KŞ d Saş h Cenup Denızlerınde Bir Seyahat Macerası SON POSTA HŞ Âltın Peşinde.. Üç Serseri; UçA Milyoner Fakat zindanda yatarken bir | gün altın meskükât hamulesi ile dolu olan bir geminin limana girdiğini isitti. Bu gemi “Terschek- ling,, adını taşıyordu.. O gece Con Land ile adamları hapishane duvarını delerek dışarı çıktılar, doğruca limana gittiler, bir san- dala atladılar. Terschelling adını taşıyan gemiye yanaştılar: — Gümrük memurları, diye bağırıyorlardı, güverteye müşkü- lât görmeden çıktılar. Efendiler, bu adamların işlerini bitirmeleri için çok zaman sarfetmediklerine siri temin ederim. Esasen o sırada yağmur yağı- yordu, nöbetçiler müstesna olmak üzcre geminin bülün mürettebatı ambara inmişlerdi. Haydutlar nö- betçiyi bir yumruk ile sersemle- terek ambara altıktan sonra an- barın, kapağını kapattılar ve ge- minin zincirini keserek yelkenle- rini açtılar. Acemi değillerdi. Bütün bu iş- leri anlatmak için sarfettiğim za- mandan daha kısa birzaman için- de yaptılar. Geminin gaybubetini güneşin — tulüundan — evvel hiç kimse farketmediği için haydut- ları takip eden olmadı. Elde va- sıta yoktu. Holandanın - biricik gambotu kimbilir hangi cehen- nemde zenci sandallarınmı takip etmekle meşguldü. Maamafih eğer Con Land alelâde bir adam olsaydı, bu vaziyete rağmen yine yakalanırdı? Holandalı — olduğu — kâğıtların- dan — belli olan bu gemiyi hangi — limana — götürebilirdi? hangi gümrüğe gösterebilecekti? Öbür taraftan gemi meskükât ile dolu idi, bu parayı nasıl olur da karaya çıkarabilirdi ve nasıl olur da bir bankaya yerleş- tirebilirdi ? Hayır efendiler, Con Land kendisini ele verecek en ük bir tiliyatslille bile ' Yüpe Avustralya — adalırından e öyle bir sahil tanıyordu ki sığlıklı, gemisini yanaştırabi- lirdi. Esasen orada küçük gök- erden geçerek sedef ve mer- can yığınlarından aşarak denize dökülen bir de nehir vardı, ge- çitleri bilindiği takdirde içine girmek ve sahilden görülmiyecek bir noktaya kadar - ilerlemek mümkündü. Diğer taraftan Con Land bu adada oturan kabilenin reisi ile tanışıyordu. ticaret yapmış, harbetmiş ve ni- hayet dost olmuştu. Bilir misiniz efendilar Diyak Male adını. taşıyan bu in çirkin tarafları vardır, fakat iyi tarafları da mevcuttur. Herhalde bizim tasavvur ettiğimiz gibi yırtıcı hayvan değillerdir. Kendileri ile bir defa dövüşüp itimatlarını kazandınız mı dost- laklarına ilimat edebilirsiniz. Bahsettiğim — toprak Tilman)a söylediğim gibi Bor- neoda değil, fakat “Yeni Zino, dadır. Burada — denize akan nehre gelince, bunu sahilden görmek mümkün değildir. Çünki * Yıldızlıkaya , — adını — taşıyan muazzam bir granit kütlesile müuhattır. işte Con Land gemisini buraya gelirmiş, nehre sokmuş, emin adettiği bir yere kadar sürük- Kendisile | ( Mistr | öllmü ae di Gayet Kısa Bir Zaman İçinde Geminin Mürettebatını Hapseylemişlerdi. Artık Altın Hamulesi Haydutların Elindeydi lemiş, rıhtım şektinde yükselen sahile bağlamış ve Diyaklara da bu sefineyi yeni satın aldığını söylemiştir. O zaman yağmur mevsimi idi, nehrin suyu yükselmişti. Binaen- aleyh Con Land bu manevrayı yaparken en küçük bir müşkülâ- ta maruz kalmamıştı. Her ne ise Con Land gemisi- ni istediği yere yerleştirdikten sonra Diyaklar ile konuştu ve onlara: — Deniz üstünde dolaşmak- tan yorulduğunu ve bir müddet burada istirahat edeceğini söyle- di. Knv;u. Tilman: — Fakat rica ederim, bir defa daha — düşününüz, dedi. ret sahasında o derece büyük bir şöhret sahibi idi ki yerliler onu hemen hemen “ ölmez ,, ve *“yenilmez,, bir adam olarak te- lâkki - ediyorlardı. Binaenaleyh adaya yerleşmesini hoş gördüler. Con Land geminin eşyasını boşalttı, bunların kendisine hiç bir lüzumu yoktu, yerlilerin -reis- lerine bolbol dağıttı. Sonra da bir gece meskukâtı ihtiva eden sandıkları gizlice çıkararak bu- lunmaz bir yere sakladı. Bu pa- ra altın. olarak yarım milyon İngiliz Hirası idi ve takriben dört tonluk bir siklet teşkil ediyordu. ( Arkası var ) Rustemıye Vapurundaki Kaçakçılık Ve Tahrikât (Baş tarafı 1 inci sayfada) Avni Efendinin söyledikleri budür. Yine onun ifadesine gö- re süvari Sabri Beyin oğlu Resat Efendinin yüzünden kap- tanla başçarkçı ve diğer kap- tanların arası açılmış, buraya gelir gelmez Sabri Beyin sözleri zabıtaya haber verilmiş. Sabri B. ise, bunların iftira olduğunu, gemi sahibine ait ve gaz tenckelerinin altında külli- yetli miktarda kaçak havyar bu- lunduğunu ihbar ettiği içindir ki kendisinin zabıtaya haber verilk: diğini iddia eımışhr l Gemi İzmir ve Mersine hare-|l ket ettiği için bu kaçakçılık ih- barının ne derece doğru olduğu oralarda yapılacak taharriyat ne- ticesinde anlaşılacaktır. Maamafih bu mütekabil isnat- ların garazdan doğduğunu zan- nettirecek bazı sebepler de yok değildir. Bu garazın doğmasına sebep henüz genç yaşta olan kaptama çocuğu Reşat Efendi olmuştur. Mamafih kaptan Sabri Efen- dinin eşyası arasında kaçak çak- mak taşı ile şeyh Esadın büyük kat'i ıda resmi bulunınu;tuı Tutunculugu Kurtarmal İçin ( Baş tarafı 1 inci ıay(ıdı) menk ve Japonyada da şubeleri bulunan bu kumpanya geçen sene Almanyaya sevkettiğimiz tütünlerin (700) bin kilosunu almıştır. Britiş - Amerikan — şirketinin İzmir piyasasile alâkalanması tü- tüncülerimizi memnun etiniştir. Diğer taraftan — tütüncülerin içine düştükleri vaziyetten kur- | talmaları ıçnı hükümetin bu sene tülün zeriyatımı umumiyetle me- nedeceği hakkında bazı şayialar meydana çıkmıştır. Eldeki tütün 1932 ihtiyacım tatmin edecek bir miktarda olduğundan böyle bir kararın alınması uzak bir ihtimal sayılamaz. Balkan dev- letlerinin bu vadide bazı tasav- vurları mevzuubahis olmaktadır. Adnan Almanya Neden yenildi? Nakleden: 4 -—-9- Yazan! Emil Ladvif Alman Erkânı Harbiyesi Seferberliğin Daha İlk Günlerinde Eski İhtiyar İmparatoru Aramıya Başlamıştı (Hulderman)ın bu hususta yazdığı 1 bir eserde çu cümleler vardır: “Alman filosu harp etmiyecek: zarardan masun olarak - alıkont” *— İmparator kendisini akra- | lacak ve — sulh müzakert” bası olan İngiliz hükümdar ailesi | leri — esnasında — bir — tazyik tarafından'aldatılmış addediyordu | vasıtası — olarak — kullanılacakt ve bu itibarla sonuna kadar | Halbuki Tirpiç bu kadar emek” harbe devam etmiye karar ver- | le — bizzat — vücuda — getirdiği mişti. filonun toplarını, güllelerini, zırb” Hulderman bir müddet sonra sakin bir kadın olan İmparatori- larımı tecrübe etmek arzusum daydı, İraparatoru kendi fikrint çenin bile: imale etmiye çalıştı, muvaffak — İngiltere ile sulh mü? As- | olamadı, istifa ederek - çekilip lal diye bağırdığını işitmiştir. gitti. Alman İmparatoru — muhare- Sefeberliğin daha beşinci gö eden evvel hükümdar ailelerinin | nünde imparator Amiral Fot yekdiğerine harp esnasında bile hürmet —etmeleri mecburiyetini Allahın bir emri olarak kabul etmişti. Fakat muharebe esnasın- da (Şarlvil) e ilk İngiliz. bom- baları düştüğü zaman: — Şimdi Bukingam sarayını *Pohlçi çağırmış: — Aldığım husust haberlert nazaran açık deniz filosunun te dafüli bir vaziyette kalmamasi lâzımdır, demişti. Amiral Tirpiç, Pohl ve İr genohl kızdılar, bu emre - itira? bile bombardıman edebiliriz, de- | ettiler. Fakat imparatorun yanl mişti, kini o derece artınıştı . başında sıhhatine düşkün, artist * tabiatlı, saraya bağlı bir adadi Alman İmparatorunun en mü- | vardı. him kararlarında İngiliz hükümdar Bu adam, hükümdarın husu ailesine karşı beslediği kin birinci | 31 kabinesinin reisi olan Amiral derecede amil olmuştur. Hissettiği | Von Müllerdi ve imparatorâ kıskançlığı harp esnasında donan- | mütemadiyen ihtiyat tavsiye ed masına verdiği emirlerde açıkça | yor, filonun tehlikeye konmamasi okumak kabildir. Bununla bera- | lüzüumunu söylüyordu. - Neticede ber imparator tehlikeden çekinir, | imparatorun ikinci bir emri çıktı. kalben düayanın en büyük filosu | bu emirde ile de İngilizlere karşı bir zafer — Benden emir alınmadıkç$ istihsal edilemiyeceğine kanidir, | filo tecavüzi mahiyette herhangi ve Alman filosunu —limanda | bir hareket yapmıyacaktır, deni" alıkoymuştur. liyordu. Demek ki filo kuman” O vakit Bahriye Nazırı olan | danları — İngilizlerin — karşısındâ Amiral Tirpiç hakikati anlamak- | atalete mahküm edilmişlerdi. ta gecikmedi : (Arkanı var ) RADYOLİN DIŞ MACUNU. Kullanılacak en sıhî diş macunudur.