No, 2233—353 rat ve türlü tefarik hediye gönder! Tavsiyesinde bulunmuştu. Sadrazam hediyelerini otelhis İsmail ile ordugüha gönderdi. Bu- nu haber alan kaymakam ve bü- yük mirahur telâşa kapıldılar ve kızlarağası Süleymanın eteğine sa- rılarak : — Bu gece gereği Padişah bizi ele verir. Diyerek dördüncü Mehmedin kandırılması için rica ve niyazda bulundular. Evvelâ kızlarağası ve Sonra da diğer müfsitler Utağı hü- mayunda Padişahın ayaklarına kapanıp: — Bu adam sadarette kimse sefere gelmez. Yalan söylersek ekmeğin gözü- müze dursun, saltanat sevdasına düşmüş! bâzı ocaklara ve Anado- lu diyarının müfsitlerine ve içel eşkiyasına yazmış, diyerek uydurma vesikalar gö- türdüler, Dördüncü Mehmet bunlara inan- madı ve; — Bu Adam bu değildir. Diye ayak diredi. Fakat bir berikilere herçi badabad sadrazamı kündeden atmayı tasarlamışlardı ve tezvirlere devam ederek padişahdan Akşam görelim, Cevabını alarak ümide kapıldılar. » 1094 Yılı kânun evvelinin üçün- cü gecesiydi, Bardaktan boşanırca- sına bir yğmur yağıyor, yerleri sar- san gök gürültülerine, keskin ziyası hav ve dehşet uyandıran şimşekler karışıyor, sık sık yıldırımlar dü- şüyordu vak'anüvis Silahdar Meh- met ağa hemen tabirnameye baktı ve kânunu evvelde râ'düberukıh bir ula kişinin katline delalet eylediği neticesini iştihrac etti. 'Filhakika dördüncü Mehmet rikâbına yüz sürüp hediyelerini sunan telhis İsmaili uzun uzadıya istiçvap ettikten senra; — Siz bir alay kâzıb melunlar sınız, Devletimiz yıkıb ırzını pa yımal ettiniz, askerim kırılıp benam paşalarım öldü ve memleketlerim kâfir aldı. Diyerek hiddetlendi ve zavallı telhis İsmail kapı arasına hapis edilip katline bir hat ısdar edildi müteakkiben çavuş başı Kadıköylü Mehmet ağa vezir Mustafa paşanın görülmezse iken işin sahibi UYANIŞ 119 $SOlINOltKOŞESİ “ Athense,, Tiyatrosu ve “ . Louis Jouvet,, Fransız Konservatuvarından üç defa Reföze edilen ve bugü- nün en büyük üstadlarından sayılan «Louis Jouvet» 60 ya- şında bulunuyor..." Türk seyir- cisinin onu ancak birkaç flim- de gördüğünü zannediyorum. Meselâ: »Matmazel doktör>, Bir balo hâtırası?, «Aşk bah- çeleri? veen son çevrilen «Fran- sız ihtilâli> ilimletinde... Aktörün san'ati; bir kelime- de bir âlem yaratmak, kelime âlemlerinden bir eser dünyası kurabilmek ise; bu sanati en muvaffak mükemmeliyete var- dıran : Fransız sahnesinin bay- raktarlarından «Louis Jouvet> ini Tiyatro herşeyden önce; ko- nuşma sanatidir... Buna göre konuşma hünerini en müsbet ilim haline değil, en câzib san- at haline getiren ve Fransız salı- nesinin hemen hemen zirvesi sayılan işte bu sanatkârdır... 1938 - 1939 yılı Fransız ti- yatrosunun en mühim şahsiyet- leri: <Victor Francen>, «*'Th&. atre Michel» in sahibi Mic hel Simon ve <«Comedie des Champs - Eiysees» nin eski, katline ve mühürü hümayun, san- cak şerif, miftahı kâbeyi alıp ge- tirmeğe memur edildi, Bu işler görülürken üçüncü ve- zir Karu İbrahime de kürklü iki hil'atı fahire giydirilerek naili me- ram oldu. Dördüncü Mehmet ona: Hizmeti ibadul'iahı sana ve seni barı taalâ hzretlerine tefviz eyle- dim. gözün aç, sonra seni selefinden CAHİD SAFFED Yazan: <Thdatrede L'Atheönte> nin bu- günkü direktörü ve rejisörü o- lan «Louis Jouvetidir İ(1|... "24 Rue, Caumartin? de bulunan «Athen&e“ tiyatrosunda klâsiklere yer verildiği nisbette modern eserlerde oynanir.. Bü- tün yunan, Lâtin, Fransız, İn- giliz klâsiklerini devreden bu tiyatronun sahnesi modern pi- yes muharriri “Steve Passeur> ün «Suzanne» ını (9), «Geor- ges de Porto - Richesin <Le Marchand d'estampes* ını (3) ve “Marcel Achard»ın “Jeandela lune»ünü (4) de oynamıştır. Bu tiyatronun kadrosunu Fransız sahnesinin hemen he- men en olgun kabiliyetleri is- tilâ etmiştir. Meselâ: Valentin- Tessier, Michel Simon, Pierre Renoir, Odette Mouret, Claude - Ryce, Harry - Baur, Andre Du- box, Armand Bour, Bullier, Arduini, Duilar, Madeleine Rely, Cecile Guyon, Germaine — Devamı inci Sayıfada — (4) «Henry Jeansonesnın bir makü lesinden. (2) üç perde, komedi., (8) üç perpe, dram.. (4) üç perde piyes. beter eylerim. diyerek sedaretmakamına geçir. mişti. Maktul vezir szzamın İstan- buldaki emlâk ve eşyâsının tahri- rine memur edilen büyük mirahur Sarı Süleymanda, üç günlük yolu bir günde kat ederek rüzgâr gibi İstanbula doğru uçup gidiyor ve tezvir birkere dahı galebe gelip bulunuyordu.