16 Ocak 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5

16 Ocak 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SOO KO$es$i Bruegel'in San'atı ve Karakteri f'| Yazan: İon BİBERİ Hayatı (devam) İşte, gravür için yapılan resim- lerinin yamütenahi resmi geçidi: tepelerin semâları okğadığı man- zaraları büyük simaların şaşkın izleri, yahut hayatın sâkin geçtiği Brabason meraları; muazzam ge- miler yelken açarak yüzüyor, san- atkârın Escsut nebri sahillerinde ve Messina boğazında daldığı te- fekkür anlarinı hatırlatan fırtınalı denizde yüzen kürekli «galer» ler. Ve devam eden desenler; dini, didaktik, darbı mesel, folklor mev- zulari ve bilhassa açıkça ifade edi- len alegoriler, resme tercüme edi- len abstre fikirler, sanatkârın seçip ve zihniyle kavradığı senboller: Reel dünya şekillerile alışık gözlerin önünden muazzam şelâ- leler fışkırıyor, cehennem akıntı ve ateşleri; ve sonra günün işık- ları kararıyor, büyücüler büyü alet- lerini hazırlıyorlar, sihirbaz kadın- lar havada süpürge üstünde uçu- yorlarken alevler, ateş yığınları, yılanlar, şeytanlar sahayu dalıyor; nazar bu fecaaiten sakınarak deli- lerin burun kıvırmasını geçiyor, inmelilerin dramını seyrediyor, ser- serilerin dilenelliğini, körlerin yok- lıyarak gidişi, dansedilen ağır ha- vaya eriyor; hayat sandetinin bağ- rıldığı kır eğlenceleri, mascarade- lar ve gülünç maskeler resmi gö- çidi olan karnavallar, Bruegel'de içtimai hayatın acı mânâsını sert valisi fakat cazib alegorili olan tablolarında görüyoruz. Buna mi- sal, o unutulmaz, büyük tablo; Kumbara ile kasa arasındaki mü- cadele'dir, Bruegel böyle idi ; mahzun ve fecii, hayalinde acayip, efsânevi, asabi, şeytani, zarif, işkence yapan (9) <sAcayip Bruegel» adlı kitaptan. Çeviren: Cavit YAMAÇ ve fakat halk masumiyetini tağı- yan bir sanatkâr. Ve tablolarında bu motif ve ritm dağınıklığı tekniğin hususi- yeti ve sanatın mükemmeliyeti ile “meçhül ve muazzam bir âlemin kuruluşuna yardım eder. Bruegel- in eserinin bu zaviyesi dünyanın genişliğine uzanırken desenlerin- deki bütün mauflarını derinleşti- riyor. Desenlerin motifleri yeniden alınarak bunların sanat ekspresio- nunun en yüksek tarafına çıkarıl- mıştır. Sayıklaması daha çok artı- yor, alegori realiteye hüviyetleşiyor, satir tespit edilip, efsâne manâsını aydınlatıyor, Bruegel yarattığı #lemin ye- niliğinde yeni bir viziyon izi ta- hayyül ediyor: yeni bir münevver optiği, yeni bir ruh ifadesi. Ken- dinden &ıyırp seyretmemiz için önümiize koyduğu reslite basama- ğına duhul edebilmemiz için ayni derecede fantastik ve reole dala- bilmemiz müsait görünen bir his ve anlayış kıvrılışına mâlik olma- mız icab eder. Yalnız bu zerafet ve ruh zenginliğine malik olanlar onunu bu birçok hasretlerini takib edebilecek ve eserinden çıkan bü- yük manâyı ayni zamanda anlıya- bileceklerdir. Diğerleri için, Bruegel'in eseri, sessiz titreyiş tesadüfi çizgi ve renk beraberliği gibi, temelli arkitek- "toniksiz ve hiç bir rah kırıntısı buluşmadan görüütir. Ed ESERİ se İl özi enirâ dans Vhistoire aveo irois surnoms, mois &l on İaudrait oent pour evoguer ioules les faces de son taleni multiple et Mustericuz.» Marcel Brion , Beyhüde Pieter iirnegti'in İh- yalini muayyen bir çizgide bul- mıya çalıştım, Egidius Sadeler'in gravürünle beyhüde, saatlerce, © düzgün hatlı bakılmış ve uzun sakallı yüzde, bütonlu elbisesi Üüze- rine ve danteleli yakanın bir ke- narına gakalı sarkmış adamı resmin- de, hayalinde, nazarımı geciktir- din Hafif kıvrık kaşların arasında derin bir kuyu gibi geniş anlı, dün- yayı kaplayan berrâk gözleri, bü- tün figürü expresif bir sükünet ifâde eder, genişçe dahilleştirilmiş bir hayat fakat gözleriyle dahili hayaletleri tazelendirebilmesini bi- len bir hayat. Böylece mâziden sıyrılan bu portre herhangibir fla- mand ressama sit olabilir fakat burnunun kanatlarından aşağı ve dışarı hareket eden çukurlar yü- zünde ağır ve hariçten tesiri ol- mayan bir kederi göstermemiş ol- saydı. Fakat beyhüde yere naza- rımı Snlını ve yüzünü çizen çu- kurlarda gezdiriyordum; bu ha- yalde eserde bulduğum (feorie) muhassalasını, tablo ve çizgilerinde bulunan fevkâledeliği bulamıyor: duam. O zaman, 1572 de Anverste çikan Lampsonins'uu koleksiyo- nunda izah edildiği şekilde sanâi- kârın profilinedoğru dönüyordum. Çizgiler katı ve berrâk olarak ayrılıyor fakat aklında belirmeğe çalışan insan rizionu mâzide de bulanık araştırıyordu. Ve yine ha- yal, ilk portreden daha fazla mö- nalı görüntyor. Burada alın ge- niş ve yanlarına düşük bir bere- pin keskin kaşları üzerine döktü- ğü saçlar enlınında bir parçasını örtüyor. Fakat ilkönce nazarı glı- koyan şey, kaş kabarıklığının dı- çarı doğru kıyrılışı ve bir dolan: baçla buüruna nazır oluğudur. Hafif keskin büyük ve kuvvetii bir burunu profil aydınlatıyor, Ve yine berrâk, dünyaya bir pencere gibi ayıliniş gözüne rastlıyoruz ve yine yüzüne çizilmiş çukur bize onun yilzündeki çileyi »ydınlatıyor. Foriresi dalım zarif, daht &pi- ritüalize edilmiş, iç dram daha fazla beliriyor, şekillerin kılığı onun şahsına daha yakın, Sonra nazarımı uzun uzadıya Ressam ve Amatör (Albertins, Wien) ismini taşıyan kompozisiyon tas- lağında gezdiriyorken, neden süâ- kin, uysal ve sâbit ilk görünüşle- — Lifan sayıfayı çeviriniz — 99 — Servetifünun — 71417

Bu sayıdan diğer sayfalar: