Ci NAKLİ — ZİYA ŞAKIR Her hakkı mahfuzdur — 210 — Abdülhamidin — bacaklarının arasındaki kaşıntı devam edi- yor. Döktor bugün arap sabunu ile kükürt merhemi tertip etti. 17 baziran 331 Müşfika — Kadınefendi — yine birdenbire hastalandı. Birdenbire an bir gaseyan ve diyare- d malea BZ TErliK gel Abdülhamit, büyük bir endi- ye ve telâş içinde derhal dok- tora haber gönderdi. Doktar geldi, muayene ederken Abdük hamit mütemadiyen - Fransızca elarak - soruyor: Â — Aman doktor Beş,. Kalbi- ne bakınız... Ben ondan şiphe- deniyorum. Sakın kadlp hastalığı olmasın. Doktor, tekrar tekrar Kadın- n efendinin) — kalbim — “muayene «tti ve endişeyi mucip bir şey olmadığım söyledi. | 18 Haziran 331 Doktor bugün yine geldi. Kadıpefendiyi tekrar — munyene etti. (Fartı semane) ye istidat gördü. Biraz hareket, biraz da rejim tavsiye etti. Kadınefendi gideceği zaman —Abdülhamide dönerek: — Ben esasen perhiz yapıyo- rum, Fakat, Sultanefendi (Ayşe Sultan demek istiyordu) perhiz tut- muyormuş. Gittikçe de şişmanlı- yormuş. Doktor Bey, işi olmadığı bir gün gitse, kendilerimi görse de biraz nasihat verse.. Dedi. Saray adap ve teşrifatı mucibince her kim olursa alsun kadınların doğrudan doğruya bir yabancıya bitap etmesi âdet ol- madığından Abdülhamit, kadıne- feodinin bu sözlerini sankâi bir başka lisan ile söylenmiş te kendisi tercitmanlık ediyormuş gi- bi Caynen — doktora söyle- dikten — sonra, Kadmefendiye döndü : — Pek iyi olur. Dedi... Kadınefendi odadan çıkarken Abdülhamit, arkasından ,baktı. Derin derin içini çekerek : — Şu kadını çok severim, o /da beni sever. Küçük bir rahat- sızlığını bile hissettiğim zaman Okadar müteessir oluyorum ki... Dedi. - Ve sonra.. yine uzun uzun harpten ve siyasetten bahsederek: — Hulâsa; dedi. Ahvali çok fena — görüyorum. Allah bilir, kendi nefsimi hiç düşümüyorum. Ben arlık yaşımı başımı aldım. Yaşıyacağım kadar yaşadım. İyi gün gördüm, Kötü günler geçir- dim. Bu, ayrı meşele... Fakat Kaçak et almayınız. Parça et almayımz | — Çünki bastalıklıdır. M A Goen y Padişahlarıı; Hağtal;ğın: Hastalığını Merak Ediyor... | dünyanın bu halini gördükçe çok müteessir oluyorum. 19 Haziran 331 Abdülhamit, Rasim Beyi ( Ma- beyn) e gönderdi. Biraderi Sul- tan Reşadın hatırımı istifsar et- firdi. Bugün uykusuzluktan şikâyet ediyor. Âdeta sersem gibi bir halde, Bumun da sebebi, dün gece hiç uyuyamamasıdır. Dün akşamdan civardaki kıtaatın sevkiyatı baş- Tamıştı. Askerin ve naldiye araba- | Tarının geçişi, sabaha kadar sürdü. Sarayın — arkasından kıt'aların bazısı : Vatan bizim canımuz Feda olsun kanımız Marşimı, bazıları da yanik ya- nık köy şarkılarını söylüyorlardı. Bunlar, bütün harem halkını mü- ftcessir etti: Kadınlar, hıçkıra hıçkıra ağlıyor.. Abdülhamit te içini çekerek: — Ben asabi .bir. adamım.. Böyle şeylere dayanamam. Diyor ve gözlerinden yaşlar sızıyordu. 61 M. ŞEHABEDDİN BEY: Ağırbaşlı izdiz, —Bil muhitindeki bâdisata —148- kayt gibi gö- rTünürse de te- cessltse mütemayildir, gürültücü ve kavgacı değildir, sadeliği ve tevasen tercih eder. B 58 ŞÜKRAN H.; ( Fotoğrafi- nın dercini istemiyor ) Asabi ve bırçındır. Herşeyi bilmek ve an- lamak davasındadır. Münakaşa ve iddiayı sever, rekabet husu- sunda fazla alâka gösterir, en iyi elbiseyi yapmaktan ve ica- Gizlemek â—dettir, Diyor| itibaren bu | geçen | Size Tabiatinizi Söyliyelim;.. » FNT Y AA ND GÜNLERİ " Abdülhamit, Kardeşi Sultan Reşadın hamit, îııındu da şu eııdişeye'ı kapıldı : — Dün birader (Hırkai Saadet) selâmlığına çıkamadı. Bugün de Üşman tayyarelerinin hasta- haneye bomba attığını Abdül- hamit Bgazetede görmüş, Bu, onun son derece — asabiyetini etti. — Medeniyet, —bunu hazmeder.. 'Şa halde, anların bırakacaldar, harp ile hiç alükası olmryan şehirlere de taarruz - edecekler demektir. İyi buraya — kadar gelip te bize nasıl harp mey- 26 Hariran 831 Rahatsızlığının devamına bi- e B'_’;:' aei nsen Sultan Reşadın ( Hırkai N (Arkası var ) Saadet ) — alayına çıkamaması, | Abdülhamidi çok mütcessir etti. Sinema Ve Tiyatrotar Bu tesiri tadil etmek için SÜY | LKAZAR ölliin Mürer lenen sözlere şu cevabı verdi: ALEMDAR — —T üenbul sekakleri — Müteessir olmamak müm- | ARTISTIK — — Çanakkuı kün mü?. Ne de olsa, bira- ıl::ı'ı '::.— derimdir. Allah geçinden verm | EKLER —— — Şeverim sin, — şayet kendisine — bir | HuvaL —S_Hoeııo—ı— | (Emri Hak ) vaki olursa, biz ne | FERAH — Farlak bir reve oluruz? Bakalım yerine gelecek =*“:“"“ —TEencfler tarupu zat bizim hakkırmızda ne muamele | HuAL - ı-::_._n gocue yapar ? Bunları düşündükçe çok | KEMAL », — Yaşamın hayat mükedder — oluyorum. eç Z Ş Numaralı ocak 2 aaiean ss — | MEK — X Şen ülünim Bugünkü — gazeteler, —Sultan | Orua —2':-:::._ Reşada ameliyat yapan ecnebi | Şık — Küçük dektile doktorların memleketlerine avdet | ÜSKÜDAR HALE — Şurma, edeceklerini yazıyorlardı, Abdür | KADIKÖY A—Parle damları altında| —— z%% Resminizi Bize Gönderiniz, 4 » n 73 SEYFİ BEY; Zeki ve gir gindir. Çabuk y nn d, Fotoğraf Tahli? Kuponunu 1 inci Sayfamızda bulacaksınız. ŞARK YILDIZI Holivuta Nasıl Kaçtım.. için yar. | Bunların hepsi yarın saat yedide | | Hiç yorgun değilim. Bir iki ııı; j 738 Derdemez kadıncağız adeta deli gibi oluyordu. Biribiri ar- kasından: Bemni — minnettar Bahşişizizi, bal bol weneceğim. Ati deakikaya kadar on&?yıım. Sözlerini söyledi ve sanki kıra- cakmış gibi bir telâşla mikrofanu kapadı. — Sonra?.. ğeu_ kudıiı:ı' umulıgım. Be- GCsiğimü; inim. Dediğini şerait — dairesinde — tam Üüçte doktorlar mleketlerine avdet | Suzte baktım. Daha epeyce Kölyorlar. Acaba bastalığı, ümit erştamey "';:':_":l_ geçir u'lll_eeek derecede mi?... Yoksa | Bdki-ı- ııhı'l li diye ı sonra :în.m y-::— h-ı:ı | ıı.ı...s.ı—:..ı—ıı_ €n mahrem olanlardan p Taporlara itimat etmemelidir. Ma- Evet.. Benim Seima.Köşkü | kamda olan bir padişahın ae M Nlea "lım*ıı*&ü'ı.m K B fazlaca l :: — Ya kü L a 1 Ağester 281 ü—ıııü ild i.' Bugün, şeker bayramı. Ab- ve bir de —"L'—,___' Taştı. Fakat neşesiz... küçük kıza füzum köşkte bulunacak?, — Pekâ amma, iköşkün möble ihtiyacı?, kadar her şey hazır... — Teşekkür e Her halde yorgunsun.. — Artıl buraya gel. Akşama kadar dim len. Gece, bir yere gideriz belki.. — Te ekkür ederim Selma lik daha işim war, Çabuk gek meğe göyret ederim. * , Ye gö | saat sekizde — elbiseler Tam saat üçte kapı çalındı. Ben, büyük salonda bir hesap işi #e meşguldüm. Alis geldi. Prova için geldiler. Dedi, Esasen, bir numara yapınıya karar vermiştim. Başımı hiç çevirmeden : — Buraya gelsinler. huıı verdim. Ve hiç va- ziyetimi bormaden masa başmda öylece bekledim. için k ıdıııh"y'nhıı ğ için kap gire f“"'"'" fakat bissediyordum. Birer birer | salona girdiler. Birçok kutular | iribirine çarpıyor, — pakellerin j kâğıtları hışırdıyordu. Bir iki da- kika böylece ( y durduktan sonra ayağa kalkarak birdenbire geri döndüm. Başta, Misis Valey, olmak Üzere Sıra ile dört kız duruyor- du. Bunların. üçü, © mahut Ermemi kızları idi. Öteki de kim olsa beğenirsiniz?.. Haniya şu, benimle kardeşi gibi dost olduğa balde (Türk) olduğumu öğrenir öğrenmez benden korkan ve beni ıslah etmesi için (Hazre- ti Mesih) ten kı:uıü bulunarak mektup yazıp kapımın eşiğinden od.ıımpubıı (Misis uq-ıu_'"? Halbuki ben bunu çağırtma- muştım. Şüphesiz bunun gelmesi garip bir tesadüf olacak. Tuhafı nerede ?. Hiçbiri de beni tanımadı. İhtimal ki çehrem- de bir müşabehot bulmuşlardı. Fi imle bu- 'akat, o :-nhwırlm bi biz günkül H’u:.(mıl%ılı ). bana di ey ), bana Yü üdü. Önümde durdu. Şa reverans yapdıktan sonra — Vel.. Diye söze Amerikalıların ahmağı, ik ahmaktır. İşte, bu k:i.ığ da ':u sınıftandır. Beni sesimden bile | bir noktasım bırakmıyor. Şark s#esir. zamanlarım bana dar iyilikler eden bu kazım son. yaplığı © büyük kötülüğü Misis Morli.. siz yaliz, lıktan esi (Hıncti_ Mesih) ten af talep ecimir, na götürerek, dalma hazır duran — '_ o nefis Çin çayından birer fiemm çayla, sandoviç ve keykler ükram etlim, Yıldızlar Arasına Nasil Karıştım? — YAZAN: Selma Z tanımadı. Yalnız dikkat ettim, Morli, dikkatle yüzüme baktı. Rengi solar gibi oldu. Düşündü özleri, bir noktaya daldı. j Misis Valey bizzat prova edi- yor, Ermeni kızları muave- nette bulunuyorlardı. Prova, bir seyre: — kadar sürdü, —Akşam teslim edilmek Üüzere tekrar kutulara konurken —elimi Misis Valeye — Mzattım: — Teşekkür ederim eski (pat- ron ) nm.. Sizi buraya kadar yore | duğam için çok müteessifim ... 3 Nasıl? (Mis Klark) tan mektup — yormusunuz?.. | Der demez, Misis Valey, şaşır: dı. Sanki dilini yutacakmış gibi nefesini geri çekerek gözlerini açtı. Baktı, baktı, baktı, Mütema- diyen : — Ve Vd Diyar, fakat bir törlü söyli- Bizim Daktilo Şark Yıldım Selma Hanımın hatıratı puzar günü nihayet bulacaktır. Lezzet ve alâka ile takip olunan bu hatıra silsilesinin yeriniz BİZİM DAKTİLO işgal edecektir. * Bizim Daktilo , Kevser Ha- nımdir. Hergün yolda gördü- Yümüz hassas, ince daktilo... Kevser Hamm, size başından geçen on sene'ik maceralarım anlatacaktır. Öyle maceralar ki, kayatın temas'etmedik kiç- İ ' İ J n j t İ 1 4 Yildım Selma Hanımın mace- ralarından daha sürükleyici, zevkli ve canllı bir hayat... eği cevabı. bulamıyordu. Der- =_ m Enmeni kızlarına çe virdim. en rahim, en şefik bir mülâyemet tavrı verdim. O tatlı Türkçemizin bütün incelik- lerine Tiayet ederek: — Siz nasilsmız bakalım va- wardır. Eski lüşman derler. Bilmi biz daha hâlâ bu söze riayet ediyoruz. Eminim ki sizde bunu ara sıra olsun habır- larsınız. Sizden rica edeceğinr.. sizin gibi —vatandaşlar eğer müavenete muhtaç olan kimsesiz çocuklar varsa bana bir listesini gönderin. Kendileti- ne arada sırada biraz yardım — etmek istiyorum. Vakıâ, bu yer- Tiğ dtmım pek fazla bir şey olumuya- caktır. Fakat ne de alsa, eski — hemşerilerimi düşündüğime de- lâlet eder. Kızlar, kıpkırmızı olmuşlar ve başlarını da önlerine eğmişlerdi. Söylediğim sözlerden hiçbir şey anlamıyarak yalmız bu sahneyi hayretle temaşa eden Nisis Valey, ıllphesiuklındı y:rie' bir üı;utuk düşünür! sağ i el sarıldı. Bu, (Morli) Marhunun dmşti. Set'a « Sesi, Hi — Beni affet, Mis Siva!, Dedi. Ellerimi uzattım. Kim- o kir unuttuğumu — gösteren — Ben he şeyi affediyorum. lîıyıi feni- esirgemesi için dua ettiğiniz Dedi. Ve hopsini de yemek sa'onu- Çarkası var )