04 SERVETİFÜNUN Az bir zaman daha sonra bu gezintiler, pek fena mizaçlı olan Lispeth'i tatmin edemez oldular. Papasın karısı, olan biten şey- lerin hakiki mahiyetini ona anlat- mak için müsait zamanın geldiği» ni zannetti. Kadın, İngilizin Lispeth'i oya- ismak için seviyorum dediğini, ciddi bir maksadının asla olmadı- gın, sonra yüksek soydan bir ada- Ja, hem de kendi ırkından bir genç kızla nişanlı bir İngilizle evlen- menin Lispeth için fena ve uy- gunsuz olduğunu söyledi. Lispeth bütün bunların mutlak surette imkânsız olduğunu söyle- di, çünkü İngiliz, onu sevdiğini söylemiş, papasın karısı da Lis- peth'e kendi ağzı ile İngilizin dö- neceğini teyit etmişti. Lispeth gor- du: — Siz ve o bana hakikati na- sıl göylemediniz * Papasın karısı cevap verdi: — Seni teskin etmek için böy- le konuştuk, çocuğum, dedi. Lispeth şöylebir netice çıkardı: — O halde siz ve o demek be- ni aldattınız? Papasın karısı başını eğdi, hiç bir şey söylemedi. Lispeth de bir ân sustu. Sonra vadiye indi, Collines'li bir kız gibi, fakat burnunda kü- pesi olmıyarak, son derece kirli bir elbise giydi. Saçlarını, Collines'li kadınların yaptığı gibi, ucu siyah bir iple örgü halinde ördü. — Ben kendi ırkımdaki insan- lara gidiyorum, dedi. Siz Liapetl'i öldürdünüz. O artık ihtiyar Jade- h'inin, bir Parya nın kızı ve Tar- ha Dey'nin hizmetçisi oluyor. Siz İngilizler hep yalancısınız Papasın karısı Lispeth'iv, anne- sinin ilâhlarına döndüğünü duyun- ca bitkin bir halde aklını toparla- madan önce, genç kız kaybolmuş- tu Bir dahada dönmedi. Eskiden terk etmiş olduğu bit- li vatandaşlarını şiddetli bir me- yil ve arzu ile sevdi, onunla ya- şamadığı zamanları iki kat acısıy- la çıkardı, ve az bir zaman sonra bir oduncu ile evlendi. Bu adam Paryaların yaptığı gibi onu her vakit dövüyordu. Dönen Yazılar Güzelliği de pek çabuk soldu. Papasın karısı: — Bir putperestin arzularını bize izah edebilen bir kanun yok- tur, ve ben zan ediyorum ki Lis- peth her vakit imansız kaldı, di- yordu. Eğer beş haftalık bir yaşta iken İngiltere kilisesinin kucağına kabul edildiği düşünülürse, bu hii- küm, papasın karısına pek az şe ref verir. Lispeth öldüğü zaman çok ih- tiyardı. Mükemmel İngilizcesi vardı, ve neğeli olduğu zamanlarda ba- zan ondan, ilk aşkının hikâyesini anlatmasını isterlerdi. O zaman kızarmış bir süpür- geye benzeyen kirpikli çipil göz- leriyle bu buruşuk mahlükun «Kot garh misyonerliğinin o Lispeth'i> olabileceğini tasavvur etmek pek zor oluyor. Çeviren: G6. Sepigioğlu iğ BÜKREŞ Kontrör: — Bir dakika affediniz! deyip, başka bir vagona geçti. Genç kızlar ikisi bir ağızdan bana: — Mersi! bizi kurtardınız dedi- ler. Ben gülerek: — Bir şey değil, bayanlar! de- dim. Asi ben &ize minnettarım. Biletlerinizde, bu yanlışlık olmma- saydı eğer, kontrolör benden de, bilet isteyecekti. Yolculuklarımda, bu lüksü pek az yaparım. Şimdi sizin mesele ile, bizim bilette untul- du. Zaten, demiryolları ile aramda iki seneden beri bitmek bilmeyen bir davâ da var: No. 2360—5753 Gülüştüler. Tanıştık. Ben Lispeth, kardeşim İli!. On dakika sonra, kontrolör trenin komiseri ile döndü. Derhâl ifadelerimizi yazıp, bize imzalattı. Adresimi ; — Adliye sarayı Bükreş! yaz- dım. Kontrolör, Lizpeth'e oturacak bir yer bile buldu. Ben, İli ile, pençerede dağdan, bayırdan, Ha- beşistan harbinden bahsediyordum. İli, şen bir kız. Hoşlandığı man- zaraları elime vurarak bana gös- teriyor... Bir aralık, ikimizinde gözüne, birinci mevkii vagonun koridorun- da ki bir çiftin biribirini sardığını gördük. Kız güzel macar şivesile bir romen şarkısını eziyordu. İlk tünelde, onu kollarımın ara- sında buldum. Bükreg'e, Şimal istasyonunda, kol - kola neş'eli indik. Şehiri, bir aşk mektubu renginde gördüm. Taksiye atladık. Son yüz leyimi taksiye vermeğe mecbur kaldim. Kendi - kedime: Bükreş'i diyor- dum, artık tramvaydan, obobüsden görmiyeceğim. Ona, bir yayla hay- vanının ota yaklaştığı gibi yaklaşa- cağım. Tramvaya, ne de olsa para lâ- mdı... Cavit Yamaç — İkinci Yazı Gelecek Sayıda — Açık Muhabere: Bay İhsan Boran'a Merzifon Yazı işleri müdürümüze gönder- diğiniz parayı aldık. Fakat arzunu- zu bildiren mektup gelmediği ve adresiniz iyi bilinemediği cihetle lütfen bir mektupla işarınızı rica ederiz. Uyanış SERVETİFÜNUN Ankara ve İzmirde tevzi yeri: HAŞET KİTABEVİ Konferans ve Temsil 17/11/1939 pazar günü saat. 1430 da Beyoğlu oHalkevinin Nur Ziya sokağındaki salolunda münekkid arkadaşımız Cemaleddin Surur Galatararaylı tarafından ilk Türk temaşası ve tiyatro telkileri mevzulu bir konferans verilecek; bunu, Gösteri Kolu tarafından tem- sil edilecek Celâl Müsahiboğlünun, «Fermanlı Deli Hazretleri» ko- medyası takip edecektir. AHMED İHSAN Bammevi Ltd.