10 Mart Cenevrede Japonlar Tenkit Ediliyor (!) Cenevre 9 — Cemiyeti Akvam Heyeti Umumiyesinin umumi ko- Misyonunda ğıgıllere Hariciye hazırı Sir Con Simon, Amerika, ngiliz, Fransız, İtalyan mümes- sillerinin Cenevreye Şanghay mın- takasının vaziyeti hakkında gün- delik bir rapor göndermiye karar verdiklerini söylemiştir. Dün alı- han ilk raporda Japon kıtaatının harekâtından ve müsademelerden bahsedilmekte idi. Macar Murahhası Kont Appo- ni Cemiyeti Akvamın kararla- Pni ittifakla vermesini lüzumun- dan bahsederek, böyle bir ittifa- kın cihana emsalsiz manevi bir kuvvet vereceğini, bu kuvvete Amerikanın kuvveti de ilâve olu- nunca bu kvvvetin bütün beşeri- yetin vicdanını temsil edeceğini Ve önünde hiçbir kuvvetin muka- vemet edemiyeceğini söylemiştir. Hayti, Kanada ve Bulgar mu- rahhasları da, Cemiyeti Âkvamın beynelmilel bir kuvveti olsaydı bugünkü ihtilâfın çoktan halledile- teğini, kuvvet istimali yerine hakkın ikamesinin icap ettiğini Söylemişlerdir. Bulgar murahhası Cemiyeti Akvamın, devletlerin kendisine —karşı olan — itimat- arını muhafaza etmesi icap etti- ğini söylemiş, bu fikre Yugos- Avya murahhası da iştirak et- Miştir. Cenubi —Afrika — murahhası, şiddetli Bir Jlisanla — Japonyayı teukit ederek Japon mümessille- rinden komisyon huzurnnda açık- ça izahat vermelerini istemiştir. Hint mümessili Ağahan, Japonya Ve Çini Cemiyeti Akvamın ta- Vassut teklifini kabule teşvik etmiştir. Bolivya- Letonyada ayni me- âlde beyanatta bulunmuşlardır, Çin murahhası M. Yen, muhtelif İıılıplerın mütelealarından dola- Çin heyetinin memnuniyetini uhır etmiş ve demiştir ki: — Bütün hatiplerin, Cemıyen Akvam misakı prensiplerine ria- yet zaruretini kabul ve teslim etmiş oldukları neticesi çıkıyor. Cemiyeti Akvam, Japonya Çin ile olan ihtilâfında fena hareket etmiş olduğunu söylemiştir. Çin, topraklarından Japon askerleri- Hin çekilmesini istiyor. Sarışın Mis İntihabı Berlin 9 —| Hitlercilerin Ber- Tindeki “ Kreev ,,i olmuş olan Berlin otellerinden birinin - ho- lünde Sarışın Mis müsabakası yapılmıştır. —Uzun — tetkikattan Sonra 17 sene evvel Vestepalya- da doğan Frölayın Rut Erlenr tarafından kazanılmıştır. EDEBı TEFRİKAMIZ : 53 HARİCİ TELGRAFLAR ]ı Gönül İşleri Hiçbir İşe Cenevrede Japonya Tenkit Ediliyor (!) Yaramıyan Hindenburg Bir Beyanname Neşrettı Hindenburgun Yeni Bir Beyannamesi Berlin 9 — Almanyada İntk hap mücadelesi hummalı bir şe- kilde devam etmektedir. Hatipler Almanyanin her tarafını dolaş- makta, bütün şehirlerdeki vâsi içtima salonları halkla dolmakta- dır. Başvekil dün Hindenburg namına turneye çıkmış ve Essene gelmiştir. Mumaileyh bu akşam Dortmundda bir nutuk söyliye- cektir. Başvekil son nutkunu da cuma günü spor sarayında söy- liyecektir. Bu salonda cumadan evvel de Komlünistler, — çelik — miğferliler hitabeler irat edeceklerdir. Bizzat Hindenburg ta perşembe günü akşamı 15 dakikalık bir natuk söyliyecek ve telsizlerle Alman- yanın her tarafından dinlenecektir. Diğer namzetler telsiz telefondan istifade edemiyeceklerdir. Hin- denburg komitesi zeplinden pro- paganda — risaleleri — atacaktır. İntihap günü olan pazar yaklaş- tığından her Almanın kafasını şu sual işgal etmektedir : “ Acaba kim kazanacak ? ,, Milli şereflerin timsali olan ihtiyar mı? Yoksa dahili karga- şalıkların mübeşşiri olan ve dün Alman tabiyetini alan bir mace- raperest mi? An'ane itibarile Katolik ve Sosyalist olan Cenubi ve Garbi Almanyada — Hitlerciler zayiftır. Ren,| Rur ve Vestefalya mınta- kaları da müfrit milliyetperver- cilere müsait değildir. Fakat ahiren Hesse'de yapılan intiha- batta — müfrit milliyetperverlerin reylerin 38 ini kazandıkları düşünülürse, Hitlerin 14 milyon reyin *040 ını kazanacağı tahmin edilebilir. Bu suretle Hitler 6 milyon rey elde edecek ve bü- tün Almanyada toplıyacağı rey- lerin yekönu 11 milyona bı.lığ olacaktır. Hindenburgun vaziyeti ikinci derecede müemmendir Fa- kat şimdiki Almanyada en mü- kemmel istatistikleri ve tahmin- leri haksız çıkaran hadiselere daha ziyade kıymet vermek icap eder. Hındenburg namzetliğini koy- mağı kabal ve 15 şubatta neş- rettiği beyannameye hulâsaten şu — kayitleri — ilâve — etmiştir. * Asker olmak itibarile mem- leketi teşevvüşten kurtarmak i ıçııı Açlılk Müellifi: Knut Hamsun Şato l halde sokağa çıktım ve İstikametine doğru yürüdüm. Bunda da şeytanın parmağı Yok muydu? Hararetli, — canlı, &zeli, şeytan! Dertlerimin sonu gelmedi gitti. Uzun kudurmuş Bibi adımlarla, caketimin ya- asını kabaca — ensemin üstü- he kaldırmış, — ellerimi panta- Söonumun cebinde sıkmış, fena faliimin yıldızına beddüa ederek, hııulıı yol boyunca gidiyordum. Cudişesiz geçen bir — saatim Yoktu, — <yedi — sekiz aydan Mütercimi: P, $, beri, sefalet — dizlerimi — bük- medıeı bütün bir hafta zaruri gidami — bulamıyordum. — Fakat sefaletin tam ortasında namuslu, tepeden tırnağa kadar namuslu kalmıştım. — Allah — taksiratımi afetsin! Ne kadar gülünç olmuş- tum! Hans Pavlinin battaniyesini rehine götürmek istediğim için ne vicdan azaplarına düştüğümü kendi kendime ınlıfıyordum. Bu garip namuskârlığım için çılgınca bir kahkaha attım, istihfafımdan yere — tükürdüm — ve — kendi Hindistanda Altın Azalıyor Mu? Yeni Delhi — Devlet Şürası, Bank Santral Rezerve lâzım olan sermaye ve menabii teşkil mak- sadile altın ihracatına bir niha- yet verilmesini hükümetten talep eden bir karar suretini müza- kere etmiştir. Hatiplerden biri Hindistanda 225 milyon ons al- tın teraküm ettiğini söylemiştir. Hazine — müsteşarı memleketin banka teşkiline tekabül eden kâfi miktarda altına sahip oldu- ğunu söylemiş, karar sureti iki reye karşı 30 reyle reddedil- miştir. Eski Belçika Maliye Nazırı Şirket Müdürü Oluyor Brüksel 9 — Belçika Sosiyete Jeneral idare komitesi M. Fran- ki'den, şirket müdürü M. Jan Yadot'a)j halef olmasını istemiye, M. Galopin'in de ikinci müdür- lüğe getirilmesine karar vemiştir. ——— bu müşkül zamanda vazifem ba- şında kalacağım. — İster intihap edileyim, ister intihap edilmiye- yim, şu veya bu fırkanın değll bütün Alman milletinin emrine amade bir hadim olarak kalmak isterim, Yalnız Cenabı Hakkın, vatanımın ve vicdanımın karşısın- da mes'ul olmak isterim. En aziz vazifem Almanyanın şerefini ha- lelden masun - bulündurmaktır. Mevcudiyeti için mücadele ve milletin bekası için açılan cidak- budalalığımla alay etmek için kelime bulamıyordum! Ah bugün olsa! Hele şu anda, sokakta bir mekteplinin kumbarasına, yahut fakir bir dülun biricik - örünü bulsam, derhal yerden alır, ce- bime atar ve bütün gece de kütük gibi uyurdum. Okadar müthiş ıstıra; sonra, artık sabrım, tahammülüm sonuna ge- mişti, ne olursa olsun herşeye hazırdim. Şatonun etrafında üç dört defa dolaştım, sonra eve dönmi- ye karar verdim, parkta bir da- ha döndüm, nihayet Karl Johan sokağına indim. Saat on bir vardı. Sokak ol- dukça karanlıktı ve insanlar her tarafta kâh sessiz çiftler, kâh ta gürültülü kümeler halinde ge- ziyorlardı. adınlar Geçen hafta bir İngiliz mil« )Mıeri öldü. Vuıyelnımmmde | kendisine varis olacak olan ka- dınları işe yarıyan ve işe yara- © | miyan kadınlar diye ikiye ayır- | dığı görüldü. Bu zat ailesinden işe yaramıyan kadınlara miras bırakmadı, servetini kendince işe yarıyan kadınlara terketti. şe yaramıyan kadınlar kim- lerdir ? Bu zata göre hayatını tuva!let masası önünde, çay meclislerinde, elbise mağazalarında ve balolar- da geçiren, 24 saat içinde ne kendisini ve ne de mensup ol- duğu cemiyet için bir dakika ya- ratıcı bir şey yapmıyan kadınlar, işe yaramıyan mahlüklardır. Bun- lar tufeylidir. Başkalarının ser- vetlerini yemekle meşguldürler. S | Cemiyete fayda yerine zarar ve- Keşmirde kıyam çıkaran Müslüman 'kabailden birkaç kişi cidal kıyafetinde İngiliz Lirasının Yükselişi Ve Endişeler Londra, 9 — İngiliz lirasının süratle yükselmesi mali mehafi- de endişe uyandırmıştır. Taymis, ıpekullsyona mâni olmak için icap eden bütün tedbirlerin itti- haz edildiğine şüphe yoptur de- mektedir. İngiliz lirası Pariste 96 frank tescil edilmiştir. Fiat Londradı WZS franktır. BEL AĞRISINI KESTİREBİLİRSİNİZ Bir defa SLOAN mahlülünü ağtı mahallina sürmekle ağ- Fiyı defedebilirsiniz. Ağrıyan , adalâta — hafifçe #ü- rüldüğü anda derhal ensiceye nÜfuz, —ihtikam izale eder. Sinirler sükünet bulur. Ensice yumuşar ve ferahlık hlasolunur. SLOAN mahlülünü romatizma ve adale ağrılarında İstimal edinlr. Sloan's Liniment —Ağrilari Keser ——— de herkesin göstereceği ihlâs dahilinde Alman milletinin vah- deti. İşte bu sebepten dolayı Allah — muinimizdir. rirler. Hatta hikmeti hayatları yok- tur. Buna mukabil çalışan, yaratan ve hayatının bir kısmını başka- larına veren insanları işe yarayan sınıfa sokuyor, bu sınıfta bulunan ka lınlara yarayan kadınlar) diyor. Bu vasiyetname İngilterede hayli dedikoduyu mucip oldu. Cemiyet ve salon kadınlarını kızdırdı. Fakat bence çok büyük bir hakikatin sadık bir ifadesin- den başka birşey değildir. Filhakika şehir kadıni bizde de günden güne tufeyli ve muzır olmiya başlamış, hiçbir. işe ya- ramaz hale gelmiştir. Analarımız, hiç olmazsa evinin işi gücü ile meşgül olur, çocuğunu yetiştirir, ailenin yaratıcı bir uzvu olarak ya- şardı. Bugünkü salon kadını evine bakmaz, çocuğuna — ehemmiyet vermez. Bütün hayatı tuvalet, içki ve kumar içinde geçer. Bu kadının cemiyete faydası nedir? Fakat esefle kaydetmek lâ- , zımdır ki, genç kızlarımızın ekse- riyetle idealize ettikleri kadınlar bunlardır. Çünki onlar kürk pal- tolar lüks otomobiller içinde göz- lerinin önünde panorama yaptık- ça, zavallı genç kızın kanaatini- de, imanını da, hayatını da sars- maktan hali kalmıyor. Genç kızları korumak ve kur- tarmak İâzım, bilhassa bu tufeyli sınıfın tesirinden. HANIİMTEYZE -— TAKVİM —— / PERŞEMBE J sı Gün 10- Mart - 932 Arabi ? - Zillade « Kasım!2 Rumt 26 -Şubat- sani - 1345)| 1350 Vakit Lf.uıl V. & Güneş İ12, 10l6, 20 e— (NK 1 Öğk |& wi N İkladi | 9. sılıs. 91 Evveli Berdelcuz Akşam | Yatan 1L 3019. fastak he S Hışırdıyan etekler, orada bu- rada kısa bir sansüel kahkaha, hırıldayarak soluyan göğüsler, şid- detle soluyan nefesler, şurada, büyük otelin civarında Emmal diye çagıran bir ses. Bütün sokak sıcak buğular yükselen, cezir ha- linde bir deniz gibiydi. İki kuron bulmak için ceple- rimi gayri ihtiyari araştıriyorum. Gelip geçenlerin her hareketinde titriyen bu ihtiras, hava gazi fenerlerinin o karanlık ışığını, bu fısıltılarla, kucaklaşmalarla, titrek itiraflarla, ifade edilemiyen söz- lerle, küçük çığlıklarla — dolu, gebe imiş gibi sâkin gece, bütün bunlar sinirlerime hücum etmiye başlıyordu. Blomkviskin kapısında, kart birkaç kadın büyük haykırış- larla aşk yapıyorlardı. Ve henim iki kuronum yok! Bu derece yoksul olmak bir felâket, eşsiz bir sefaletti! Ne küçüklük, ne na- mussuzluk! Ve yeniden fakir bir dulun son parasını düşünüyor- dum. Bu gece eğlenmek için bir dilencinin torbasını, bir mektep- linin kasketini ve mendilini ça- labilirdim. Kendi kendimi - teselli etmek ve masumlaştırmak — için bana sürtünüp geçen bütün bu neşeli insanlara, mümkün olan bütün kusurları isnat — etmiye başladım; öfke ile omuzlarımı silkiyor ve önümden çifter çifter geçnlere istihfaflı bakışlar fırla- tıyordum. Bir aşiftenin göğsünü okşadıkları zaman Ayrupai bir sefahet yaptıklarıni zannederek şekerlemeler yalıyan bu derme (Arkası var )