Kari Gözile Gördüklerimiz Bir Şehit Yavrusu Defter- dar Beyden Rica Ediyor Ben Çanakkalede vatanı ı: vücudunu siper yapan bir .:'ı. N Çacuğuyum. Kayseriden burayt geleli birkaç ı“ııy ::ı::. e derimden kalan bi SlR bülrali sakledilmemiş tir. Gerek İstanbul, gerek Kay seri — defterdarlıkları — bu işe himmet — etsinler. Habip gö T . '. Çocukların Sıhhati İçin Yetişecek neslin gürbüz. ve kuvvetli yetiştirilmesini teminen yeni çocuk bakım evleri açılmış- tır. Bilhassa Beşiktaştaki bakım evinin yavrularımıza karşı göz- terdiği ihtimam ve hazakat cid- den şükranlara lâyıktır. geç düşen çocukları- -ıı"ı'.'.;.ı" ı,ııı-!ı.ı temin için (Brekfast ) namile maruf galeta adeta ekmek makamında kulla- tavsiye edilmektedir. Fakat hariçten gelen bu ga- letanın kilosu ( 700) kuruştur. Çocukların zaruri gıdası olan bu maddenin gümrük resminin İndi- rilmesi sıhhat namına çok muva- fik - olur. Alaybey sokah aK ç BN elit Bir Vak'anın Tavzihi Efendim. 14-7-931 T. Hi muhterem Ga- zetenizin ikinci sayfasında (Sebep me İmiş?) #serlavbası altında iki kişiyi cerh ettiğim yazılıdır. Bu hareket 75 yaşında döğülmek istenilen bir ihtiyarı kurtardığıma kızılarak tasnı ve İddia edilmiştir. Halbuki Cümhuriyet ;hüküme- tinin Adil —hâkimleri meydana çıkaracaktır. Böyle bir. cürmün tarafımdan — yapılııaı sütunda — tekzip etn ederim efendim. Peket Postanesi idare memuru Muzaffer Bir Mültecinin Talebi Vatan! hizmetlerinin cümlesini ifa etmiş bir mülteci ve muhacir allesiyiz. 338 senesi lakân ve tahsia karanma rağenen Yunanlı emvalinin mübadillere tahsisi Üzerine birlm için de firarl Ermeni emvali tahsis edildi. Bu suretle bir eve yerleştik. — Yerleştiğimiz. ev Üzerindeki mülkiyet hakkımır kanuniyet kesbetti. Fakat şimdi bir tallmataame bu hakkı — harikzedelere — devretmeyi Amir bulunuyor. Ecdadı. Pilevne, Silistre gibi şebamet meydanlarında mensup olduğu millete hamaset Jevhaları / yaratan bü. aile, Türk ordünilr beraber Süryeden çe- külmiş ve ama vatana (ltihak — etmiştir. Müğdür — birakilmasına — cümhuriyet bükümetinin riza göstermiyeceği kar maatindeyiz, — hakkımızı — bekliyoruz efendim. İzmir, Karataş, Postacı Ali Efendi sokak 7 mumarada mülteci Rüşt Karilerimizden Ricamız —| *SON POSTA,, ya göndereceğiniz yarının mahiyetini işaret ediniz. - Bil- mece midir, Hanım teyzeye mi - alttir, dareyi mi alökadar — eder, — tahrir müdürlüğüne mi hitap ediyor? Bu Boktayı — kaydederseniz — vazifemizi kolaylaştırınış olursunuz. - Karilerimiz- den bilhassa bu noktaya dikkat etmelerini tokrar rlen aderiz. ——— Tı[n'lznımı : ş KUCAKTAN KUCAĞA SERVER BEDİ Nermin — avuçlarını kapadı : — Aman, Abla, neler söy- lüyorsun? diye bağırdı. Nadire de bağırdı: — Ne olacakya? Burada, bu vaziyette evlenmek filân konu- Şulur mu? Ben kalkıyorum. İçim sıkıldı. Nadire yataktan atladı, Ner- min de onu taklit etmişti. Atıf Bey de: yüzüne [ıındı dağ kadar fark vardır. Şimdi tatil mevsimine giren birçok gençler var ki bunlar yeni bir meslek seçmek gibi bir muadele karşısında bulunu- yorlar. Bu gençlerin hakikaten müşkül bir vaziyette bulunduk- larını kabul etmek lâzımdır. Son Posta, bunu düşünerek daha evvel hayata atılmış ve kendilerine birer mevki edinmiye muvaffak olmuş muhtelif mesleklere mensup zevat İle görüş- müş, fikirlerini sormuş, muvaffakiyet sırlarını İzah etmelerini rica etmiş, gençlere yapabilecekleri tavsiyeleri tesbit etmiştir. Hayata atılmak isteyen gençlerin bu nasihat ve tavsiyeleri bir defa gözden geçirmeleri yine kendi menfaatleri ıktizamdır. * Cerrahpaşa ve Etfal hasta- ) ticeler elde ettikçe ayrıca bir neleri diş tabibi Hüsamettin zevk duyar. Fuat Bey diyorki: Menfaat Meselesi * — Çocukluktanberi dok- | — Dişçilikten büyük bir mem torluğa merakım vardı. Tahsi- | faat beklemek doğru değildir. limi ikmalden sonra Darülfü- | Pek az dişçi zengin olmuştur. nuna girip ulümu tabiiye tahsil | Bunlar da eski zamanlara ettim. Bundan sonra da ulümu | gittir. tabilye hocası olarak hayatta Umumi buhranın — dişçilik yol almıya başladım. Bu sırada umum! harbin birdenbire zuhur etmesi beni ihtiyat — zabiti yaptı ve cephelere sevketti. Öyle bir asker oldum ki av- cu hatlarına kadar ilerledim. Nihayet günün birinde bir düşman mermisi ile yaralan- dım. Hastaneye - sevkedildim. Dişçiliğe intisabım ise bir tesadüf eseri ve ani bir karar neticesidir. Bir gün dişçiye di- şimi tedavi ettiriyordum. Bu, çok hoşuma gitti. Temiz ve üzerindeki tesiri de pek tabii- dir. Hatta geçen seneye nis- betle bugün işlerde (4630) nis- betinde tenezzül vardır. Ver- gilerin bugünkü vaziyeti de ayrıca ağır bir yük - teşkil et- mektedir. Dişçi mektebinin de Darül- fünunun — müstakil bir şubesi olarak teşkili hakkındaki ta> savvurlar kuvveden file çıkar- sa daha ziyade inkişaf edeceğ de muhakkaktır. v ince bir iş. Gençlere Tıvsıyıııı_ Nasıl Dişçi Oldum? Mesleğe — intisap — edecek Haydi düiççisioli ei gençlere tavsiyeme — gelinte: dim ve — dişçi mektebinin Son iki sınıfını takip ettim, Ve 1333 senesinde de - dişçi oldum. Başlangıçta pek basit zannettiğim bu mesleğin gün geçtikçe pek derin olduğunu her sahada olduğu gibi fen- nin bu şubesinin de div hat- velerile terakki ettiğini gör- düm. Bundan on sene evvelki | dişçilikle bugünkü dişçilik ara- Tedavi hususunda pek yeni keşifler elde edilmiş, eskiden gayri — kabili tedavi — diye aciz gösterilen — hastalıklara karşı bugün bulunan vaksen- ler sayesinde tamamen bâkim bir vaziyete geçilmiştir. Pro- tezlerde de büyük terakkiyat vardır. Dişçilik pek zevkli bir Viştir. İnsan, hastalarına nafi | oldukça ve muvaffakiyetli ne- ı rın ne olacağını kimse bilmer. İ Boşuna konuşuyoruz. Evlenmek mi senin hakkında hayırlı olur. böyle devam etmek mi? Nermin, Nadireyi dinlerken birdenbire elini başına vurdu: — A... dedi, benim Fahire sözüm vardı. Buluşacaktık. Fa- kat bugün miydi? Saat kaçta idi? Unuttum. Sana söyledim mi? Hatırında mı? — Ben de hatırlamıyorum. Nermin — gittikçe sinirleni- yordu: — Seninki nafile. Nermin birdenbire pek çok şeyleri birden düşünmiye mec- bur olan insanlar gibi sıkılmı- ' Nadire mırıldandı: ya ve sinirli sinirli dolaşmıya başlamıştı: — Sen haksızsın, abla, be- ni Atıf kadar düşünmüyorsun. Nadire de biraz evvelki hafifliğini — bıraktı, — kaşlarıni — Of... dedi, ne yapaca- ğım ben, ne olacak? Fahire ne diyeceğim, bu Atıfla ne yapacağım... Kapı açıldı ve Atf B. gi- AM SN e OD LAİ ı l | SON FPOSTA Hayata Yeni GirecekGençler Ve Aileleri Okusun Büyüklerin Tavsiyelerini Dinleyiniz Diş Doktoru Olmak Iıîy—i Bir Genç N â’âmrı Riayet Etmelidir. Diş Tabibi Hüsamettin . Fuat Bey Dişçilik tahsilini daha mek- tepten itibaren bilfül protezle iştigal ederek yapmalarını çok faydalı bulurum. Her - İşte olduğu gibi dişçilikte de sebat lâzımdır. Bilhassa ilk seneler müşteri celbetmek, kendini ta- nitmak, sây, sebat ve zaman meselesidir. Evvelâ sebat son- ra yine sebat muvaffakıyette en mühim amildir. Her hastanın mizacına göre muamele etmek, hüsnümua- meleye azami dikkat göster- mek, — nevrastenik — hastalara büyük bir 'hilm ve şefkatle ha- reket etmek mesleğin başlıca şartlarındandır. Ü Plâjlarda Bisiklet Eğlencesi n süğ Resimde görülen şey, Rifat ve Mustafa Cemal Efendiler isminde iki müteşebbis tarafından yapılmış bir deniz bisikleti- dir. Florya plâjlarına giden banımlar bu yeni icat bisiklete binerek deniz üzerinde eğleniyorlar, hoş vakit geçiriyorlar. — Ben karışık işleri sev- mem, dedi, hazır buraya gel- | mişken Nerminin meselesini kökünden halletmek — istiyo- rum. Çünkü, açıkcası ben ev- li bir adamım. Karım bir haf- taya kadar İstanbula geliyor. Aramızda bir kızılca kıyamet- tir kopacak. Ben kendisile açık konuşmak isterim. Nermin, öfke ile ınlerekı bağırdı: İşin içinde iş var. Refikanız Hanımefendi teşrif buyuruyor- lar demek? — İşin içi ve — dışı yok.. Herşey meydanda... Açık söy- Töyorum, a Üni e K İ — Ha... Tevekkeli değil... Ailede Serbesti Olur Mu? Bekârken serbest yaşamıya alışmış genç kızlar, evlenince de ayni hayatın devam etme- sini istiyorlar, Aille ,çemberi onların hürriyetlerinden bir kıs- mini selbedince müteessir olu- yor ve bedbaht görünüyorlar. Bir erkek için bile evlilik birçok kayitlerle bağlanmayı lstilzam eder. Hiç bir evli erkek, bekâr bir genç gibi serbest ve ser üzat yaşıyamaz. Evli kadımlarsa — evlenmekle hürriyetlerini tamamen feda etmiye mecburdurlar. Bazı kızlar bunu anlamadan evleniyor, ve evlilik hayatların- da da serbestilerinin devamıni istiyorlarlar. Bu yüzden yuvası bozulan kızlar da yok değildir. İşte size bir misal: Karşıyaka hat — boyunda Hatice rumuzile mektup yazan yeni evli bir genç kadın bun- dan dört ay evvel bir gençle evleniyor. Fakat genç kızlığın- da serbest yaşamıya - alışmış- tır. Dansa gider, denize gider, arkadaşlarile tam bir serbesti içinde yaşar. Evlenince kocası bütün bu serbestisini elinden almış, Dansa — bırakmamış, denize bırakmamış. Onu evinin hanımı yapmak istemiş. Genç kadın buna dayana- mamış. İsyan etmiş. Arada ge- çimsizlik başlamış ve iki ay beraber yaşadıktan sonra ay- rılmışlar. Şimdi bana soruyor; “Bu adamdan nefret ediyo- rum. Ayrilmak için ne yapa- yım?,, Yavrum, Evlenirken verdiğim nasiha- H tutmamışsın. Şimdi verece- ğim nasihati beyenmiyeceksin, Fakat ben söylemiye mecbu- rum. Şunu bil ki evlilik hayatında aradığın serbestiyi sana kimse vermez. Erkek — inbisarcıdır, kıskançtır. Seni kendisi için muhafaza etmek ister. Senin serbestçe — denize — gitmene, dansa gitmene tahammül ede- mez ve bunda haklıdır. Ma- dem ki evlenmişsindir, onu memnun etmiye ve hürriyetin- den fedakârlık yapmıya mec- Atıf B., bir bakışta, Ner- minde uyanan — kadınlık ve kıskançlık — duygülarını — anla- mıştı. Küçük bir şaşkınlık bi- le duymadı. — Nerminin elini tuttu: 5 — Şekerim, dedi, ben se- Evde yapabileceğiniz iki pijama, gecelik ve çamaşırı nümuneleri. İ PATRON KUPONU Karilerimizin gösterdiği ar« zu Üzerine (7)inci sayfaya nakledilmiştir. Oradaki patron kuponunu toplayacaksınızi bursun. Yoksa aile başka lh- lü kurulamaz ve korunamaz, Hanımteyze KT çaK SN e Na siRaçı 2” SA -— TAKVİM —— Gün s1 16-Temmuz-931 Hamır 72 Ait ) . Snast t 50- Safer - 1380 | 3. Temmur -1547 gakit-ezanl-vasatl vakıtsezani-vasal! — —— | —— Güneşj09.01 | 414 Akşam'12.— ) 1940 Öğle İ'İ., 1229 | Yatsı ruqm.u İkindi| 839 İ1619 |lmsak 6 aS 2 28 nin iyiliğini isterim. Bundan şüphen olmasın, — Fakat eski ağzınla ko- ( Arkasıvar ) eee v DiKİŞ MAKARALARI Sağlam ve ucuzdur. Her yerde