iğ a eme > ye ga a e e am we ARTHUR RIMBAUD Hayatı Zira bütün konuşmamız umu- mi mevzular üzerindeydi - Rim- baud ile aramızda fikri ve gayevi tezatları vardı. Ben ilim ve tece&- süs aşkıyla seyahat ediyor o ise para kazanmağı her şeye tercih ediyordu-Belki bunun da gizli bir sebebi vardı, Belkide bir ümitsizlik- ten sonra ticareti kendisine bir gaye edinmişti ! O kendisini halka ne kadar sevdirmiş olacakki, her kes ona yardım edebilmek için çır- pınıyordu. Nazar: dikkatimi çeken mühim birşey de Rimbaud Hintli işçileri Avrupalılara tercih edip ve beraberce çalışmalıydı. Genç şairin hayatındaki üzün- tüler azmış gibi 1891 şubat ayın- da Rimbaud'nun sağ ayağında gün- den güne büyüyen ve ona çok ız» dırap veren bir tümör peydah ol- du. Uykusunu, iştihasını kaçıran bu hastalık onun hayatında geçir» diği dramatik sahnelerin en müt- kişiydi. Talihsiz insan acaba ne ke- dar bir zaman daha bu dramın kahramanı kalacaktı! Doktorlar re- jim yapmasını istirahat etmesini tembih ettikleri halde o sihhatine karşı çok lâkayttı. Hayata meydan okuyan bu İç- yankâr ruh nasıl olur da hastalığa, boyun eğerdi? Ö zaman, zaman tızlıyan ay3- ğına müstehzi nazarlarla bakarak acısını unutmaya çalışır ve kendi- ni şöylece teselli ederdi : (Arthur senin her felâkete gö- ğüs gerebilecek enerjin var. Buna da tahammül gerek.) Doktorların bütün ihtimamları- na rağmen, hastalık seyrini takip ediyor ve vahimleşiyordu. Az bir zaman sonra Rimbaud bitkin bir halde yatağa düştü.. © uyku uyuyamıyor yemek yi- yemiyordu. Bu heyecanlı, enerjik insan yataktan kalkmak, koşmak için nekadar çırpınaa nafile!. Her büyük kuvvete galip gelen hastalık onu da artık meğ'um pen- çesine almıştı... 128 — Servetifünun -— 2345 vE JEAN MARIE CARRE'DEN ÇEVİREN: ö Neriman KURTBAY Rimbaud hastalığın kuvvetini taşdik ediyor ve kurtulmak için ç9- reler arıyordu. Kardeşi İzabele yazdığı bir mek tupta diyorki: (Hayatta geçirdiğim felâketlerin en müthişiyle şmücadeledeyim. Kendi teşhisime göre hastalığım soğuk al- gınlığıdır. Herkesin bildiği gibi Harrarşeh- ri İl inci tegrinden Mart ayına ka- dar çok soğuk bir memlekettir. Ben karlı günlerde bile daima ince bir pantalon ve gömlekle dolaşırdım... Bu kıyafetle günde 15-20 Km, yü- rür dağlarda delicesine at koştu: rurdum. İşte iklimin ve yorgunlu- ğun tegirinden dizimde bir mafsal iltihabı peydah oldu.. Diz kapağımın altı her dakika kalp gibi atıyor. Kalça sinirlerim büzülüyor ayak damarlarım gişiyor. Her adım atışımda azap duyuyo- TUM... Bu acılara rağmen genç Arthur önüne geçilmez bir hevesle yürü- meye ve ata binfieye galışıyotdu. ve Eserlerine Dair Bir gün diz kapağının altı çok şişti. Kan deveranı ağırlaştı topuk kemiğinden böbreklerine kadar da- yanılmaş ağrılarla fonalaşarak ken- dini yatağa attı... 15 Mart bu meş'um tarih, Rimbaud. yu yataktan kalkamaz bir hale ge- irdi, Avludaki ameleleri görüp işini takip edebilmek için karyolasını pencerenin kenarına koydurdu.. Her gün geçtikçe ayağının gişi çoğalıyor tibia kemiği büyüyor ve kapağı hareketâizteşiyordu., Bir hafta içinde bacağı kaskatı kesildi, O istediği yere yürüyerek değil ancak sürüklenerek gidebili- yordu.. Sinirlerini bozan jhastalığı ruh krizlerine de sebep oluyordu.. Mart ayının sonunda burayı terk etmeyi düşündü.. Her akşam terasında güneşin batışını seyrettiği acı ve tatlı ha- tıralarını bani, kahve, bambu ağaç- lariyle çevrilmiş bu küçük evi ter- ketmek ne kadar zordu!... Rim band, sıkıntılı anlardan son- ra sandet beklerken bu felâketle niçin karşılaşmıştı? O zaman zaman talihine küser «izdırap benim en vefakâr dostum- dur» derdi.., Hai - Kai ÇİTA SOKAĞIN TAVANINA KADAR SENİ SEVİYORUM. GÜLEN