23 Ocak 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

23 Ocak 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BÜYÜK TARİHİ TEFRİKANE?J BUAKŞAM 'GLORYA'da ELEN RİCHTER, THEO SHALL | ve “ Anna Christle , Greta | Garbo'nun sahne arkadaşı PUFEY ! tarafından temsil edilen ilk büyük z e GĞi Köleler, yere kapanıp kalkar- ken o, yürüdü, odasına girdi, kürkünü ve kavuğunu atıp, pa- buçlarını çıkarıp muhteşem yata- ğına uzandı. Elindeki kâğıdı ba- gan gülerek, bazan düşünerek tekrar okumıya koyuldu. Mektup gu şekilde idi. “Zalime lânet, mazlüma hür- met, Rabbin emri budur. Edirne kadısı ve Bostancıbaşisı zalim kişiler idi. Masumları cellât eline vermek istiyorlardı. Allah, iki kulu- Bu gönderdi, onların elile zindan kapılarını açtı, mazlümlara necat yolunu gösterdi. Yine o iki kul, ölümden halâs bulan masumları kuvvetlendirdi, zalimleri terbiye etti. Kadı da, Bostancıbaşı da, . yardakçıları da ah ve enin için- dedir. Çünki kimi hadım edil- miştir, kimi ayılara yem ya- pılmıştır. Sen ey Selimin oğlu Murat, Edirne sarayında ay- lar elile ceza —gören Bos- tancıbaşımın — halinden — haber aldın mı ? Zalim Mollanın zulme nasıl tövbekâr edildiğini duydun mu ? Padişahların gözü görme- lidir, kulakları işitmelidir. İşte biz seni bu vak'alardan agâh ediyoruz. Cezalarını gören zalim- ler Edirnededir, Allahın lütfuna eren mazlümlar da kande ise İstanbula — varıp Sipah hanına 'konuk - olacaklardır. Kendilerini görüp sor, Öğren ve ibret al, vesselim | ,, İmza çift idi: Baba Murat, Baba Hıır!.. Üçüncü Murat, Edirne Mol- lasının — nasıl — hadiım - edil- diğini, Bostancıbaşının — ne şekilde ayılar eline düşürüldü- günü anlamak için enikonu sa- bırsızlanıyordu. —Haber - verilen hâdiseler, kendisine pek rakik ve pek dakik gelmişti. Hele o hâdiselere hayalen şekil verdikçe kahkahaları ayyuka — varıyordu. Güzel Türkçemizde, bir şey bekleyişte hissolunan üzücü hele- ganı tasvir İçin mevzu çok kuv- wetli bir tabir vardır; Sabahı veya akşamı iple çektim, derler. Sultan Murat işte o vaziyette İdi ve sabahı iple değil urganla çe- kiyordu. Nihayet gün doğdu, umumi hayat başladı. Hünkâr da vakit geçirmek için, Kubbealtı müzakerelerini dinlemiye gitti. - — Malüm olduğu Üzere onlar, padişahlar, gündelik işler hakkın- da vezirler, kazaskerler arasında cereyan eden müzakereleri, Kub- bealtına açılan bir kafesten din- lerlerdi. Yüzlerini millete göster- mezlerdi. Bugün, zencirle örülü kör bir göz gibi Topkapı sarayı- nın bir kenarında kararıp duran © kafesli pencere, hünkârlar zih- niyetinin çirkin bir abidesidir. Onlar, sun'l bir yükselişle kendi- lerini daima milletin fenkinde gördüler ve yere inmek bilıniyen #ersem bir karakuş gibi yüksek- te görünmek istediler. Üçüncü Murat ta bu küstah B Söyle bire siyahi, Su kâğıdı l;ı getirdi? gafletle malül idi, müzakereleri kafes ardından dinliyordu. Lâkin 06 günkü dinleyiş, avlayışlı bir şey değildi. Bakar körlerin gök- lere göz çevirmesini, sağırların dalgalara kulak — verişini andırı- yordu. Çünki dalgındı ve ikide bir “ Baba Murat, — Baba Hızır ,, imzalı mektubu gözden geçiriyordu. Sadrazam — Macar seferinden mi bahsediyordu, İran Bizim Daktilo Şark Yıldırı Selma Hanımın hatıratı pazar günü nihayet bulacaktır. Lezzet ve alâka ile takip olunan bu hatıra silsilesinin yerini: BİZİM DAKTİLO işgal edecektir. * Bizim Daktilo ,, Kevser Ha- nımdır. Hergün yolda — gör- düğümüz hassas, ince daktilo.. Kevser Hanım, size başından geçen on senelik maceralarını anlatacaktır. Öyle maceralar ki, hayatın temal etmedik hiç- bir noktasını bırakmıyor. Şark Yıldızı Selma Hanımın mace- ralarından daha sürükleyici, zevkli ve canlı bir hayat... karışıklıklarını mı — anlatıyordu? Kazaskerler katle mi, recme mi hüküm veriyorlardı? Defterdar Efendi, parasızlık beliyesini mi teşrihe — çalışıyordu?.. Hünkâr, bunların hiçbirini görmüyor ve duymuyordu. — Yalnız — kadılara sünnet takkesi giydiren, Bostancı başıları ayılara yem yapan adam- ları düşünüyordu. Onları görmek ve yaptıkları işi, kendi ağızla- rından dinlemek için mecnun bir iştiyak besliyordu, Fakat öğle olduğu, Kubbe- altı vezirleri has mutfaktan çıka- rılan yemekleri yiyip dağılmıya hazırlandıkları halde henüz kim- seler gelmemişti. Acaba gece — ) İYİ KRİSTAL VE PORSLEN MERAKLILARINA Züccaciye, Kristal — ve Porslen üzerine hediyelik pratik ve zengzin eşitleri — Istanbulda — Bahçekapida ( Croelk - Bak ) Bayümde” | bürar valı yeni tesis edilen SAMUEL PIN- HANS ticarethanesinde cidden son derece — tenzilâtlı — fiatlerle mevkil füruhta vazedilıniştir: Bu mağazanın züccaciye, kristal ve porslen üzerine zengin ve münta- hap çeşitlerini görmelerini muhte- vem karilerimize tavsiye ederiz. verilen emir, yerine mi getirilme- mişti? Hünkâr, buna ihtimal vermiyordu. Çünki en manasız emirlerinin bile hemen infax olu- nacağını biliyordu. Ohalde bu gecikmenin sebebl ne idi? Anla- şılmıyan bir vasıta ile Kızlar- ağasına gönderildiği — söylenilen bu mektup bir 1lâtife, kaba bir istihza mı idi ? Edirnede o hâdiseler cereyan etmemiş te kendisile eğlenmek için mi böyle mektuplar uyduruluyordu ? Bu ihtimal, Hünkârın gözleri- ni kararttı. Hemen içeri çekilerek Kızlarağasını huzuruna - çağırttı, bomurtulu bir sesle sordu: — Bu kâğıt nice geldi, hikt- ye et! — Piştahtamın ( yazı masasi demek) östünde buldum, şaşır- dım. Nereden geldi, nasıl geldi? Bit'es yok! (Arkası var) İ . stemiyorlar Kudüs ( Hususi ) — Müusevi Museviler Ceset- lerin Yakılmasnı Başhahamlığı neşrettiği bir beyan- namede, — ölülerin — yakılmasının Musevilik dinine muğayir oldu- ğunu söylemiş ve yakılan ceset- lerin küllerinin Musevi mezarlık- larına ve — mukaddes dökülmesini menetmiştir. Hâdisenin sebebi şudur: Ge- çenlerde vefat eden Deyli Kro- nikle muharriri Grünberg - vasi- yetnamesinde cesedinin yakılarak küllerinin “ Cebeli Zeytun , me- zarlığına — serpilmesini — İstemişti. Kudüs Başhahamı, bu emri bu vasiyet Üzerine vermiştir. yerlere Zeytinyağı Fiatleri Düşüyor On beş gündenberi zeytinyağı ve sabun fiatleri düşmektedir. Sebebi bu sene İspanyada bol mahsul olduğundan — memleketi- mizden harice fazla zeytinyağı ihraç edilmemesidir. Onbeş gün evvel toptan 65 kuruşa satılan en iyi zeytinyağları bugün piya- sada 45 ve 58 kurüşa satılan iyi cins sabunlar ise 37 kuruşa satılmaktadır. sergüzeşt filmleri TUNUS bir aşk macerası (Baş tarafı 1 incl sayfada) içeri giriniz. Orada göreceğiniz manzara, size yaptığımız hitap- taki manayı daha kuvvetlendire- | cektir. Sahne, Topkapı Fıkara- perver Müessesesidir, söz mu- harririmizindir : “ — Bir kadın altı çocuğile doktorun odasına girdi. Bayram- hk elbise alacak çocuklar dok- torüan odasıda — sıralanmışlardı. Ayaklarında uzun pazen donlar, sırtlarında yamalı elbiseler var. Yarım ayakkabıların içindeki yır- tık çoraplardan kıp kırmızı ayak parmakları görünüyor... Çocukla- rın üçünün sırtında mavi bir e- bise bozuntusundan yapılmış hir- kalar mevcut. En küçükleri annesinin — kucağında. — Diğer- lerinin de hemen — aralarında birer yaş fark var.. En büyük- leri yedi yaşında bir erkek çocuk.. Altı çocuklu anne yalvarıyor: — Bayramlık elbise için.. —Evet altı çocuklulara vere- ceğiz. Fakat bu küçük mektebe gidiyor mu? Mektebe gitmezse veremeyiz. Anne çocuğunu okuttuğunu söylüyordu. Fakat yedi yaşındaki küçük hemen itiraz etti: — Dokter Bey amca, annem beni —mektebe' vermedi. İmam Efendi evde okutuyor. Doktor kadıma kat'i bir ihtarda bulundu : — İmam Efendi filân bilmem, Çocuğunun mektebe kaydedildi- ğine dair kâğıt getirmeden bir- şey alamazsın. Bıktık bu imam efendilerden. Paradan bahsetme, çocuğuna mektep için lâzım olan defter, kitap ne İâzımsa biz ve- receğiz. Haydi bakalım... Cemiyetin Bir Senelik Faaliyeti Topkapı muhitinin velinimeti olan bu cemiyet, bir sene zarfın- da çok büyük işler görmüştür. Cemiyete (931) senesi zarfında (2498) çocuk hasta — müracaat ' etmiştir. Bu çocuklara meccanen bakılmış, bedava hastanelere ko- nulmuş, kendilerine lâzım olan ilâçlar verilmiştir. Geçen sene zarfında ( 176 ) çocuğa elbise, ayakkabı, kas- ket, çorap verilmiştir. Çocuğuna bakamıyacak vaziyette olan ( 16 ) anneye bir senedenberi şeker, pirinç, un, nişasta,'kömür - veril- miştir. Bundan başka bu civar- | daki fkara halka (12) koyunun HAYDUTLARI Nis karnavalı » Nis havalisinde çilgin bir tenezzlih - Sahrada Arife Yaklaştı Muhtaçları Onutmayın eti, reçel, peynir, portakal, şeker, yağ, fasulye, patates dağıtılmış- tır. (6) çocuk hastanelere gönde- rilmiş, (16) çocuk ültraviyole ile tedavi edilmiş, (5) çocuk ve- remn bastanesine konulmuştur. Cemiyet bütün bu yardımlarla iktifa etmiyerek işsizlere iş buk muş, çocukları mektebe koydur muş, bu mıntakadaki ( 40 ) ma- halledeki hakiki — muhtaçların bütün ihtiyaçlarını tatmine çalış- mıştır. Bu müessese, Topkapı sakinlerine, gıda, sıhhat, tahsil, hayat veren bir müessesedir. Sabah İki Fabrika Romanyalı Ve Lehli Tacir- lerin Yeni bir Teşebbüsleri Romanyalı tacirlerden mürek- kep bir şirket şehrimizde bir Jâboratuar ületi fabrikası açmak üzere teşebbüslerde bulunmuya başlamıştır. Bir Leh şirketi de ıtrıyat ve kozmatik fabrikası aç. ııııi istemektedir. Bu gibi teşeb- büslere blihassa son aylar zarfın da fazlaca tesadüf edilmektedir. Ezcümle bazı Alman sermayedar- larının da muühtelif eşyaya ait şehrimizde fabrika tesis etmek istediklerini evvelce haber ver- miştik. . .)e ., Dericilik Sür'atle İnkişaf Ediyor Yerli ıııllırıdlıırıı gösterilen LA her sahada oldu; l mmıl dericiliğinin dıiuyh_h_l güldürmüştür. Tahkikatımıza gö- re dericilik sanayiimiz son za- manlarda oldukça inkişaf gös termiştir. Bu hususta şu rakamlar bize açık bir fikir verebilir 1 1915 senesinde Türkiyede 13 fabrika vardı. Bunların (11) te- nesi İstanbulda, diğerleri İzmirde idi. Bu fabrikalar kuvvei muhar- rike istimal eden fabrikalardır. İşçi adedi (1270) ve imalât mik- tarı ise 1,565,161 kilo kösele, (208,775) kilo vaketa idi. Bugün ise imalât miktarı (5,5) milyon kilodur. Fabrika adedi ise (28)i İstanbulda, (5)i İzmirde olmak üzere (33) tür. Raşit Riza Tiyatrosu Şehzade başında bu akşam sapt 2188 da Aktör kim ? Piyes 4 pordo 1 table İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Bu akşn saat 21,30 da SÜT KARDEŞLER Komedi 3 perde

Bu sayıdan diğer sayfalar: