WE TTT -e N SON POSTA HA Birinci Sahne İHSAN EFENDİ — BURHAN |Perde açıldığı zaman, Ihsan Efendinin ktanbuldaki evinin - te bir yatak odası görünüyor. Ihsan Efendi, ölüm derecesinde, hastadır. Oğlu Burhan yanıbaşına oturmuştur. Ihsan Ef. oğluna vasiyyet eder:| İHSAN EFENDİ Oğlüm !.. Kapatıyorum dünyaya gözlerimi, Sana vasiyetimdir, dinle bu sözlerimi: Çalışıp biriktirdim iki bin sarı lira, Sana miras kalıyor şimdi bütün bu para! Fakat önce kulak ver babanın son pendine: İhtiyat akçe ayır bin altını kendine, Üst yanını en kanli bir eşkiyaya ver ki, Bu. parayla haydutlak yapmaz bir daha belki ! ”w BURHAN (Bu sözden birşey anlamamış giblı) Tam bin sarı altını hayduda mı vermeli ? Benim hayrülhalefim olmak istersen eğer, Mutlaka bin altını en büyük şakiye ver! İHSAN EFENDİ Hayır işlemek için cömertlik göstermeli ; Duydum: Anadoluda kanlı katiller varmış, Bunlar adam öldürür, kervanları soyarmış! Kuvvetlerini verip tabancaya, kırbaca, Ban vilâyetleri keserlermiş haraca ! Nice zengin adamlar bu yürzden yoksul kalmış, Nice, erleri ölen, genç kadınlar dul kalmış! Bu haydutlar nekadar kimseye vurmuş bıçak, Onların şerlerinden, sönmüş nekadar ocak! Vereceğin para ile, bir haydudu eğer sen Tuttuğu fena yoldan geriye döndürürsen, Emin ol ki girersin en büyük bir sevaba, Bu kazandığın sevap hatta gelmez hesaba! Benim hayrulhalefim olmak istersen oğer, Mutlaka bin altını en büyük şakiye verl.. İkinci Sahne BURHAN — ÇAKIRCALI Plhsan Ef. ölmüştür. Oğlu Burhan, baba- sının vasiyetini tatmak için bırakmış olduğu mirasın bin altınını yanına İhtiyat akçesi * elarak alıkor. Mütebaki bin altımı da, en büyük şakiye vermek üzere, Anadoluda seya- hate çıkar. O zamanlar Anadoluda meşhur *“Çakırcalı,, etrafı haraca kesmiştir. Burhan da olduğunu — anlıyarak muvaffak bu paranın ona lüyık *Cakırcalı, yı Konuşurlar : | bulmıya olur. BURHAN (Çakırcalının önünde, ellerini kavuşturup, ayakta durur: | Ağaml. Altı ay evvel, babam dünyadan gitti, Fakat şunu, ölürken, bana vasiyet etti: “Sana ben veriyorum bugün tamam bin lira Memlekette en büyük bir şakiyi git, ara, YD ! UTLAR KIRALI MANZUM KOMEDİ (Vak'a saltanat ve şeriat mahkemelerinin hüküm sürdüğü bir devirde geçer. | EŞHAS KONYA KADISI , . ., Mürteci, mürtekip, y İHSAN EFENDİ. . , . Zengin, BURHAN Ihsan Ef. nin oğlu yaz bir. kadı. namuslu bir ihtiyar. Malüm ve meşhur haydut. ( Jandarmalar, Bir kuruşuna kadar, bu parayı ona ver....,, Altı aydır. dolaştım nekadar vilâyetler, yüce dağ başlarında harap, oldum, yoruldum ! Tanrıya şükür olsun, nihayet sizi buldum! (Para kesesini uzatarak: ) İstediğiniz gibi, bununla yeyin, için, Fakat, tövbekâr olup, hırsızlıktan vazgeçin! ÇAKIRCALI (Uzun bir müddet düşündükten sonra:) Evlât!.. Sen saf çocuksun.. Dinle benim sözümü : Dünyada, bin günahla, kara ettim yüzümü, Ben ahirette babana fakat mahcup kalamam Benden büyük hırsız var, bu parayı alamam! Kimdir? Diye sorarsan bu eşkiyanın adı, Sana sağlık vereyim: Konyaya oldu kadı! Bu sarıklı haydutun şeytandır öz kardeşi, Billâhi, hırsızlıkta, İki metelik için, babasını parçalar, Kadınların gözünden sürmeyi bile çalar ! Babanın son sözünü yapmak istersen eğer, Elindeki parayı Konya Kadısına ver l.. BURHAN Ağam!., Kurban olayım.. Ben Kadiya ne derim, onun bulunmaz eşi! Bir hocaya parayı nasıl teklif ederim ?.. ÇAKIRCALI (Başını sallıyarakı) Hiç korkma!.. O mendebur anaforu çok sever, Bütün bu işi anlat.. Sonra, pervasızca, ver! Şayet sana verirse paraları geriye, Bu dünyada gezerim ben de “kahpeyim..., Diye, İstediğiniz gibi, bununla yiyin, için Fakat, tövbekâr —olun hırsızlıktan vazgeçin! (Palabıyıklarını göstererek :) Bıyığımı keserim, karı gibi, kökünden !.. (Burhanın sırtını okşiyarak: ) Haydi, yavrum |.. Kervan var! Yola koyul bugünden !.. Üçüncü Sahne BURHAN — KONYA KADISI (Karlı bir lüş günü, Burhan Konyaya vüsl olur. Biran evvel bu üzüntüden kurtuk Mahkeme - Kâtibi ) mak için, kadıya koşar. Çiçek bozuğu, çipll gözlü, ince, keçi sakallı “Konya Kadım, minderde bağdaş kurmuş, rahle üstünde du- ran kitabı karıştırarak, hüküm vermekle meşguldür. Davaların hitam bulduğu ve mah- kemenin boşaldığı bir mrada, Burhan Kadıya yaklaşır : ) BURHAN Kadıfendi!.. Beni de biraz dinleyin hele, Size anlatacağım çok mühim bir mesele: Babam, örtülüyorken ebediyen gözleri, Bana vasiyet edip söyledi şu sözleri: Bu karlı kış gününde vilâyetleri aşma Bak fakat bir şartım var! “Çalışıp biriktirdim ikl bin sarı lira, Sana miras kalıyor şimdi bütün bu para! Fakat önce kulak ver babanın son pendine: İhtiyat akça ayır, bin altını kendine, Üst yanını en kanlı bir eşkiyaya ver ki, Bu para ile haydutluk yapmaz bir daha belki !...,, Sözünü yapmak için, ben de- birkaç ay yoruldum, En büyük haydut... diye Çakırcalıyı buldum! Almadı “benden büyük bir hırsız vardır...,, Bu parayı alayım.. KONYA KADISI O “ Büyük bhırsız , kimmiş ? BURHAN Sizi etti tavsiye !. KONYA KADISI Gidi, hayasız herif !.. Onu bilirin zaten |.. | Bir müddet durup düşünür, sonra birşey keşfetmiş gibi, sözüne devam eder;| Gel evlâdım !.. Herkese iyilik ederim ben; Hırsız aramak için dağdan dağa dolaşma, Bu karlı kış gününde vilâyetleri aşma ! Bu parayı alayım... Bak, fakat bir şartım var ; (Burhanı pencerenin yanına götürüp, bir ufuktan bir ufuğa kadar uzayan, üstü karla örtülü araziyi sötererek : Karşıdaki gördüğün bütün dağlar, ovalar, Hepsi benim malımdır... Üstlerindeki karı Sana satmış olurum; alırım paraları !.. Çünki ben mukabilsiz para kabul edemem, Yarın, ruzu —mahşere ben günahla gidemem !.... (Burhan, bu âlım satımda bir mahzur görmez. Bir an evvel vasiyeti yerine getir- mek için rarı olur. Mahkeme kâtibi pullu, mühürlü bir mukavelename tanzim eder. Konya kadısının sonu gelmez arazlsinin üze- rindeki yığın yığın — karları resmen — satın alarak, bin altımı verip gider. ) Dördüncü Sahne BURHAN — KONYA KADISI ( Yolları kâmilen kar kapladiğı için ker« van hareket etmez. Burhan da handa kalır. Fakat onbeş gün sonra, ansızın jandarmalar gelip, Burhanı mahkemeye sürüklerler. Kadı pürhiddet Burhana bağırır:) KONYA KADISI Tahammülümü artık kökünden : yıktın, Sen, kaygusuz başıma, yoksa belâ mı çıktın?.« Herif |.. BURHAN Şaşkın bir balde Aman! Kadı efendil. Ben ne yaptım ? Ne oldu ?.. KONYA KADISI Dört gözle bekliyorum: Tam on beş günü buldu, Sen mukavelemize fakat aldırmıyorsun 1 Arazimden malını neden kaldırmıyorsun?., (Bürküü' şaşırmış, bekar, Banun Heerinü kadı yerinden fırlayıp, Burhanı pencerenin yanına sürükler. Ellile dıişarısını İşaret ede- rok sorar; Bu dağlarla, ovalar, söyle, kimindir ?... BURHAN Sizin !.. KONYA KADISI Ya üstündeki karlar ?... BURHAN Onlar da bendenizin !.. KONYA KADISI Öyle ise malını alıp, götür.. Efendi ! Mülkümü tahliye et.. Artık sabrım tükendi!. (Neye uğradığını şaşıran biçare delikanlı, ordularla aekerin bile temizliyemiyeceği kare lara bakarak, kadının ayağına kapanır: ) BURHAN Bana merhamet edin; Kadı Efendi! Amanı Yaz mevsimine kadar, bekleyin birkaç zaman İ KONYA KADISI Daha da söz söylüyor.. Hele bakın şu pise | Jandarmalar!.. Atınız şu herifi hapise ! (Jandarmalar Burhamı yakalarlar. Burhan feryat etmiye başlar. Bunun Üzerine kadı merhamete gelmiş gibi, hitap eder: ) Daha da söz söyliyor..Hele bakın şu pisel! Jandarmalar!. Atınız şu herifi hapisel Gece gündüz dua et o akıllı babana: İhtiyat akçesini eğer verirsen bana, Seni azat ederim.. Burdan çıkıp gidersin; Başka kurtuluş yoktur..Teklifime ne dersin? (Burhan çaresiz babasının, ihtiyat akçesl olarak ayırttığı diğer bin altımi da, Çakırcah- ya taş çıkaran bu sarıklı hbayduda vererek söylenir : ) BURHAN Bildim; neden bu kadar zenginsin,paralısın: Yahu!.. Sen, kadı değil, haydutlar k ıralısın!- PERDE İNER HÜCESTE MÜMİN