356 SERVETİFÜNUN No. 2255 —370 Em Ter SEVGİLİ ANNEM İÇİN! Kendisinden ebedi olarak ayrıldığım o şefkat mücessemi annemin; ben yaşlanıyorum de- dikçe sık sık bana tekrarladığı bir sözü vardı: anası sağ olan ihtiyar olmaz. Şimdi anam da sağlar ara- sından çekildi. O halde ben bütün bütün yaşlılık rütbesini almış oluyorum. o Anacığım beni yirmi yaşında iken doğur- du. Ben şimdi (71) yaşını bitiri- yorum. Anam doksan bir ya: şında gözlerini dünyaya kapadı. Matbuat hâtıralarım unvam- le çıkardığım kitabın birinci cildi şu satırlarla başlar : Babam muhasebecilikte, , defterdarlıkta dolaşır olduğu işin (Ersurumda doğmuş, Kastamonuda yürümüş, Üs- küdarda mektebe başlamış, sonra bir aralık Boğaziçinde aile ocağımız olan Vanikö- yünde zaman geçirdiklen #onra Şam vüşdiyesinde ilk tahsilimi yapmışım.) Erzurumda beni dünyaya getiren anam ben doğduktan iki ay sonra ba- bamın (Kastamonu © muhasebeciliğine tahvilinden dolayı büyük ninemle ve dadımla beraber beni Erzurumdan Kas- tamonuya getirmişler. Rahmetli anam bunu daima hikâye ederdi. Erzurum- dan mahfillere bindik (*) büyük anam- la dadım kendi mahfillerinin birer ta- tarafında idiler, karşıdan karşıya boyun- larına bir kısa salıncak takmışlardı, sen içinde idin. O mübarek kadınlar karlı Zıgana dağları üzerinden geçerken mut- tasıl seni sallarlardı. O vakittenberi yetmiş bir senc geç- ti. Ancak iki ay evvelisi benim doğdu ğum Erzurum Cumhuriyetin uğurlu elile memleketin her tarafına demiryoliyle bağlandı. (*) Kuvvetli katırlar üzerine yerleşti- rilniiş bir nevi üştü örtülü, iki taraflı eğer- dir. Mahfillerde o zamanlar çocuklar ve ka- dınlar yolculuk edermiş. Başmuharririmizin merhume validesi Bu ayın İdüncü Cumartesi günü, Ankaraya gitmezden evvel Yeşilköyde annemin elini öpmeğe gitmiştim. Erzu- rum hattının açılması münasebetile mü- barek Kadın bunu gene hatırladı ve göz- leri sevinç yaşile dolmuştu. Şimdi o gözler ebediyen kapandı. Kendisini Ba- köyündeki torununun ve damadının ya nına gömdük. Zavallı anneciğim, Üsküdarda Ka- raca Ahmed türbesinin bahçesindeki ba- bamın ve büyük babamın kabrini özlerdi, ne yapalım, belediyenin aldığı tedbirler doksan bir yaşına basmış olan mübarek kadının arzusunu bana yaptırtmadı. Sevgili okuyucularıma şefkatli ana- mın beş sene evvel çıkarılmış bir fotoğ- rafını takdim ediyorum. Ayni zamanda evvelki sene Martında bana yazdığı bir mektubun fotoğrafisini de resmin altına ilâve ediyorum : Ciğerparem, evlâdım İhsanım, Bu ikinci mektubumdur. Seni merak ediyorum, inşaallah âfiyette- sin. Seher vakitlerinde 860 deye yatıp Yarab diye du- alar ediyorum. Allahım ka- bul ettin mi? diye Allaha niyaz ediyorum. Berhürdar ol oğlum. Cenabıhak hiç bir arzundan seni geri btrak- maz, senin kalbin Evliya- ullahın aynasıdır, Allahia öilir, kullarda bilir. Allâh sana hayırlı umurlar versin benim dualarım bunlardır. Hele Hırlistonun getirdiği mektub ruhuma gıda verdi pek sevindim. Sevinme ile ağladım. Evvelcede yazmış- üm Aliye de sana yazde tekrar Aliye Mihriban elle- rini öperler. Olete çok selâm ederim Aliye de selâm eder hüda bilir seni Oleti çok göreceğim geldi inşallah ka- vuşuruz. Evldâdam mektubun hep yanımdu günde bir kaç kere öpüyorum. Kolonya v8 geker pek makbule geçi. Allah senden razı olsun. Sıhhatin âfiyetin daim olsun. Bu ihliyar annenin hakkı helâl olsun canım ciğerim evlâdım seni hakka emanet eyledim. 23 Mari Seni çok seven çok arzu eden annen Hatice Halid Matbuat hâtıralarımdan aldığım yu- karıki satırlar İşkodra donüşü Boğaziçin- de Vaniköyündeki yalımızda durur. Ben o tarihde sekiz yaşındaydım sonra daha nereleri annemle beraber dolaştık onları da kısaca yazayım: Abdülazizin hal'inden sonra babamı Şama memur ettiler. Anam ve büyük anamla orada dört sene geçirdik, Şam- dan Ankaraya. Şu kadarını söyliyeyim ki, Bursadan Ankaraya muhacir araba- larile on gün yolculuk yapmıştık. Şam- dan tekrar İstanbula. Artık ben Mektebi Mülkiyeye giriyorum, İstanbuldan 1885 de Kosavaya, biryıl sonra Kastamonyya 1887 de tekrar İstanbula oradan İzmire,