Yi e e e > ye iu e a — — e 77 GEÇ EMMANUEL BOVE'DEN: HALID FAHRi OZANSOY e — 36 — Adamlardan biri: — Bu parayı nerede buldun ? Diye sordu, fakat ayni zamanda, bu mütecessis ve şüpheli suali Arnold'da bir değişiklik husule getirir de vermekten vasgeçer endişesile parayı du aldı. Delikanlı ; — Neredeyse nerede! diye oevap verdi. Size bu parayı veriyorum, çünkü ıztırap çekmektesiniz. İn- şallah bu para biraz kederinizi hafifletir... Fakat hiç kimse kahramanımıza teşekkür etmeği düşünmüyordu. Hepsinin sanki ondan hesap bekli. yorlar gibi haileri vardı. Banknot destesini cebine indiren ise, sanki şaka yapılan ve mücrimi bilinme- diği için ihtimsi onu meydana çıkarmağa yardım edecek olan bir geyi cebine indiren bir muallim gibi itimatsızlıkia Arnoid's bakiyor, mamafih hiç hakedil- memiş olan bu parayı ona iade için biran bile yüz yüze gelmek istemiyordu. Bu adam: — Haydi canım, şu birkaç banknotu çaldığını hemen itiraf et bakalım, Bu, daha iyi olur, Bu davet, delikanlının zihnini altüst etti. Bn birkaç banknotu içinden gelen 'asil bir alicenablık hisşile masanın üstüne fırlatmıştı, lâkin “işte kendi- sine karşı teşekkür ve minnettarlıklarını bildirmek için birleşecekleri yerde herkeg onu sıygaya çekmek- ten iftihar duyuyorlardı, Arnold'u derin bir hüzün sardı. Demek ki ruhunun asil hamleleri sonunda hep böyle adiliklere müncer oluyordu * Üstüne nasıl bir uğursuzluk çökmüştü ki her ne yapsa devamlı 8u- rette hep kendi aleyhine dönüyordu ! İçinden nefret taşarak dedi ki: — Pekâlâ, auladım... Geri verin bu parayı... gi- deceğim... aldanmışım... Sanmıştım ki hereketim $izi müteessir edecek, fakat pek ağır surette aldanmı- şım... Evet, yanlış yola saptım... yalnız kalbimi din- ledim... Yegâne kabahatim bu... Geri veri, verin ps- rayı bana, ve bir daha, sizi temin edetim, benden bahseğildiğini işitmiyeceksiniz, Adam : — Nasıl 7 diye haykırdı, kim bilir nereden gl. dığın bu parayı sans geri vermemizi mi İştiyordun... fakat utanma yok mu sende... önce bu paranın ne reden eline geçtiğini bize söylemen lâzım, anlıyor musun 1 Şayet reddedersen, eh, pekâlâ, sen bilirsin, Artık seninle en ufak bir münasebette bile buluna- 130 -—- Servetifünun — 2345 mayız Paraya gelince, onu geriye veremiyeceğimizi söylemek ise faydasız sanırım... İşlediği çinayete rağmen kelbi henüz saflıkla do- lu olan Arnold: — O! işte bu biraz fazla,dedi. Demek bu parayı bana geri vermek istemiyorsunuz ! — Çünkü genin değil, — Benim değil mi? Arnold hiddetini başına çıktığını, bu garib hare- ketile yalnız istikbali için kendi lehinde şehidler temin etmek İstediğini unuttu. Şimdi artık, haksız olduğuna inandığı bir şeye karşı mücadele eden bir adamdan başka bir kimse değildi. — Bu parayı bana geri vereceksiniz, diye bay- kırdı, anladınız mı beni, yoksa imdada çağırır, 80- kaktan gelip geğenleri heyecana veririm. Hakkını müdafaa vaziyetinde bulunmak, ona. biraz soğukkanlılığını kaybettirmişti. Diğer taraftan vicdanı okadar yüklüydü ki, sesini yükseltmeğe fır- sat bulması kendişine hoş geliyordu. Bu vaziyette öyle sanıyordu ki, uğradığı manevi sarsıntı içinde herkes kendi tarafını iltizam edecekti. — Anlıyorsunuz ya, diye devam etti. Kendimi size kargı müdafandan geri durmıyacağım. Ne de kolaymış ya... Hem beni soyunuz, hem de susmamı isteyin öylemi 9.. Çekilip gideyim ve hiç bir gey ta- leb etmiyeyim demekt.. Hayır, hayır... Bana derhal bu parayı iade edeceksiniz, Kadınlardan biri, hiç bir şey görmemiş gibi dav- ranarak bu şuretle parayı cebine indirenin menfaa- tine hizmet ettiği zannile: — Hangi parayı! Diye sordu. — Rica ederim, bu komedi fazla sürdü. Kadın, ayni tonla: — Hangi komedi Diye cevap verdi. Bu defa Arnold'uu hiddeti artık hududunu tı. Bolgun yüzünden ter akıyordu. Bütün dünyanın ken- disiile beraber olagağı hissi neş'sini taşırıyor ve onâ ölçü hissini kaybettiriyordu. Ani bir sükünla: — Pekâlâ, dedi, görürüz. Şimdi gidip bir belediye çavuşu çağıracağım. — Devam var — e | |