ÇARERERR v wÜ ğr a am | boşça vakil Haftada Bir Defa Muallim Sayfası Her Hafta Perşembe Günleri Reşredilir. Bugün, çecuk haftasının altıncı günüdür. Türc milleti, 23 Nisan 1920 de yeniden doğdu ve müs- takil Türkiye şeklinde rüştünü ispat etti. Bugünün mukaddes hatırasını taziz ederken, çocuk haftasına da başlıyoruz. Ço- cuk bhaftasının başını 23 Nisana getirmekte çok — büyük isabet edilmiş olduğuna kanüz. Bazı kimseler, çocuk baftasından hâlâ bir şey anlamadıklarını söylemek- ten çekinmiyorlar. Anlamamakta mazeretlerini kabul etmek lâzım! Çünki o kimselerin çocukluk- ları, münfail Passif bir halde geçmiştir; çocukluklarından zevk almamışlardır. Bugün de çocuğun, kendi çocukluları gibi, dünyadan habersiz ka'malarını - istiyorlar! Bununla beraber onlar, çocuk haftasım, bir bakıma, beğenmi- miyorlar da değil; çünkâ o sa- yede bir hafta daha hoşça ve geçirmenin - zevkıni gıkarıyor'ar. Çocuk baftası, umumi harp- ten sonra, medeni — milletlerin hepsi tarafınrdan kabul edilmiştir. Bundan maksat, büyüklere çocu- Vö ndürmektir; çocuğa ve l ben'i şŞine hürmet etmeyi ÜÖk ktir. Çocuğu, çocuk diye edenler, çocuğun da tam * ik olluğunu anlıyabilsin- k e böyle bir hafta icat ştir. Bu haftanın kıymetini, sakkile takdir. edemesek te, en sonra gelecekler onun çok amlu ve mübarek birşey oldu- anu bileceklerdir. Bu hafta zarfında bütün mek- taplerde müsamereler yapılmıştır ; hele 23 Nisın çok hararetli tesit edilmiştir. O gün Beyazıt civa- rındaki — ilkmekteplerden — birini ziyaret ettik. Talebe her vakıtki gibi — mektebe toplanmışlar, muallimlerini odalarında ziyaret ALLİM SAYFASI Amerikalılara Cüre Moderen Mektep Binası geei —ei Rusyadav Bir -köy. Mektebi Rousyanın ( Tver) hükümetinde bir köy mektebi. — Memleket ge- niş, halk fakir olduğu, yeni mektep binaları vücuda getirecek para bulunmadığı vakit, çocukların talim ve terbiyesini ihmal etmek elbet- tebi. te dog: değildir. İşte size Rusyanın ücra bir yerinde bir köy mek- ıpekfılıinne,ıırılırdıonıgh:fy akat çalışmak ve öğ- renmek aşkı ziyade olunca bina ve levazım tâli derecede ehemmi- yeti haizdir. Bu zavallı çocuklar, siyah tahtaya bakmak için ne zah- met çekiyorlar. Böyle bir vaziy€tte ders, çocukları yormıyacak su- rette kısa fasılalarla kesilir. Gayretli bir muallim, böyle hallerde de talebesine zarar vermiyecek tarzda tedrisatını idare etmeği bilir. edip milli bayramı tebrik etmiş- lerdir. Sanra muallimler de hep birden birer birer sınıflara gire- vek çocuklara ziyaretleri iade eylediler. Bu karşılıklı ziyaretlerle tale- beye, bu bayramın hbatırlattığı büyük günü, milli zafer ve şerefi anlatmıya, — çocük — bayramının Almanyada —Çocuk Bakımı Almanyada, çocukların sıhhatine pek ziyade ehemmiyet verilmek- tedir. Harptea evvel, çocuk vefiyatının. en az hadde indirildiği yer Almanya il yapmak değil, doğan çocukları Zaten oradaki nüfus artmasının saikı, yalnız çok çocuk ölümden kurtarmıya çalışmaktır. Şoc.ı. irın çoğu bakımsızlık yüzünden, daha sütte iken, ölüyor. ocuk hastal klarının en Çocu'larıı mam el ve çok vatarlaş sahibi olür. Almanyıs n prıd.ı çocü*ır , semimiz, fenası, her - tarafında "laralarını çocuk bakım müesseseleri suntazaman ölçülür, tartılır, erlin civarında Ponkow sıhhat yurdunda çocukların göslerinektedir. mide ve barsak. hastalıklarıdır. dasına İâzımı gibi ehemmiyet verilir, sıhhatlerine ihti- >,, vefiyat mühim bir nisbette azalır ve memleket sıhhatli vardır. tıbbi muayene - edilir. kıyme! göstermiye vesile ol- muştur.Ziyaretlerden sonra, talebe konferans salonuna - toplanarak, projeksiyon ile, İstanbulun muh- telif semtlerini, güzel manza- ralarını, memleketin bazı tarafla- rını seyretmiş ve öğleye kadar çok samimi, çok heyecanlı vakit |Muallimler Ve Köy Mektepleri Önümüzdeki i ders senesi ba- şında haklarında fena müfettiş raporları mevcut olan muallimler şehir mekteplerinden — alınarak köy mekteplerine nakledilecektir. Bu mesele muallimler arasında bir takım münakaşaları mucip olmuştur. Kendisile görüştüğümüz bir muallim bu mesele hakkında şunları söylemektedir: Köy mektepleri, bizce şehir mekteplerinden daha mühimdir, Köylere muvaffak olmıyan mual- limleri değil, muvaffak — olanları göndermeli, mueyyen bir hizmet- ten sonra tekra şehre almalıdır. Köy muallimi kuvvetli - olmalıdır, çünki muallim köyde şu veya bu — nufuzlu — ağanın — nüfuzu altında kalırsa hakiki vazifesi- ni — yapmamış olur. Onun vazifesi köylüleri yükseltmek, on- lara sıhhi, içtimat ve iktısadi faydalı bilgiler vererek yaşayiş- larını değiştirmektir. Bu - itibarla muvaffak — olmıyan — muallimleri köylere göndermak esası önümüz- deki sene zarfında mutlaka terk edilmelidir. Polonyada Muallim Mektepleri Polonyada muallim olabilmek için yedi senelik iptidai tahsilin- den sonra beş senelik muallim mektepleri takip olu muallim mekteplerinden başka “Pedago- gium, tabir olunan iki senelik | yüksek muallim mektepleri de vardır. Pedagogiuma kabul edi- lebilmek için bir olgünluk imti- hanı geçirmek lâzımdır. Bunlar da nazari tedrisat pe- dagogiyuma mülhak mekteplerde tatbiki tedrisat ile ikmal olunur. Muallim namzedinin çocuğun iç- timat muhitini ve terbiyenin içti- mai bir faaliyet olduğunu nazarı dikkate alarak, onun hayatını ve inkişafını düşünmek meeburiyetin- de bulunması prensibine istinaden program, muallim mekteplerinde tedrisi mutat olan derslerden baş ka içtimaiyat ile ictimal peda- derslerini de ihtiva eder. Bugüne kadar 218 muallim mektebi mevcut olduğu gibi üç —rantmmmammana tane de pedagogium vardır; bu- nunla beraber gidişe bakılırsa, gögiumların muallim mekte- l yerine kaim olacağı anlaşı- maktadır. Polonyada, muallim mektep- lerile — pedagogiumlara ehliyetli muallim yetiştirmek için, 1928 denberi Krakovi Darülfünununa merbut, Darülfünun tahsili gör- müş talebenin kabul edildiği iki — senelik — pedagoji — dersi tur. Maarif nezareti bir müsabaka açarak buraya mecani talebe alır veya devam edecek muallimlere iki senelik bir. mezuniyet — verir. Mekteplerde birkaç sene tedri- sat yapmış olan ümler, ter- cihan kabul dunırı.mk- teplerinde muallimli ını alabilmek için tahriri ve şifahi bir imtihan geçirmek lâzımdır. Bu Sayfada: Yeni terbiye ı;v:yıılın - Büyük ter- biyecilerin bayati - Türkiyede yesi nazariyelerin — tatbikatı - Muallimlerin dertleri- Yeni tecrübeler vesnire. Hür . Terbiye Zamanımızda yanlış anlaşılmış tabirlerden biri de “hür terbi- ye , dir. Ebeveyin ve muallim, | zannediyorlarki — “hür terbiye,, | demek, çocuğu büsbütün başı boş bırakmak, hiçbir işine ka- zışmamak, — muhitinden — aldığı telkinler ne olursa olsun, ona tesir icrasından — kaçınmaktır. Bundan hatalı bir yol olamaz. *Hür terbiye,, yi böyle anlamak- an büyük kusur bulunamaz. Çocul tek başına bulunsaydı, kendi ha- line bırakılmasında belki bir beis olmıyabilirdi. Halbuki çocuk, evinde teyze hanımlarla, bizmetçi kadınlarla, uşaklarla, şununla bununla, 80- kakta mahalle çocuklarile daima temastadır. Onların b xrimden hir telkin, bir tesir a u telkin ve tesirleri mutla nurakabe etmek, meşum tesirlerinden ço- cuğu kurtarmak lâzım gelir. Mektepte muallimin nazarı, her an çocuk üzerine matuf bu- lunmalıdır. Çocuğun hiçbir hali, hiçbir tavrı muallimin murakabe- sinden uzak kalamaz. Muallim, iyi bir terbiye vermek için, ço- cuğu derinden derine mütalea etmek mecburiyetindedir. Mualli- min en birinci vazifesi mürebbi- liktir; yalnız ders öğretmek de- gildir. “Hür terbiye ,, demek, ço- cuğun tav'iyetine riayet etmek, çocuğun kabiliyetlerine göre ter- biyesini temin eylemek, çocuğu hırpalamamak, sıkmamak, kabi- liyetinin haricinde üzerine yük- lenmemek demektir. Bunu iyice anlamalıyız ki çocuk, elimizden ve dikkatimizden kurtulduğu yünü, bizim için de, kendisi için de zararlı yollara, sürüklenmek mu- hatarasına düşmüştür. Bu mu- hatarayı muallim, her an göz önünde bulundurmalıdır. Hür terbiyeyi yanlış anlamak tembel muallimlerin işine gelir; gçünki çocuklar avluda oynarken odasında sigarasını içerek key- fini yetiştiren bir muallime, niçin çocuklara bakmadığı — sorulursa “Hür terbiyo, yaptığını söyler. Her halde çocukları derin bir aşkla sevmekle ve onların tav'i- yetlerine riayet etmekle beraber hiçbir. vakit murakabeden uzak bulundurmamak, — onlara daima iyi yollarda rehber olmak, terbi- yelerine bu suretle itina etmek pek mühimdir. Çocukları Koruma Cemiyeti ; Bizde Hilâliahmerin yaptığı vazifeyi Amerikada Çocuk Koruma Cemiyetleri yapıyor. Ahiren Amerikanın Filadelfia şehrinde, beynek milel ( Cenevre Cemiyeti ) bir yemek sergisi açmıştır. Sergi aç İmaz- dan evvel, Cemiyet, sokak ortasında 2000 kişiye yemek vermiştir. Resmimiz, fakir çocukların sokak ortasında yemek yemelerini gös- | teriyor.