Haziran 14 İKT 15 Alman Memurları Bilinmez B Propaganda T N MT Üi Yapmıya Şiddetle SON POSTA YAZAN: M. KÂZIM —— —3— Sabahleyin erkenden 5s0- kağa çıktım. Konsoloshanemize gittim. Yolda başlarında sarıklı üç beş kişi bulunan bir güruh ile karşılaştım. — Ne var ne oluyor? de- dim. — Türk konsoloshanesi aley- hinde nümayiş, cevabını ver- diler- Fakat bana yan bakan bile olmadı. Konsoloshanemize bilâ- arıza - vardım. Konsolosumuz Refik ve muhafız mülâzim İzzet Beylerdi. Sordum, anlat- tılar. — Nümayiş Kermanşah hal- kının hissiyatına terceman ola- maz, munhasıran — Almanlar tarafından tertip edilmiştir, de- diler. Hayret ettim: Bu bitaraf memlekette —iki —müttefikten biri diğeri aleyhine bir düşman gibi çalışıyordu. Konsoloshanemizde mevlevi (Abdürrap) Efendi isminde bir zat ile tacışlım. Bu zat vazi- yete vâkıf görünüyordu. Kermanşah sokaklarında Tür- kiye aleyhine yapılan nümayiş- lerden bahis açıldığı zaman © da umumi fikre iştirak etti: — “Ve bütün bunlar mun- hasıran / nlar — tarafından tertip edilmektedir, dedi. Yal- nız Kermanşahta değil, fakat bütün İran toprağında Alman- lar tarafından Türkiye aleyhine şiddetli propaganda yapılmak- tadır.,, Muharebenin en şiddetli bir devrinde iki müttefikten biri- nin diğeri aleybine çalışması ihtimalini bir türlü aklım almı- yordu. Fakat — Abdürrap fikrinde ısrar etti. —*Bu şerait dahilinde ge- rek sizin ve gerek Hintlilerin Almanlarla birlikte — gitmeniz doğru değildir. Fakat biz ordudan emir almıştık, her ne bahasına olur- sa olsun aldığımız emri yapa- caktık. Binaenaleyh kafileden ayrılmayı münakaşa — etmek bile caiz değil. Maamafih Türk Konsolosha- nesinden ayrılıp ta Alman kon- soloshanesine geldiğim zaman Alman konsolosu (Kont Ka- Efendi İrana girer girmez kum çöllerinde kervanimız perişan oldu. Hayvaı ir Sebeple Türkler Aleyhinde Devam — Ediyorlardı ımlarımız bir tarafa dağıldı. Biribirimizi bulup toplayıncaya kadar sabahı bulduk. ta riayet ederek Türkiye aley- hinde uyanan cereyanın önüne geçilmesi lâzım geldiğini, aksi takdirde vaziyetin âtide Al- manya için de fena olabile- ceğini söyledim. Alman könsolosu Almanya- nın Şarka gönderdiği bütün memurlar gibi çok mağrur bir adamdı. Genç bir zabitin tav- siyelerine ehemmiyet verdiğini zannetmem. Parasızlık Devam Ediyor Ben Kermanşahta maddi vaziyetimi az çok düzeltebile- ceğimi zannediyor ve bu husus- ta da (Baha) Beyden kayma- kam — Muhittin Bey namina aldığım mektubi — göveniyor- dum. Fakat kaymakam Muhittin Bey hastalanmış, Bağdada git- mişti. Mektubumu kendisine veremedim, bittabi para işini de halledemedim. — Bu — itibarla seyahatin atisi hakkında mera- kım arttı. Diğr taraftan İranda umumi vaziyete bakıyor, bu şerait içinde Rauf Bey heyeti- nin de Efganistana — gidemi- yeceğine — kanaat — getiriyor- dum. Şimdiden — kaydede- yim ki bu heyetin böyle az ve gayri muntazam bir kuvvet ile derhal yola çıkmamiş olması kendisi için çok hayırlı olmuştur. Tekrar yola çıkıyoruz Mayısın 31 inci günü şehben- derhanemize gitmiştim. Avdet ederken sokakta Fon (Hentik)e rast geldim. At üstünde mağ- rur, birisile konuşuyordu. Beni görünce çağırdı, gittim: — Kâzım Bey, dedi. Hint prensi Kemarsahip hastalandı. İyileşinceye kadar Bereketullah | Efendi ve Doktor ( Beker ) ile birlikte burada kalması zarı- ridir. Bu müddet zarfında ben Tahrana gideceğim. Size ge- | lince burada kalmanız lüzum- suzdur. Yarın sabah Doktor (Rör) ile birlikte ( Sultanabat ) üzerinden Efganistan istikame- tine hareket edersiniz. İleride buluşuruz. Şimdilik Allaha 18- marladik. Alman benim sual sormama vakit bırakmadan uzaklaştı. — Haniya Efganistana gi- demiyecektik. Haniya tehlike vardı? Haniya bizi öldürebi: lirlerdi ? Demek ki bütün bu ihti- maller zail olmuştu. Çok iyi, fakat nasıl, ne şekilde? Bunu ben de bilmeliydim. Bu sual- lerin cevapları benim için ha- yatt bir ehemmiyeti haizdi. Maamafih ihtimallerin Üzerinde fazla durmiyarak atımı nallat- mak ve bir cibinlik almak gibi ufak tefek seyahat hazırlıkla- ni bitirdikten, bir tezkere ile de konsoloshanemize veda ettikten sonra ertesi sabah küçük kafilemizle yola çıktım. Haziranın ilk günü idi ve | sıcak, susuz ve ıssız bir sahada seyahatimizin en müşkül kısmı başlamıştı. Bu seyahatin ilk günü, bizi (Bişon ) isminde kayalıklara dayanmış küçük bir köye götürdü. Ge:edyl bir köy evininin damı üstünde geçirdik. (Mabadi yarına) “SON POSTA,, nı! 2000 Lira Resminizi * Size Tabiatin Resmintzi tablatinizi © iç'a göaderi! Ka ee a mütehassısımız düşmeslin, & gönderirsenin elze irir. Fakat bunun Tabtatleriri resim gönderen kar MmüÜtehassısımızın satırlarda — okuyabiliri. v anlamak — Fzeca * | mez. Aculdür. Sert 4 Mmuameleyo mu- kabele — eder, &€ hazimkâr de- | Bildir. Şakayı, Beç alayı ve ha- zr — cevaplığı sever. Eğlen- ceyi ihmal et mez. Mehmet :Oy: Sakin ve çe kin gen dir Uysallığa — ve kararların da tereddüde mü- temayildir. İn- tizam kuyuda- tını ihmal eder, Kendini - fazla takyit —etmek | istemez. | Ti y BZ BB A ul—_ixğ n Yeni Müsabakası Nakit Ve Hediye Dağıtıyoruz Dünyayı Kimler İNGİLİZ VELİAHTI İngiliz Veliahtı, İngiliz si- yaseti Üzerinde bilvasıta nü- fuzu olan bir adamdır. Bu genç veliaht İngiliz milleti nezdinde çok sevildiği için İngiliz Hükümeti ona karşı gösterilen bn teveccühten daima istifade yollarına mü- racaat eder.Amele Hükümeti bile Dominyonlarla İngiltere arasındaki rabıtayı kuvvet- lendirmek için geçen sene ona müstemlekelerde bir se- yahat yaptırdı. Bu senede İngiliz ticaretinin inkişafını temin için konferanslar ver- dirdi ve Cenubi Amerikaya seyahat yapmasını temin etti. İngiliz siyaseti üzerinde büy!l İdare Ediyor. Bu suüretle İngiliz Veliahtı ük bir rol oynamaktadu . Müsabakamız 40 Gün | intibak İ Ü ) | | | | | | diğer | ihtiva etmektedir. a DŞT Bize Gönderiniz, * * izi Söyliyelim... | yimi V Mustafa bey: Mu- - z K Jââ z B Şakayı ve ala- B ihmal Rikkati kolaylıkla tah- rik edilebilir. uysaldır. bitine koleyca eder. * iziz Sami bey: Sakin ** saygılıdır. Ya- ratıcı ve mü- cadele temayül- | lerini israf et- ğ mez, uysallığa | mü te ma yildir. Rüfekasile ge- çimsiz — değil- dir. * Şefik Haşim bey: Zeki ** intizamperver ” dir. İşlerini dk” kat ve ihtiyatf la görmek tor, Hissi met” zularına ve be” dit hâdiselsr* Hikçin ğh; a Olimpiyad f ğ 1932 Oli Jarı 30 bazi” ran - cumar 14 ağustos pazar g bulacaktır. (16) gün geceli gündülü devam edecek olan spor faal” yeti ( - boks, güreş, beygir sporu, ağırlık kaldırı in, cimnas'bl polo, (50) metreden nışatt olimpik müsabakalt? —ei Tiyatro Ve Sinemala! | ALKAZAR — Serseri Kıral ALEHD'AR — Öldüren adam ASRİ — İnlikam Benlirdi ARTİSTİK — Unutmuyan kadın ETUVAL Kadın atzusu ELHAMRA — Bü GLORYA — Son ninai MAJİK — Top ateşleri altı — Aşk geçeleri — Naşit B. temi izeli aral Devam Edecektir İNGİLİZLERİN YAKIN ŞARKTA CASUS TEŞKİLÂTI « Yazan: Makenzie - Teşrinievvel ayı içinde İ. L. Myres — kalimmos — Atinaya geldi. Kendisi Adalar istihba- ratını idare ediyor ve fakat İtalyanların Adalar denizindeki tavır ve hareketleri yüzünden Cenubi Anadoluya dair haber almak imkânsızlığından fena halde kızıyordu. Bundan maa- da tahsisatsızlıktan da şikâyet ordu. V yi ikna edip ken- için biraz para almıya No. 54 gayret —edeceğimi — söyledim. Esasen Miyres te benim merbut bulunduğum - teşkilâtın malı idi. Fakat Adalar de- nizinde — çalıştığı. — için V onun aylığını ticaret attaşeliği vasıtasile verdikten sonra hiçbir. mes'uliyet kabul etmiyordu. Böyle Myres gibi seyyar bazı azayı V nin merkez bü- rosunun dairei şümulüne ge- tirmek için çok uğraştım fakat V ısrar etti ve bahrl istihba- rata benziyen bu kabil işlerle uğraşmamak istedi. Kendisile mukabil casusluk ile kaçakçılık meselelerini ayırd etmenin man- tıksızlığı hakkında onunla mü- nakaşa etmek boştu. Ken- disine dedim ki: — Azizim V, B işine âit hemen hemen bütün tahsisatı Hicaret şubesine kaptırmışsınız. Şiiidi de buradakl CJE veç- hesini hakikaten ıslah ve tevsie çalıştığınız bir sırada elinizde bir para yok. Buna rağmen kaçakçılık şubesinin muavene- tini reddediyorsunuz. Olur şey değili,, — Ben bahri istihbarattan bir şey anlamadım azizim Z. Anlamadığım gibi, müdahale de etmek İstemem, dedi. — Müdahale etmenizi iste- miyorum. —Ancak şu sırada elimdeki az para İle derme çatma kurulan — teşkilâtımdan çok daha muntazam - olan © teşkilâtın malümat ve istih- baratından istifade etmek le- tiyorum, Meselâ işlerimiz - için behemehal bir ötomobile Ihti- yacımız olduğu halde, otomo- bilimiz yok. Halbuki — Giritte konsolos Rauvbinsin kullandığı ve her halde ticaret şubesine ait bi Fort otomobili var. Ve buuun parasını da siz verdiniz; mas- rafımı da siz veriyorsunuz. O | otomobili niçin bize vermiyor- sunuz? Buna mukabil Giritten ne istifade görüyoruz? Gön- derdikleri raporları — Ticaret şubesi süpürüp atmıya bile tenezzül etmiyor! Hep bunlar sıkı bir surette teşriki mesal edilmemesinden ileri geliyor, dedim. — Azizim Z bu meseleyi artık münakaşa etmiyelim. Bah- ri istihbarat hakkında ben ka- rarımı verdim ve kat'idir. Ben onun sözlerine ehem- | miyet vermedim ve eltim * — Bundan m ki Hcatkeste - Sı dim, Onun A veç ettiği netayiçten yorsunuz. Hal da B veçhesi- nin netayici dağılıyor. Rapor- dan doğruya jero S. N. O ya, bazısı da karargâhı umumiye Fakat bize gelmiyor. var, Sisamda Hodder, Chafy, — Cezairi üüti kestir Ve burada 98 vü 'e burada sözi a — Teşkilâtımızın bıhf'd,._ıç mına müdahale edemtP'i | gir. Bu Sellese ait bir. M git Sizin de onunla #ram'7 b' — Evet amma, yapacağını bilmiyor: ait tahsisatı yol hususunda di sizin tarafımızdan Ve ret şubesine arzı mocburiyetinde. çarkası Yü lmrot e. gidiy' Ğ