8- Mart ——— Bır Olunuıı Hatıra De/termdm : HAİNLERİN İÇ YÜZÜ Yüz Ellilikler Nasıl Gittiler, Ne Yaptılar L SON PÖSTA HEPSİ BİRDEN FİLOZOFA SORDULAR: BİR ŞEY YAPABİLDİNİZ Mİ? ü D Sabık şeyhulislâm, zihniyet ve hissiyet şeriki olan hoca Zeyne- lâbidinden bu ambar meselesinde ayrılıyordu. Kızlarına ve haremi- ne ambarda yolculuk yaptırmak- tan bir nevi haysiyetsizlik sezin- siyordu! Hele oğlu, Arapların “ elveledü sınvı ebih , cümlesi ile, Türklerin de — “ babasının burnundan — düşmüş ,, — vecizesi ile — tarif ettikleri nümu- nelerden — olan — o hüdpesent, o hodperest ve o hodfüruş oğlan, mütemadiyen homurdanarak hoca Sabriyi endişe içinde - bırakıyor- du. Bu kötü delikanlı, kürre yıkılaa — ambara giremiyeceğini babasına bildirmişti. Hatta kama- raların — bile kendi şereflerile mütenasip — olmadığını, vapurun lüks mevkileri varsa oraya yer leşmeleri lâzımgeleceğini tasrih etmişti. Bu çalımı gösteren genç, iki saat evvel Taş kışla koğu- şunda — neferler elinden ekmek kapan bir adamdı. Orada her şeye tahammül etmişken burada gülünç bir tahammülsüzlük gös- teriyordu. Hürriyet ve - İtilâfın bususiyeti de işte bu ruhi müva- zenesizliklerdir. Rıza Tevfik ile Süleyman Şe- fiğin yanlarına gelmeleri üzerine bepsi — halkalandılar, — telâş ile sordular. — Ne yaptımz, birşey bece- rebildiniz. mi? Rıza Tevfik cevap verdi: — Ambar yolculuğunun sıhhi olduğuna dair mevize dinledik, isterseniz size tekrar edeyim. Mustafa Sabrinin oğlu babası- na döndü. — Çözül paraları, başka ça- re kalmadı! O sırada kampana çalınmıştı, vapur demirini almıya başlamıştı. Tercülman, birlikte getirdiği ne- ferleri yanına alarak yukarı sa- londan iniyordu., Ambar kapağı- mın kenarında kümelenen avare- leri görünce şöyle durakladı, on- lara söz söyleyip söylememekte tereddüt eder göründü, fakat ha- tırına bir şey geldiğinden hemen ilerledi: — Arz kaldı, dedi, unutuyor- dum, pasaportlarınızı geri götü- rüyordunm. — Eğer dalgınlıkla çıkıp gitseydim hepiniz, on gün sonra yine burada bulunacaktınız, başıma belâ getirecektiniz. Ve elini koynuna soktu, sekiz, on kâğıt çıkardı. Bunlar birer Laissez - Passer idi ve onun elin- den firarilerin eline intikal edi- yordu. * Rıza Tevfikle Süleyman Şefik, vapur. Sarayburnunu — dönerken kaptana müracaat ettiler, kamara bileti aldılar. Hoca Sabri de oğlunun israrı Üzerine paraya kıyarak ailesini kamaraya nakletti. Hoca Zeynelâbidin ile diğerleri ambara indiler, birer köşeye uzandılar. Hiçbiri, — onlardan hiç biri, göverteye çıkıp güzel İstanbula bakmamıştı. Göklere doğru uza- man minarelerin birer müntekim Riza Tevfik cevap ver- di: “— Ambar yolculuğu- nun sıhhi olduğuna dair mevize dinledik, isterse- niz size tekrar edyeim.,, Mustafa Sabrinin oğlu babasına döndü: “*— Çözül paraları, başka çare kalmadı., parmak gibi yakalarına yapışacağın- dan mı korkuyorlardı? Meçhul. Fa- kat hepsi, başlarını göğüslerine almışlardı. Ne adalar, ne Anado- lu kıyısındaki sıra sira - tepeler onların gözlerini kendi nefislerin- den, kendi benliklerinden çekip alamıyordu. Maamafih birbirile de konuş- muyorlardı. İlk defa olmak üzere yolculuklarının sonunu düşünü- yorlardı. Herşeyde olduğu gibi bu düşüncede de müttehit değil- lerdi, şahsi hülyalar düzüyorlar- dı. Mustafa Sabri, Camiülezherde bol tahsisatlı bir kürsü sayıklı- yordu. Hoca Zeynelâbidin bir tekke şeyhliği kuruyordu, Süley- man Şefik, mümtaz bir askeri vazife hayalliyordu. Rıza Tevfik, Darülfünuna Kürt Zeynelâbidin, Tunus ge- diği nev'inden zengin bir izdivaç düşünüyordu. Şaban Ağa kanaat gösteriyordu ve Şazili dergâhma ebedi misafir yazılmayı tasarlı- yordu. Diğerleri, bahtın getire- ceği herhangi bir nimete keşkül- lerini açık tutuyorlardı. ( Arkan var ) HERGÜN Buğday Meselesinin Asıl Tedavisi ( Baş tarafı 3 üncü sayfada ) İşte Başyazıcı Beyefendi. Has- talık budur. Hastalığın - teşhisi yapılmıştır. Bunun çarelerine te- vessül olunmalıdır. Ziraat Banka- sının mubayaacılığı tam tedavi değildir, muvakkattır. Ve gelecek sene yoktur. Yukardaki daktor- ların koydukları diyagnostik gü- zelce tetkik ve mütalea edilerek zürram kâri kadim tahta saban- Tarını pulluğa, yine kârı kadim altına sivri taşlar kakılmış tahta- nın Üzerine bir adam oturtarak elinde kamçı veya üvendre hay- van ve öküzlerini günlerce koş- turmak suretile yapılan harmanı- ni makineye, ve Gıldüı-l ay sü- ren harmanını bir iki güne indir- miye, mahlüt ve bir cinsi diğerine uymiyan tohumlarını ıslaha ve bir cinse ifrağa, taş ve topraktan muarra bir hale sokulduğu tak- dirde ihtivacatı dahiliyenin temi- zinden sonra kalan mallarımızı harice sevkederek zürraa elinde- ki mahsulü seri vasıtalarla nakte tahvil imkânı verilebilir ve zürram yüzü güldürülür. Bu münasebetle misal zikredeyim: Komşu milletlerden dostumuz bif millet buğday ihtiyacını kıs- men Türkiyeden temin etmek arzusuna düşmüş ve — tecrübe olarak ilk defa (150) ton buğday almak istemiş. Şeraiti esasiye ileri sürmüş: Verilecek buğday ayni tipten ve nümünesine muvafık olacak ve bedeli cihan buğday piyasa- sına tetabuk edecektir. size birde olarak şuna Ayni tip ve nümuneye mu- vefık bir vagon mal vermek im- kânı olmadığı gibi bugünkü buğday satış fiatimiz de zanne- derim cihan piyasasından fazla olduğundan bu fırsatı maattecessüf kaçırmak mecburiyeti hâsıl oldu. Geçenlerde Yunanistana - gi- | sında |Jüden ve burada değirmen işle- rinde ve buğday mubayaacılı- gında bulunmuş bir dostumdan aldığım bir mektubun son fık- rasını aynen naklediyorum : *“Buranın buğday hasılatı az olduğundan ekserisi Amerikadan ve Avusturalyadan tedarik olu- nuyor. Bugünkü fiat değirmen teslimi 5,58 drahmiye maloluyor. Halbuki kendi mahsulüne (6,20 ) drahmi narh koymuş ve bunu mecburi olarak değirmenlere ve- riyor. Bizim buğdayları neden satamıyoruz ? Acaba Amerika- dan daha pahalı fiat istediğimiz- den mi? Bura değirmencilerinin dediklerine göre sebep muayyen bir tip vücuda getiremememizdir. Meselâ — (1000) tonluk muayyen bir tipte ve temiz mal hazırlıya- mıyormuşuz. Bana kalırsa, bu memleketlere yapılacak ihracatta ön plânı Türk malı, ikinci plânı Ame- rika malı almah. Has ekmeğin (6,80), esmerin okkasını (5,70 ) den yiyoruz. Anadolunun merha- bası,Atinanın kalimerasından daha hayırlıdır. ,, İşte bu hakikat karşısında Zirrat Bankasının, muavenetten evvel mahsulâtın temiz ve Avrupa piyasalarına arzedilecek — evsafı haiz bir surette vücuda getirtil- mesi lâzımdır. İlk evvel hastalığın tedavi çaresi budur efendim. Birinci Sanayi Kongresi Ankara Mümessili ve Değirmenciler Encümeni raportörü Cevdet Hamdi . : . Gaip Bilezik Alle hatırası olan küçük elmas- lardan yıtılıııı bir. bilezik pazar günü Karaköy ile Pııınılıkıpı arar kaybalmuştu: Bulup getiren lli irn hediye ile teltf öükcektir. Bulanların her gün ikiden #sonra 21933 numarasına telefon etmelerini rica ederlz, Bu Akşam Radyod Nel Dinliyeceksiniz 8 Mart 932 Salı İstanbul— (1200 metre, $ kilovat) 18 gramofon, 19,5 Hafız Burhan Beyın iştirakile alaturka, 20,5 gramo- fon, 21 Hafız Burhan Beyin iştira- kile, alaturka 2? orkestra. Hecileberg — (276 metre, 75 kile. vat) 19,45 mandolin konseri, 20,20 Cenubi Amerkaya seyahat, kömedi, 21,15 konser. Brüno — ( 341 metre 36 kilovat ) | 20 Pragdan pakil, 21,40 Mit şarkıları, 22 Pragdan nakil. Mühlaker — (360 metre, 75 kilavat) 20,05 Frankfort musiki #alonundan bakil, 21,30 şen musiki, Bükreş— ( 394 metre 16 kilovat ) Sırp 20,30 gramofon, 20,45 şarkı konseri, | 21,05 opera, Belgrat — ( 429 metre 2,5 kilo- 19,55 sesle opera parçaları, 20,30 namzetleniyordu. | Sagrepter nakl Roma — (441 metre, 75 kilovat) 20,15 gramofon, 20,4$ ses koönseri. Prag — (488 metre, 120 kilovat) 20 Smetea musiki salonundan nakil, 21,05 kitare konseri, 21,40 şarlı konseri. Viyana— (SI7 metre, 20 kilovat ) 20,40 Operadan naklen Die Fleder- maus operası, Peşte — (S50 metre, 23 kilovat) 19,15 Operadan naklen Saba kırali- çesi operası. Varşova— (1411 metre, 158 kilo- vat ) 20 müsahabe: Yıldızların hayatı 20,15 halk konseri, 22,50 dans hava- ları. Berlin — (1635 metre, 75 kilovat) 20 günün vak'aları. 20,20 komedi, 22,20 siyaset haberleri, sonra dana bavaları. Dikkat: 9 Mart 932 Çarşamta İstanbul — (1200 metre, 5 ilovat) 18 gramofon, 19,5 Cennet Hanım ve Yesari Asım Beyin iştirakile saz, 20,5 gramofon İle oöpera parçaları, 21B&dayi Müsiki beyeti 22. orkestra Helisberg — (276 metre, 75 kile- vat) 20 Lâyıpçikten makler könser, 21,40 küçük fıkralar, 22,15 | raporu. Brüno — (31l metre, 36 kilovat) 20 Pragtan nakil. Mühlaker— (360 metre, 75 kilovatı 20,05 son gece komedi, 21,15 Londra- dan naklen senfoni, 22,30 jzeppelin hakkında bir konferans. Bükreş — G1 metre, 16 kilovat) 20 keman solo, 20,5 konferans, 20,45 piyano konseri, 21,15 cazbant. Belgrat — (429 metre, 2,5 kile- vat) 20 ses konseri, 20,30 komedi, 22,25 radyo orkestrası. Roma — (441 metre, 75 kilovat) 20,45 operadan nakil. Prag — (488 metre, 120 klovat) Abraham Linköolen — hakkında bir konferans, 21.45 piyano konseri. Viyana — (517 metre, 20 kilovat) 20 Lâpçikten nakil, 21,45 konferana, 22,20 günün haberleri sonra orkestra. Peşte — (550 metre, 23 kilovat) 20,15 Yüksek Musiki Mektebinden nakil. Varşova — (141l metre, 156 kilo- yat) 19,45 radyo gazetesi, 20 musl- kili musahabe, 20,15 üçüncü devri- alem, 21,30 oda konseri. Berlin — (1635 metre, 75 kilovat) 20 Lâyipçikten nakil, 21,45 konle- rans, sonra dans havaları. hava Dercetmekte olduğumuz programların Avrupaya ait olan kısmı vasati Avrupa saatine göre tanzim edilmişlir. Istanbul saatine tatbikı için Avrupada saat(12) olduğu zaman İstanbulda (1) e geldiği farzedilmelidi. Lındbergın Yavı'usu Radyoda Amerikada ayni zamanda re- sim gösteren radyo makinele- rinin Avrupaya nazaran pek fazla umumileştiği malümdur. Ameri- ka istasiyonları bu radyoların eğ- lence kiymetinden başka ameli hayatta haiz oldukları ehemmi- yeti göstermek —üzere “Lind- berg,, in çocuğunun kaçırılması hâdisesinden istifade etmişlerdir. Filhakika Hâdisenin vukuu gü- nünden itibaren radyo sahipleri Adliyede İki Tayin Üsküdar Müddeiumumisi Asım B. İzmir Müddeiumumiliğine nakil ve yerine de İstanbul Müddei- umumi Muavinlerinden Burhan B. tayin edilmiştir. Adlıyemiziıı bu iki kıymetli memuruna yeni vazi- Felerinde de muvaffakiyet te- menni ederiz. SON POSTA G Meldnlleeeen evmi, Siyasi, Havadiı ve Haix gazetesi . hatanbul: Eski Zaptiye İdar0; Cötalçesme ookağı 35 Telefon İstanbul - 20203 Posta kutusut İstanbul - 741 Telgraf: İstanbul SONPOSTA ABONE FİATİ TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. lSAenı zımx. 750 » 6 " M0 z SA Y 150 * t 4 300 . — Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 6 kuraşluk pul ilâvesi Vâzımdır. Adres Mı.ürılncıı (20) kuruşt ır. her akşam makinelerinin per- desinde bir çocuk resminin ak- settiğini görmekte ve bir sesin: — Bu çocuğu bir yerde gö- rürseniz polise haber veriniz, de- diğini işitmektedirler. Radyo istasiyonları Lindber- gin zevcesinden çocuğa nasıl bakılması lüz:mgeldiğini de öğ-. renmişler ve radyo ile çocuğu kaçıranlara — bitaben nasihatler vermişlerdir. Yeni Neşriyat Fikirler İzmirde çıkan ( Fikirler ) mec- muasının 77 inci nüshası, dolğun mündericatla intişar etmiştir. Sporcu İzmirde ( Sporcu ) isminde yeni bir idman mecmnuası inlişara başlamıştır. Muvaffakıyet temenni ederiz. Fotoğraf Tahlili Kuponu Tabintinlil öğrenmek İatiyoru ı tetoğrafınım & adet kapon le 3- likte gönderinla. Fotoğrafısıı srıya tabidir ve iade edil nez. lslm, meslak veya san'al * cevakbı ? Di | Haegi suallarin h4 Fotoğraf imlişar edeced ml/ Fotoğrahn küşesi Okuruşlu . ai müukabi'inde gönder 'eblir.