bulaca- ğınızdan emin olabilirsiniz Kulak, Boğaz, Burun — Mütchaasısı Dr. Ekrem Behçet Mektep — sokak 1 Telefen : 24906 Beyoğlu, Zayi Sıvas Erkek muallim mek tebinden aldığım tasdiknamoyi kayboet tim hükmü yoktı Alpullu: Kemâl Ferhat Çocuğunuzun sıhhi, fenni bir terbiye almasını istiyorsanız Kadıköy Kinder Garten'e Göndermenizi Tavsiye Ederiz Fo!oira/ lalı!ılı Kuponu Tabiatinizi öğrenmek fotoğrafının S adet kupon ile bir- likte gönderiniz. Fotoğrafınız sıraya tâbidir. ve iado edilmez. istiyorsanız İsim, meslek veya san'at? Hangi suallerin Fotoğraf — intişar Fotoğralfın klişesi- 80 kuruşluk pul mukabilinda gönderilebilir.