; ğa olduğu gibi, âeyitci ve iğ yk istiyen m ancak salrüeye piyesleri ve müzikli koğtedi- ler kai eni, 1939 dp, vatıldı. dan mâda tiyaf#onun Kdk m tayin eden bir nok- ta daha vardı : #isir. Din ve cin- giyeti mütegllik mevzularda, sansür piyesleri parça parça ediyordu. Sonta, modada olan tiyatrolar, umumi; le özlü piyesleri seçme- diklerinden, buşln yerlerde sükse piyesleri de temsil ederlerdi. Tiyatromuzun hâlini anlamak ve istikbalini sezmek için, Lond- ranın civarındaki tiyatrolar gör- mek elzemdir. Buralardaki sahnelerde, her haf- ta repertuvara yeni piyesler koyu- iarak, muvaffakıyet elde ettikleri takdirde, merkezde de temsil edilir. Bu tiyatrolar şu şekilde yaşa- maktadır: biletler ancak azalara satılır, fakat senelik senedi yâni bütün bir senelik bileti elde et ii için ancak bir iki şiling köâ- id Bu bütün manevra yalnız gen sürün şiddetinden kurtulmak için- dir: günkü, kanuni bakımından ianeyle idare edilen bir tiyatro «halk için» olmadığından, sansüre tabi tutulamaz. Bu tiyatrolara &za kaydı çok enteresandır ve sânsür memuru vahgi olmaktan siyade kuzu gibi görünmeğe mecbur kalan bir in- sandır. Yukarıdakileri göz önünde tu- tarak, tiyatroyla alâkadar her ya- bancı, tetkiklerini «moda» da olan tiyatrolarda bırakmaması arzu €- dilir. Afişi tutan piyeslerin listesini mütalen ederken : — «Bu piyeslerden hangileri kartiye tiyatrolarından getirtilmiş- tir *» gibi makul bir susl şormalıdır ve sonra bu küçük piyesleti tetkik etmelidir. Noöl Coward, şöhrete doğru ilk adımını ancak, «The Vorter» adlı piyesi Hampstead'taki tiyatronun sahnesine konulduğu akşam, ata- bilmiştir. İlampstead'daki bu ti- 224 — Servetifünun — 2300 İİ yatro sinema oldu ve onun yerini gok mühim üç tiyatro aldı: Swiss mahallesindeki The Embassy, Not- #ng Hil Gate'da The Mercury ve Charring Cross'n yakın The Gate Theatre, Hepsi ko nersiyel müesseseler- dir yâni kâr getirirler. Monden tiyatrolar ile bunların arasındaki fark: bunlar her tecrübeyi masraf- aızça ve seyircilerine güvenerek bagarâbilirler. Embasay tiyatrosu, montajlar yapar. Baleti de olan «The Mercury» bütün faaliyetini şâirlerin eserleri ne hasretmiştir. T.S. Eliotun «Katedraldeki cinayet» isimli piyesi ilk defa ola- rak «The Mercury» de repertuvra konuldu, Bu piyesi, her rejisör sah- neye koymağı kabul etmemişti. Fakat <The Mercury» tiyatro- sunda T. 8, Rliot'un bu piyesi za- manımızın en parlak muvaffakıyet- lerinden biri olmuştur. Ve gene, Mercury” ilk defa olarak W. H. Aw- den ile Cristopher İsherwood'un «F, - 6 - nın nişi» adlı piyesini tem- sil etmiştir. Bu eser bir alpinisten bahseden senbolik bir piyestir. «Gate Theatre» in faaliyeti da- ha enteresandır, bu tiyatro çok küçüktür, aktörlerin masrafını güç- Tükle temin edebilir, fakat sansüre tabi olmadığından ve samimi pren- siblerle idare edildiğinden ötürü, bugünkü İngiliz piyes muherrirleri ile en mühim aktörlere yardımına koğmaktadır. Lawrence Hausman'nın «Erali- ge Viktorya» adlı piyesiui sansür bulvar tiyatrolarında menettiğin- den, ilk defa «Gate Theatre» Oy- namış büyük bir sükse olarak kay- detmiştir. Bundan g&onra bu piyes New-york'ta büyük sükseyle iki sene temsil edilmiştir. Afişi New-york'ta iki sene ka- dar tuttuktan sonra, bu piyeste baş- lıca rolü alan Mis Raewlings, bunun İngilterede de temsil edilebilmesi <' — in mücadeleye giriş- dima iyi aa varabilmesi için «Ga- te Theatre» âlet gibi kullandı. Kendisine yapılan bütün par- lak angajamanları reddederek, Ge te Theatre'de ücretsiz «Parnelb i oynadı. YA T-R-0-5 6 Nihayet, matbuat «Kraliçe Vik- torya> piyesinin fevkalâde bir san- ast eseri ve harikulâde o aktör- lerin fevkalâde olduğunu anlıyarak sansüre tâbi tutalmamasını istedi. Bu mücadele, aylarca devam ettikten sonra nihayet pr müspet netice elde edild Neticede, bu ei yalnız kıymeti hâiz bir eseri İngiliz mo- dern sahnesine kazandırmakla kal madı, buna Mis Rewlingw'in İn- gilösrenin en kuvvetli romantik aktirişi olduğu kanaati de ilâve edildi. Kartiye tiyatrolarının bütün fa aliyetlerins rağmen, İngiliz âre- matürijisinde reji kat kat daha üş tündür. Yakın mâzinin devleri az varis bıraktı, Shaw, eskidi ve soğuklaştı, Somerset Maugham ve Gramedille Barker yazmıyorlar, Galsworthy gözlerini yumduş'aralarında Cowatd gibi parlak bir dramatürg olduğu hâlde, halka güzel bir temsil ver- meyi, heyecanlı bir an yaşatmayı bilenler pek azdır. Sean O'Casey, bir münzeviğir. Onun, siyasi ölçülerle küçültülen eserlerinde bir dehâ izi vatdır. «Musical Chaire» adlı eseri büytlk bir sanatkâr olduğunu gösteren Ronald oMakenzie bir otomobil kazasında yok oldu. Aldous Huzley'de önceden pi- yesler yazmıya özendiyse de İste- diği neticeye eremediğinden, romah ve münakaşalarda kaldı. Aktörlere gelince, sinemanın İngiliz sahnesinden bütün istidat- lıları alıp götürmesine rağmen bun- lar birinci derecededir. «Timee» gazetesinin tiyatro mti- nekkidi sıfatıyla şöhret elde eden bütün Avrupa payitahtlarını do- laştım ve mukayeseyle itiraf edis orum ki, hiç bir zaman İngiliz aktörleri yüyümü kızartınadı. Londraya gelip te tiyatro ile alâkadar olan her yabancıya okağ- | yonel temailleri takib etmesini tav- siye ederim. © «Old Vic tiyatrosunda ve sâ- dece yaz mevşimlerinde «Oper Air Tlea&tre» de klâsikler ve bilhasta Shakenspeare daima zeki ve şerefli bir surette temsil edilir. — Devamı son sayfada — önün ann di 42) demli aki