Parantezler Fim ve san'at... | Film, herşeyden evvel sanat olmayı göze almış bir hâdise- dir, Amerikalılar işin teknik ve para getirme tarafına gok ehemmiyet verdiklerinden işi endüsirileştirmiş ve sanattan bir hayli uzaklaştırmıştır. Fakat... Amerika'da da sanal'ı seven ve sanal yapan adamlar çoktur. Meselâ : Herkesin hatırla. dığı « Romeo ve Juliet > adlı film bir sanata bidesidir. Leslie Howard ve Norma Shearer, Bhakeaspeare'in bu ölmez eseri. mi perdede mükemmeliyete ere- rek vermişlerdi. Sonra Charles Laughton'un «Rembrandt» adlı filminde der uhde etiiği rol bir sanat hari- kası olarak alkışlanmıştır. > Bu sene gördüğümüz san'at filmleri arasında «Elveda Genç- Wk> adk film başta gelir. Ro. bert Donat, bir insanın üç muhtelif yaş devresindeki hâl. lerini-üç muhtelif adamın- ruh haletlerini mükemmel temsil etti, Ufak bir taşra kasabasın- daki bir hocanın sevinç ve st. kıntıları, neş'e ve kederini bü. yük bir sanat kaygısile verdi. « Good by Mr. Chipps» hepi. mizden içinde parçalar bulun- duğu bir filmdi. Fransızlar sanatı ön plâna almışlardır. Nitekim mevzuu- nu bu hârpten almış olan «Menace> (Tehdit) ad filmde - insanı mükemmelen - tasvir edebilmişlerdi. # Son günlerde gösterilmiş olan filmlerden Greta Garbo- nun « Gülmeyen Kadın » adlı acı komedisi yine sanatın bir güzel nümunesiydi. Mahmut ÇAMAY 304 — Servetifünun — 2334 HAFTA * Cumartesi 19 Mayıs gü- nü saat 16-da «Matbuat bir- liği» nin salonlarında: Yusuf Karaçay, Nejat Melih, Fa- ruk Doh, Mümtaz Yener, Turgut Atalay, Abidin Dino, Agob A, Nuri İyem, Selim 'Turan, Avni Arbaş, Kemal Sönmezler, Haşmet Akal a- dında on iki genç ressamın « Limanda hazırladığımız » adlı sergisi açılmıştır. Bir hayat köşesinden on iki sanatkârın kavradığı muhtı- telif intibalar seyirciye tam bir liman havası teneffüs et- tirecek derecede birbirine bağ İı parçalardı. Şimdiye kaşar açılan ser- gilerden en mükemmeli ve en Zengini olan bu sergide: Kemal Sönmezler'in «Balık» adlı tablosu, Selim Turan'ın <Portre» ve «Balık mezadı> adlı tablosu, Avni Arbaş'ın «Portre» ve çizgileri, Abidin Dino'nun <Balık mezadı», «Topal» adlı tabloları ve kro- kilerile, Mümtaz Yener'in <Tersâne», «Ajans» adlı tab- loları çok şayanı dikkat eser- lerdi. Bu sergi hakkinda gelecek sayımızda mufassal bir tenkit neşredilecektir. * Arkadaşımız Hasan Tan- rıkut bu hafta sonundan iti- baren «Gün> adlı büyük si- yasi ve edebi haftalık bir gazete neşretmeğe başlıya- caktır. <Gün> bol sahifelerinde edebiyat, san'at ve herşey- den bahseder bfr nesil gazetesi olacaktır, IŞARETLER | Veni birhikâyekitabı.. Bir zamanler İzmirli bir kaç kafadar bir araya gelerek orada deniz kıyalarında bir kültür kalesi kurmuşlardı. İzmirli arkadaşların çıkardığı meomuanın ismi «Aramak»tiı. Ruhları zenginlikler dolu gençler «Güzeli ve iyiyi» arıyorlardı. Sonra bir gün geldi. İzmirli şairler biribirine vedâ etti, Bu kalenin kumandanı Cahit Tanyol arkadaşlarından ayrıldı. İzmirde, Kemal Bilbeşar kaldı. «Aramak» grubunun en istidat hikâyecisi... b Onun «Anadolu'dan hikâyeler»i hakkında bu sütunlarda sevinçle bahsettik, Çünki o mütevazı kitap iyi bir hikâyecinin eseriydi. Bir yıl arayla, bir arkadaşın elinde Kemal Bilbaşarın yeni kitabı «Cevizli Bahçe» yi gördük. Anadolulu arkadaşlarımıza kar- şı olan zaafımızı bilen arkadaş kitabı bizede verdi. Kemal Bilba- şar'ın bu kitabıda bize iyi saatler yaşatiı. «Anadoludan hikâyelere adlı kitabındaki bütün ufak tefek ak- saklıkları bertaraf etmiş olan Kemal Bilbaşar yeni kitabında yepyeni teknikler içinde iyi yazıl- mış hikâyeler veriyordu, İzmirti dostun, nesirdeki kuv- veti bize onun ileride yereceği romanları alkışlamak için avuç- larımızı hazırlatıyor. a «Cevizli Bahçe» Kemal Bilba- şar'ın romandaki muvafakıyetini peşinen müjdeleyeu bir eser. Genç neslin eserleri nerede! süalini tesbih çekerek tektarlıyan <Üstadlarr 4 Kemal Bilbaşar'ın eserini tereddüt etmeden göstere- biliriz. Tevazu ve sükünet içinde ç&- lışan bu arkadaşımız genç neslin en temiz ve en İyi hikâyecilerin- den biri olan Kemal Bilbaşar'ın «Cevizli Bahçe» sini bu satırları okuyanlara tavsiye ederken bu kitabın üzerinde etraflıca duraca- ğımızı vaağdediyoruz, G.A,