SON POSTA Mart 8 d A REBESİNDE Ekmek Pahalılaşamaz .ya Neden Yenildi ? Yazan: Emil Ludvlg -— aarebenin İlk Günlerinde,Her Şeyin Altust Olacağı Bir Dakika Gelmıştı *— Alman imparatoru muha- rebe esnasında hâdisatın iç yü- zünü tetkik edecek yerde haki- kate karşı gözlerini yumdu ve kendisini hudutsuz bir nikbin- liğinin içine koyverdi. Kuvvetli bir şahsiyet olarak görünmek istiyordu. Halbuki manevf kuv- vetten mahrumdu ve kendi arzusu ile bu hakikat arasındaki tezat, muharebenin feci neticesi yaklaş- tıkça daha fazla görünüyordu. ,, İkinci “Giyom,, un muharebe #esnasında arzettiği şahsiyet işte budur ve bu hüküm imparatoru- nu pek iyi tanıyan Jenerallarin- den biri tarafından verilmiştir. İlk Mas'uliyetler İkinci Giyom askerl rllessa- nın İntihabından şahsen mes'uldü. Milyonlarca neferden mürekkep muazzam bir ordunun idaresini namuslu ve afif Jeneral “Molt- ke, ye cebren kabul ettirmişti. Hakikatte bu vazife insan haya- tına hürmetle telif edilemezdi, asabın çelik kadar kuvvetli ol- masına lüzüm gösterirdi. Binaen- aleyh (Molike) nin kârı değildi. İmparator Giyom Fazla olarak kendi kafasından çıkan taarruz plânını da “Moltke,, ye kabul ettirmişti. O taarrarz plânını ki daha —evvel —Erkânı Harbiye Reisi olan Jeneral “ Sehliffe ,,& de göstermiş — ve —onun da bilâitiraz — tasvibini almıştı. Bu plân büyük “ Moltke ,, nin çok evvel yaptiğı sevkulceyş plânla- rından farklı idi. Garp cephesi lehine Şark cephesinin zayıfla- masını İstilzam ediyordu. İlk Dakikalar... Fakat muharebenin ilk günle- rinde öyle bir dakika geldi ki, te- sadüfün herşeyi altüst edeceği zannolundu: Londrada bir suite- fehhüm çıkmıştı. Bu suitefehhlm neticesinde Fransanın İngiliz ga- rantisi altında muharebede bi- taraf —kalacağı — zannolunmuştu. İşte ©o zamandır ki bu taarruz plânının nekadar - kıymetli oldu- ğu Aaskerlikten hiç anlamıyanlar tarafından bile anlaşıldı. İmaratorun Bir Sözü.. Ağustosun birinci günüydü. İmparator Erkânı Harbiye Reisi Jeneral Moltke ile bu yanlış haber etrafında konuşuyordu: — Şu halde, dedi, bütün or- du ile şarka yürüyeceğiz de- mektir. Moltke cevap yerdi; — Haşmetpenah bu, imkân haricindedir. Bir milyonluk bir ordu yoktan var edilemez. Mey- dana gelen şey kıymetsiz, kar- makarışık bir insan güruhundan ibaret kalır, İmparator sert bir sesle sözü kısa kesti: — Amcanız büyük Moltke şimdi berhayat — olsaydı. bana başka bir cevap verirdi. Moltke ısrar etti; — Harekâta garp cephesinde kuvvetli, şark cephesinde ise za- yıf bir taarruzla başlanacaktır. Bu, daha evvel derpiş edilmiş Moltke taarruzun Garp cephesinde bilhassa kuvvetli olmasını istiyordu olan plânın icabatından başka türlü hareket mümkün değildir. Londraya Telgraf.. İkinci Giyom bn muhavereyi müteakıp Londraya bir telgraf çekti: — Fenni esbap dolayısile, bugün öğleden sonra yapılma- sını emrettiğim seferberlik, ha- zırlık plânına tevfikan Garbta ve Şarkta iki cephe üzerinden icra edilecektir. Aksi bir emrin veril- mesi mümkün değildir. Ümit ede- rim ki Fransa sinirlenmiyecektir.,, Dedi. Hudutta da tahşidat icrasının önüne geçilemiyordu. Fakat di- ğer taraftan bu tahşidat büyük bir tehdit“teşkil ediyordu. Baş- vekil Betman Holveg bu tehdidi biraz hafifletmek istedi. İmpara- tora söyledi. Muhaverede Büyük Erkânıhar- biye Reisi Jeneral ( Moltke ) de hazırdı. Fakat İmparator onun fikrini almadan yaverine emretti: “— 16 ıncı fırka Lüksenburg üzerine yürümiyecektir. Hatıratında bu sahneyi tasvir eden Jeneral “Moltke,, nin kita- ee mar e er bında şu satırları okuyoruz; — Kalbimin — parçalanmak Üzere olduğunu hissettim. Bir sekteye — uğrıyacak — gibiydim. Taarruzumuzun şirazeden çıkması ihtimali tekrar büyümüştü. Evi- me tamamen bitkin olarak dön- düm. Yesimden ağladım. Odam- da mağmum olarak - bekledim. Saat on birde tekrar haşmetpe- “nahın nezdine çağırılıncaya kadar hiçbir. yere çıkamadım.,, Aradan geçen müddet zar- fında Londradan gelen haberin yanlış olduğu anlaşılmıştı. Tekrar Fransaya karşı tahşidatta bulunu- lacak, mukarrer plân dahilinde hareket edilecekti. Fakat Jeneral *Moltke,, hatıratında diyordu ki : — Buna rağmen hâdisenin özerimde bıraktığı tesiri sileme- dim, İçimde birşey tamir kabul etmez bir şekilde kırılmıştı, em- niyetim ve itimadım sarsılmıştı.,, * Bu, neticesiz. kalan suitefeh- hümün hikâyesi, büyük bir harbin tarihçesinden daha manidardır: ( Arkası var ) Briyan Nasıl Bir Adamdır ? (Baş tarafı 1 inci sayfada ) Nezaretinden çekilmişti. Bir müd- det istirahat ettikten sonra Pa- rise dönmüş, tekrar siyas! te- maslara başlamıştı. M. Briyan : — Ben sağ iken harp olm- yacaktır ! Demişti. Ölümü, belki onun korktuğu bu tehlikenin tahakkuk etmesine sebep ola- caktır. Kendisi — Cümhuriyetçi Sosyalistti. 1906 danberi hemen bilâfasıla iktidar mevkiine gelen kabinelerde bulunmuştur. Ken- disine, müşkül zamanlarda vazi- yeti kurtaran- adam, deniyordu. (11) defa Başvekil olmuş, 27 defa nezaret deruhte etmiştir. Nezaretlerinin on üçünü hariciye- de geçirmiştir. Gençliğinde Nant ve Sentet- yen şehirlerinde avukatlık yapı- yor, daha ziyade amele taraftar- Tığı güıtenyordıı. O zaman, bir- | çok sindikaların davalarını Üc- retsiz kabul etmiştir. Sosyalizm- den ayrılması üzerine eski arka- daşları ona “ Hain ,, - ismini vermişlerdi, Harpten evvel en - büyük eserleri Vatikanla katı münase- bet, amele sindikaları kanunla- rını yapmak - olmuştur. Harpten sonra ise Vatikanla iadei müna- sebat kanununu vücude getirmiş, Tuvaride Alman Hariciye Nazırı Strezemanlailk Fransız - Alman temasını yapmış, Avrupa Birliği fikrini ortaya atıp müdafaa etmiş, meşhur Briyan - Kellog muka- velesini vöcuda getirmişti. Sulh adamı olduğu söylenirdi. Şehzadebaşı Raşit Riza Tiyatrosu Perşembe günlü akşamı OTELLO Şkespirin şahezeri (Baş tarafı 1 inci ıqlılı) ziyade ileri sürülen fikir ekmek fiatlarına 5 kuruş zam yapmak fikridir. Bütün bu teklifler buğday fiat- larının himayesi ve buğday me- selesinin halli için ortaya atı- mıştır. Filhakika bütün mem- leketlerin bir iki senedenberi bu mesele ile meşgul olduğunu ve muhtelif tedbirler aldığını görü- yoruz. Bu memleketlerden Ro- manya, Bulgaristan, Macaristan gibi, iktısadi kudretleri — esa- sen zayıf olanlar vaziyetlerini kurtarmak — için Avrupa itti- hadı gibi beynelmilel bir an- Taşmıya ümit bağladılar. Bunlar- dan bazıları, meselâ Bulgaristan, 1930 senesinde buhranı atlatmak için muvakkat tedbirler alarak fazla mahsulünü hükümet zara- rina ucuzca satarak dahili buğ- day piyasasını kurtarmıya çalış- mıştır. Fakat bütün bu tedbirler muvakkat ve idarei maslahat kabilinden şeylerdir. Bizim vaziyetimiz ne Avrupa ittihadına bel bağlamıya, ne de muvakkat tedbirlerle idarei mas- lahat siyaseti yapmıya müsait değildir. Biz esaslı tedbirler a- mak mecburiyetindeyiz. Tavsiye edilen tedbirleri şöyle bir gözden geçirelim: Fiat Tahdit Edilsin Buğday fiatını tazim için ba- zıları şöyle bir tedbir - teklif ediyorlar : Bulgaristanın geçen sene yap- tığı gibi, hükümet buğday fiati için memlekette asgari bir fiat tayin eder. Gümrük resmi kiloda altı buçuk kuruş olduğuna ve hariçte buğday piyasası (5) ki aşağı olmadığına gö- lahili piyasa, meselâ, (9) kuruş gibi bır asgari had tayini kabildir. dirde — tüccar, bu fiatten yulıın müşteri bulursa satmakta — serbestlir; fiat bu hadden aşağı düşerse bu asgarl fiat üzerinden hükümet malı sa- tin alır. Eğer buğday istibsalâtı, istih- lâktan fazla değilse, fiat (cihan piyasası, gümrük resmi ) düstü- rüne göre 11 kuruş raddesinde olacağından, ©o vakit hükümete kimse mal satmaz, fFiatler de düşmez. Buğday himaye edilmiş olur. | | İhracat Primi Buğday ihraç eden tüccarlar, Yunanistanda tatbik edilen ihra- cat primi usulüne taraftardırlar. Bu tedbire göre hükümet harice zararına buğday ihraç edecek tüccara prim vererek zararlarını kapatacak ve bu suret- île buğdayın harice çıkmasım teşvik etmiş olacaktır. Fazla buğ- day harice çıkınca dahilde kala- nın fiatı kendiliğinden yüksele- CBk&ı Ekmeğe Zam Şimdi en ziyade revaçta olan üçüncü teklif te şudur: Bu teklife göre buğday Hat- lerini köylü lehine olarak şu su- retle yükseltmek mümkündür. Şimdiki vaziyette 7 kuruşa yediğimiz ekmeğin okkasını 12 kuruşa çıkarmakla aradaki beş kuruşluk farktan yari yarıya köy- lü lehine 30 milyon ve bütçe için de 30 milyon lira temin edebiliriz. Biz buğday ihracatçısı bir memleket olmadığımız için buğdayı kıymetlendirmek — ameli- yesini başka memleketlere nis- betle daha kolay yapabiliriz. Bu teklifi yapanların istihdaf ettikleri ikinci gayede bütçedeki noksam kapatmak ve devlet büt- çesini sarsılmaktan kurtarmaktır. İstihlâk Kabiliyetini Artırmak Bazı salâhiyettar zevatın mü- taleası da şudur : Buğday meselesini mustakil ve münferit bir mesele olarak al- mak doğru değildir. Asıl meşele istihlâk eşyasının fiatları — ara- sındaki muvazenesizliktir. Ekmek fiati ile şeker, petrol, tuhafiye eşy ası fiatleri arasında mühim bir ahenksizlik vardır. Ekmek fiatini artırmakla diğer eşyanın fiatle- rini indirmek mümkün değildir. Halbuki diğer eşyanın fiatleri bu nisbette kaldıkça ekmek fia- tini çıkarmak, köylünün istihlâk kabiliyetini artırmaz. Yapılacak şey diğer eşyanın fiatlerini indir- mek, hayatı ucuzlatmaktır. AL- manya bunun yolunu da göster- miştir. Devlet Teşkilâtı Diğer baziları buğday mese- lesini memleketin en mühim ikt- sadi ve mali meselesi addettik- leri için, bu işin teşkilâtlandırıl- ması, istihsalâtın tanzimi İüzu- munu ileri sürüyorlar. Türkiye şimdiye kadar buğ- da; hariçten getirti; Bu ıın':ıulı çIııığdııye iıti’:ıdliıdın mustariptir. Şu halde istihlâkten ziyade, istihsaldeki müvazenesiz- Hikten — mustariptir. Buııeıııloylı evvelâ — istihsali — tanzim lâzımdır. Bunun için de ayrı blı devlet — makanizması — kurmak, plânlı bir teşkilât yapmak za- rüreti vardır. Ve bu yapılma- dıkça buğday meselesinin, buğday meselesi halledilmedikçe bütçe ve para meselesinin halledilme- sine imkân yoktur. İşte bugün buğday meselesi etrafında ileri sürülen fikirlerin bulâsası şudur. EMLÂK ve EYTAM BANKASI İLÂNATI EMLÂK VE EYTAM BANKASI İSTANBUL ŞUBESİNDEN : Satılık Haneler Kat'i İhale: Nısıf Taksitle Satış ĞAL Beyoğlunda Kâtip Mustafa Çelebi mahallesinde Hoca zade sokağında 6 oda 4 sofa, mutfak, sarnıç ve müştemilâtı 2 — Haliç Fenerinde Tevkü Cafer mahallesinde Kiremit caddesinde 4 oda 3 sofa ve müştemilâtı saireyi havi hane. Esaslı tamire ihtiyacı olmıyan ve her tarafa kurbiyeti bulunan işbu hanelerin İstanbul Dördüncü İcra Dairesinde 10 Mart 1932 tarihinde icra kılınacak 931 - 194 ve 302 dosya numaralı müza- yedesine iştirak edeceklerin uhdelerinde kaldığı takdirde şeraiti saireyi havi 10 numaralı hane, umumiyemize tevfikan beş sene müddetle bedeli müzayedenin nısfı derecesinde ikrazda bulunulacağı ilân olunur. j