29 Mart 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

29 Mart 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Japoryada Geniş Bir Fesat Tertibatı Tokyo, 28 — Müt. veffa Bar ron Takuma Dan'ın katli üzerine polisin sarfettiği faaliyet ve sui- kastin büyük mikyasta itiraf edi- mesi neticesinde, Japon ricali siyasiye ve maliyesinden bazıla- rını katletmek için teşkil edilen fesat heyeti azasından 13 kişi kat'i surette itham altıma alın- mışlardır. Fesat heyetinin ölüme mah- küm etmiş olduğu Japon ricaline ait liste meyanında devlet adam- larının en kidemlisi olan Prens Sailon Ji ile birlikte başvekil, İnuke, Baron Vokasuki, Şideh - ra, bazı nazırlar ve altı büyük mall ve sınai müessese müdürü. Maznunlar “ Kan kardişleri,, teş- kilâtına mensupturlar ve sabık tazırlar da bulunmaktadır. Çinliler Müzakereyi Kestiler Mi? Nankin 28 — Cemiyeti Akvam Tahkik Komisyonu Nankine vâsıl olmuştur. Şanghay 28 — Cemiyeti Ak- vam Komisyonu buradan hareket eder etmez Çin namına Japonlar- la sulh müzakerelerini idare eden Çin İcra Meclisi Reis Veki'i M. Hankeuyede Soongin ha- reket ettiği haber verilmek- tedir. Bu hareket endişe uyan- dırmiştir. Çünki, Çin küküme- tinin, Cemiyeti Akvam komisyonu burada iken onun arzusuma teba- iyetle — Japonlarla — müzakereye giriştiği, fakat gider gitmez de müzakereyi kesmek istediği zan- molunuyor. Japon Harbiye Nazırı Meydan Okuyor Londra 28 — Tokyodan Tay- mis gazetesine bildirildiğine göre Mişi-Mişi gazetesi, Japon Harbiye Nazırı Ceneral Arakinin mühim bazı beyanatını neşretmiştir. Ba zat, Çin-Japon buhranın- dan bahsetmiş ve bu bulbranın Mançuri yüzünden uzak şarkta sulhün ihlâlini icap eden son fırsat olduğunu — söylemiş, Japonyanın, me Cemiyeti Akvam ve ne de diğer devletlerin işlerine müdahelesini kabul edemiyeceğini kaydetmiş, cemiyeti Akvanın iktidar ve salâ- hiyetinin derecesi uzak şark buh- ranında imtihana tâbi tutulmak istediğini söylemiş ve her şeyden evvel Cemiyeti Akvam tahkik komisyonunun raporunu bekle- EDEBI TEFRİKAMIZ; 7i AÇLIR Müellifi: Knut Hamsun Hasta değildim, fakat gündüm, terlemiye baş'ıyordum. Büyük çarşıya giderek biraz din- lenmeyi düşündüm; fakat yol uzun — ve zahmetliydi; — nihayet oraya hemen hemen varmıştım, garşı meydanının ve caddesinin köşesinde idim, Ter gözlerimden akıyor, gözlüğümü buğuluyor, beni körleştiriyordu ve — kurulanmak için biraz durmuştum. Bulundu- Bum yere dikkat etmedim, bunu düşünmedim; etrafımda gürültü korkunçtu. yor- Japonyada Geniş Bir Fesat Tertibatı. İtalya Geeçmişi Unutmak Taraftarı İtalya Geçmişi Unutmak İstiyor Roma 28 — Yakında Londra- da toplanarak mevcut Beynelmilel meseleleri ve meselâ borçlar ve tamirat işlerini görüşecek olan Konferansın İtalyada büyük bir teveccühle karşılandığını kayde- den Mesacero gazetesi, Londra muhabirine atfen şu mühim mü- talcayı kaydediyor: *Yakında açılacak olan konfe- rans, Âvrupanın vaziyetini tavzi- he va Lozan konferansı için zemin hazırlamıya hizmet ede- cektir. Ancak bu müzakerelerin muvaffakıyetle neticelenmesi, Fran- sanın takınacağı tavri harekete bağlıdır. İtalyaya gelince; Geçmiş hâ- diselere sünger çekmekten ibaret olan bu siyaseti daha şimdiden Almanya ve Amerika hükümet- leri tasvip etmişlerdir. İngiltere Fransa İle Anlaşmak - İstiyor Paris 28 — Peti Jurnal ge- zetesi, Londrada toplanacak olan ve ismine Dörtler konferansı de- nilen İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya arasındaki umumi? müza- kerelerden evvel İngiliz Başvekili M. Mak Donaldın Fransız Başvekili M. Tardiyöye müracaatle evvelâ iki devletin aralarında anlaşma- ları Tüzumunu ileri sürdüğünü kaydetmektedir. Amerikada Kasırga Mongomeri 28 (Alayama, Ame- rika) — Yeniden şiddetli bir ka- sırga çıkmış, altı kişi daha öl- müştür. Geçen haftaki kasırgalar- da ise dokuz kişi ölmüş, 57 kişi yaralanmıştı. mek icap ettiğini kaydeyledikten sonra şu mübhim sözleri sarfet- miştir. “Eğer bu rapor, şayet vazi- yetin takdir edilmediğini gös- terecek olursa, Japonya, Cemi- yeti Akvamı terketmekle kalmı- yacak, belki Cemiyeti Akvamın Uzak şark - işlerine müdahale hakkını da kabul etmiyecektir.,, İrlânda İle İngiltere Anlaşabilecek Mi Londra 28 — 400 kadar İr- lânda cümhuriyetçisi askeri bir yürüyüşle Grines şehrinin orta- sından geçerek dahili muhare- belerde maktul düşen katolik mezarlığındaki arkadaşlarının mezarına — çelenkler koymuşlar- ar. Birçok hatipler, bu münase- betle nutuklar söylemiş ve bütün gençleri cümhuriyetçilere iltihaka davet etmişlerdir. Polis vak'a mahalline geldiği zaman kimseyi bulamamış, yalnız cümhuriyetçiler tarafından — bırakılan Sin - Fin renklerini havi bayrakları kaldır- mışilir. (Son Posta: Bu çebir Şimalt Ir- lândada olduğundan ve hükümeti de ayrı bulunduğundan zabıta müda- halesi yapılmıştır ) x Düblen 28 — Mustakil İrlânda amele fırkası meb'usları İngiliz Fransa sodakat yemini yapmak istemiyen cümhuriyet partisine iltihak ve bu meselede ona müza- herete karar vermiştir. x Londra, 28 — Sadakat ye- mini meselesinden dolayı İrlânda ile çıkan ihtilâfin kolaylıkla hal- ledilemiyeceği kanaati umumi- dir. Bu münasabetle İrlânda çif- çisi arastıda endişe baş göster- miştir. Çünki bunların mahsulâtı, İngiliz piyasasının elindedir. Baron Takuma Danı öldüren Goro Hişinuma Maruf sanayicilerden Baron Takuma Danı öldüren genç mektepli katil. Bu adamın iİfşaatı ve daha birçok Japon ricalinin öldürüleceğini iftiharla haber vermesi özerinedir ki, mevzubahs fesat tertibatı meydana çıkarılmıştır. İngiliz Çıkmasından Memnun Değiller Londra, 28 Dolara na- zaran İngiliz lirası sağlam oldu- ğundan Amerika tarafınden ahi- ren İngiltereye açılmış olan kre diler bakayasının tediye olacağının resmen ilân edilmesi Citede hay- reti mucip olmıyacaktır. Malündur ki İngiliz lirasının tehlikeli bir surette tereffüüne mâni olmak için İngilizler, dolar, frank ve sair dövizler satın almış- lardır. İngilizler bu suretle tedi- yesi icap eden birkaç düzüne milyon doları tediyeye kâfi döviz elde etmişlerdir. Son zamanlardaki — tereffü, gayritabil telâkki edilmekte olup bil- hassa ecnebi sermayelerinin Lon- draya hücumunun bir neticesi addedilmektedir. Romanyadaki Casusluk Meselesi Rükreş 28 — Künunusanide keşfedilen ve Lökok isminde bir fransız — kaptanının da alâkadar olduğu tespit edilen casusluk meselesine ait tahkikat evrakı tamamlanmış, tahkikat — hakimi vazifesini — bitirmiştir. Yakında muhakeme başlıyacaktır. Bu me- sele, sabık Sovyet Zabıta teşkilâ- tı memurlarından — Agabekofu kaçırmak teşebbüsünün doğurdu- ğu vaziyettir. ( Gönül İşleri l Kızıma Her Şeyi Anlatayım Mı? “Dul bir kadınım, On sekiz yaşında Bir kızım var. Kocumdan birşey kalmadı. Uzak akrabadan bir genç biz. evine davet ediyor. Bizi himayasi altına almak latiyor. Ben kendimden değlli, fakat kızımdan kore kuyorum. Gitmerzsek açlıktan — ölmekliğimin mühtemel gidersek kızımı koruyamıyaca» gumdan endişe ediyorum. Kızıma - tehlikeyi Açıp onu — şimdiden İkaz olur me?, Bence annenin ilk vazifesi, kızını ikaz etmek, ona hayatın bütün tehlikelerini öğretmektir. Bilhassa bu vaziyette bulunan bir anne için bundan daha tabil ve daha mübrem bir vazife olamaz. Yalnız gördüğünüz - tehlike variddir. Bir evde bir genç adamla bir genç kızı bulundurmak, ve bunların uzun müddet bir arada yaşamasına razı olmak, tehlikeyi evvelden kabul etmektir. Kızi ikaz dahi etmiş olsanız, akıbeti- nin ne olacağını tahmin edemer- siniz. Ben bir kızın, bir erkek tarafından yapılabilecek bir tek- lifi reddedebilecek kadar kuvvet- li olabileceğini kabul etmiyorum, Çocuklarımıza hayatın sırrım öğretmekten içtinap — edişimizin bikmeti, onları cahili olduklarını zannettiğimiz bu işlerde — ikax etmemektir. Halbuki hayat onlara busırrı bizden evvel öğretmiştir. Hem bir gencin cinsi meselelerde tamamen cahil kalmasına irakân yoktur. Bu meselede her aileye düşen wazife, çocuğa karşı takip edile- rek terbiye sisteminin tayininde« dir. Onulara hayatı olduğu gibi, insanları da ne şeytan ve ne de melâike olarak tanıtacaksak, kı- zımızın — hayattan — korkmiyaca« ğına emin olabilirsiniz Kızlar bik melidirler ki, insanlar ne şeytan« dir, ne de melâike. Ona göre adımını atmalı, ona göre tedbi- rini almalıdır. » Bir ecnebi şirketinde E. J. M. rümuzlu gence: Kızın hareketi, sana karşi itimadı olmadığına delildir. Ona itimat ve samimiyet telkin etme- diğin için, emeline kavuştuktan sonra kaçıp gideceğine kanidir. Seviyorsan iİş değişir, © vakit ondan istediklerini isteyemezsin, Seviyorsan yapacak birşey yoktur. HANIMTEYZE -— TAKVİM —— LENLEY Na $ı Gün 29- Mart « 932 Arabi ©1 « Zülede « 1350 etsem doğru Kammt dij | Rumf 16 “Mart- sene- 1349 Ezant | V. t | Vaktt JEzani |V. ti | | 11188 48| Akşam |12 — 18 Si & uîıı. 9| Yata | L s20 8 zojıs. sı| İmsak ( 9. 55) * ııı Vakit Güneş Öğzle İkindi Mütecimi: P 5. Birdenbire bir varda çığlığı koptu, keskin, soğuk bir - ihtar. Bunu duyuyorum, çok iyi yorum ve asabiyetle kenara at- hyorum, fena bir halde bulunan bacaklarımın' - iktidarı nisbetinde acele bir adım atıyorum. Önüm- dan canavar bir ekmekçi arabası geçiyor vetekerliği ceketime sür- tünüyor; biraz daha acele ede- bilseydim zararsız kurtulacaktım. Belki zahmet etseydim biraz da- ha acale, bir parçacık daha ace- le edebilirdim, artık yapılacak d. şey yoktu, ayaklarımdan birinde bir acı duydum, bir kaç parma- ğim ezildi kunduramın içinde ezilip büküldüklerini hissettim. Ekmekçi hayvanlarını bütün kuvvetile çekti ve — durdurdu; oturduğu yerde döndü ve dehşet içinde kalarak ne olduğunu sor- | du. Oh! Daha berbat bir şey di'. Belki bu o kadar va- him değildi... Bir şey kırıldığını zannetmiyorum.. Oh! rica ederim.. Muktedir olduğum kadar ça- buk bir sıraya doğru gittim; bütün bu duran adamlar gözleri- ni bana dikmişler, beni şaşkına döndürüyorlardı. Hakikatta bu öldürücü darbe değildi, felâket anında şansım bana yardım et- mişti. En kötüsü şu idi ki ayakka- ucundan kaldırdım kopmuştu. — Ayağımı ve açık yerde kan gördüm. —Adam sen de! Bu kaza şunun bünün tarafından istiyerek yapılmamıştı; adam be- nim acıklı halimi daha fenalaş- tırmak niyetinde değildi. Çok dehşete düşmüş bir hali vardı. Belki de arabasındaki ufak ek- meklerden bir kaçını isteseydim bane vezirdi. Muhakkak ki sevinçle verirdi. Allah yardımcısı olsun! Elim bir gsurette açtın ve bu gafil iştabımın sonuna — basıl geleceğimi bilmiyerdum. — Sıranın üstünde yanlara dönüyor ve göğ- sümü dizlerime yaslıyordum. Ha- va kararınca depoya döndüm. Oraya nasıl vardığımı -Allah bilir... Ve parmaklığın köşesinde oturdum. Ceketimin ceplerinden birini kopardım - muayyen hiçbir düşüncesiz - karanlık bir eda ile gözlerim önüme dikilmiş, hiçbir şey eden ağzımla çiğnedim. Etraf.mda birkaç küçük çocuğun oynadığım duyuyordum ve önüm- den biri geçerse, insiyaki olarak anlıyordum; bundan başka hiçbir şeye dikkat etmiyordum. Sonra birdenbire et çarşısı- mın küçük dükkânlarından birine kendime — biraz çi et tedarik etmek için gitmek aklıma geldi. Kalkıyorum, parmaklıktan atlı- yorum, çarşının öbür ucuna gi- diyorum — ve iniyorum. — Kasap- lara — yaklaşınca — merdivende bir bağırdım ve bir köpeğe lâkırdı. sözlüyormuşum gibi are kamdan yukarıya tehditkâr bir hareket yaptım. Ve ilk rasgek diğim kasaba cer'etle hitap ettimt ( Arkasmı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: