— 4A Sayfa TT SON POSTA Tarihi Fıkra Şahlanan At! Büyük şairimiz, Abdülhak Hâ- midin beş göbek yukarı dedesi Hafız Hayrullah Efendi, yaşadığı asrın tanılmış — simalarındandır. Üçüncü Mustafa devrinde Cerrah- başılık, Birinci Abdülhamit za- manında da Hekimbaşılık yapmıştır. | Bu zat, bir fincan kahve yü- zünden nefye gitmişti. Hâdise şudur: Abdülhamit, bir gün He- kimbaşısına iltifat etmek istedi. Kızlarağasına emir vererek kah- ve getirtti ve ona içirtli. Halbuki Hekimbaşılar Kızlarağasının mai- yetinde idi, ondan emir alırlardı. Bu muamele Ağayı gücendirdi, kendisine veregeldiği adama elile kahve getirmek he- rifi sinirlendirdi, kine düşürdü ve bir iki ay sonra ©o kahye Hayrullah Efendinin burnundan geldi, Taife kadar sürüldü! Hayrullah Efendi, attan düş- mek suretile ölmüştü. O devirler- de Kadir gecesinin ertesi günü büyük ulema şeyhulislâmı ve mü- teakiben sadrazamı riyaret eder- lerdi. Menfasından avdet etmiş olan Hayrullah Ef. de, (1220) emir senesi ramazanının yedinci günü | Bahçekapısındaki evinden çıktı, | | O kadar ki berks kış mevsiminin Konya Valisi tarafından hediye edilen ata binmek istedi. At ser- | Fakat | keşti ve huysuzlanıyordu. Efendi, yetmiş üç yaşında bu- hanmasına rağmen ısrar gösterdi, © ata bindi. Küçükpazar civa- rında bir ekmekçinin rastlaşınca at, yeni baştan azı gemiye aldı, şahlanırken yıkıldı, eğerin ön kaşı Efendinin karnına battı ve açılan yara, ölümle ne- ticelendi. Eski bir mecmua, on beş çu- hadarın bir türlü zaptedemediği azgın atın bu katil huysuzluğunu naklederken: Hayrullah EFf. iyi binici idi, yanındaki uşaklar da vazifelerini iyi yapan adamlardı, binaenaleyh atı sükünete getirmek mümkün- dü. Fakat o gün şahlanan binek atı değildi, belki onun vücudün- de temessül eden ikbal aygırı idi. O aygır, süyarisini atmak isterse tutulamaz, muhakkak di- lediğini yapar, meramına erer! ,, diyor. Mecmuanın muharriri, Ikbal ayyırının nasıl idare olunabilece- gini söylemiyor. Bu, galiba bir muamma veya karışık bir hüner olacak! Maamafih hayat yolunda piyade yürüyeni ler bu mevzu İle pek te alâkadar olmasalar gerek. Biz de Hafız Hayrullah Efendiye rahmet okumakla iktifa ediyoruz. DY Muğlada Tütün Satışı Muğla, 7T (A.A.) — Tütün İnhisar İdaresinin mühim miktar- da kalan tütünleri satın alması, muhitimizde çok iyi bir tesir bırakmıştır. Tütün — mubayaatı hakkında Muğla İnhisar İdaresi- ne henüz bir emir verilmemiştir. Vilâyetimizde —henüz — külliyetli miktarda tütün vardır. Muğla ve Milâstan başka yerlerde henüz fiat açılmamıştır. Mısır, Türk Arısı Yetiştirecek Kahire ( Hususi ) — Ziraat nezareti İtalyadan getirttiği Bal arıları üzerinde tecrübeler yap- mış, iyi netice alınmamıştır. Şim- di Türkiye, Fenlandiya ve Ro- manyada yetiştirilen ve Kafkas cinsi denilen arılardan istifade için yeni tecrübeler yapılacaktır. bir | kısrağile | yetler ihtilâfları halledeceklerdir. TAREZANR D WEDEN ğ TT NYL T LA L Adanada Kış Başladı. Hava Değişti, Hararet Birdenbire (28) den (9) Dereceye İndi Adananın meşhur Seyhanı ve Terosun karlı yamaçları Adana, ( Hususi ) — Burada düne kadar tatlı, lık ve mülâyim bir yaz havası hüküm sürüyordu. | bu sene Adanamızı pek - tesirsiz | bir şekilde ziyaret edeceğine inanmıştı. Bu sebeple halk beyaz | elbiselerle ve hattâ ceketsiz ola- | rak geziyor, havanın vasat dere- cedeki h: altında üşümeden” | ve terlemeden iş ve gücile meş- gül oluyordu. Fakat iki gun ev- Tahdit Hangi Eşyaların İthali Tahdit Edilmelidir? Bazı tacirlerin ithalâtın tahdi- dini istediklerini yazmıştık. Bu hususta tacirler arasında tahkikat | yaptık. Öğrendiğimize göre bazı tacirler bir kısım eşya Üzerinde tahdidata lüzum görmektedirler. Bunlar fikirlerini şöyle izah edi- yorlar: Bizde son senelerde bazı sa- nayi inkişaf etmiş, bazı sanayi de inkişaf istidadımı göstermiştir. Bu sanayün kuruyup gitmemesi için hariçten gelen su maddelerin ithali | tahdit edilmelidir: Pulpak, kazma, kürek gibi ma- deni eşya ile çikolâta, ayakkabı, içkiler, trikotaj eşyası ve sebze. Yeni Muallim Kadrosu İstanbul mekteplerindeki mün- hal — muallimlikler için yapılan yeni kadronun bu hafta Maarif VWekületince tastik edilip buraya gelmesi muhtemeldir. Lâstik Fabrikası Açılacak Bir takım tüccarlar bir şirket yaparak Türkiyede bir büyük lâstik fubrikası açmak teşebbü- sünde — bulunmuşlardır. Kauçuk getirtilerek burada lâstik yapıla- caktır. Vergi İhtilâfları Halledilecek Yeni muamele vergisi yüzün- den Defterdarlıkla vergiye tabi kimseler arasında çıkan ihtilâfları halletmek üzere Ticaret Oda- sında Üüçer kişilik birer heyet teşkili tekarrür etmiştir. Bu he- arareti | nn velsi havalar birdenbire değişti, barometre (28) dereceden pek Sni olarak (9) dereceye kadar düşüverdi. Şimdi Toroslara mebzul mik- tarda kar yağmakta ve şehir Şunu da ilâve edeyim ki hava- böyle birdenbire değişip soğuk — bir. — şekil Adanamızda bu mevsimlerde he- değildi. alması nüz görülmüş bir şey — Tütün İnhisarı Enfiye Yapıyor İnhisar İdaresi Fransız Enfiyelerinin Esrarını Keşfetmiş Tütün İnhisar idaresi Fransa- da yapılan ve memleketimize id- hal edilerek mühim miktarda satı- lan enfiyelerin aynmı kendi ve- sajtile — yapmıya çalışmaktadır. Fransızlar bu enfiyelerin yapıld- ğı tütünü —gizli tutmaktadır. Bu sebeple diğer memleketler ayni cins enfiye iİstimalinde çok zor- luk çekmekte ve hemen de mu- vakfak olamamaktadır. Fakat o tütünün memleketimizde de ye- tiştiği tesbit edilmiş ve bu suret- le Fransız enfiyesine muadil en- fiyenin —buada da yapılacağı anlaşılmıştır. | pılabilmesi için bu tütünün üç sene müddetle terbiye edilmesi lâzım gelmektedir. Bu işle İnhi- sar idaresinin kimyakeri Sabri bey meşgul olmaktadır. Şuda var ki Fransız enfiye- sinin gümrük rüsumu çok ağır olduğu için tütün iİnbisarı hariç- ten enfiye getirtmeye karar ver- miştir. Bu sebeple — tiryakiler, tütün inhisarı kadar Fransız tipi enfiye kulla- namıyacaklardır. Umumi YVerlerin Havası Belediye — memurları kahve, çayhane ve birahane gibi umum! yerlerde havayı sık sık değiştir- mek için hususi pencere tesisatı yapılıp yapılmadığını tetkik et- mektedirler.' Yaptırmıyanlar hak- kında ceza kesilecektir. Ancak enfiye ya- | enfiye yapıncıya | İ hergün biraz daha soğumaktadır. | Bu gayri tabii vaziyetin sebep- bir. soğuk dalğasının Adana ve havalisinden lerini — araştıranlar, geçmekte olduğu neticesine varı- yorlar. Diğer taraftan ( Seyhan ) neh- rinin kışın alacağı vaziyet te biraz endişe — uyandırmaktadır. Yaz mevsiminde bir dere kadar cılız- laşan koca (Seyhan) bugün hayli kabarık bir vaziyettedir. Kolera Sahil Sıhhiye İdaresi Yeni Tedbirler Aldı İranın Abadan, ahvaz ve Ma- hammara şehirlerinde Kolera has- talığı zuhur etmiş olduğu haber alındığından bu maballerin Basra körfezine kurbiyeti hasebile İran Hükümetinin Basra körfezi sahi- linde kâin bütün limanları muva- ridatına karşı Koleraya mahsus tedabiri sıhhiye konulduğu sahil sıhhıye idaresinden bildirilmektedir. Bir Yangın Çıktı Fatihte Hacıhasan sokağında Ruhi Beyin evinden yangım çık- miş, ev kasmen yandıktan sonra söndürülmüştür. Torba İçinde Çocuk Bakırköyde Şeftali sokağında 8 numaralı Hoca Şakir Efendinin kapisi önünde bu sabah bir tor- ba içinde bir erkek çocuğu bu- hunmuştur. Bir Gazete Dava Edildi Beyoğlunda — çıkan —Rumca (Apoyevmatini) gazetesinin (Mil- yönerin Tarihi ) tefrikası müsteh- cen görüldüğü için müddeiumu- milik tarafından gazete aleyhine bir dava açılmış evrakı Birinci Ceza Mahkemesine verilmiştir. Bir İhtilâs Muhakemesi Tütün İnhisarı Kadıköy anba- n memuru Celâl Beyle bekçi İbrahim Efendi (4000) lira ihtilâs cürmile ağır cezaya verilmişlerdi. Mubakemeye dün de devam edil- miş ve suçlu olmadıkları anlaşıla- rak beraet kararı - verilmiştir. Kulağımıza Çalınanlar Delikli Çarşaf Biz yeni duyduk, Fakat vak'a eskidir. Besim Ömer Paşa genç dok- tor. Sarayda hasta var. Hasta bir saraylı Çerkez kızı. Besim i çağırıyorlar. Doktor, rayda, bir sürü yaldızlı sofaların, dehlizlerin arasından - geçtikten sonra, nihayet hastanın odasına sokuluyor. Bir de ne görsün? Yalağın etrafında dört harem ağası. Her biri bir köşesinden büyük bir yatak çarşafı tu! sâ- | lar. Hasta çarşafın altında. | mek İstiyorsanız, vücudunu görmek Yalnız, nü, gözünü, mümkün değ ortasında bü Harem ağaları diyorlar ki: — Hastanın ne tarafı bu deliğ gehrecegız, muayene edec yok, —Muayene | s, arka, bel, karın, © . Çarşafın deliği, dok- — torun istediği nokta — üzerine — getiriliyor, Muayene — yapılıyor, — “ Hifo ,, teşhis konuyor, ilâç ya- zılayor. Tamam. Bize bu hikâyeyi doktara sorduk: — Besim Ömer itiraz etseydi ne olurdu? — Evvelâ saraylı — tedavisiz kalır ve ölürdü; sonra da, Besim Ömerin doktorluk — diplom elinden alırlardı! * Ümitsiz Bir Adam Çok fakir bir karı koca, dört buçuk lira aylıklı bir odada g” ruyorlar. Bu derece tabit neticesir Kavga. kadın, aç, haykırıyor: — Miskin — herif, e herif, senin yüzünden ölü; Bedbaht koca, karısınmı dahâ fazla sinirlendirmemek için alıp başıni gider. Üç beş gün kay” bolur. Karısını kendi halin€ bırakır. Bedbaht kocamın, iki üç gü de eline bir buçuk, iki Hra ge' çebilir. ve bir tayyare piyangt bileti alır. Cebine atar. Keşide de birinci ikramiye Bugün dört odalı bir apartı” mamı ve iki evleri var. Kalf koca bahtiyar. Hikâye doğrudufi Halkın tecessüsile rahatsız olın maları için isimlerini gizliyoruz. çarşafın k bir delik var. nakleden mi k İki Arkadaşımız Ara “'.dx; “Son Posta,da — çalışan bi muharrir, vücutça — fevkalâd zayıftır, inceciktir, çöp gib'dir Babıalide başı açık gezen ressam vardır: “A. D, Bey arkadaş ta, tersine, gayet iriyaf bi V | gayet cüsselidir. Bıı gün, bu zayıf muh arriffl , “A. D.. Beye der ki: ' Seninle ben, biribirimizin tam zıtlıyız. okadar xayifim ki ışığın önüt dursam gölge — yapâmam: okadar irisin ki, öğle vakti. pegündüz, güneşin önünde san, derhal bütün dünyada £ olur. Üzüm Va İncir İzmir, 7 — (AA.) — BUf 3 buçuk kuruştan 57 kuruşt || dar 154 çuval üzüm ve sekif ruştan 28 kuruşa kadar Si val incir satılmıştır.