Haftada Bir Defa Muallim Sayf-ası Her Hafta Perşembe Günleri Neşredilir. Mektep Sergileri Hakkında | Her sene nihayetinde ilkmek- | tepler, çocukların yaptıkları el- işlerinden bir sergi tertip ederler. | Bu sergiler, çocuk velileri tara- ' fından — ziyaret olunur. Bizde | mektep ve çocuk işlerine alâka gösteren kimselr pek az olduğu için, sırf merak sevkile bu sergileri ziyaret edenler az olur. Halbuki mektep sergilerinin yalnız çocuk- ları sevindirmek, muallimleri teş- vik etmek gibi bir faidesı yoktur. Bu sergiler, ziyaret edenlere, memleket çocuklarının zekâ ve kabiliyetleri hakkında bir fikir de verir, Çocuklarımızın bir sene zar- fında yaptıkları elişleri, öyle is- tihfafa görülecek şeyler değil- dir. İçlerinde cidden gizli deha- ları keşfettirecek kadar kıymetli şeyler - vardır. Bunları alıcı gö- züyle seyredenler, çocuklarımızın ne kadar ince ruhlu, nazik, zekâlı ve sanatkâr olduklarını anlarlar. işi sergileri, muallimler için de, bir nevi iftihar membaıdır. Muallim, bir senelik çalışma ve çırpınmalarının müşahhas ifadesini bu sergilerde teşhir etmiş olurlar. Sergilerde görülen çocuk eserleri, muallimlerin tedris ve terbiye hususundeki kabiliyet ve iktidar- larma da pek celli bir delildir. Onun için muallimlerimiz, sergi- lerini tezyin hususunda ellerinden geleni esirgemezler, Her sene açılan bu sergiler mümkün olduğu kadar çok kim- &e tarafından — ziyaret olunursa, muallimlere ve talebeye daha zi- yade şevk medarı olur; çünki bu suretle muhtelif mektep - ser- gilerini aynı zamanda görmüş olanların mukayesesine meydan kalır. Bu mukayesenin yapılaca- Bi takdir eden muallim, hiçbir arkadaşından geri kalmamayı ister; ona göre çalışır. Unutmıyalım ki halkın rağbeti, muallimin şevkini kamçılar. Binaenaleyh bu seneki mek- tep serçilerinin halkımız tarafın- dan büyük bir rağbetle karşılan- masını vakit bulup sergilerin ge- zilmesini temenni etmekten kendi- mizi alamayız. | * Alkolism İle Mücadele İçki iptilâsı gittikçe artıyor. İstanbulun eskiden hiçbir. mey- hanesi olmıyan yerlerinde adım başında bir küçük meyhane açıldı Hepsi iş yapıyor. Buralarda içki içenler, pek te ayak tak mı değil. İçlerinde aile reisleri, çocuk babaları var. Bun- 'lar, meybanelerden sallana salla- na çıkıyor, evlerine gidiyorlar. Bu baba'arı gören çocuklar nasıl ,ıeli)ir? Mektepte aldıkları — ter- iye ne fayda verir? Baba'ırı bu sarhoşluktan vaz- , geçirmek, hulâsa içki ile müessir bir mücadelede bulunmak - için "lıiçbir şey yapıldığı — görülmü- ;Wyor. — İş etin bünye üzerindeki itahribatı u gösteren; sarhoş aile- Teri tasv - eden levhalar yok. Yeşil hilâl, içki içmiyen beş ;gn kişiy- topluyor; senede bir t g yir tenezzüh yapıyor ve m bu münasebetlerle yor. Halbuki daha ge- ıha tesirli bir mücade- e, bususile bu mücade- ikteplere yardım - etse Parası yoksa, uiyeti de mi yok? hüsnü MUALLİM SAYFASI Mektebin kooperatifinden çocuklar alış veriş yapıyorlar İngiliz ilkmektepleri, teşkilât ve tesisat itibarile , dünyanın en mükemmel mektepleri sayılabilir. Her mektebin bir kütüphanesi vardır ki, zaman açıktır. Talebe burada hem derslerini hazır- lıyabilir, hem de bütün neşriyatı takip edebilir. Her mektebin zengin bir lâboratuvarı, jimnas- tikhanesi, istirahat odaları mevcuttur. Mektep koo- peratifi doğrudan doğruya talebenin parasile vücut bulmuştur. Ve yine doğrudan doğruya talebe tara- fından idare edilir. ee Boş Vakitler Nasıl Geçer? Boş vakitler nasıl geçer? — Biz zannederir ki ders zamanın- Ja ders, eğlence zamanında eğ- erse Jâzımdır. Mektepte teneffüs zamanını okumakla, mektepten sonra zamanını evde çalışmakla geçiren çocuklar, sersem olurlar, | deriz. Halbuki hiç te öyle değil. Eğlence, oyun gayretsiz yapılan şeyler midir? Bir futbol oyunu, azmi dimağ dilin kuvveti sarfını mucip oluyor? Dünyada çalışma gibi, eğlen- ce de bir gayret sarfıni mu- ciptir. Yalnız eğlence ve oyon, sevilerek, istenerek yapılır; insan ondan derin bir baz ve zevk alır. İşte işi böyle zevk haline ge- tirmek Jâzımdır. Resmimize ba- kınız: Bu çocuk, çalışıyor değil mi? Dershanede mi, lâburatüvar- da mı, evde mi? Nerede olursa olsun, ehemmiyeti yok. Buçocuk boş vaktini bu eğlenceye hasret- miş; bir balığın üzerinda tetkik- ler yapıyor; - bunünle - eğleniyor. Belki biraz sonra, çıkar, dolaşır, hava alır, beden hareketleri ya- par; çünkü onada ihliyacı oldu- gunu kendiliğinden takdir eder. Fakat şimdi en büyük eğlencesi budur. Bırakınız. çalışsın, eğlen- sin, Bu zevkli saiden, orlaya ya- ratıcı bir genç, belki insaniyete büyük hizmetler edecek bir âlim çıkacak. Hem bu ses, nekadar ahlâk vericidir; çünkü hasbidir. Çocuk- larımızın — böyle — eğlendiklerini görmeyi nekadar isteriz, İngiliz Mekteplerinde G İ Ş EREERE M M talebeye her kadar Bu Sayfada: Yeni terbiye cereyanları - Büyük ter« biyecilerin hayati - Türkiyede yeni Hazariyelerin — tatbikatı - Muallimlerin dertleri- Yeni tecrübeler vesaire. örülen Şeyler Va Mektep kütüphanesinde Talebe çalışırken İngiliz ilkmekteplerinde en ziyade ehemmiyet verilen şey, çocukların ahlâki terbiyesidir. Ameri- kanın asri mekteplerini ziyaret eden bir İngiliz terbiyecisinin şu sözü şayanı dikkattir: — Acrikan mektepleri, teknik ve vesait itiba- rile dünyanın en zengin mektepleridir. Bu mektep- lerden çıkan çocuklar hayat için hazırlanmış olarak çıkarlar. Bizim mekteplerimiz teknik itibarile bu- mükemmel değildirler. Fakat bizimkiler İngiliz yetiştirirler.., - Bahçe Mektep bahçeleri, talebe için ne güzel bir çalışma ve eğlence yeridir.Çocuklar, buralarda adale- lerini kuvvetlendirirler, bol hava ve güneş alarak çiğerlerini kuv- vetlendirirler; eğlenirler. Sonra da yetiştirdikleri mahsullarden müf- tehir olurlar, sevinirler. İnsan, bir nebatı yaşatmaktan, ona ih- timam sarfederek güzel mahsul vermesini temin etmekten büyük bir zevkalır. Bahçenin çiçek ol- sun, sebze olsun, meyva olsun, vereceği mahsul, çocuğun kendi mahsulüdür. Ona ısınır, — onu sever, Mektep bahçelerine büyük ehemmiyet vermelidir, çünkü on- leri yüktür. Bahçe işine alışan ço- cuk, bahçe işlerini seven çocuk, onu hayatının enzevkli eğlencesi sayar. Bütün hayatınca bahçe- den, bahçe işlerinden ayrılmak istemez. İleride kitapları ve alet- leri üzerine düşen bir âlim dahi olsa, dimaği yorgunluklarını bah- çe işlerile teskin etmekten geri durmaz. Resmimiz, bir mektep bah- çesinde çocukların nasıl kazma savurduklarını gösteriyor. Bukaz- malarla nasırlanan elle eminolu- nuz ki manikürlü ellerden hiç te aşağı kalmaz, kalem tutmaktan, en güzel şiirleri yaratmaktan, en güzel resim yapan fırçaları kul- lanmaktan korkmaz. ların terbiyevi kıymetleriçok bü- Fıransız Sisteminin Kötül Bizim anladığımıza göre mek- tep talebesinde zihin yorgunluğu meselesile en çok uğraşan mem- leket Fransadır. Niçin? Bunun sebebi Fransızların ananeye çok düşkün olmaları ve esk nin yerine çok makul de olsa olsa yenisini koymakta uzun zaman tereddüt etmeleridir. Filhakika mektep programları fikri mesai itibarile çok doludur. İlkmektepler bile, yeni usullerin her tarafta galebe çalmakta ol- masına rağmen, kafayı dolduran malümatımdan bir türlü kurtula- , miyor. ÂArtık orla lahsil progra- üğü mının ne halde bulunduğunu siz düşünün. Bizdeki ” programlar — ek-eri- yetle Fransız programlerindan tercüme ve, iktibas edilmiştir. Bu zihni yorgunluk meselesi hemen hiç te nazarı dikkate alınmış değildir. Bizde ilkmektepler bi- rinci devresinde zihni yorgunluk- tan pek bahsedilemez; bu sınıf- larda program — çocuğun — ka- fasını kumkuma — telâkki eden zihniyetten çok — uzaktır; fakat dördüncü ve beşinci sınıflardan mürekkep olan ikinci devre için ayni sühület vardır, denilemez. Rusyada Yüksek Mektep Moskovadan yazılıyor: Rusyada yüksek mektep, in- kişaf etmekte olan Sosyalist iktısa- diyatının bütün sahalarında mut- laka lâzım olan yeni Jmütehassıs kadrolarını ihzar tarzının en mü- him halkalarından biridir. Rusya umumi yüksek tahsilin inkişafında pek ehemmiyetli neti- celer elde etmiştir. Rusyada 304,000 talebeyi havi 500 den fazla yüksek mektep vardır ki inkılâptan evvelki Rusyanın yük- sek tahsile devam eden talebe- sinin Üç mislinden fazladır. Bu miktara, sınai) ve ziral teşebbüs- lerde çalışarak, yüksek - tahsile devam eden on binlerce talebe- yi de ilâve etmelidir. Sovyet talebesinin içtimai ter- kibi, bu son zamanlarda tama- mile değişmiştir. Sovyet Rusyanın yüksek mekteplerinde işçi ve köylü sınıflarından talebenin mik- tarı gittikçe artmaktadır. Meselâ 1931 de işçiler, bütün yüksek tahsil talebesi miktarının yüzde 4-5 ini, senayi ve teknik mektep- leri bütün talebesinin de yüzde 64 dünü teşkil ediyordu. Mütemadiyen artmakta olan işçi fakültelerini, işçilerin ve kol- moz (Kollektif çiftçiler) azasının yüksek mekteplere ihzarile meş- güldür. 1931 senesi nihayetinde | 694 işçi fakültesinde 325,000 ta- lebe vardı. Yüksek mektepler — gittikçe Rusyanın muhtelif milliyetlerine mensup talebe ile dolmaktadır. Yüksek tahsil müesseseleri müsta- kil ve muhtar — ittihatçı Cümhu- riyetlerde mütemadiyen artmak- tadır. Munhtelif şubelere ayrılan bu yüksek mekteplerin idaresi Maa- rif komiserliklerile, asıl büyük Maarrif — komiserliğinin umumi mürakabesi altında ait oldukları iktısadi teşkilâtlara bırakılmıştır. Bütün Sovyet yüksek mek- teplerinde, fabrikalarda, Devlet ve Kolmoz çiftliklerinde, ve di- ğer muhtelif mücsseselerde takip olunan şubeye göre ameli ders- ler mecburidir. Bu mecburl ameli dersler, tahsiline tahsis olunan zamanın yüzde 40 ilâ 50 sini teşkil eder. İlmi tahdit sahasında ki iş- çilerin kadrolarını, fizik, riyaziye, tabiyat gibi muhtelif dersler için muallimleri ihzar etmeye memur . olan Darülfünunlar, Rusyadaki yüksek tahsil sisteminde hususl bir mevki tutarlar. Sovyet Darülfünunlarında ati- deki şubeler çalışmaktadır: Fizik, riyaziye, mihenik, heyet, mesaha ilmi (göodesigve), cog- rafya, geofisik, —arziyat, kimya, hayvanat,” nebatat ve jizyolloji şubeleri. Bu şubelerdeki müderris ve muallim kadroları, herhangi bir yüksek mektepte tahsil eden ta- lebe arasından namzet seçmek suretile, — muhtelif — ihtisaslarına göre ilmi tahriri müesseselerinde ihzar edilir. Bizde ilkmekteplerin ikinci devre programı, bir de zihin yor- gunluğu noklai nazarından de- rince tetkik edilmek lâzımgelir.