54 SERVETIFÜNUN solnolt koşesi Edmund Spenser'' — Kıymetif ve zar!f Nurettin Arlam'a — H ayat ve eserlerinin, üç isimle perçinlenebilecek üç büyük tesir etrafında, yani; 1 — Kiâsiklerle, İtalyan çairle- rini tanıdığı Cambridgede, 2 — Saray hayatının şaşaasını ve hayal inkisarlarını tattığı Londra ve 3 — Kendisini eski Kelt şiir. lerinin güzelliği ve engin muhay- yilesine daldıran, ve ona şaheseri- ni yazabilmek imkânını bâağışlıyan İrlandada çevrelendiği, Edmund Spenser'in ailesine ve ilk çağlarına dair bildiklerimiz pek azdır. Yal- nız Londra kalesi civarında Bast S$mithfield'de doğduğu, ve fakir olduğu malümdur. Londrada Mer- chant Tailors mektebinde tahsiline başlıyan Spenser, zengin talebe- lerle dolu olan Cambridge'de de okudu. Bir yandan da kıt kanaat geçinebilecek kadar para getiren bir işe girdi. Cambridge gibi mu- azzam bir fikir âleminde, sırf şahai gayretile, bütün eski klâsikleri o- kudu, büyük İtalyan şairlerini ta- nıdı, ve sayısız şiirler yazarak ken- di kendisine bir dünya yarattı. En sevdiği ustaşı Chaucer (1) (Çoser)di. Yazdığı şiirlerle bu ustasının şahe- seri sayılan Canterbury Tales (Ken- terböri masalları) na rekabet etmek değil Aristonun Orlando Furiogo'su ile İtalyaya yaptığı gibi, İngiliz şövalyeliğinin rüyasını ifade ede- bilmek emel ve arzusunda idi. Spenser (1756) da Cambridge- den çıktıktan sonra, bilinmiyen bir iş için şimali İngiltereye gitti, Bu- radaki başlıca meşgalesi sevdaya tutulmak, ve ebediyen kaybettiği Rosalind'e dair, Shepberd's Ürlen- der «Çobanın Ruznâmesi» nde ke- derlerini, elemlerini; inikâs ettir- mekti. Arkadaşı Harveyin tavsiyesile, 19) 1662 - 1598. Bir başka yazımızda kendisinden ayrıca bahsedeceğim. Londra'ya geldi yanında birçok şiirleri de vardı, Londrada, 0 7a- manlar hanedan ailesinin muhab- betini, teveccühünü kazanmış olan Leicester ile tanışdı. Leicester onu kendi evine misafir etti. Spenser, burada Shepherd's Ca- lender'ini tamamladı, ve muhitin- dekilerle, ezcümle Sidney ve kra- liçe Elizabetin yakınlarile ahbab oldu. Saray muhitini en- trika, yalan ve müdahene baştan başa kaplamıştı. Şair engin bir huzursuzluk içinde kalmıştı. Mot- her o Hubbard's OTale ( Hub- bard ananın masalı) nda bu sr kıntıh halini birkaç mısra'la pek güzel anlatır. 1880 senesinde, başkasının eline bakmaktan fena halde üzülen Spenser Leicester'in nüfuz ve de- iâletile, Kraliçe Elizabethin İrlan- da mümessili bulunan Lord Grey'e kâtib tayin edildi. Bu suretle şai- rin hayatının üçüncü devresi baş- lamış oldu. Spenser, o sıralarda baş gösteren bir İrlanda isyanını basdırmak üzere harekete geçen İngliz kuvyetlerinım seferine şefile birlikde iştirak etti, ve insanların yapabileceği en müdhiş barbarlığı * ve vahşeti gördü. Kendisine Muns- terde Irlandalı liderlerden birinden zabt ve müsadere edilen Kilcol- man şatosile, muazzam bir arazi verildi. Spensör'in burada bir İn- gliz yerlisi gibi yaşaması lâzımken şair kendisini, yapayalnız kalmış gibi telâkki etti. Spenser Münster de onaltı senelik bir ikametten sonra, 1596 da yegâne mensur €- serini yazdı. «İrlandanın noktai pazarı» iemini taşıyan bu eserinde, şair, tazik altında bulunan ve is- yancı halkın yatışdırılması yolun- da bir plân teklif ediyordu: Bu plâna göre, şair İrlandaya muazzam bir süvari ve piyade kuvveti sevketmek Irlandalılara teslim olmaları için No. 2260—375 bir millilet vermek, arkasından da onları yabani hayvanlar gibi av- lamak lâzımdı. Souğun, açlık, kıt- lık ve hastalığın, kılıcın işini ko- laylaşdıracağını ve ihtilâlciler iki kış iyiden iyiye takib edildikten sonra müteskip yazda, Irlandanın sulh ve süküna kavuşacağını he- saplamışdı. Ahenk ve güzellik ça- irinin bu plânı, kabahat ve günah- ları, hürriyet ve dinlerini sevmek- ten başka bir şey olmıyan cesur bir halka karşı takib edilen 8iya- setten daha itidalli noktaları ha- vidi. Buna rağmen <noktai nazar» ın İngilterede gayet iyi karşılan- dığını ve fevkalade siyasi bir gö- rüş vesikası olduğunu bildireyim. Spenser tabii güzelliklerle çev- rili Kileylman'da Faery Çucen'in (Peri kralice) ilk üç kitabını bi- tirdi. 1589 de, muasırlarından Raleigh, onu ziyarete geldi. Şaiirin eserlerini büyük bir vecedle din- ledi, ve derhal Spenser'i Londraya getirerek Kraliçe Elizabethin huzu- runa çıkardı. Faaery Gueen'in ilk üç kitabı neşredilince büyük bir takdir ve tehalükle karşılandı. İngiliz lisanının en büyük, en muhteşem eseri olarak yükseltildi. Kraliçe, şaire, elli ingiliz lirası 86- nelik tahsisat bağladı. Fakat bu para Spenser'in eline pek nadir olarak geçti. O da tekrar menfa- sına, yani İrlandaya döndü. Aradan biraz geçince de, gü- zel ve narin Elizabeth'ne vuruldu, Âşık oldu. Elizabeth İrlandalı bir genç kızdı. Şair, onun için Amo- retti (isimli (Oaanelerini (yazdı, Sonraları da, Faery Gueen'in di- ğer cildlerinde onu güzeller ara- sında raks eden güzel kadın ola» rak hayallendirdi. 1594 yılında sevgili Elizabeth'i ile evlendi, ve her hangi bir dilde bile pek nadir olan en güzel düğün ilâhilerinden birini «Epithalamion» nunu yazdı düğününde okuttu. Spenser, dostlarından Sidney'in ölümünde yazdığı Astrophel mer- siyesi ile, Faery Gueen'nidön üç kitab daha yazıb neşretdikten sonra 1595 de tekrar Londraya gitti ve artık kraliçenin yeni göz- desi Esexs'in oturmakta olduğu Leiceşter şatosunda yerleşdi. Bu sıralarda Şekspir ve diğer Eliza- İbrahim HOYİ —bDevamı 61 inci sayyfada—