SADT RARTU TT AAA AA EKA TU aöt nn KUŞ CER ; | AŞT MARAYÜTDA TT YA AA ge ” r—-?wıf'-eğr;(zı;mf;"__"? ei Al0 Syfı EMMUZ 1914 ( TEM SON POSTA Umumi Harp Nasnl patladı ? H.R. — Kızım Doktorı Semi Ekretme — Nakleden : Yazan: Emil Ludviğ Almanyanın Paris Sefirinin Vazifesi Bir Postacı Menzilesine Duşmuştü Avusturyalılara göre Sırp va- purlarından —Avusturya askerine ateş —“açılmışt. — Alman er kânı harbiyesi ise Rusların, ittifakın — yürümesi — lüzumuna işaret olmak üzere doktorların | Meç civarında kuyulara kolera basilleri döktükleri yazıldı. Bu kabil raporlar bir ağustos günün- de hiçbit şairin muhayyelesine nasip olmıyacak kariha vüsati ile bir tablo vücuda getirdi. Herkesi kaplıyan korku içinde güya en büyük projöktörlerle gökte, yer- do, ve yeraltında düşmandan bir eser aranırken, yalnız Stütgart polis müdürü keyfini muhafaza etmektedir: Bulutlar, — tayyaro; yıldızlar kabili sevk balon; paralanmış bisiklet parçeleri bomba enkazı zannediliyordu!... » Diğer bir yol açılmiştı. Alman seferberliğindeki ihtiyat ve bunun bir cepheye matufiyeti önünde henüz nüfuzlarını muhafaza eden Parisin sulh taraftarları için ve- sile bulmak ve Fransanın harbe girmesini geri bırakmak müm- kün — görünüyordu. — Tehlikeye maraz olan memleketler içinde yalnız Fransa, sosyalistlerin zorile askerlerini huduttan on kilomet- re daba içeri çekmişti, fakat bu bükümetin sulh aradığından değil Ük vesilede İngilterenin kararını alabilmek fikrinden ileri geliyordu. * Almanyanın Paris Sefirinin rolü bir postacı menzilesine düş- müştü. Şu fark ile ki bunun tevdi ettiği muharrerat — kapalı zarflar — içinda değildi. — Rusya Almanya muharebesi karşısında bitaraflığı muhafaza edip etmi- yeceği hakkında sorulan suale Fransız hükümeti tarafından me- pafiinin icabıma göre bhareket edileceği cevabı verilmişti. Bu- anuo, Rusyaya ifraz edilmiş olan milyarların — ifade ettiği mâna düşünülünce iki taraflı ve her iki mânası itibarile doğru, olduk- ça güzel bir cevap olduğu tas- tik edilir. Fransa bariciye nazıri bu sual ve cevaptan — bir gün sonra Alman sefirinin hareketini dahn siyade Fevkalâde buldu, suali tehdit manasına aldı ve vefirin anbean pasaportlarını —is- temesini beklemiye başladı. Fil- bakika sefir zuhüur etti ve sadece: — Harekete hazırım! Dedi. Aynı gün Berlinde Fransız sefiri Kambondan Parise gelen tolgrafnamede telgrafların Paris - Berlin istikamatinden bo- gelmekte kendi olmasına mebni rey ve tem- | dairesinde — hareket etmesi | lâzımgeldiğini, pasaportlarını is- | temeyi düşünmediğini, kendisinin | kovdurblmasını beklediğini yazık yordu. Her iki sefir mensup ol- dukları — ittifakların — mahiyetine göre hareketi ihtiyar etmişlerdi, Fransa da ordusunu mantık ta bunda idi, ta ki istimdada mahal bulunmuş olsun. Diğer taraftan Pariste üçü da her iki milleti uzun uzadıya ihtilâfa —düşürecek bir mesele vardır her ik tıraf!a | | Şu hasta koltuğuma uzanmış gördüğünüz kadın “Nevyork,, un zengin akar sahiplerinden birldir. Ayni zamanda da fakirlere karşı göstermekte olduğu yardım ile tanınmiştır. Adı Fanie Gischdir. Burada sargılar içinde yatmakta | olmasının sebebine gelince: Madam Fanie Giseh geçen | hafta Nevyorkun tenha sokakla- rının birinden geçerken Beledi- yenin süprüntü kamyonlarından birine rasgelmiş. Söprüntücünün biri kamyonun üstünde, diğeri bir evin kapısının Öönlünde, süp- rüntü tecekelerini alıp vermekle | Meşgul imişler, kırk geçe, Berlinde ise saat beş- | te seferberlik başlamıştır. Burada | seferber hale koymuşta — Seferberliğe ben sonra teşebblis ettim, iddiasında- | dır. Fakat bu, işlerin iç yüzü bir saatın akrep sonraki merhalede mana ettiğinden — bu gibi: — “Bu «hemmiyeti var? diyebiliriz, ( Arkası var ) bapta Sazanof | Nevyork Belediyesini Mahküm Ettıren Kadın Bu sırada boşalan — süprüntü tenekelerinden bir tanesi boşal- tıldıktan sonra kamyonun üstün- de duran adam tarafından kapı- nın Öönünde bekliem arkada- şına atılırken yolunu — şaşırmış, tam ©o sırada oradan geçmekte | olan kadının başına isabet etmiş. Kadın düşüp bayılmış, derhal bir teskereye kosularak hasta- neye götürülmüş. Fakat bereket versin yara ağır değildir. Birkaç gün içinde iyileşmiş. Fakat hâdisenin arkasına ba- kınız: daha ve yelkovanı daha | ifade | ruznameciliğin ne | | | | —îl Bu Sutunda g Kardeşr Cudi: 20 yaşında Könunusasi 31 b Hergün Nakdi: M. Feridun Nasihati lıkla feda etmesi doğru bir şey S Belma, hemşiresi: 25 yaşında | değildir. Cudinin odası. Öğleden sonra. l Belma hiddetle gırer K e Belma — bonjur Cudi.. İ Cudi — Vay.. elmasım. Belma — Seni niçin ziyaret | ettiğimi tahmin et bakalım? Cudi — İmkânı yok. *Belma — Kocam bana net ediyo. Cudi — (Lâkayt) vay çapkın VAV.. Belma — Bu kadar mı? Cudi -— Başka ne diyeyim? Belma — Sen galiba, biliyordun. Cudi — Çoktan! Belma — Tabiibeni hanği ka- dınla aldattığını da biliyordan. Cudi — Tabii.. reslerini tanırım. Böyle şeyler be- nim gözümden kaçar mı? Belma — Demek bu ilk hıyaneti değil? Cudi — Maalesef hayır kadınlar sevdi. Belma — Yaf, | sSuratsız, namussı Cudi — De Vay alçak, Bu sefer nasıl oldu da farkına | vardın? Belma — Orası haizi ehem- miyet değil. Demek — kocamı elimden kaçırdım! Cudi — Şimdi fikrindesin? Belma — Tabil ayrılacağım. ne yapmak koydum ya çatır çatır ayrılırım. ğil.. Ne ise.. Ayrıldığımı farze- delim eline ne geçecek? Belma — Elime ne geçecek, hiç. O heriften kurtulmuş olurum işte okadar.. tulmaktan mütevellit memnimiyet çok sürmez. Ön gün, on beş gün okadar.. sonra yaptığına pişman olursun. Belma — Ben mi ? Asla! Cudi — Büyük söz söyleme- sene! Hayatta insan düşünmeden yabtığı şeylere daima nadim olur. Öfke ile kalkan ziyan ile oturur derler, meşhur sözdür.. İnsan bir şeyin kıymetini elinden git- tkten sonra anlar.. Bir kadının sevdiği erkeği bu kadar kolay- ——— kemeye müracaat ederek Bele- diye aleyhine bir dava açmış. Tazminat olarak ne istese beğe- nirsiniz? Tamam (100) bin dolar, yani bizim paramızla iki yüz bin liradan fazla. Manmafih mahkeme kadını haklı bulmakla beraber parayı çok görmüş, miktarı (100) binden (50 ) bine indirmiş. Amerika gazetelerine bakar- sanız, Belediye bu parayı vere- Madam Fanie Gisch hastane- | cek değildir. Çünki kararı temyiz den çıkar çıkmaz derhal mah- etmiştir. Safa geldin | hiya- bunu Kocanın met- | bana me- leğim, Bu kadından evvel birçok | | istediğin yasız herifl.. | sen şimdiye kadar gözleri kapalı geziyordun? Cudi — Bakalım kocan buna | | muvafakat edecek mi? Belma — İster etsin ister ete | mesin. Ben bir kere bumu kafama | | bari? Cudi — Bu kadar kolay de- | Cudi — Evet, fakat bu kur- | Belma — yorum ki, Cudi — Evvelce de sevmedin mi ? Belma — Hayır. Cudi — Bundan emin mişin ? Belma — Temamile. Cudi — İnanamıyorum. Belma — Sen bilirsin. Cudi — Evlendiğin zamanı şöle bir hatırına getiriver.. İlk ayları düşün.. Belma — Düşünüyorum, — Fa- kat ben kocamı hiçbir zaman sevmedim. Tabil ilk kocamdı, ondan bilmediğim şeyleri öğren- dim.. Ona karşı müteşekkirdim.. Fakat kalbim hiç bir saman bu hislerime iştirak etmedi. Cudi — Her ne ise.. Madem- ki kocanı hiçbir zaman sevmedin ve mademki.. Belma — Ondan nefret Ben kocamı sevmi- edi- yorum | Cudi — ...Ondan nefret edi- yorsun vaziyet gayet sarih ve parlaktır. Belma — Ne gibi ? Cudi — Çünki şimdi sen da adamı sevmekte serbestsin. Belma — Ne demek istedi- ğini pek iyi anlamadım. Cudi — Sözlerimde mıyacak Sende anlaşı!- bir şey göremiyorum, sevmek ihtiyacı var mı, | yok mu? Belma — Bilmem. — Henüz | kendimi yoklamadım. Neden bu | suali soruyorsun? Cudi — Bu aralık elimin a- tında biri var da ondan. Belma — Ya! Cudi — Evet. Belma — Nasıl, — güzel mi Cudi — Güzel, Belma — Genç mif Cudi — Genç. Belma — Ben tanır mıyım? Cudi — Tanırsın. Belma — Serbest mi? Cudi — Tamamile. Belma — Kim? Cudi — Lâmi. Belma — Ha, evet. (Bir müd- det sonra) fena değil.. yakışıldı bir delikanlı.. ( Sonu yarın ) 9 Şubat Matbuat Balosu — Makslen salonlarında — Zengin bir programla mükem- mel bir surette verilecek olan Matbuat Balosu pek güzide da- vetlileri toplıyacak ve pek cazip olacaktır. Ressam ( ve — san'atkârlarımızın bu husustaki mesaisi bilhassa şa- yanı kayittır. Diğer taraftan baloda yerli mallarımızın nefasetini teşbir için Matbuat Balosu pek güzel bir saha olacaktır. Şimdiden yerli malı tacirlerimiz müracatile hediyeler vermek su- retile muzaheretlerini vadetmek- tedirler, Ba bediyerler hiçbir. be- del mukabili olmakaızın - balaya gelen davetliler arasında — tevzi edilecektir. Güzel kotiyoular hazırlanmıştır.