| Haftada Bir Defa | Muallim Sayfası Her Hafta Perşembe Günleri — Neşredilir. MUALLİM SAYFASI ' Muallimler Metrak çocukları Moskova civarında Zagorsk şehrinde (Kolalev) in na- Mana bir işçi kolonisi tesis olunmuştur. Ba koloninin gayesi, metruk, Beclcesiz çocuklara veya ımî fuhuş Bu koloniye dair, muallim - saylal, zedelere işçi terbiyesi vermektir. arımızdan birinde tafsilât vermiştik. Bu müshamızda, bu kolonideki genç İşçilerin yazı dersi aldıklacını gösleren Bir resim dercediyoruz. Dünyada 'Alfabenin İzcilik Teşkilâtı |Tedris Usulü Bugün — dünyadaki — izcilerin Mmiktarı 2,000,000 a varıyor, hat- ta biraz geçiyor. Eski ve yeni dünyalar bu miktarı aralarında bemen hemen yarı yarıya bölüşür- ler. Amerikada izciliğin inkişafına dair bazı malümat veriyoruz: (Birleşik Amerika) devletle- #indeki izcilerin miktarı 850,000 1 geçer, izci takımlarımı idare ve- ya himaye eden kimselerin mik- tarı 175,000 dir. Bundan başka kaci kızlar da 400,000 den faz- hadır. (Şili)ce, izcilik kanunla mü- emmen mili bir müessese halini almıştır. İzciliği inkişaf ettirmek için büyük gayretler sarfedil- miştir. (Ârjantin)de müteaddit izci takımları vardır. Hükümet bun- lara bol bol nakdi yardımlarda bulunur. İzcilerin miktarı taktiben 40,000 dir. Arjantin İzcileri Ce- miyeti de milli müesseselerden #ddedilmiştir. ( Brezilya ) da da kbecilik kanunen himaye edümek- tedir. Resmi grupların yanında Brezilya katolik izciler konfede- rasyonuna — dahil — olanlar gibi husus! gruplar da vardır. ( Peru ) da devletçe tanıman Mailli bir izcilik cemiyeti mevcut- tur. (Kolumbia) da,izcilik hareketi eni olmakla beraber, derhal üyük bir inkişaf almıştır. Bu suüretle hemen bütün memleketlerde devlet adamları, gençliğin bedeni, zihni, içtimai, ahlaki ve vatani — terbiyesinde mektebe yardım etmiye müsait olan izciliğe gitlikçe daha fazla alâka göstermenin lüzumunu an- ladılar. Teessüs eden büyük izci cemiyetlerinin gayretlerini dik- katle takip ediyor, teşvik ediyor, para veriyor, himaye ediyorlar, İzciliğe bu kadar ehemmiyet verilr .esinin başlıca sebebi, gayet ehemmiyetli bir terbiye sistemi olmasındandır. Onu, sadece genç- liği askerliğe hazırlıyan resmi [ıîıılude sokaklarda alâyiş yapan ir müessese — olarak — telâkki etmek çok yanlıştır. Bizde izcilik, maalesef, baş- ka memleketlerde olduğu kadar ehemmiyetle telâkki edilmemek- tedir. Muhtelif mekteplerdeki iz- ciliğe, hemen münhasıran hal ve wakti yerinde olan ailelerin ço- eukları alınmaktadır. Memleke- timizde izciliğin yalnız Galatasa- tayda-oldukça - ciddiyetle tatbik edilmekte olduğunu işidiyoruz.Çok tememni edilir ki Türk gençliğinin terbiyesind> bu sistemden de aza- mi bir derecede istiladeye çalışılsın. Bu mesele üzerinde durmak- taki maksadımızı geçen yarımız- da da söyledik. Okuma ve yaz- ma, bilgi demek değildir; belki bilgi edinmek için yegâne alet- tir. Bütün memleketi asırlardan beri saplanıp — kaldığı cebalet bataklığından kurtarmak için bu alete büyük bir ihtiyacımız var- dır. Zaten yeni Türk - harflerinin kabulündeki saiklerden biri de bu değil midir? Bizde çocuk, kanunen, yedi yaşına girdiği — senenin eylülün- de ilk tahsile devama mecbur- dur. Demek ki çocuklarımız, şöy- le böyle, yedi yaşında okuyup yazma Ööğrenmeğe — başlıyorlar. Tahlili bir şekilde, yani harfleri öğretmek, — hecele'mek — ondan sonra kelimeleri okutmak yoluna gideceksek, mutat olan bu yok- da, çocuğa daha çabuk okuyup yazmayı öğreteceğimizi farzetme- ğe mahal var mıdır? Filhakika bu uüsüle alışmış olan bir. mual- lim, kelime — usülünü tatbik et- meğe kalkışırsa, daha kolay ne- ticeye varabilir mi? Bunu kat- iyelle iddia etmek doğru deği- dir. Bu usül ile daha çabuk oku- mayı öğrettiğini kabul etsek bile, çocuğun her yeni kelimeyi da- ima tereddülle okuyacağını ta- bi buluruz. Çünki gözün alışma- dığı kelimelerin — okunabilmesi, tehecciye ihtiyaç gösterir. Bundan dolayı okuma tereddütlü olur.: Halbuki kelime — usülile alışan çocuk, belki biraz geç okur, fa- kat daha sür'atle — okur; çünki gör, kelimelerin şekil ve vaz'ına alışmıştır; kelimeyi hecalarına ve harflerine irca'a lüzum görmeden okuyuvermek daha tabildir. Maamafih tekararı faydadan hali değildir ki, okuma ve yaz- mada çocuğun — sinnine göre olan vokabuleri - yani çocuğun meramını — ifade için kullandığı kelimeleri - nazarı dikkate almak lârımdır. Çocuğun vokabelerine dahil olmıyan kelimeleri, “ şim- diden öğrensin, — sonra zahmet çekmez ,, fikirlerile — öğretmeğe kalkışmak — kat'iyen doğru de- gildir. Şu halde çocuğun ilk sene- . Kongresi Geçen defa da - yazdığımız veçhile —yarınki cuma — günü, İstanbul Muallimler Birliginin kongresi, öğleden sonra saat 14 te Darülfünun Konferans Salo- nunda toplanacaktır, Herhalde bu kongreile pek yakından alâkadar olacağımızı ve mesaisi hakkında karilerimize tafsilât vereceğimizi vadederiz. Tekrar edelim: Mesleki te- şekküller içinde,bizde en ziyade yaşama kudreti gösteren İstanbul Muallimler Birliğidir. Bütün İs- tanbul muallimleri bu kongreye iştirake hazırlanmaktadırlar. Bir Haftalık Maarif . Haberleri | Liseler Birliği i Şehrimizdeki liseler talebesi bir “Kardeşler Birliği,, teşkil et- mişlerdir. Her lisenin — intihap ettiği talebe murahhasları hafta- da bir defa içtima ederek birlik mesaisi etrafında görüşeceklerdir. Muallim'ere Zam Önümüzdeki — haziranda, üç sene muvaffakıyetle hizmet etmiş olan muallimlerin maaşlarına bir miktar zam yapılacaktır. Bu mak- satla Maarif Müfettişleri muallim- | der hakkında verilen raporlârı tetkika başlamışlardır. Nümuna Dersleri İstanbul ilk tedrisat müfettiş- lerinden Fevzi Bey bir ay sonra muallimlere tekrar nümune ders- leri vermiye başlıyacak ve bu derslere bir kısım — muallimler mecburi olarak devam edecek- lerdir. Rıyaziye Programları Lise ve ortamekteplerin rıya- ziye programlarına defter tutma usülleri ve diğer bazı ticari mua- melât ilâve edilmiştir. * Bu sene Maarif Vekâleti (40) lâboratuar tesis edecek kadar mühim miktarda kimya ve fizik alâtı almıştır. Soyyar Muallim Teşkilâtı İzmir vilâyeti seyyar muallim teşkilâtı yapmak -için Maarif Ve- kâletine müracaat etmiştir. Vilâ- yet büyük — otomobiller alacak bunları seyyar mektep ve kütü- pane olarak köylere göndere- cektir. kün olduğu kadar — mahduttur. Beş senelik ük tahsil nihayetin- de çocuk üç bin kelimelik bir wokabeler — yapabilmiş ise çok bahtiyardır. Bundan — sonraki tahsil ona yeni kelime'er verecek ise de onların öğrenilmesi, eski- lere kıyas süretile vaki olaca- ğından pek kolay olur. Çocuğa ilk sene öğretilecek kelimeler, köylü, kasabali, şehirli olduğuna göre, 250 ile 460 ara- sında tehalüf edebilir; bu kadar kelimeyi bir tahsil genesi zarfında öğretmek ise, en ziyade kelime Dusulü tedris ile mümkündür. ———0 lerde öğreneceği kelimeler müm- Bu Sayfada: Yeni terbiye cereyanları - Rüyük ter- biyeellerin hayati - Türliyede yeni narariyelerin — tatbikatı - Muallimlerin dertleri- Yenl tecrübeler — vesalre. İngiltere kız mekteplerinde ameli derslere çok ehemmiyet verk yorlar. Hatta ev işlerile iktifa edilmiyerek onlara, muhtelif san'atlar da öğretiyorlar. Meselâ yukardaki resimlerden birinde kızları - bir doğramacı dükkânında çalışır görüyoruz. Sağda da mektepli kızların çörelekçilikle meşgul oldukları görülmektedir. Muallimler Arasında Anket Mücazat Ve Mükâfata Tarafdar Mısınız ? Muallimlerden Aldığımız Cevapları Bugün Neşre Başlıyoruz Çatalca muallimlerinden köy muaallim vekili Emrühan B. tarafından aldığımız aşağıdakl cevap çok dikkate şayandırı Gazetenize, böyle bir anket açtığı için evvelâ teşekkür ede- ceğim, Çünki bizim —meslek öyle bir varlıktır ki onun dava- larını müdafaa eden avukatlar, müvekkillerinin davalarını bilmez- ler. Birisi Amerika türküsü söyler. Öbürü Viyanadan orkestra dile- nir. Siz, karmım ağrıyor; dersi- niz. Onlar “ Amerika hiyarı yer- misin derler. Bir de her gün akşama kadar çocukların terbiye ve tedrisi ile uğraşan hocaya: Ne yapıyorsun, noksanmı görliyor- musun; görüyorsun bunlar hak- kında ne gibi salâh çareleri hatırna geliyor ,, demezler. Gaze- teniz ilk defa olarak işte bu mühim ihtiyacı tatmin için büyük bir işe girişiyor. Bu vaziyet karşısında size bir değil, bin teşekkür etsem, hakkınızdır. Mükâfat Lâzım mıdır? Mükâfat lâzım bir şey mi- dir? Evet lâzım bir şeydir. Ço- cuk belki büyük adamım küçük bir. nümunesi değildir. Fakat onun ruhunun da büyük insan rubu gibi tâbi olduğu zarurl ka- nunlar vardır. İşte bu kanunlara göre çocuk, meydana getirdiği bir iş, yaptığı iyi bir hareketten şüphesiz memnundur, Fakat onun bu memnuniyeti eğer hükmünü ve yalnız kendi kıymet hikmeti taşırsa bu onu tatmin etmez. İster ki o kıymeti, cemimyet te, cemiyetin mümessilleri de takdir etsin. İşte ozaman çocuk haki- katen iyi bir iş yaptığıua kani olur ve sevinir. Binaenaleyh mü- kâfat lâzım bir şeydir. No Şekilde Mükâfal? Ne şekilde mükâfata taraftar- sınız? meselesine gelince bu çok mühim ve ince sual.. Alfert Bine diyor ki: Çocuğa faydalı olacak hiçbir şeyden sakınmayınız.. Fil- hakika san'atlar kalıplara ve bil- hassa hazırlanmış kalıplara — siğe mazlar. Ve bilhassa muallimlik, öyle mütehavvil, öyle seyyal ve mufassal bir. mevzudur ki onu hiçbir düstur ihata edemez. Öyle anlar olur ki o anı evvelceden derpiş ederek biz ona göre evvek ceden bir şey tasarlamış bulunae mayız. Zaten tasarlamış olsak bile o anda bir çok sebepler dolayı- sile hatıra gelmediği gibi, tat- bik de edemeyiz. Çünki o,anın muhtevası başkadır. Yalnız bizim için ne vardır: Çocuğun nefsi, ce- miyetin isteki ve cemiyetin selâ- meti.. İşte bu esasları göz önünde tutarak o anda oanın icabına gö- re yepyeni, tabiri marufile orijinal bir çarei hâl bulmak... İşte mu- allimliğin en güç enince noktası.. Bir Misal Ne türlü mükâfata taraftar- sınmız? Daha çok, mükâfatı mwe- allimin değil, sımf cemiyetinin vermesine — taraftarım. —Gerek maddi olsun, gerek manevi olsun mükâfat verilirken muallim de (büyük ) bir çocuk gibi diğer çocuklarla beraber takdir etme- lidir. Çocukların lâkayt kaldığı bir. işte çocuklarda alâka va faaliyet uyandırmak için ufak bir. hediye vermek pek fay- dalı olur. Sonra yapılan bu işi sanifın umumuna — göstere- rek onların da takdir hükümlerini almalı.. Sımıfımda bir çocuk yardı. Gayet iyl resim yapardı. Sınıfımızdaki kumbaradan ayrılan bir miktar para ile ona Lbir kulu boya aldık. Bunu çoacukların kere dileri takdir elliler. Fokir, fakat, müstalt arkadaşlarını takdir e- tiler ve mükâlallandırdılar. CArkası vaz )