AHMET İHSAN TOKGÖZ SERVETİFÜNUN'U NASIL KURDU Ahmet İhsan Tokgöz'ün Son Avrupa seyahalinde alırmış resimlerinden hmed İhsan Tokgöz ta- rafından “Servetifünun, 1307 yılı 14 Mrtında yani 27 Mart 1891 de ku- rulmuştu. Evvelâ şu “Servetifünun, adı nereden gelmiştir ? Vakıa, bir resimli gazeteye unvan arandığı zaman en &z hatıra gelebilecek bir şey “Servetifünun, terkibidir. Maarif nezaretindeki encümen teftiş ve muayeneden geçmek şar- tile bileümle mevkut mecmuslar tabı ve naşiri 1306 senesine kadar zararsızca devam eylemişti. O ta- rihe kadar İstanbulda birçok risa- leler, mecmualar çıkarılmıştı. Bun- lar meyanında bizim “Umran,, vâr- dı ki, ikinci senesi esnasında bütün mecmualar aleyhinde çıkan bir ira- deile ve hepsi birden tatil olmuştu, Artık mecmuaların dahi dahili- ye matbuat idaresine merbutiyeti ve İntişarlarının mutlaka irade istihesline teliki şart kılınmıştı. “Umran, hakkında dahiliyeden müsaade almak istedik, imkânı tu. Ahmed İhsan o zaman otuz nasıl yaşında değildi, gazete imti- yazı almak için 30 yaşında olmalıydı, O tarihte gene o nezarette bnlunan hayırhah bir arkadaş işe çare buldu. Yeymi gazetelerden birisine haftada bir kere ilâve ola- rak bir kısmı fenni çıkarıl- mak hususunda kolayca mü- saade edilmişti. Günlük ga- zeteden birinin ismine izg- fetle böyle bir edebi ilâve ruhsatı alırsak muvaffakıyet memâl idi. Nikolâidi isimli bir zat tarafından çıkarılan «GSer- vet» gazetesinin ismine iza- fetle ve “Servetifünün,, un- vanile haftalık fenni mec- mua ruhsatı istedik, irade istihsal olundu. Servetifünun ilk intişarında yalnız on iç sayıfadanı ve iki sahife kapaktan ibaret idi, Birinci altı ayın hitamında münderecat kısmı 12 sayıfa ve kapakta dört sayıfaya çıkarılmıştı. Servetifünun o zaman böyle şeylere pek çok aldırış etmeyeb halkımıza tedri- cen medeni ve fenni ve biraz da edebi aksamı mnhtevi olarak tak- dim edile edile bir sene kadar devam etmiş, fakat bu bir senede gazete müdüriyeti. fevkalâde müş- külât karşısında kalmıştı. Zira şeh- rimizde bir musavver gazetenin hayatı hükmünde olan tersim ve hak sanatları yok idi ve keza- lik hâk olunmuş kalıpları tabı hu- susunda da mevcut matbaalarda bilgi bulunmuyordu. Bu sebeple Ahmed İhsan muhtelif usul hâk- leri görmek ve resim klişelerininin tabılarını öğrenmek ıçin Avru- paya ilk seyahati yaptı. Mat- baaları gezmiş, o zamân yeni icat olunan çinko üzerine kimya ile hâk “çinkografi, usulünü atel- yelerde görmüş ve İstanbula av- yaşattı... det ederek Servetifünunun Tesim- lerine bir yüksek nefaset vermeğe muvaffak olmuştur. İstanbulda bel- ki de memleketimizde ilk defa çin- ko üzerine hâk olunmuş nefis kiişe tabı böyle başlamıştır, Servetifü- nunun 27inci numaralı nüshasın- daki Tophane camii hu usul ile hâk tabı olunmuş birinci temiz milli çinko resimdir, te bundan sonra artık Ser- vetifünun İstanbul menarırını,;mil- li resimleri taba başladı. O vakte kadar ecnebi memlekete ait man- zaralar ya bakır üzerinde kalıp olarak Avrupadan kira ile celbe- diyor, yahut burada gayet âdi olarak şimçire yaptırılıyordu, Daha sonraları Paris'ten Mös- yö (Napier) isminde bir Fransız hakkâk celb edildi. Bu zatdan Ser- vetifünun resimlerinden istifade edilmekle beraber şimşir üzerine hâk sanatının tamimi için talebe yetistirmege çalışıldı; ve merhum Müze müdürü Hamdi Beyin hima- yesile Sanayi nefise mektebinde tesis olunan hâk sınıfında bu Frau- sız o zaman ders vermeğe başladı. Servetifünun'un ilk senelerinde Ahmed İhsan'ın refakatinde “edib merhum Nabizade Nazım Bey bulunuyordu. Kezalik ilk nüshe- dan merhumun <Seyyieyi tesa- müh» ismindeki güzel ve milii bir romanı dere olunmağa başla- mıştı. Bu sene zarfında Ahmed Rasim Bey, ve Ali Ferruh Bey, Mahmud Sadık Bey gazeteye yazı yazıyorlardı. En iyi arkadaşı Doktor Besim Ömer birinci senenin sonunda Pa- rise de avdet ederek muavenet tahririyede bulunmağa başlamıştır. Memleketimizin hiç şüphesiz şim- diye kadar en büyük tıbbi ve sıhhi yazıcısı olan bu muhterem doktor halkımızca ne olduğu bi- linmiyen hıfzısıhhayı Servetifünun- 82 — Servetifünun — 2419