Memleket Haberleri Resmi Dairede Hırsızlık Konya OrmanDairesinde Bir Memur Arkadaşının Parasını Çalmış ... Konya, (Hususi) — Burada Orman Müdürlüğünde garip bir hırsızlık oldu. Memurlar- dan Bozkırlı Rıza Efendinin dolapta resmi kâğıtlar arasın- da saklı duran (380) lirası aşı- rıldı. Tahkikat neticesinde bu işi fahri memurlardan Mehmet Efendinin yaptığı anlaşıldı ve Adliyeye verildi. Katiller Yakalandı Konya, (Hustısi) — Geçen- lerde Konya - Çumra yolunda bir. cin oldu, araba ile Güvercinlik köyüne giden iki erkek ve bir kadın yolcu, köye yarım saat — mesafede Camilla Horn BAAT ĞR . meçhul şahıslar tarafından öl- ttenberi bulunamıyan katiller nihayet yakalanmışlar, mahkemeye verilmiş'erdir. Konyada Mantarcılık Konya, (Hususi) — İstan- bulda mantarcılık denilen do- landırıcılık son gönlerde bu- rada da baş gösterdi. Pazarda Gzümlerini satan bir köylünün 103 lirası bu usul ile dolandırıldı. Ekmek Pahalılaştı Trabzon, (Hususi) — Ekmek fiatleri arttı. Fiatlere (20) pa- ra zammedildi. Şimdi ekme- ğin okkası 14,50 kuruşa sa- tılmaktadır. Sığır Vebası Mücadelesi Erzurum, (Hususi) — Sığır vebası mücadelesine devam ediliyor. Garp vilâyetlerinde bulunan baytarlardan bir kıs- mı Şarka nakledilerek müca- dele kuvvetlendirilecektir. Ceviz Gibi Dolu Yağdı Konya, (Hususi) — Üç gün evvel Çumranın Apasaraycık ve Çeşme köylerine ceviz ce- sametinde dolu düşmüştür. Dolü Çeşme köyü bağların: da ebemmiyetli basar yapmıştır. Buz Tröstü Adana, (Hıııuııî) — Sıcaklar çok şiddetlendi. Tabil buz ih- tiyacı ve sarfiyatı da bu nis- bette arttı. Fakat lıurıdıkı buz fabrikatörleri aralarında bir tröst yaparak buzun ucuz satılmasına mâni oluyorlar. Pamuk Piyasası Durgun Adana, (Huıuıg — Piyasa çok durgundur. Geçen den kalan pamuk - s Üzerine hiç muamele yoktur. Esasen huîlu çok dllılıüudür Bugün dört okka pamuk için 120 kuruşa bile müşteri bulu- mamamaktadır. Isparta Heyelânı İsparta, (Hususi) — Geçen- lerde burada vuku bulan he- yelân hâdisesini — mahallinde tetkik etmek üzere Darülfünun Arzıyat Muallimi Malik Bey şehrimize — geldi. Tetkikatını yaptı. Malik Bey heyelân hakkın- da şunları söylemektedir: #— Vadiye yuvarlanan ara- zi halk tarafından köfke ismi werilen volkan tüflerinin tahal- lül ve dağılmasile hâsıl olan kumlardan müteşekkildir. Gay- ri mültesik ve kabili nüfuz olan bu hamreler pek dik ya- maçlar. halinde killi şistler üze- rinde bulunmaktadır. Şiddetli (yağmurlardan — sonra bunların heyeti mecmuasile vadiye yu- yarlanması pek - tabildir.» Va DA Nü Camilla Horn İle Mülâkat Paris, (Hususi) — Bir sine- K ma yıldızı ile nasıl mülâkat yapılır? Bu suali belki garip bula- caksınız. Bir sinema yıldızı, elbetteki her hangi bir insan gibi et ve kemikten yapılmış- tır. Binaenaleyh bir insan ile nasıl konuşulursa onunla da öyle konuşulur, demek istersi- niz.Bence hayır. Şimdi anlata- cağım hâdise ile sabit olmuş- tur ki bazı sinema yıldızları ile konuşmak, her hangi bir kimse ile mülâkat yapmaktan bambaşka bir ıeydıı Camilla Hom Parise gelmiş. Gazetesi için bu güzel Alman artisti görüp konuşmıya me- mur olan meslekdaş, - birlikte bir ziyaretten bahsettiği zaman İ cidden memnun oldum. Kısa bir otomobil — seyahatinden sonra bu kıymetli artisti Juva- nvil denilen Fransız sinema âle- minin kalpgâhında, iş başında bulduk. Fransızca bir filmin Almanca mukabilini — vücuda getirmekle meşguldü. — Matmazel, sizinle görüpr mek istiyorum. — Bravo, söyliyebilirsiniz? â. Fransız meslekdaş, kalemini, kâğıdını çıkarınca Alman artis- tinin halinde de bir değişiklik oldu. Sonradan anladık. Gü- zel Camilla, birkaç kelime ile ı_u.kudıki dlııılejzn başka 'ransızca hılmıyorıııı tasavvurlarınızı i, anlamıyorum siz. Hep Fransızçam bitti. Ne olacak şimdi? Ve Almanca ile İngilizceyi bırbınne karıştırarak başladı çok güzel, onu çok beğendim. İşim pek çok, fazla çok; görüyorsunuz, çalış, çalış, daima çalış. imema, dedi, sine- ma olmasa yaşayamıyacağım. Meşbur Alman artisti Ca- milla Horn işte böyle konuştu. Vedat Bir TeŞacİ _fun“Yarattıgı Buyuk Bır Madam Sesli ve sözlü sinema, deni- lebilir ki muzik hallerin işe yarıyan en elverişli " san'atkâr- larını çekip aldı. Bu — suretle, kendisi için mukadder - olan buhrana muzik halleri düşürdü. Ses ve sözün sinemaya girmesi, nisbeten yenidir. Fennin vardığı bu harikaasa keşif vaktinden evvel — tahakkuk — ettiği — için iyi söz ve şarkı söyliyen artist yetiştirmiye vakit bulunamadı. Resmini dercettiğimiz Mm. (Florelle), arizi olarak sinema- ya intisap eden san'atârlardan biridir, bugün büyük bir mevki sahibi olmasına rağmen bakı- nız bu devlet kuşu başına nasıl konmuş: Meşhur sahne vazı ( Pabst ) ile Mın. (Florelle )| biribirine takdim etmişler. San atkar Fiorelle Vazıt sahneye, açıkça şarkılar söyliyecek bir artist Iâzımış. Fakat onun istediği sarışın bir insan imiş. Madam (Florel- le) saçlarını boyamış; bu ma- nia, bu suretle bertaraf edil- miş, Arkasından — ufak - bir tec- rübe , yapmışlar. Muvafık çık- mış; fakat (Pabst) bir türlü bu tecrübeyi yapmak iste- miyormuş. Çünkü M. (Florelleji beğenmemiş. Sinemanın meşhur simaları arasından ebediyen w kal- ması veya kalmaması bir te- sadüfe bağlı kalmış — olan Madam (Florelle) bu hâdise mevzu babis - olduğu zaman hep şöyle der: — Bir tesadüf... Zaten her şey tesadüften ibaret değil l midir? Eski Yunanlı ( Demosthöne Demosten hitabetinin kudre- tile şöhret alan bir simadır. Alman san'atkârı (Walter Rilla) ise bugünkü sinemanın ( De- mosten)i denmiye seza bir insandır. Bir kısım - sinema artistleri, bu nisbeten yeni san'atte mevkilerini ya güzel- liklerinin göz kamaştıran cazi- besine, yahut ta bazı hare- ketlerinin halk üzerinde hâsıl ettiği tesire medyundurlar. (Walter Rilla), denilebilir ki hemen bütün san'atkârların fevkine çıkan bir mütefekkir- dir. Kendisine sinema bakkın- da - fikri zaman diyor ki: — Sinema, benim için, fel- sefe, musiki, tiyatro, resim gibi birçok san'at şubelerinin bir arada tezahürünü ifade eder. Üç yaşında kemana baş- hyan bu san'atkâr on iki ya- şına bastıği zaman umumi bir konserde (Mendelssohn ) ın en güzel parçalarını kemanla ifade edecek bir kudret göstermiştir. Darülfünunda felsefe tahsi- lini bitirdikten sonra tiyatro- nun cazibesine kapılan San'at- kâr, bütün güzel bilgileri bir- leştiren sinemanın dev hamle- lerini görünce hayatını ona vakfetmiştir. Walter Rillanın sesli ve ses- siz sinema hakkındaki kanaati şudur : “—Her filmin, daha doğru- su bizzat filmin kendine göre muayyen bir nazariyesi vardır. Bir filim evvelâ gözler için yapılır ve sonra, göz önünde tecessüim eden âlemin kudre- tini büyültmek için ses ve söz ilâve edilir. Yani evvelâ resim sorulduğu sonra ses ve en sonra da aöz.,, Şu hale nazaran Şarlonun sessiz filim hakkındaki noktai nazarı kuvvetli bir taraftar daha bulmuş oluyor. Efendiyi Kim Öldürdü? Maktulün Kıy"”"”ı Müddeiumumiliğ Verıldı Cuma — geceli Oık“d"a' yapılan cinayet, Nuri fw minde bir berberin feci $€ ge ölümile neticelendi. Nuri diyi kayınbiraderi müvezzi ıl” rettin öldürdü. Fakat b“ karısil kaynanasının da ld“' mağı bulunduğa ileri sürü' Dün maktulün karısı kl' Hnnımla görüştük, Bize dedi — Nuri Ef, ile ııı'?'y“ evlendik. Fakat sonraları HU değişti. Bana hakaret C“"'îw dayak atmıya başladı. akşamı da hiç yoktan K çıkardı ve beni dövdü. irdi deşim Nurettin araya Nuri Ef. bu sefer kırde!"“mo, tukatlayınca o da kendini daffa etmek için bıçağını S#7 Sonra nasıl oldu bilmem, Fi deşim mi vurdu, yoksa KO? olçağı almak isterken k:ri" ine mi sapladı bunu £ Mulmrrırımıı mımla da görüşmek d fakat, bu kadın birşey Çip lemiyeceğini bildirmiştir. Pi nana H. dün eşyalarını tOfE y yarak kızının evinden S başka bir yere taşınmıştır. 'et Hâdise kurbanı Nuri dinin kaynana H: yakın akrabasın zat dün — müddeiumu! bir istida vererek kıy“d, Makbule H. hakkında KA teşvik iddiasında bulü“:w takibat yapılmasmı - istem Bu zat cinayetin birkaç , evvel tertip edilmiş oldi “.d' ve bunu şabitlerle ispat ceğini istidasına yazmıştır Halı Pıyasasınd’ Acem Halıları Fıatlc’; Duşmesıneicbep Son günlerde halı I;'::; sında büyük bir dur! y vardır. Geçen sene bü '!Hİ' nisbetle bu ay *6 50 ek$ vardır. bj Bilhassa birkaç ıywbv( İrandan gelen fena cins b fiatlerin daha ziyade d! nl“' ne sebep olmuştur. Bu! cinsleri çok fena olma raber piyasada İran bailsi np rak satılması iyi cins satışına tesir etmekled" ( Bunlardan kilo başıni adir kuruş gümrük alınma” || Halbuki ipekli halıların ”J'. sundan (4) lira ve kiliml! v (160) kuruş gümrük alı? tadır. Halıcılar - Cemiyet ViP"' Haber aldığımıza îb' cılarla — antikacılar b"k bir cemiyet vapmağa etmişlerdir. ai Breslâv” SBFG'S' erile Peşte sergisine &' "' w Yerli mallar uüw““"zr;g'l" kında açılacak — olan get” sergisine nakledilmit: | y ına” gide hükümet namınâ .— hay: Sanayi Müfettişi Da.!_“", ' 4 Ürek C AM ELEEEET ErLYEF