t i j j î Y A L Ş 6 Sayfa Gençliğimizi Ecnebi El- lerden Kurtarmalıyız .. (Baş tarafı 1 inci sayfada ) gelmiş, fakat asıl faaliyetini (1920) senesinden sonra art- Uurmıştır. Bu cemiyet aşağı yukarı ç çeyrek asırlık bir maziye sahiptir. En ziyada şında - kiliseler — vardır. Vari- datının. mühim bir kısmını papazlar iane toplıyarak temin ederler. İ İstanbuldaki varidatları üç aembadan gelir. Birinci mem- baları Amerikadaki —merkez teşkilâttı. — İkincisi — azasının ( verdiği ufak aidattır. Üçüncü- | sü de Türklerdir. Cemiyetin her sene (12-15) bin lira ka- dar bir açığı vardır. Cemiye- tin her sene mayıs ayında kendi azasını şehrimizin ma- ruf mücesselerine göndererek iane toplar ve bu açığı bu Suretle kapatır. Bu ay da her tarfta iane Yerkök Müdülime Cevabımız |Baş tarafı 1 İnci sayfada | Fakat Yunus Nadi Beyin bu yeni hakikati ilân etmesi için * Son Posta ,, ya onun Terkos aleyhindeki neşriyatına kızması lâzımmış. Çünkü şim- diye kadar bunun aksini iddia ediyormuş. Sandıkburnu edebiyatını bı- rakalım ve medeni bir gazete dilile konuşalım. Bir mizah refikimizden aldığımız karika- tür istisna edilirse, biz, Terkos işinde hükümet gazetelerinin niçin sustuklarını sormaktan başka — birşey — yapmamıştık. Ayni sualimizde ısrar ve bu swnli, bilbassa * Cumburiyet ,, başmuharririne — tevcih — edi- yoruz : Terkos işi hükümete intikal etmiştir. Fakat bununla mat- Buatın tenvir vazifesi bitmiş mi sagılır? Bilâkis bugün ve toplanmış ve bu vesile İle ticaretaneleri dolaşan Genç Hıristiyan Cemiyeti mümessii- leri mağaza müstahdemlerine : —Geliniz, cemiyetten istifade ediniz şeklinde propağandalar yapmışlardır. İstanbul Genç Hristiyanlar Cemiyetinin Beyoğlunda bir merkezleri, ayrıca iki faal şube- leri vardır. İstanbul ve Beyoğlu şubelerinin müdürü (M. Steven- son ) isminde bir gençtir. Ay- rıca biri Beyoğlunda, - diğeri İstanbulda kızlara mahusus iki şubeleri — vardır. Bunların da başında Amerikadan gelmiş bir Misyoner kız vardır. Teşkilâtın mühim uzuvları Amerikan Mis- yönerlerinin elindedir. Fakat zabiri örtmek için aza arasın da ayrıca teskilâtı yapar, idare heyetleri seçerler. Ta Amerikadan bu cemiyette çalışmak ve Türkleri yükselt- mek için geldiklerini — söyliyen bu Misyonerleri buraya getiren saik nedir? Ve bunların hakikt maksatları neden ibarettir? Bunu da yarın izah ederiz. değil misiniz? Niçin susu- yorsunuz? Bilhassa şirketin mukadde- ratı mevzuu bahsolan bugün- lerde neden “kabahatin yalnız şirkette olmadığı ,, noktasında ısrar ediyorsunuz? Efendim? Şunu bir izuh buyurabilir- misiniz acaba? Bize karşı bir bıçkın gibi ağzınızı bozmadan — evvel İstanbul —halkına — vermiye mecbur olduğunuz hesap bu idi ve daima da budur. 450 Şeahir Harabesi Anadoluda - tarihi hafriyat ve tetkikatta bulunan Şikago Darülfünunu — profesörlerinden M. Osten dün Ankarada bir konferans vermiş, memleketi- mizde (450) eski şehir harabe- si bulunduğunu - söylemiştir. daha hararetle devam etmeli İNGİLİZLERİN YAKIN ŞARKTA CASUS TEŞKİLÂTI - Yazan: Makenzie - No. 43 — Merdivenler ve koridor karanlıktır. Şuradan bir mum al, diye onu ikaz etmiştim. — Lüzüumu yok, elektrik fenerim var demişti. Potts tam dış kapıya giden koridora gelince her nasılsa elektrik pili bitmiş ve karan- lıkta kalmış. Tekrar yukarı çı- kıp mum almaktansa karanlıkta el yordamile yolunu bulmıya vermiş ve yavaş yavaş kapıya doğru ilerlemiye Başlar mış. Daha evvelce akşamı Clarence ile geçirdiğini söyle- O tarihlerde Clarence ile görüşmek berbattı. Çünkü ca- susluk hayatı hakkında okadar korkunç hikâyeler, masallar an- latırdı ki, kendini tanımıyanlar üzerinde adeta büyük bir tesir yapardı. (Potts) ta bizim bu mukabil casusluk (kargâhımız- dan — karanlıkta — çıkarken, Clarencein hikâyelerinin bırak- ——— ———————————”— ——— ——— —. Rosminlzi bize alz size tablatinızı söyliyebiliriz. Fakat bunun için gönderilecek resimler iyi ve tabil pozda çekilmiş olması IAzımdır. Taki mütehassısımız — mütalcasında — hataya düşmesin. * Tablatlerini anlamak Üzere bize ve- gönderen rültücü ve kav- gacı — olmak istemez. Para- yı büsnü su- retle idare etmesini bilir. * H. Nuri bey: Hassas ve işgüzardır. Ha yale ait mese- leleri merak ve hevesle — takip eder, İradeye, mücadele — ve münakaşaya | mütevakkıf iş- lerden ziyade arızasız ve pü- |) rüzsüz — olarak devam edecek .aeşgaleleri ter- cih eder. Menfaatlerinden fe- ra, edeme; ve mal kış::ıti bi.lix." E * oli Koço Ef.: Cevik ve ) kandır. —H & şeye ehemmi- İ yet — vererek | geçimsizliğe çı- n kinlik gösterir, | hayatını kazan- edecek yolları, n bilir, alayı ve şakayı ihmal cumez. Tahsin bey: întiumpınerdi.. Tarzı telebbü * n se ve — şıklığa Tiayet eder ve İ moda cereyan- || larına tabi ol- mak ister, ka- dın mevzularile alâkadar olur. Muamelâtında nezaket vardır. İzzeti mesailinde olur. Büyükiüğü ve kibarlı” sever. SON POSTA Resminizi Bize Gönderiniz, x * * Size Tabiatinizi Söyliyelim... | ğir açmaz, piş- |; ;ssas ve kıskanç | | 4 Muamizer bey: Ağır başlı ir — çocuktur. zivayı tercih eder. * Mersiye F. Hoş sohbettir. özleri batmaz, herkesle iyi ge- çinmek — taraf- tarıdır. Hidde- ti geldiği gibi gider. Boğazı- nı ve rahatı sever. Neş'den hazeder. — Eş- yasını — hüsnü istimal — etme- 'uîni bilir. ! * Garbis Balyan — Efendi : Müdekkik — ve müteşebbistir . Sokulur, ön sı- | rada bulunmak —€ ister, muhit ve muhatabını lidın etmesini * ve saydırmasını bilir, olur ol maz şeye kız- maz, olgun ve hazimkâr olür. İntizamsızlığa tahammül edemez, kusurları çabuk görür, şiddet ve hid- detten ziyade hüsnü muamele ile sevk ve idare eder. Bir işte baş olarak — bulunmak zevkine gider. * Resim — gönderer ban — karilerimtr, mütehasasımızın cevabi. geelktiği için sabırsızlanıyor. ve mektup göndererek fetoğrafilerinin akibetini öğrenmek le- kiyorlar. Bu fotoğrafiler iatişar edecek- “tir. Bu hususta müsterih elmalarını rica ( ederiz. “SON POST. Birer Hediye ŞOBER Bugün, bütün dünya mat buatında ismi en çok geçe adamlardan biri de Avus- turya Hariciye Nazırı Şo- berdir. Düne kadar ismi işitilmiyen — bu — diplomatın birdenbire bütün dünyada kendisinden bahsettirmesinin sebebi, Almanya ile son ak- tettiği gümrük — itilâfından dolayıdır. Şober Avusturya- nn bugünkü dar hudutları içinde yaşayamıyacağına ka- nidir ve Almanya ile birleş- mesine taraftardır. Bu arzu- sunu şimdiye kadar gizlemiş, bilâkis — Avrupaya vermiş, sonra günün birinde elinde gümrük itilâfnamesile ortaya çıkmıştır. Şober eski bir diplomattır. Bugün dün- ya siyasetinde mühim rolü, vardır. Muhtelif karilerimizden al- dığımız mektuplarda yeni mü- sabakamıza İştirak için kari- lerimizin resimleri veya kupon- lan kesmekte serbest birakıl- malarının doğru olmadığı nok- fasına — işaret — edilmektedir. Deniliyor ki: — Bazılar hem kuponları hem de resimleri kesebilirler. | l Tiyatro Ve Sinemalar “ SE ALKAZAR <- Serseri Kıral ALEMDAR — Öldüren adam ASRİ — — Yaşıyan Söllller ARTİSTİK — Riyo Rita ETUVAL — — Kadın araısu ELHAMRA — Devlet kuşu EKLER — Yunan Tiyatre Trupu FRANSIZ —— Yunan Opareti GLORYA — İki dünya MAJİK — Aseri evliler MELEK — — Monte karlo MİLLİ — Aşk geceleri FERAH — — Naşit B. temsili OPERA — İkimiz — yalaıryken şiKk — Serseri Kıral nın Yeni “SON POSTA,, nın Yeni Müsabakağı 2000 Lira Nakit Ve Hediye Dağıtıyoruz “SON POSTA,, nın Bir Kısım Karileri Büyük» Bilâistisna Bütün Karileri De Küçük “SON POSTA , nn yeni müsabakasına iştirak etmtk için ( Dünyayı Kimler İdare Ediyor.? ) serlâvhası - altmdü neşretmekte olduğumuz resimleri, yahut ta bu mahsus kuponları toplamak kâfidir. Dünyayı Kimler İdare Ediyor. teminat " DİK Müsabakamız 40 Gün Devam Eecektir — Şüpheli Bir. Ölüm Müsabakası Alacaklardır.. resimlere AT Bu takdirde müsabakaya İştir rak edenlerin adedi, bu tarzi hareketi ihtiyar etmiyenlerif zararına olarak, bir misli ziyâ” deleşebilir. 4 Düşündük ki, karilerimizit bu ihtarı pek doğrudur. Bint” enaleyh — müsabakaya iştirak eden karilerimizder bugündet itibaren — sadece — kuponlar! toplamalarını rica ederiz. ŞIK SİNEMA Nİ SEVDİ MADY KRİSTİAN tarafından Almanca ve şarkılı A sinda ölü olarak bulanmu$ti” Ölümü şüpheli görüldü ceset Morga nakledilmişti”” tığı tesir altında bulunuyor ve heran bir taarruza maruz ka- habileceğini düşünüyormuş. Tam bu sırada diş kapının yan tarafında müphem bir şe- kil görmüş. seslenmiş ve cevap alamayınca: — Baksana! Kimsiniz? Azi- zim Clerence! Eğer sen isen ve bana bir oyun oynamak istiyorsan gözünü dört aç. ş. sırada hiç te şakayı kaldıracak bir halde değilim, diye bağır- mış. Fakat bu esrarengiz adâm hiç kıpırdanmamış ve sesini de çıkarmamış. Bunün üzerine, Potts omuz arasından bir bı- çak yemektense, 'gördüğü şek- lin çenesine nişan alarak müt- hiş bir yumruk sallamış. Zavallı . Potts, casus veya cani zannet- tiği hasmını yere — devirmiş amma elleri de kan içinde kalmış. Meğer yumruğu indir- diği şey insan değil, kapının önündeki mermer heykellerden biri imiş. Ferdası gün vak'ayı haber alıp ta niçin Jozeli uyandırıp elini sardırmadığını sorduğum vakit : — Bırak alfah aşkına azi- zim, demişti. O heykeli devir: dikten sonra kendi kendime öyle utandım kil kapıdan ç- karken heykelin çehresini gör- düm. Beni arkadan bıçaklamı- ya gelmiş bir cani zannettim. Zaten müfekkerem de casus masalları ile meşbudu. Ses ermeyince bir ruk savur- ıvm’. Yilıırır ve’:ı'.;ı. Paldır küldür yere yuvarlanıp ta hey- ——— — ——— —— kel olduğunu görünce çoktan dona kaldım. parmaklarımın kırılmadığına hâlâ — şaşıyorum. Demişti. Hazır sırası gelmişken Potts hakkında iki fıkra daha Böy- Tiyeyim. Bir gün — sefarette kançelarya — odasında — Potts, Goodhearti masanın Üzerine yatırmış, bir eli ile topaç gibi çevirirken birdenbire sefir Sir Francis içeriye girmiş ve ya- lancıktan tekdir ederek kan- çelarya masasının oyun masa- &ı olmadığını söylemiş. Fakat ne yapmışlarsa yapmışlar — se- firi de bazi hokkabazlıklara iştirak ettirmiye muvaffak ol muşlar. - Bünün Üzerine Potts başına bir su dolu bardak koymuş ve suyu — dökmeden t e dişlerile yerden bir l"", almış. Tam — mendili 1"' alıpta seyircilerin alkışı sında yerden kalkarketi nizelos kançelaryaya ve sefir, müsteşarı Ve Pottsın hokbabazlığını 9© tikleri müddetçe © da Yiğtaa bakmış durmuş. i inti Potts — hakkındaki nesinde fıkraya gelince 1918 sen”, Sonia gemisinin u D ALIA gemiye bir torpil isa ve iki buçuk dakikada batmış. Potts bin M kendini gemiden denize atmış. 0"""6, gece tam on bire varmış. Uzun müddet grkt ten sonra kofhl'(“ ':ıı" şğî vis NoT