Siyaset Âlemi ' Mançuride Yirmi Bin Kişi Kıyam Etti Harbin 27 — Şarki ve şimal! Mançuri eyaletleri Yeni Mançuri hükümetine karşı isyan halinde- dir. Japonya, İisyan — sahasına evvelce Çin - Japon harbine gön- derdiği kuvvetten daha muazzam bir kuvvet göndermiye başla- mıştır. Kıyam edenlerin miktarı 20 bini mütacavizdi.. Kıyam sa- hası Şarki Çin — demiryollarile aşağı mıntakadadır. Jeneral İliroz ve Morayın alayları kıyamcıların Üzerine sevkedilmiştir. — Jeneral Yodanın alayı da bunlara iltihak etmek Üzeredir. "Nakamuranın alayı silâh ve top yüklü 22 gemi İle Sımgariye inmektedir. Gemi- lere 4 gambot refakat etmektedir. Bir İtilâfa Doğru Cenevre, 19 — Cemiyeti Ak- Yam 19 lar komitesinin Çin- Japon ihtilâfı etrafındaki hafi içtimam- da, komite her iki hükümet ara- sında bir itilâf imkânmı tahakkuk ettirecek bir formül bulmuştur. Bu formül Çin ve Japon hükü- metlerine teve” edilmiştir. Uzlaşma Formülünü Japonlar Da Kabul Ettiler Şanghay 27 Je —vanın Çindeki — sefirine, Çin — J pon ihtilâfı hakkında İngiliz sefirinin teklif ettiği uzlaşma Fformülünü kabul etmesi için Tokyodan tali- mat gelmiştir. Bu formülü Çinliler daha evyelce kabul etmişlerdir Tuna Meselesi Hakkında Bir Mülâkat Paris, 27 — M. Makdonald'ın Tuna meselesi hakkında M. Tar- diyö ve M. Brüning ile görüşmek arzusunda olduğu söylenmektedir. Tuna meselesi Lozanda görüşük- miyecekti, Makdonaldın teşeb- büsü ile M. Stimsonun Dörtler konferansını içtimaa çağıracağı söylenmektedir. 4 Esrarongiz Bir İntihar Paris, 27 — are — ile Maaşı geçerken dern düşerek boğulan banker Loevanten'in odı hizmetçisi Bakster intihar etmiştir. Bakster, bankerin oğlunun hizme- tine girmişti. Mumaileyh bir para meselesi yüzünden intihar etmiş- tir. Bakster, Loevantenin ölü- müne ait bir mektup bırakmıştır. EDEBİ TEFRİKAMIZ: 98 SUN FUSTA —— Gönül İşleri Tramvayda Şimali Mançuri Ayaklandı. Çin Tekrar|Rast Geldiğim Kana Boyanacağa Benziyor Fransız Hududun- da Yaşasın Hitler Sadaları Paris, 27 — Pazar günü Sar Fransız Alman hududunda Fransız gümrük memurları kaçak eşya geçiren bir Almanı tevkif etmiş- lerdir. Bu esnada Almo- milli marşını söyleyen ve “yuşasın Hitler!,, diye bağran 100 Alman genci vatandaşlarıni gümrük me- murlarının elinden zorla almışlar, gümrükçüler Fransız toprağına ilticaya mecbur olmuşlardır. Baynelmilel Teşriki Mesai Cenevre 27 — M. Alber To- mas beyanatında hükümetlere hitap ederek, beynelmilel iktısa- di büyük teşriki mesai saatinin gelmiş bulunduğunu söylemiştir. Cenevre 27 — Lehistan Ha- riciye Nazırı M. Zeleski bugün Varşovaya — gitmiştir. Cemiyeti Akvam Meclisinin ictimanda bu- Loit Corç Tekrar Muhalif OlLacakmış ondra 27 — Teşrinievvel intihabatı neticesinde Loit Corç ile mesai fırkasının birleşerek milli hükümete karşı muhalefet cephesi teskil edecekleri musırren söylenmektedir, Loit Corç mutedil bir işçi programile beraber çalış- Kızlar Geçen gün tramvayda iki kıza rast geldim, ikisi de 20 yaşlarında, ««isi de güzeldi. Güzel giyinmiş- lerdi. Yüzlerinde neş'e ve sıhhat, gözlerinde —saadet, — ağızlarında tebessüm parlıyordu. | Şehrin zengin semtinden gell- yor, ağlebi ihtimal bir çaya ve- ğ | yahut sinemaya gidiyorlardı. İhti- mayı kabul edeceği söylenmektedir. $ lunmak üzere mayıs başında tek- | rar gelecektir. Londra 27 — Sir Jon Simon | Cenevreye hareket etmiştir. Alman Maliye Nazırı Berlin 27 — Almanya Maliye nazızı M. Lehzer yakında vazife- sinden ayrılacaktır, vergi ve büt- çe mütahassısı olan iki müsteşar mumaileyhi istihlâf edecektir. Kanlı Bir Müsademe Billao 27 — Cumhuriyetçilerle Milliyetperverler arasında büyük bir müsademe olmuş 200 el silâh atılmış kimse ölmemiştir. Müsa- demede iki taraf boğazlaşmış, bir çok kimseler yaralanmıştir. 20 kişi tevkif edilmiştir. -— TAKVİM —— ( PERŞEMBE J Ruml 15-Nisan- sere - I Vaktt JEzas! | Vet Ahpıll.—â: L 4 0903 Vaktı (Rzant | Ve tt Güneş |O —3 2 Öğle | 5 o912 N ikindi | 8. Solis. 2 Yatsı İman'e AÇLIK Müellifi: Knut Hamsun Bunları bir defa daha oku- dum ve hissettiğim şüphenin bir denbire dağıldığını gördüm. Yaz- dığım fıkraların içimde çök süslü ve heyecan vericileri vardı. İçim- de, derhal işe koyularak piyesimi bitirmek için dayanılmaz, sarhoş edici bir arzu uyandı. Ayağa kalktım ve ev sahibi- nin beni yavaş — yürümeye sevk için hiddetle yaptığı işaretlere hiç ehemmiyet vermiyerek kapı- ya doğru yürüdüm. Azimkârane bir adımla odanın methalinden geçtim, ilk katın merdivenlerini çıktım ve sabık odama girdim. Gemici burada değildi. O balde bir an icin burada otur- maktan beni meneden ne vardı? | Mütercimi: P S. Onun eşyasına dokunacak, batta masasını bile kullanacak değildim. Sadece kapının yanında bir san- dalyeye oturacaktım ve buna da memnun olacaktım. Oturdum ve hummalı bir hararetle kâğıtlarımı çıkardım, dizlerimin Üzerine yay- dim. Birkaç dakika herşey mü- kemmel oldu. Sualler ve cevap- lar kafamdan kalemime, kale- mimden de kâğıdımın üzerine dökülüyordu. Dolu dizgin gidi- yordum. Sayfa Üzerine sayfa yazıyor- dum, Heyecandan kendimi kay- betmiş gibiydim. dakikada biricik gürültü sevinç- mıgımpıiı ve sık sık nefes Çfîmerivkadakı' 'İşsizler Gittikçe 'Çoğalıyor Nevyork, 27 — Amerika me- | sai nazırma nazaran, Amevikada işsizlerin adedi 7 milyon 950 bin kişi artmıştır. Nazır, bu felâketle mücadele için beş günlük mesai haftası usulünün kabulünü tavsi- etmektedir. Sofyada Tramvay Amelesi Grev Yaptı Sofya, 27 — Tıamvay ame- lesi grev yapmıştır. Amele sekiz saati mesaiden fazlası için ücret istemektedir. Seyriseferi şimen- difer mektebi talebesi — temin etmektedir. Hırsız Bir Müdür Prag 27 — Bir çok milyon- lar çalıp kaçan Madenler Umum müdürü Şare Zoziçekin müstear bir isimle cenubi Amerikaya kaç- tığı anlaşılmıştır. alışımdan ibaretti. Aklıma iyi bir de fikir geldi : Piyesimin münasip bir yerinde bir çan sesi işitilme- liydi. Herşey yolundaydı. Tam o dakikada merdivende bir ayak sesi işittim. Bütün vü- cudum - titremiye başladı, başım dönüyordu. İçimde korku, her an bir vak'aya Muntazır, sessiz durdum, Kulak kabarttım. Kur- şun kalemi elimde, tek bir kelime yazmaktan âcizdim. Kapı açıldı, alt kattaki odada gördügüm çift içeri girdiler. Ev sahibi kadın benim özür beyan etmek üzere ağzımı açmaklığıma — bile vakit bırakmadan avaz avaz bağırmıya başladı: — Allah yardımcım olsun, yine gelmiş! — Mazur görünüz, dedim. Daha başka şeyler söylemek istiyor, fakat söyliyemiyordum. Ev sahibi “w açtı ve bağırmıya devam z Son Alman intibabında vazife alan Hitler ordus 1 ve Hitler karargâhı Feci Bir | Tayyare |(Kazası Riya dö Jeneyro 27 — Nafia Nazırının bindiği bir deniz tay- yaresi denize inerken kapaklan- mıştır. Nazır yaralanmış, üç kişi ölmüştür. Müthiş Bir İnfilâk Sidney 27 — 930 senesin- denberi kapalı bulunan kömür maddeninde bir infilâk olmuş, bü- tün tesisat ve binası yıkılmıştır. Ziyan 200,000 İngiliz lirası tah- min edilmektedir. - Faşizm Aleyhtarları Cenevre, 27 — Faşistlerle, Faşist aleyhtarları şehrin muh- telif yerlerinde müsademe etmiş- lerdir. İtalyan Konsoloshanesinde de bir yangın çıkmıştır. Yanar Dağ Tehlikesi Boynes Ayres 27 — Sen Ro- fael şehri üzerine yeninden — vol- kan indifama ait küller yağmıştır. — Eğer derhal çıkmazsamız gidip polis çağıracağım ! Ayağa kalktım, hafif sesle: — Size sadece allaha ismar- ladık demek - istiyoram dedim. Fakat beklemeye mecbur kaldım. Bu müddet zarfında hiç bir şe- yinize dokunmadım, şu sandalye- nin Üzerinde uslu uslu oturdum. Gemici söze karıştı : — Oh, zarar yok, zarar yok! Ne çıkar? Bırakınız. bu adamı kendi haline! Merdivenlerden aşağıya iner- ken beni hemen hemen topuk- larımın üzerinde takip eden bu karmı şiş kadına karşı içimde birden bire hiddet fırtınası ka- kadın kapıyı ardına bardı, bir saniye durdum. Ağıım kaba küfürlerle doluydu. Hepsi- ni de silkip boşaltmak istiyor- dum. Fakat gemici kadının ar- kasından geliyorda. liyecek- lerimi iıitec':h,i'. Oıııs:,u:: bes- lediğim — minnettarlığın — tesirile sustum. Ev sahibi kadın el'an | mal sinemadan çıktıktan sonra bir şekerci dükkânina uğrayıp çıkolata falan alacak, sonra bir arkadaşlarının evine gidip akşa- ma kadar gülüp eğleneceklerdi. Tramvayda başka kadınlar da vardı. Fakat bunlar sarı yüzlü, pejmürde kıyafetli, zayıf veya fazla şişman kimselerdi. Her halde insana, yüzlerine bakmak için iştah vermiyorlardı. Bu iki genç kız, yol kenar- larında otlar arasından başlarını çıkaran iki yabani gül gibi par- lıyorlardı. Sanki bunlar — öteki kadınların mensup olduğu mille- tin çocukları değillerdi. Araların- da o kadar büyük bir uçurum vardı. Biri maziyi, ötekiler istikbali hatırlatıyorlardı. Yalnız içime elem veren şu idi: Bu kızlar, bu şuh, bu şen, bu güzel görünüşleri ile her halde Türke — benzemiyorlardı. Hallerinde daha ziyade bir levan- ten, bir ecnebi manzarası vardı. İşte bizde işin acı tarafı bu- rasıdır. Ya çok geride kalıyoruz, ya hut bütün mazimizli, bütün anane lerimizi, bütün milli seciyelerimizi bir tarafa bırakarak öbür tarafa atlıyor ve o vakit sendeliyor, şa- şırıyoruz. Yalnız şurası muhakkak ki bu, genç kızlar gülmesini, mes'ut olmasını öğrenmişlerdi. Bundan dolayı her şeyleri mazur görü- lebilirdi. * Hasret imzalı kariime: Muvakkal aşk ile hakikt aşkı birbirinden ayırınız. Mektubunuz- dan henüz çocuk denecek bir yaşta olduğunuz anlaşılıyor. Bu yaştaki sevdaya inanılmaz. Çok geçmez bugünkü üzüntülü günle- rinize acırsınız. HANIMTEYZE beni takip ediyordu ve bana fasılasız küfür savuruyordu. Be- nim de her adım attıkça hiddetim artıyordu. Alt kata, avluya indik, ben elân kadınla boğazlaşıp boğaz- laşmamayı düşünüyor, pek yavaş yürüyordum. O ande hiddet beni tamamen boğuyordu, kan dökmeyi, kadını bir ham- lede yere yatıracak bir tekme indirmeyi tasarlıyordum. Kapının önünde karşıma bir komisyoncu çıktı, beni selâmladı. Cevap vere medim, arkamdan gelen ev sa- hibi kadına müracaat etti, beni sorduğunu — işittim, fakat dön- medim. Kapıdan birkaç adım öteda komisyoncu beni yakaladı, tekrar selâm verdi, durdurdu ve elime bir mektup sıkıştırdı. Şiddetle, istemiye istemiye yırttım, içinden on kuronluk bir banknot çıktı. Fakat zarfta mektup yoktu. Adama baktım, sordum: ( Arkası var ) Bi