7 Kasım 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

7 Kasım 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Rusya Ve fllman Iktısalîııyüfl Berlin 5 — Sovyet Rusya İk- tısat Meclisi İkinci Reisi M. Piyatakof buraya gelmiştir. Bu ziyaret, Rusyanın siparişleri tedi- ye edemiyecek bir vaziyette bu- lunduğa şayiasım meydana çıkar- mıştır. Muhakkak olan şudur ki M. Piyatakof bazı siparişler me- selesinin müzakeresi için gelmiş- tir ye müzakere neticesinde bazi nikbinlikler de görülmüştür. Çin Japon * İhtilâfı 'Tokyo, 5 — Mançuride Nönni nehri üzerindeki köprünün tamiri münasebetile gönderilen — Japon askerlerile Çinliler arasında çıkan müsademe zannedildiğinden daha €iddi olmuştur. Japonlar, kendi askerlerinin Çinliler — tarafından tuzağa düşürüldüğünü iddia edi- yorlar. Bu Çin askerlerine ce- neral Maşang - şen kumanda edi- yordu, adetleri de beş bim ka- dardı. Müsademe — neticesinde Japonlar kırk kadar - telef ve mecruh vermişlerdir. Çinli aske- rin kaçtıkları haber verilmektedir. Japon kıtaatı Çin mevzilerini işgal etmişlerdir. Yeni İngiliz Hariciye Nazırı Londra 5 — Yeni İngiliz hari- ciye nazırlığına Sir Con Simon | tayin edilmiştir. Bu zat, günün tamirat meselesi ve buna benzer diğer vekayüi hakkında sarih fikir sahibi ve lâzımgelen kabiliyeti haiz bir fikir adamıdır. Arıyorum.. 3228 e telefon eden İstanbul Posta kutusu yazmasını rica ederim. hanım, 162 ye A. K. *“*SON POSTA,, nın Millt Tefrikası : 13 |Fransada Sosyalizm Aleyhtarlığı | Paris, 6 — Radikal Sosyalist frkasının kongresinde, Reis M. Daladye son yapılan nahiye mec- lisleri intihabatında fırka azasının gösterdikleri - birliği selAmlamış, | dünya bülranının Fransada fecl Ş bir vaziyet ihdas etmemekle be- | yaber endişe uyandırınaktan da hali kalmadığına işarette bu- lunmuştur. Millt müdafaa meselesi hak- kında da demiştir ki: Fransanın yalnız başına silâh- larını azaltması fikrine muarızız. Bu aleyhtarlıkta devam edeceğiz. Fırka, — tahdidi — teslihatm hep birlikte —yapılması lâzımgeldiği kanaatindedir, M. Daladye harbiye, bahriye ve hava nerzaretleri tahsisatlarının artırılmasına teessüf etmiş: “— Medeniyeti ve sulhü sü- rükleyip götürmek ve mahvetmek tehlikesini gösteren bu vahim | buhran karşılıklı samimiyet ve muhalâsattan millhem beynelmilel mesai iştiraki suretile halledilmek lâzımdır.,, demiştir. | Ötedenberi sosyalistlerle sıkı bir çalışma iştiraki vücuda geti- | ren Radikal fırkası, bu bağı kır- mak tasavvurundadır. - Fırkanın temayülleri daha ziyade itidale | müteveccihtir, Bundan dolayı da umumi siyaset hakkındaki rapo- run tanzimi Marşando, Şaton gi- bi mutedillere havale edilmiştir. Almanya Kâğıt Para Çıkarmıyacak Berlin, 5 — Merkez fırkası- nn içtimamda bulunan Başvekil M. Bruning Sosyalist mültecilerle herbangi siyasi bir anlaşma yap- mıya aleyhtar olduğunu ve kâğıt para miktarının arttırılması fik- rile de her zaman şiddetle müca- dele edeceğini söylemiştir. AH, MİNEL AŞK! Adliye erkânı üzerindeki tesir- lerimden birini de sayesinde kazandım. intizamsızlık korkusu gece geç yatsam, bir eye gitmesem, bir Min hesabını şaşırsam, nın temeli çöküyormuş gi tün işlerimin darma dağınık o:ı: tağını, hayatımın başıma yıkıla: Sağını sanırım. v Halbuki Narin hiç böyle değil. untazamlığına benden munta- zam. Fakat bir de işi kmşılflıgl kerse arap saçına çeviriyor. ununla beraber, sırası gelince işdümleri çözüyor, her meseleyi k, hallediyor. Odası, bazan trkâmı harbiye haritası gibi mun” Tazamdır, çiçek gibidir; bazan da gün yazr MUHARRİRİ : SERVER BEDİ Yenicami avlusuna döner. Aynalı dolabı bulmak için bile aramak lâzımdır. Bu kızın annesi yok. Narin pek küçükken annesini kaybet- miş. Babası onu Notre Dame de Sion a pansiyoner olarak vermiş. Sonra, ayrıca ingilizce öğretmiş ve İngiltereye göndermiş. Deh- şetli bir zekâsı olduguna hiç şüphe yok. Her mesele hakkında fikrini sorabilirsin. En doğru tah- | mini yapmıya muktedir. Ben | Fahrettin Beyin davasını biraz da inde kazandım.Çünkü tez, bu davayı kazan- Mwuı,n[-'ıkıl metelik alamadık, ; le. Tam o sırada Müd- biçbirli |Fransada osyalizm Aleyhtarlığı- Almanya Kâğıt Para Çıkarmıyor T a İngitiz Atlantik filosundan 24 komünist muharrikinin tardı ıwsıfğı alınan bir resim Fransanın .yJA ' Milli Cihazlanması Paris 5 — İşsizliğe mâni ö- mak için vücude getirilen milli cihazlanma projesi, Meclisin ilk meşgul olacağı mavzulardan biri- dir ve müstaceliyet kararile kabul edilecektir. Projenin müzakeresine ikinci kânunda başlanacaklır. Mik- li cihazlanına lâyihasına bilhassa spor sahaları vücude getirmek için (30) miliyon franklık tahsisat konmuştur. Bir Bankerin Tevkifi Paris 5 — On beş miliyon frank açıkla plânçosunu tevdi eden Banker Get tevkif olunmuştur. malımı bulamadık. Neyse bunu 'cçeBı:;t-;n bir kış zarfında, ben, bu ailenin dostluğunu, kızın te- veccühünü ve davayı kazandım. Narin, sık sık, o sana biraz anlattığım — acayip, delice haller gösteriyordu. Saymakla tüken- mez ki... Bu kız, hem senin gibi bir romancı için) bem bir ruhi- yatçı için, hem bir akıl doktoru için, eşi bulunmaz bir mevzudur, azizim. Yazık ki ben her halini tamamile anlatamıyorum. Sık sık buluşuyor. ve başbaşa kalıyorduk. Şunu da söyleyim ki, yalnız kaldığımız zamanlar eline bile dokundurmuyordu ve di- yordu ki:, — Ben dehşetli mutaassıp bir kızım. Kadında en büyük meziyet bence, namustur. Bin beş yüz se- ne sonra dünyaya gelmiş olsay- dım ve ortada namusun ismi bile Şarkta Fırtına Moskova, 5 — Fırtına n- den Vladivostok limanı llıy_lü::u sahillerinde — mühim — hasarat olmuş, Çin - Japon arasında muhabere durmuştur. Varşova, 5 Finlândiya körfezinde iki balıkçi kayığı batmış, altı kişi boğulmuştur. Kuyruklu Yıldız Kahire ( Hususl ) — Biril gecedenberi saat 122.40 ta ş= ufkunda çok parlak ve uzun bir kuyruklu yıldız görülmektedir. Mısırda Futbol Kahire, (Hususi) — Burada Mısırın en küvvetli iki takımı olan İskenderiye Olimp ve Elehli takımları arasında bir- futbol maçı yapıldı. Sahada on binden fazla seyirci vardı. Neticede El- ehli takımı bire karşı iki golle Olimpi mağlüp etti. olmasaydı ben namusu icat eder- dim . Ben ona bu iİmanı nereden aldığını sordum : — Dindar değilim pek, dedi; ahlâkçı da değilim. Daha doğru- su ablâkı ltendime göre anlayı- şım vardır. Fakat ruhiyat noktai nazarından söylüyorum: Namus demek, insanın şuuru ve zekâsı demektir. Hayvanlara baksanıza. Kedinin nankörlüğü ahmaklığın- dan, köpeğin hatırşinaslığı da zekâsındandır. Yalandan nefret ederim, Gitgide farkına varıyordum ki bu kızın seciyesi çelik gibiydi. Ona karşı derin, sarsılmaz bir sevgi, hürmet ve bayranlık duy- mıiya başlamıştım. Narinin etrafında pervane olan beş erkek daha vardı. Hepsi bu kızla evlenmek istiyorlardı. Bir tanesi tüccardı. Genç bir Selâ- nikli, an'anelerine rağmen bir Türk kızı almıya karar vermişti. Himanları, Gönül İşleri Salonlardan Bıkan Genç Kız Geçen çarşamba günü İngiliz kibar cemiyetlerine mensup 19 yaşında bir genç kız, bir tayyar reye binerek dünyanın sürat ve- korunu kırmağa karar verdi ve bir hamlede Londradan cenubi Afıiâ:yı uçmağa teşebbüs etti. enç kız, benüz 19 yaşın- dadır. İ;ırıyı ihtiyacı da yoktur, çünkü ailesi zengindir. Şimdiye kadet salon kızı olarak - yetişti- rilmiştir. Danstan, eğleyceden başka bir şey bilmiyen bu günün hoppa kızı. akat bu kız, dünyamn en müşkül işine teşebbüs iyor. Kendisine bu hareketinin s:..ebini soruyorlar. — Salon hayatından bıktım artık diyor. Dans, sinema, tuvalet. Bu yeknesak hayat tahammül edilmez bir şey. Halbuki bizim genç kıza so- runuz, hayatta en ziyade istedi- ğiniz ve göremediğiniz şey nedir? vereceği cevap şudur: iyi bir koca; bol para; rahat bir hayat; güzel tuvalet, falan. Bizim genç kız garplılığı henüz bu şekilde anlıyor. Garbin kadına ayni zamanda başka ve yüksek bir ruh verdiğinin Farkında de- ğildir. Binaenaleyh gayemiz genç kız- larımızın - ideallerini, tuvalet ve koca hududundan çıkarmak, bir az daha yükseklere yükseltmek olmalıdır. * İzmirde N. J. Hanıma: Siz, sevginizin kuvveti altında iradenizi kaybetmiş, ne yapacağı- mızı şaşırmışsınız. Biraz kendinize geliniz ve evvelâ vakarınızı mu- hafaza ediniz. Hiçbir. erkek ken- disine fazla düşkünlük gösteren kızı sevmer. Mektubu kendiniz ekle hata etmişsiniz. Şimdi yeni bir hareket yapmayımız ve sadece pürvakar bekleyiniz. O da size karşı lâkayt kalamıyacak, bu defa o sizi takibe koyulacaktır. * Ankarada Piraye Hanıma: “Geçen gün bir erkek ailem- den beni istetmiş, Ben ret cevabı verdim. Fakat sonra tahkikat yaptım. — Aldandığımı — anladım. ümdi redettiğime pişmanım. Fa- t aldandığımı söylemeyi de izzeti nefsime yediremiyorum. Ne yapayım?,, ir kızın en büyük mahremi annesidir. Bu hissinizi annenize söyleyiniz. O bir hal çaresi bulur. |Hanımteyze Öbürü genç ve zengin, güzel bir çocuktu. Mesleksizdi. Daha doğ- rusu bir mirasyedi diyelim. Üçün- cüsü bir doktordu. Dördüncüsü bütün hayatını seyahatlerde ge- Ççirmiş ve en çok Yunanistanda yaşamış, kırk yaşlarında, sevimli ve pişkin bir adamdı. Hayatında her işi yapmıştı. Beşincisi, iyi dansetmekten başka hiçbir. me- ziyeti olmıyan asri gençlerden biriydi. Züpbe demiyeceğim. Se- fih de değil, Fakat manasız bir genç, hulâsa... Bunlara bir de beni ilâve et: Alt. Fakat ben ötekiler gibi açıkça kur yapmıyordum. Yani Allahın haftası çiçek, bonbon, çikolata, kitap tuşımıyordum. Ben hediye ile muhabbet göstermeği anlamam. Hem de en müthiş is- raf hediye vermektir. Zaten Na- rin de bundan hoşlanmıyormuş. Bana açıkça söyledi : (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: