No. 3937—352 UYANIŞ HK delye Öürkiyeden BÜYÜK TÜRKİYEYE dirler. Bir Büyük Türkiyenin can çe- kişmesini ve ölümünü görmüş olan nesiller göçmeden, işte tarih bir başka «Büyük Türkiye» nin eşiği- ne ayak basmış bulunuyor. Yeni Büyük Türkiye, artık bir temenni, bir arzu, bir hedef vey& güzel milli cehtler vâdeden bir bir mücerred iddia değildir. Bu öylesine göze çarpan bir vakıa, bir hakikattır ki muasır dünya bunu anlamakla, kabul etmekle de kal- mıyor, itiraf ve ilân ediyor. Bun- dan memnun ve mağruruz. Fakat bu hâli yalnız bir milli gurur ve. silesi saymak hata olur, Bu hâl yeni nesillere büyük vazifeler yük- İemektedir. İki Büyük Türkiye arasında, yani göçen Büyük 'Türkiye ile do- gan Büyük Türkiye arasında bir çok sağlam, şerefli, çelik gürz gibi vürduğunu yere seren, fakat siyasi dünyada bir «Orta Çap dev- Jet» sayılan Türkiye vardı. Bu Türkiyeyi küçük iş yapmak kendisine aslâ mukadder olmıyan Büyük Türk milleti, bugünkü Bü- yük Türkiyeye ulaşma yolunda gi- riştiği yorucu çalişmeler için bir atelye gibi kullanmıştır. Bu atel- yede çok büyük bir sanatkâr, gö- çen büyük Türkiyenin enkazından işe yarıyabilecrek me varsa hep- sini eritmiş ve bunlara birçok ye- ni malzeme karıştırarak ilâhi ese- rini yaratmıştır. Bir heykel bittiği gün heykeltraş, içinde alçı ve çamur yuğurduğu tahta tekmeyi nasıl bir tarafa bırakırsa, ilâhi ese- Tarihin dünyaya yeni bir Büyük Türkiye tebşir edişine şahid olan yeni ve mesud nesiller, yarata- cakları eserlerini büyük ölçülere göre âyar etmeli- Yazan: Nizameddin Nazif — rin mümeyyiz tarihten umulan no- tu aldığı andan beri de, Atelye 'Türkiye tarihimizin malı olmuştur. Şimdi Büyük Türkiye var. Bu büyük Türkiyenin büyüklüğü öbür Türkiye'ye «büyük» vasfını ver- diren unsurlardan gelmiyor. Bu, harita üzerinde mütemadiyen yâ&- yılarak büyümek isteyen bir coğ- rafi Türkiye değildir. Bu Türkiye asrın anladığı manâda büyüktür. Yâni kendi hududları içinde büyük işler başaran bir Türkiyenin çocuk- larıyız. Hududlerımiza yeni bir vilâyet katarak değil, hududları- mızdan hiçbir zaman bir santimet- re murabbaı eksiltmiyerek büyük- lüğünü göstermek azminde olan bir Büyük Türkiyenin çocuklarıyız ki, insanlık muvacehesinde bugün- kü büyüklüğümüzü şöyle tahkim etmek kararındeyız: 1 — Romancı mıyız? Romanı- mızı bütün dünyaya beğendire. cek tarzda yazacağız. 2 — Heykelicimi yiz? Avrupa sanatkârının eserile şehirlerimizin süslenmesine nihayet vereceğiz. Bilakis büyük Avrupa metropolla- rında kendi egerlerimize yer Ayır- tacağız. 3 — Mühendis miyiz ? Ameri- kada demiryollarında köprüleri biz yapacağız. Zira isbat edeceğiz ki biz Amerikalı mübendisten daha sağlam, daha az magraflı ve daha mükemmel köprü yapabiliriz. 4 — Üniversitelerimizin kürsi- Nizameddin Nazif lerinde ilme daima Iğyık olduğu mevkii vereceğiz. Fakat her hangi bir Avrupalı profesör bizim Üni- vergitelerimizde kürsü aramak cür- etini kendinde bulamıyacak. Zira bütün dünya münevverleri öğre- necekler ki bizim roemlekette her hangi bir kürsü için en yüksek ordinaryüsler yetişir. Bunlar hem ihtiyaçlarımızı karşılarlar, hem de hattâ bunlardan ikraç da edebiliriz. Görülüyor ki maksadımız, ilim- de, fende, sanatta, zanaatta aslâ küçük mikyaslar ve dar çerçiveler içinde kalmamamız lâzım. «Karınca kaderince...> «Yavaş, yavaş...» «Az olsun, öz olsun» Yok. «Türkün kaderince» çalışacağız. «Hızlı hızlı yürüyeceğiz. «Hem çok, bem öz, hem de her memleketin yadırgamıyacağı, bilâkis beyeneceği eseri yarataca- gız» Türkün telii, «Atelye Türkiye» den, iyice kalafat edildikten ve birçok yerleri yeni kalıblara dö- küldükten sonra bugüne kadar ol- duğundan çok daha ışıklı bir sn- rette parlamağa başlamıştır. Tarihin dünyaya yeni bir Bü- yük Türkiye tebşir edişine şahid olan yeni ve mesud nesiller, yara- tacakları eserlerini büyük ölçülere göre âyar etmelidirler.