HALKIN GÖZÜ HÂATKIN KULAĞI HAFKIN DİLİ se;grz — Nn Ü 539 Yazı işleri telefonun İstanbul — 20203 ÇARŞA & 18 m D Hıîkardan Kurtulmak 5'7 Baloda l | Bir Adam Sizin Elinizdedir — (Ördürüldü Kanun İntışar Etti, Dükkân Sahip- lerinden Mutlaka Fatura İsteyınız Dün Ankaradan — şehrimize gelen Resmi — gazetenin (10) Kânunusani pazar günkü nus- hasında, ihtikâr mücadelesi için geçen haftalar — zarfında Millet Meclisinde kabul olunan ( 1913 ) mnumaralı kanunun resmen iatişar ettiğini gördük. Karilerimiz iyi batırlıyacaklar- dır ki ba kanun, ithalâtın tahdi- di kararından sonra ihtikâr ya- pilması ihtimalinin önüne geçil- mek maksadile kabul edilmişti. Tam manasile meriyet mev- küne Fgirmiş olan bu kanunun birinci maddesi mucibince - ihti- kâr yaptığı anlaşılan dükkân sahipleri “ Bir aydan bir seneye kadar hapis ve on bin liraya kadar ağır para cezasile ,, tecziye edileseklerdir. Kanunun ikinci maddesi ihtikâr mücadelesinde halka büyük bir salâhiyet ver- mektedir. Bu salâhiyet mucibince halk, alış veriş yaptığı dükkân sabibi aleyhine Müddeiumumiliğe müracaat ederek dava açabile- çektir. Halkın bu kanunun üçüncü maddesile kazandığı ikinci mü- him salâhiyet ise beş liradan fazla eşya satın aldığı dükkân sahibinden fatura istemektir. Dük- kân sahibi de talep karşısında bu faturayı vermiye mecburdur. İhtikâr mücadelesi münasebetile yarifesi mühimleşen Müddeiumumi Kenan Bey ayrıca on liraya kadar ceza alr nacaktır. Halkın açtığı ihtikâr davala- rımı Müddeiumum! resmi bir. he- yete havale edecektir. Bu heyet üç gün zarfında tetkikatını bitir- miye — mecburdur. Hey'et ihtikâr kararı verirse dava istidası sulh mahkemesine gönderilecek ve mahkeme bu da- vaları diğer davalara — tercihen müstacel olarak rü'yet edecektir, Şu halde alış verişlerde ab dandığınızda şüpheniz varsa he- men kanunun verdiği salahiyeti istimal ediniz. Yani dükkân sa- hibinden fatura alınız ve doğru müddelumumiye gidiniz. Fatura vermek istemiyenlerden ——i ĞE H aam ——— — .—— Faciaların Önüne Geçmek İçın Otomatik İhbar Şebekeleri Yapılacak —— e memz SERU İstanbul Belediyesi tarafından yapılan istatistiklere nazaran yedi l senedenberi İstanbulda yangınla- rın fazlalaştığı görülmektedir. Meselâ, istatistik şudur: 1923 te ,:: Yangıa 194 » " 1925 » 190 - 466 Bin dokın yüz otuz birin is- tatistiği henüz — yapılmamıştır. Söylendiğine nazaran (1931) se- (Devama 11 inci sayfada ) ı Bafra (Hususi) — Bafrada ve- rilen bir baloda yersiz ve mü- nasebetsiz bir şaka yüzünden çok müessif bir kaza olmuş ve bir kişi ölmütür. Haâdisenin - çeklini şöyle tespit etmektedirler. Verilen bir müsamere müna- sebetile balo salonunda epey ka- Tabalık bir davetli kütlesi mev- cuttu. Davetliler arasında Rifat Bey namında bir zat ta vardıki gece geç vakit müsamereye ge- mişti. Birçok tanıdıkları ile şa- kalaştıktan #sonra Diş Tabibi Yekta Beyin önüne gelmiş, onun- la da şakalaşmıya başlamıştı. Elinde bıçak varmış'. Yekta Bey bir kaza çıkmasından çekinerek menetmek istemiş, olda tabanca- sını çekmiş, Vaziyeti Eczacı Ra- gıp Bey namındaki zat görmüş. Fena bir akıbete doğru gidildi- ğine hükmetmiş. Aralarına gir- mek ve “ne yapıyorsunuz ,, de- mek istemiş, Bu sırada Yekta Beyin elindeki tabanca ateş ah mış. Kurşun Ragıp Beye isabet etmiş. Salonda haklı bir telâş olmuş. Ragıp Bey hastahaneye ( Devamı 11 inci sayfada ) ——— Bir Sarhoşun Ya-,tıkları Şoför Sıyam isminde bir sa- bıkalı, evvelki gece son derece sarhoş bir halde, Beyoğlunda Madam Maryam isminde birinin evine taarruz etmiş, evin camla- rını kırmış, İçeri girmiş, önüne çıkan Sadiye ve Feriha isminde- ki kadınları da yaralamıştır. Şd d ei AĞ Maruf terbiyecilerimizden, Maar içilerimizden Ve Darülföneü Müderrislerimizden on beş kişiye sorduk! “Bir sene sonra orta- mekteplerde ve dört sene sonra liselerde eski ılıırneıı hiç bilmi- 'en yeni nesle ne okutacağız? Na yapalım? Nasıl hazırlanslımı?, Baını talebe velilerini, muak lümleri, gençliği, — münevverleri, matbuatı doğrudan doğruya alâ- kadar eden bu suâlin cevaplarını topluyoruz. Bun'arı yakında “Son Posta,, sütunlarında bulacaksınız. H0i < Reisicümhur Hz. nin şehrimizi teşrif buyurmalarına ait tafsilâtı dün birinci ve ikinci tabımızda bildirmiştik. Gazi Hz. dün öğle ye- meğini Dolmabahçe sarayında yemişler, sonra dairelerinde istirahat etmişlerdir. Gazi Hz. nin Cenup vilâyetlerini tetkik buyuracakları hakkındaki haberler henüz teeyyüt etmemiştir. Fakat on beş güne kadar Yalovayı şereflendirmeleri muhtemeldir. Gazi Hz. nin bugün şehirde bazı tetkik ziyaretleri yapmaları aa ihtimal dahilindedir. Günün Maeselelerinden MEZBAHA Yalnız Hayvanların Değil! KENDİ İNKİŞAFININ DA Zephedıld iği Yerdir İstanbulda eti niçin pabhalı yediğimizi tetkik ederken, şark vilâyetlerimizden getirilen hay- vanların mezbahaya gelinciye kadar tâbi oldukları merasimi, rüsumu ve masrafları gördük. Şimdi mezbahanin kapısında bu- lunuyoruz. İçeri girmeden — evvel mezbaha hakkında bir fikir edin- memiz lâzımdır. Mezbaha Nedir? Mezbaha denilince, akla yak- niz hayvanların kesildiği yer gelir. Hılbııkı İstanbul mezbahası, yal- nız bundan ibaret değildir. Zebih paviyonları, frigorifik vehayvan pay mahalli, barsak fabrikası ve paçahaneden mürekkep büyük bir müessesedir. Bu mahallerin her biri ayrı ayrı binalara yer- leştirilmiştir. Binaların hepsi de fenni ve sıhhi şeraiti haiz olarak yaptırılmıştır. Yalnız kesilen hay- vanların kanlarını kurutup işli« yecek bir fabrikaya ihtiyaç var- (Devami 11 inci sayfada) D ve ihtiyar değilim, bir sıçrıyacağım, bu duvarı aşacağım ve rahata , Genç 1932 senesi, (Ölen 1931 senesine) — Ben senin gibi miskin kavuşacağım.