ıT Mart N AA MNY . SGon GÜNnL POSTA K ndlir SÖON — e A ERİ-... — Aman Evlâdım, Hükümeti Hazıra Aleyhinde Bulunma, Nemize Lâzım! Abdürrahim Efendi Kumandanlardan Şikî;yet Ediyordu NAKİLİ ZİYA ŞAKİR Her hakkı mahfuzdur — 262 — $ Künunsanl 918 Sıhbatine ve zindeligğine dört elle sarılmış olan Abdülhamit, nihayet bugün kendisi de itiraf tti — Artık bana soğuk yara- mıyor. Bu sene, kış geldi geleli İı'ı":'üfm düzelemedim. Bir taraf- tan romatizma, diğer taraftan suihazım beni rahatsız - ediyor. Yine barsaklarımda gaz var. Göğsümde, kollarımda, boş bö- | lerimde ağrılar eksik olmiyor. yaklarımı sıcak tutuyorum. Da- ima ıhlamur ve tarçın içiyorum. Daima ihtiyatla hareket ediyo- rum. Öyle iken yine rahatsızlık- tan kurtulamıyorum... Bereket versin, aspirine... Bu bana, çok iyi geliyor. Bu ilâcı kim icat etti İse, Allah razı olsun. Ne iyi ilâç... “Dedi » Âbit Efendi, artık Harbiye mektebine devam ediyor. Fakat onun bergün bu soğuk havada vapurla gidip gelmesi Abdülhami- di pek düşündürüyor. Bir taraftan vapurda soğuk alacağından kor- kuyor, diğer taraftan da kalaba- hk vapurlarda halk arasında bu- lunmasını hoş görmüyor. Bugün Rasim Beyle Enver Paşaya ha- ber gönderdi. Sabahları saraydan ahp Ortaköye götürecek, akşam- ları da yine oradan alıp saraya getirecek bir istimbot ile Orta- köyden mektebe kadar götürüp getirecek bir otomobil tahsis edilmesini rica, ve: — Eğer bu ricamı kabul ederlerse, memnun olurum. Et- mezlerse, ne yapalım?.. Ben makamda iken odamda güzel bir tâlik yazısı ile yazılmış farisice bir levham vardı : ( İn niz bigürerert ) yani, ( bu da ge- çer yahu ) demektir... Eğer rica- mızı reddederlerse ge yapalım, boynumuzu büker : — Bu da geçer, yahu... Der ve biz de arzumuzdan vazgeçeriz. Sözlerini, ricasına ilâve etti. 9 Kününsani $1â Harp ccpheıin_den gelen Ab- Malül Zabit Ve Şehit Yetim- lerinin İkramiyesi Üsküdar As. Ş. inden: Dere- ce Üzerinden malül zabitan ile şehit yetimlerinin ikramiye kayıt muamelerine 7 Nisan 932 tari- hinde nihayet verilecektir. Mü- racat etmiyenlerin hakları sakıt olacağından hemen şubeye mü- racaatları. Âskerlik -Daveti Beyoğlu Askerlik Şubesi Ri- Yasetinden: Muayene neticesinde sakat raporu alan 325 doğumlu m ve gayri İslâm efrat ile 324 ve 325 doğumlu arızalı sağ- lama tefrik edilmiş efradın hemen Şübeye müracaatları ilân olunur. dürrahim Efendi, zatı şahanenin [ müsaade ve iradesile bugün ba- basını ziyarete geldi. Abdülha- mit, uzun müddettenberi hasret kaldığı evlüdmı büyük bir şef- katle derağuş etti... Oturdular, uzun uzadıya konuştular. Kontrol vazifesini bizzat ifa eden Rasim Beyin beraber bulunmasına rağ- men Abdürrahim Efendi, cephe hakkında birçok malümat verdi. Birçok kumanda hataları yüzün- den vaziyetin iyi olmadığımı söy- ledi... Abdülhamit, bunları büyük bir dikkatle dinlemekten mem- nun olmakla beraber — Aman evlâdım; herkese böyle harp hakkında malümat vermekten.. danların hatası var veyahut yok diye söz söylemekten seni şid- detle menediyorum. Kimseye bir- şey söylemiyeceksin, boşboğazlık etmiyeceksin.. Bizim, halimiz ve mevkilmiz malüm. Bizim için, hükümeti hazıranm — aleyhinde söz söylemek doğru değildir. Ne- mize İâzım. Dedikten sonra Rasim Beye döndü: — Öyle değil mi?.. Diye sordu... Abdülhamit bu sualile, evlâdına verdiği nasihat- lara, Rasim Beyi de şahit tutmak istiyordu. | lunmaktadır. mi heyet ve bilhassa kuman- vör e dez J —— — ea — ——— Bomontinin Bir Tavzıhi | Sinema Ve Tiyaatrolar | Geçenlerde Bomontinin umu- içtimar münasebetile Auı.âııı::n — Şehle aşıldarı yazdığımız yazı hakkında Şirket îım.mx ::7_::; Veşşu Müdiryetinden şu mektubu aldık: | Asri — Sahra geceleri “Efendim ELHAMRA — Daha ölmedin mi? 14 Mart 1931 tarihli nüsha- İ“’V:“' — Göl Cehennemi nızda “ Biracılığı da Müskirat | SüğL — — göyklden sonra İnhisarı alamaz mı?,, serlevhası | kEmAL B. — Vol :“'_'ı;;;'f::'“ altında bu sene Şirketin 234000 | majJIk “ 5_,“,' lira kâr ettiğini ve yüzde altı | MELEK — Solmuş güller hesabile beher hisseye 240 (doğ- 33#.4 " Ğ*U" klubu İ N Bi — Yarasa rusu 245 tir) kuruş uıcmıdşıı Sık Di bteni di 172,000 ğrusu 192,000 dir) lı.!ız. temı&(:o tevzi ıgâ:'liğlnl ve, şirket —eshamının Borsada 26 lradan satıldığına göre yüzde altıdan birşey anlamadığınızı ve bu işin pek kârlı olduğunu yazı- yorsunuz. Bilânçomuzu iyi tetkik eder- seniz görürsünüz ki, şirketin ser- mayesi 3,200,000 lira olup tevzi edilen temettü sermayenin bu nominal kıymeti üzerine yüzde altıdır. Temettü nispeti şirketler eshamının sabit olan itibari kıy- metlerine göre tespit edilir. Es- hamımizin itibari kıymetleri 40 lira olduğu hale teessüf olunur ki borsada kıymetleri bu son zamanlarda 26 lira etrafında bu- Biracılık Müskirat İnhisarı meydandadır. ve bunun içindindir ki bilânçomuzda göre- ceğiniz veçhile şirket hissedarla- rına 192,000 lira tevzi edilmeleri- el eÜR ÜSÜ e HLĞ AAAi * H. SALÂHATTİN BEY: Sa- [ kin ve mah- cuptur. Atak- h, - şarlatanlık ve gevezelik yapmaz, mu- bitini bulma- dıkça — tutuk- tur. Tehlike ve mücadeleyi davet edecek olan teklif ve teşebbüslere rağbet etmez. Şıklığ ı:eer, elbisesine meraklıdır. Kıîn mevzularile meşgul olmak ister. Fotoğraf Tahlil Kuponunu 1 inci Sayfamızda bulacaksınız. ——— aei Resminizi Bize Gönderiniz, Bi Size Tabiatinizi Kadıköy Süreyya — Büyük — ihtiri ÜÖzsktidar Hale — Esir Melike DE Kadıköy Yeldeğirmen Lüks sinemada sançılı Medeniyet —>> me mukabil Müskirat İnhisarına 500,285 lira verilmiştir. Müskirat İnhisarı şirkette his- sedar olmak dolayısile hissesi nispetinde de ayrıca temettü ala- caktir. Bir de bu temettü yalnız biradan istihsal edilmiş olmayıp şirketin İstanbul, İzmir ve Anka- ra Fabrikalarının muhtelif san'at şubelerinin verdiği neticedir. Bi naenaleyh bir şirketin üç milyon lirayı mütecaviz sermayesile, üç fabrikasile ve on türlü san'at şu- belerile yüzde allı temettü ka- zanması istiksar edilecek bir key- fiyet olmasa gerektir. İşbu izahnamemizin ayni sü- tuna derç edilmesini rica ilehür- :'—"'"i"'i'i teyit eyleriz efen- im, ,, * Söyliyelim... SABRİ NECİP B.; Atılgan ve girgindir. Aceleyi ihtiyar eder. Zevahire kolaylıkla w yar.,, — çabuk konuşur. Gü- rültü ve mü- cadeleden zi- yade — anlaş- mak ve ge- çinmek - taraf- tarıdır. Kendisine ehemmiyet ve- rilmesini ister. Şakayı alayı se- ver. Tarzı — telebbüste — intizamı Bugünün Romanı EAREANEAN * KELEEEEEEN Yarını Z Sitir — Şunun için ki üç senede değil, bütün hayatım müddetince en makineyi öğrenmemiye ka- rar verdim, Halbuki, Neclâ daha şimdiden bütün usullere riayet ederek pek dürüst ve pek seri yazıyordu. Şu halde Neclâmın bu sözleri, bana karşı beslenen alicenabane bir his.. 18 Kâünunuevvel 928 Hacı Beyin rivayetine bakılırsa ayağım fabrikaya pek uğurlu gel- mis.., Alış veriş bir misli art- makla beraber iki senedenberi fabrikanın aleyhine olarak devam eden bir daya, ümit edilmiyen bir vesikamın zuhurile tamamen fabrikanın lehine olarak intaç edilmiş. Hacı bey, bana karşı olan memnuniyetini iki suretle izhar etti, Birincisi, aylığıma beş lira daha zammetti. İkincisi, Neclâya yöz elli lira vererek ; | — İkiniz bir örnek elbise yapınız. Dedi. Şimdi Neclâ ile ne yapacağı- mızı düşünüyoruz. Bu akşam Be- yoğluna giderek vitrinleri dolaşa- cağız, bir iki model alacağız. Yarın da cuma olduğu için ben Neclânın evine gideceğim. Orada yapacağımız şeyi kararlaştıracağız. 20 kânunuevvel 918 Bu sabah erkenden kalktım. Sobayı yaktıktan sonra şu satır- ları yazmıya başladım. le zannediyorum ki dün, hayatlımın yeni bir tarihine yeni bir başlangıç oldu. Neclâ ile verdiğimiz karar üzerine ben tam saat on birde onların kapısını çalıyordum. Neclâ, pencerede beni bek- liyormuş, Kapıyı bana bizzat açtı, lemen yanaklarımdan öptükten sonra ellerile ellerimi yakaladı. Beni koştura koştura, koridorda sürüklerken avazı çıktığı kadar: — Hazır ol Amıca Bey.. ab- lam geliyor... Haydi bakalım, yüz görümlüğünü hazırla... Diye haykırıyordu. ı — Noeclâl.. Ne oluyozsun?.. Allah aşkına dur... Demiye — kalmadan — salo- nun aralık kapısını bir. ayak çelmesile açtı ve beni sörükle- mekte devam ederek amıca beyi ile karşılaştırdı. Ve sonra, elle- rimi bırakıp ikimizin karş sında da kılâsik bir reveransla: — Amca Bey.,. — Ablam, Kevser Hanım... Dedi. Amıca Bey, büyük bir nezaketle — eğilerek elini bana uzattı: — Evimizde sizden o kadar çok bahsediliyor ki,, Sizi gör- mek hakikaten — bizim için bir ideal olmuştu. Dedi... Ben, süratli davran- dım, bir hazir cevaplık göster- mek istedim: — Beni gördükten sonra te- veccühünüzün kırılacağından kor- kuyorum Beyefendi. * Neclâ, arada sırada — bana amıcasından bahsediyordu. Yük- sek - tahsil Tni ençliğini Avrupada gxeuçı(rı:ı:. %ir:,;ı?y'îi zaman, sefaret kâtiplikleri, kon- solosluklar etmiş. Evvelâ bir Al- man kadını ile evlenmiş — fakat onu, vefasızlığına binaen bırak- mış. Sonra bir Türk kadını al- mış onunla üç sene mes'ut bir halde yaşamış. Fakat Hindistan- da bulundukları zaman kadın orada bir hastalık almış. Bir sene isturap içinde inledikten sonra vefat etmiş, amıca Bey de hayatta yapyalnız kalmış... Ölen karısını o kadar severmiş ki, pek mühim izdivaç teklifleri ya- pıldığı halde amıca Bey bunların hepsini reddetmiş. Yalmız o ka- dinin tatlı hatıralarile yaşamıya karar vermiş... Beş sene evvel tekaüt edilmiş. Esasen kendi pa- rası da varmış. Senenin birkaç ayını Neclâlarda, geri kalan za- manları da Mısırda, Avrupada geçirirmiş. (Arkası var) -— -— ——— aa —a —. —-a “0.44 İ BRĞMURAL Hervakit muvaffakiyetten eminim çünkü Bromural alırak sinirli mi hüsnüidare ediyorum. Bu ilacın hiç bir mahzuru yoktur, sinirlerimi kuvvetlendirir. ve zihnimi açar. (Ludwigshafen a.Rh.,Almanya) Knoll A.-G. Kumpaniya. sının Bromural'ı çeyrek asırdanberi halkın aradığı ve heryerde muhtaç olduğu bir ilaçtır. 10 ve 20 komprimelik tüpler içerisindedir.