9 Ocak 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

9 Ocak 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lâkin dönmek imkânı yoktu. Zorlu Dedenin emri yerine gel- mek lâzımdı ve artık hayat, ge- vide değil, ilerde idi. Koca Ye- niçeri bunu düşünerek bir daha içini çekerken gözüne Usta Bo- hor ilişti. Yahudinin salıntılı va- Riyeti güldürücü ve acındırıcı bir şeydi. Şimdi Baki, güzel Edirnenin hicranını uyutmak için | çıfıla eğlenmek istiyordu. Bu 'fikirle atını onun üzerine sürdü: ) — Bre Bohor, diye haykırdı, ' tiride hazır ol! p Ciritl. Bu kelime, Kenan dlennı varabilmek için Mısırdan |çıkan Beni İsrail kafilelerine ne- kadar meçbhul ise, Usta Bohora da wokıdır yabancı idi. O kafileler İgilâh — kullanmayı, — harbetmeyi ve mefküre uğrunda ölmeği öğ- venmek için tam kırk sene çöl- 'Terde — uğraşmışlardı. — Nihayet 'yüreksizliklerini yine — beraber igötürerek, dünyalarını değiştir- |mişler ve silâh kullanmak - vazi- Fesini çölde doğan yeni nesle 'bırakmışlardı. Usta Bohor, Mısırlı kraililerin ruhiyetini taşıyordu. Cirit- ile, tokmakla, mızrakla alışverişi yoktu. Bu sebeple Baki Ağanın parasından fena halde ürktü, atın yelelerine sarılarak bağırdı: ' — Medet gelin hanım,medet! 'Baki Ağa canımı alacak! B — Usta Bohor, ustalıklı bir is- itimdatta bulunmuştu. Filhakika İkafile içinde onu Gülsümden Ibaşkası kurtaramazdı. - Nitekim WGülsüm de, bu yanık — yalvarışa lhyıhu kalamadı. Katırın başını (çevirip Baki Ağaya yalvardı: ) — Miskine ilişme Ağa, ya- Aaktır. * Neşeli delikanlı, gülümsiye- wek durakladı: ' — Kâfir çıfıt, dedi, iyi kalkan buldun. Yoksa seni rüzgâra kapıl- “mış yaprağa çevirirdim! Ve birdenbire Bohorun ara- rına nereden katıldığını anla- mak merakına kapıldı : — Senin, dedi, yüreğin cüce- dir amma dilin uzundur. Hele Jyanıma gel de şu kıssayı anlat. İSen kande idin ve bizi nice |buldun ? r Bohor için, at üstünde hikâye söylemek kızgın fırın içinde şarkı hokumaktan daha ağır bir şeydi. İFakat Baki Ağayı kızdırmak ta itehlikeli idi. Binaenaleyh - elleri İyine atın yelesinde - Yeniçeriye iyanaştı, gasyan eder gibi bir «esle kesik kesik anlattı: ©.. — Meyhaneden ürküp savuş- muştum, bir han köşesine sak- lanmıştım. Orada sizin asılaca- gınızı duydum, büsbütün ürktüm. Çünki hizmetinizde bulunuyorum diye beni de asmaları mümkündü. Bir gün sonra zindandan kaçtı- ğgınızı işittim, Ürküntüm çoğaldı. Bu sefer, sizden korkuyordum. Meybaneyi bıraktığım için bana kızabilirdiniz, Artık ne handan çıkıyordum, ne hancıya görünüyordum. Allah Biliyorya, korkudan iştiham da Ağzıma su bile koya- “SON POSTA Baki Ağa usta Boboru korkutup duruyordu! » mıyordum. Maksadım - İstanbula savuşmaktı, Bir gün size rastla- ııp suçumu bagışlatmayı, ogüne adar uzaklarda bulunmayı kuru- yordum. Fakat dizlerimin bağı çözüldüğü için kapandığım yer- den çıkamıyordum. Dün akşam, hancı odama geldi. Beni bir dervişin istediğini söyledi. Gör- miye lüyum yoktu. Gelen adamın size kırk bin flori, bana da bostancı dayağı ikram eden ah — olduğunu anlamıştım. gıı"hnşık işlııszmşiı l'it:eııı nasıl olup ta bulduğuna şaşıyor- dum. âkin — saklanamazdım, Çıkıuıyı meçburdum. Terliye ter- liye yanına gittim. Ne olsa gün îörmllı adam! Halimi anladı, tifat etti. Sonra han kapısında duran Üç eşeği gösterdi, “ Bun- lara şarap yükleteceksin, nevale düzeceksin, filân medreseye ge- leceksin ,, dedi. Elime bir kese çil akça tutuşturduğu için lâm, cım diyemedim, emrini yerine getirdim, sizi de ©o medrsede buldum. ( Arkan var ) Çankırıda M. F. Beyefen- diye: Beliğ mektubunuzu derin bir hazzile okudum. Tarihi romanlar hakkında yürüttüğünüz mütalea- lar, tamamen doğrudur. Fakat “Şen Gönül, de müdafaa etmek istediğim tez, pek başka türlü tahmin buyrulmuş — olduğundan verdiğiniz. hükmün tadilini rica edeceğim. Bendeniz, bu eserimde kabadayılığı, kahramanlığı müda- faa etmiyorum. Hurafelerin kıy- metsizliğini ve o hurafelerin ne- gibi tesadüflerden, - tertiplerden doğup saf ruhlarda yer tuttuğu- nu göstermiye çalışıyorum. Tiple- rimin yiğit| olmaları, her Türkün öyle —olmasından ileri geliyor. Ben kahraman Sipahileri başka türlü tasavvur edemem ve tasav- vur edilmesine de mütehammil olamam. Demek ki eserin sıklet mer- kezi başka yerdedir. O takdirde sipahilerimden, — yeniçerilerimden heyecanlı hamleler, harekerler beklemek doğru olamaz. Onlar, tabii yürüyorlar ve tabil yaşıyor- lar. Maamafih bu heyecan bah- sinde de zatıalinizden biraz farklı düşünüyorum. — Ben, — vakıaların şeklinden değil, ruhundan tcessür duyulmasını isterim. Bir mazlı- mün haksız bir cezadan kurtul- ması tahassüs için, teheyyüç için kâfidir. Böyle bir hâdise, biza- tihi muazzamdır. Çünki zulmün inhizamı, hakikatin zaferi demek- tir. O mazlumu velveleli surette kurtarmak — abestir. — Filhakika Aleksandr Duma, Mişel Zevako gibi muharrirler, başka türlü | alâkadan dolayı | ve bilvesile hürmetlerimi takdim düşünmüşlerdir. İpe asılı bir adamı kurtarmak için akınlar yaptırmışlardır, hücumlar — tertip etmişlerdir, cellâtları vazifelerin- de ihanete sevketmişlerdir. Fakat *“zulümden kurtuluş,, keyfiyetin- deki — inceliği — baltalamışlardır. Bendeniz onları taklit etmedim ve edemem. Lütfen teslim eder- siniz ki, görmek kadar sezmek te heyecan verir. Eserimin birkaç cepheden tah- lili sırasında eda kabiliyetsizliğine de telmih edip etmediğinizi lâyı- kile anlıyamadım. Fakat o nok- tayı teşrih etmeği faydalı buldum. Malümn âlinizdir ki, bedüyatta ilham ve eda ön safta gelir. San'- atkâr, (Artiste) ile hünerver (Virtu- 0se) arasındaki fark ta ilham ve eda keyfiyetlerine istinat eder. Kâinat huzurunda küçük bir ve- sile ile yüksek bir !ıuy:cııı hâsıl etmeğe müstait olanlar san'atkâr- dır ve bu heyecan kabiliyeti ilham kaynağıdır. San'atkârın heyecanı alelâde Fanilerin tahassüsatı gibi kisır kalmaz, mutlaka bir eser doğurur. Bu esere, bedit kıymet- ler itibarile, en mümtaz şekli ve- rebilenler hünerverdirler. Bu kud- vete “Eda,, Expression ,, diyorlar. Bendeniz ne san'atkârım, ne de - Haşa sümme haşa - hünerverin. Sadece muharririm. Şukadar ki tarihi romanlarımda, içine girdiğim asırların kosttümünü takmırım.Diğer| mektedir. yazılarımda da tabiati ve hakikati kendime kılavuz yaparım. Nite- kim bu tefrikada da Gülsüm Hanımı on birinci asrın kızı ola- rak yaşatıyorum. Ona Amerikalı bir Mis tuvaleti yapı Diğer eşhasım da öyledir, kendı zamanlarının — adamlarıdır. Bu itinanın, bu ihtimamın mükâfatı sizin gibi kıymetli vatandaşların iltifatıdır. İftihar ederim, Eserde bazan sadet haricine çıkıldığı hakkındaki intikadınızı kabul ediyorum. Lâkin insafınıza müracaatle sorarım: Sadet harici görünen satırlar, hep birer feryat değil midir ve bir muharririn sırasımı bulunca inlemiye hakkı yok mudur? (Şen Gönül) de ve diğer eserlerimde yaptığım istid- ratlar, tekâsüf etmiş elemlerin sayhalarıdır. Onları yersiz bulsa- nız bile lüzumsuz görmemelisiniz. Kuvvetle kaniim ki İbni Kemal höcresinin bugün mevcut olma- ması, benim kadar sizi de mü- teessir eder. Çünki © bhöcreyi yıkmak, tarihi sakatlamak gibi bir şeydir. İşte ben, buna müma- sil yolsuzluklara — işaret etmek istiyorum. Mazur değil miyim? Eserime îöıteıdiğinb büyük teşekkürlerimi ederim efendim, “Şen Gönül,, muharriri 4 Buhran, Garbi Anadolud Evlenmeleri Arttırıyo İzmirin Ubeydullah Efendisi Hakkı Be 4“Tasarruf, Evlem'ıekle Kabildir,, Diyt (Baş tarafı 1 inci ııyfıdı) kazanan bir kimse de ayni sağ- ı lamlıkta bir yuva kurabiliyor. Size daha garibini söyliyeyim : Şimdiki gençler iktısadi buhra- na karşı koyabilmek, israftan ka- çınmak için evlenmek mecburi- | yetinde kalıyor. Bir genç, bekâr | olarak (160) lira maaşla zor ge- çinir. Çünki akşam olduğu zaman © genci evinde meşgul edecek, Tütün İnhisarında Teftişler Maliye Müfettişleri Tütün İn- hısarındaki — teftişlerine devam, bir kısım işler üzerinde şube müdürlerinden bazılarının malü- matına müracaat etmektedirler. Bu arada idarenin (Müller) fabri- kasından satın aldığı (400) bin liralık makine mubayaası da tet- kik edilmektedir. Tahkikatımıza göre idare, Müller fabrikasından makine mübayaasına karar ver- diği zaman, diğer bazı firmalar da idareye müracaat ederek ayni şeraiti haiz makineler için daha az bir fiat teklif etmişlerdir. Fakat idare meclisi ayni mo- delde makine almıya karar ver- diği için diğer az fiatli makine- ler — alınmamıştır, — Müfettişler, teftişe idarenin veznesinden baş- lamışlar, ve bütün şubelerin mu- amelâtına — teşmil — etmişlerdir. İdarenin — muhtelif — zamanlarda sattığı tütünlerin değer fiatile satılıp satılmadığının da tetkik edileceği söylenmektedir. Mülga B şubesi tarafından 928 - 929 senesi zarfında tüc- cara satılan tütünlerin de bu meyanda olduğu tahmin edi- Boğaziçi Seferleri Şirketi Hayriye İdaresi Rama- zan münasebetile, her sene ob- duğu gibi bu sene de Boğaziçine gece seferleri tertip etmiştir. Bugün Akşam Saat 21,30 da İş Adamı lmııı ınnlml Yazan: O. Mi rabeau. Tercüme eden: Reşat Nuri Yıhndı. lhl!.ı:;:;ı.!l SONUNDA evine bağlıyacak bir vasıta yok! Akşam olduğu zaman evine döl miyen — kimse hariçte birçe masraflar yapmak mecburiyetind kalır. Halbuki ayni genç evlendikte sonra, işinden çıkar çıkmaz evil döner. Dışarda sarfedeceği p: evine sarfeder. Bu asırda t evlenmekle kabil oluyor. ,, Adnan Baı_'ıît Şırketı Fesih Ve Tasfiye İşleri Tetkik Ediliyor Fesik ve tasfiye devres giren Barut ve Mevaddı İnfilâki Şirketi Umumi Heyeti fevkalkd bir içtima aktedecek, hissed larının reyini alacaktır. İçtin bu ayın yirmi dördünde yapılâ' cak, fesih ve tasfiye meseleleri mevzuu bahsolacak ve fi memurları tayin olunacaktır. Diğer taraftan Av ve Rovı Fişekleri Şirketi de ayni tarib fesih ve tasfiye işlerini görü üzere hissedarlarını fevkalâde içtimaa davet etmiştir. Tibbi. Maddelerin - İthali Son neşredilen ithalât kı nemesi — ve listeler — mucibinci tıbbi maddelerin memlekete hali için Sıhhat — Vekâletind müsaade almak lâzımdır. Vel let, bu hususta alâkadarlara gö derdiği bir tamimde, harice pariş verenlerle malları gümrü; gelen tacirlerin Vekâlete mü caatlerini, İstidalarına - fatur: rını da raptetmeleri İlâzımg gini bildirmiştir. ASRİ SİNEMADA CANLI CESET Bugün ve yarın Saat 16,30 matinelerinde Fevkalâde Ralalaika ile san'atkâr mugamniyeler iş | tirak edeceklerdir. TERMOJEN THERMOGENE Lâpa, yakı, merhem ve sair ilâçlar yerine faideli bir surette kaim ve mehazırdan aridir., Bütün eczanelerde satılır Bu akşam: GLORYA SINEMASI HUGUETTE EX DUFLOS ve ROLAND TOUTAİN'İ GASTON LERROUX'nun meşhur zabıta romanından alınmış SİYAHLI KADININ KOKUSU Filminde görmek ve alkışlamak için gidecekleri istiap etmek için çok küçük olacaktır İlâveten FOX balihazır dünya havadisleri: Menfada bulunan sabık Kaiser ile mülâkat Yer'erinizi tedarik ediniz (SARI ODANIN ESRARI ) ni görmiyenler için bu film 11 pazartesi 12 Salı, 13 Çarşamba, 14 Serşembe. 16 Cumartesi günleri saat 14'30 seanslarında gösterilecektir Temaşayiran, aynl biletle saat 16,30 scanslarında “ Siyahlı Kadının Kokusu ,, filmini dahi görmeğe hakkı olacaktır

Bu sayıdan diğer sayfalar: