Onikinci TASARRUF VE YERLİ MALLAR Haftasında Yazan : Milli İktisad ve Tasarruf Cemi- yetinin kuruluşundanberi on iki senedir Birincikânunun on ikisin- den ou sekizine kadar süren günler, tasarruf ve yerli malı haftası diye tanılmış ve halklaşmış bir anane- miz olmuştur. Cümhuriyet idare- sinin seneden geneye artan büyük başarılarını yurddaşlarımızın gözü önünde canlandıran > ne haftayı yaşarken, ber e cemi- yetin en eski bir azası ali benim de hisseme düşen yazı ve konferans gibi vazifelerim oluyor. Bu senenin haftasını iktisadi kalkınmamızın en güzel şahitle. rinden olan fabrikalarımızın ikisini gezerek duyduğum milli gurur ve intibalarla da yaşatmak istedim. Biri ferd diğeri devlet elile ve ser. mayesile kurulmuş bu iki fabrika- da gördüklerim, Cümhuriyet reji- minde ilimle sanayiin, ferdle mil- letin elele vererek nasıl yürüdü: güne ve yükseldiğine in.an ettiren en kuvvetli bir inanç oldu. Her sene Başvekilimizin nu- tuklarile açılan ve salâhiyetli hükümet idarecilerimizin o rad- yo konferanslarında millete ikti- sadi ilerleyişimizin en açık ve doğ- ru hesaplarını veren bu canlı haf- ta havası içinde vatanımızın her yeri iktisadi bir bayram yaşıyor. Dini veya milli bayramlarımı- zın psikolojisi başka başka âlemler dir, Bu bayramda hükümet, iktisadi proğramları içinde yaptığı veya yâp- mayı tasarladığı işler üzerinde mil- lete hesap veriyor. Devlet ve hü- kâümetin millete hesap verişi ancak Cümhuriyetle kavuştuğumuz aziz haklarımızdan biridir. Osmanlı İmparatorluğunun is tiklâlden, milli iktisaddan, denk bütçeden mahrum idaresi içinde 40 — Servetifünun — 2364 Mediha Muzaffer BAYSAL memleketimiz, Avrupsnın zengin ve müstahsıl milletleri hesabına çalışan ve ancak ham madde ye- tiştiren yarı müstemleke vaziye- tindeydi. Avrupa fabrikaları hesn- bina çalışa Türk çiftçisinin yetiştir- diği temiz vatan mahsullerimiz ya- bancı memleketler fabrikalarında işlenerek hududlarımızdan da ver- gisiz geçerek memlekete giriyor, yerli sanayiden mahrum rakibsiz bir satış yeri olan memleketimiz giyeceğini, yiyeceğini, kömürünü, şekerini, silâhını her şeyini çok pahalı fiyatlarla dışardan alıyordu. Geçen Cihan harbinde saltanat Türkiyesi kıtlık içindeydi. Yavru- sunun ve hastasının sütü için şeker bulamıyan, ekmeksiz, giyeceksiz kalan, ber türlü ihtiyaçların. da (mkıntıya, ihtikâra (O kai- lanan Oo vatandaş ızdıraplarını daha unutmadık. O acı hâtıralhı günleri Cürnhuriyet devrinin bolluğu içinde bugünkü rahat ve kimsee- ye muhtaç olmadan yaşayışımızla karşılaşıtırarak oİnkilâbın ilme ve fenne, tekniğe dayanan başarı- larını mayi büyüklüğiyle takdir edebilir Türkiyeyi istiklâline ve Cüm- huriyate kavuşturan Atatürk ve İnönü gibi iki büyük Şef... Hedad- dan kalma çok eski san'at ve ma- rife kabiliyetlerimizi asri teknik vasıtalarına göre yükseltmek için memlekette kuvvetli bir san'at ha- yatı ve tam verimli bir istihsal devri açmışlardır. İmparatorluk devrinde uzun bir duraklama'devri geçiren Türk san'ati kıymetleri süzen ve billürlaştıran milli ener- jiden mahrum kalmıştı. Teknik medeniyetin insanlık hayatındaki büyük rolü bakımın- dan kıymet hükümleri matematik esaslara dayanan, kolaydan güçe, bagitten mükemmele doğru yürü- Zeytinburnu demir eşya fabrikasının modern soba İmalathanasinden bir görünü yen dinamik bir enerji devrindeyiz. Bugün geniş bir insanlık kitle- sinin kan ve ateş içinde çarpıştığı ve boğuştuğu günlerde dünya ikti- sadi müvazeneleri sarsılmış, beşe- riyet büyük mahrümiyetlere, hu- zursuzluklara katlanmak zâarureti- ne düşmüştür. Milletler arasında. kli mücadeleler, eski askeri savaş- lar mahiyetini kaybetmiş, teknik ve iktisad harbi halini almıştır, Dev- letler ve milletlerarası iktisağ) mü- sebetlerinin daraldığı, birçok mu- vasala yollarının kesildiği şu de- virde hiç bir Avrupa memleketine nasib olmıyan varlık ve huzur içinde yaşıyoruz. Milli parmızın kıymeti, milli istihsalimizin ihti- yaçlarımızı kapatacak nisbette art- ması, sanai ve zirai istihdal teşki- lâtından, taşıma vasıtalarının t€- kemmülüne kadar milli iktisadın her sahasındaki kalkınmamız ve hükümetin takib ettiği yüksek &i- yaset bu mes'ud yaşayışımızın bü- yük istinadlarıdır. Ferd ve devlet elile kurulan büyük, küçük her türlü iktişadi teşekkülleri teşvik edici ve koruyu- ou tedbirler alan Cümhuriyet ida- resinin birinci ve ikinci beş gene- lik saneayi plânları yurdumuzda göz- kamaştırıcı büyük eserler doğur- muştur. 1938 yıl istatistiklerine gö» re 14 bini bulan ve 100 binden fazla Türk işçisi çalıştıran fabrika- Isrımız, Cümhuriyetin kuruluşunda memlekette mevcut iki bine yakın fabrika ile karşılaştırılıran, iktisadi bünyemizin kuvvetini bütün üş- tünlüğiyle görebiliriz. Milli sanayi, ziraat ve ticaretimiz bugün birbi- rini tamamlıyan müşterek bir enerji sembolü halinde Türkiyenin hayati ihtiyaçlarını tetmin edebiliyor. Be- şer tarihinin en büyük fırtınası