“Kathimeri,, nin makalesi : Hıtlere hitaben “Açık Mektup,, Atinada çıkan <Kaihimeri» ni gazetesinin müdür ve başmuharriri Yorgi Vlahos'un bu harbin tarihinde yüksek duygu ve şeref hislerile beraber yüksek bir edebiyat nümunesi leşkil eden maka lesini tarihi ve siyasi kıymetten dolayı, bizde «Servetifünun» a naklediyoruz. Hakiki insanlık, sesin hayranıdır ve bu sesin arkasındadır. bugün, bu Atina, 9 (A.A. ) — Katimerini gazetesi, dün, müdiri Yorgi Vla- hos'un Hitlere hitaben yazdığı açık bir mektubu neşretmiştir : Bu uzun mektubun bazı mühim parçalarını aşağıya dercediyoruz : Yunanistan kime müracaat eb- meli idi? Torpil parçaları elimize geçen ve imzasının kıymeti olmı- yan İtalyaya mı? Fakat İtalya bize harp ilân etmiş bulunuyordu. Yoksa Ekselânsınıza mı başvur- malıydık £ Fakat 28 ilkteşrin sa- bahı siz maalesef Florence'da bu- lunuyordunuz. Acaba Yunanistan yalnız mı kalmalı idi * Fakat memleketin ne hava kuvveti, ne harp malzemesi, ne parası, ne de donanması vardı. Bu vaziyet kar- Şınında taahhütlerini hatırlatarak İngilizlere müracaat meoburiyetin- de kaldı. Manş denizinde nöbet bekliyen ve memleketleri alevler içinde yanan İngilizler, pek fazla vasıtaları olmadığı halde şartsız, iddiasız ve pazarlıksız imdadımıza koştular. O gündenberi neler ol- duğunu &8iz de biliyorsunuz, bütün dünya da biliyor. İtalyanları âz ve zayıf olan bizler yendik. İngilizler değil, İngiliz askerlerin Arnavut- luk toprağına ayak basmadığını biliyorsunuz. Bu mücadele karşı- sında siz seyirci kaldınız ve bu meselenin sizi alâkadar etmediğini söylediniz ve şöyle dediniz: «Bu, İtalyanlara sit bir iştir. Ben ancak mühim İngiliz kuvvet- leri Selânike ihraç edildiği zaman müdahale edeceğim.» O zamandanberi biz, size şunu sorabilirdik : iy Le Floransada ne işiniz vardı ? Bogün bütün dünya radyoları Almanların Yunanistanı istilâ ede- ceklerinden bahsediyorlar. Ben size soruyorum : Niçin ? Eğer mihver için Yunanistanın işgali bir zaruret idi ise bu istilâ dört ay evvel Grazzinin sabah ziyareti ile başlamıştı. İtalya, ve Almanya 198 — Servetifünun — 2325 ayni zamanda birer ültimatumla müracaat edebilirlerdi. Bu ültima- tumların metin ve meallerinin başka başka olmalarında hiçbir mâni yoktu. Bu yapılmadığına göre, o za- man Yunanistan seferinin zaruri bir sefer olmadığı anlaşilıyor. Aca- ba şimdi bir zaruret var mıdır? Niçin olsun? İngiltereye karşı Balkanlarda bir cephe kurulması içinmi? Böyle bir sebep masaldau başka bir şey değildir. Filhakika 6 mert tarihli resmi tebliğde de tasrih edildiği gibi ve daha kuv- vetli olarak mantıkın ve aklı s6- limin de icap ettirdiği veçhile, ne Yuuanistanın, ne Türkiyenin ne Yugoslavyanın ve hatta nede İn- gilterenin menfaati harbi genişlet- mekte değildir. Böyle bir şey an- cak İtalyanları Arnavutlukta düş- tükleri vaziyetten kurtarmak için istenebilir. Fakat İtalyanlara nasıl yardım edilebilirt İlk Alman as- keri Yunan toprağına ayak bastığı anda bütün dünya milyonluk küçük bir millete 45 milyon nü- fusluk (İtalyanın o tecavüzünden sonra 85 milyonluk diğer bir küt- lenin yardımını işsteyişini ayıp- lamıyâcak mıdır? Eğer İtaiyanlar kurtulmak istiyorlarsa sizin İtalya- nın haysiyetini kıracak bir çekilde müdahaleniz şart mıdır? Biz onları şerefli bir surette kurtarabiliriz. Bu- nun için İtalyanların Arnavutluğu tahliye etmeleri kâfidir. Biz her yerde onların bisi yerdiklerini söylemelerine ve tgkipten yorul- dukları için çekilip gittiklerini id- dia etmelerine müsaade ederiz. Fakat çekilip gitsinler, Fakat Ekselâns belki bize şunu sorabilirsiniz : «Hepsi iyi, lâkin İngilizler ne olacak 7» Biz &ize şu cevabı verebiliriz: İngilizleri Yananistana biz ge- tirmedik. İtalyanlar getirdi. Ölüle- rinin kanları ile sulanan toprak- lardan onları nasıl kovabiliriz. Eikselânş, bazı çirkin hareketler vardır ki, bunları biz yapmayız. Bunu bizden istemek, sarih bir sü- rette şerefsiz hareket etmemizi ta- lep etmek olur. Biz ne ölüleri nede dirileri kovamayız. Hiç kimseyi kovmıyacağız ve onlarla burada kasırga geçipde yeni bir güneşin ilk ışığı görününciye kadar yan- yana duracağız. " Fakat siz ne yapacaksınız? Sizin Yunaniştanı işgale teşebbüs edece- Biniz söyleniyor, Fakat biz saf ve basit ruhumuzla buna inanmıyuruz. Alman ordusunun, düşmanlar tara- fından da takdir edilen tarih ve &nanesini inkâr ederek kendisini, küçük düşürücü bir hareketle kir- letebileceğine inanmak istemiyo- ruz, Biz müthiş derecede silâhlân- mış ve dünyada yeni bir nizam kurmağa çalişan 85 milyonluk büyük bir milletin hürriyeti uğ- runda 45 milyonluk bir impara- torluğa karşı mücadele eden küçük bir milleti arkadan vuracağına inanamıyoruz. Ekselâns acaba Yu- nanistan piyade ve topçu fırkaları yerine hududa kolsuz ve bacaksız kalmış 20 bin harp malülü gön- derecek olursa ordunuz ne yapa- caktır? Bu hudut muhafızlarına silâh çekecek bir ordu tasavvur edilebilir mi? Bittâbi bu böyle ol- mıyacaktır. Büyük veya küçük bir Yunan ordusu emir alacak olursa, Epir'i müdafaa ettigi gibi Trakya- yı da müdafaa edecektir. Ne ya- pabilecek diye sormayınız. Orada da çarpışacak, ölecek ve beş sene evvel meşalesini Olemp'in nurlu ışığında yâkan koşucunun elinde, yangın çıkarmak için bir gazlı pa- çavra haline soktuğu o meşale bulunduğu halde mesahası küçük iakat mânevi büyüklüğü ölçülere sığmaz, olan Yunanistanı tutuştur- mak maksadile Berlinden dönme- sine intizar edecektir. Evet Yuna- nistan vaktile bütün dünyaya ya- şamayı nasil öğretmişse, bugün de nasıl ölmek lâzım geldiğini öğre- tecektır.