No. 9227—542 UYANIŞ 355 Neşriyat ideal Kongresine NOTLAR Ankarada 2 Mayısda toplanacak olan Neşriyat Kongresinde, kültür hayatımızı alâkadar eden bütün mühim meseleler görüşülecektir. Bu münasebetle, neşriyatı yüksel- tecek çareleri düşündük. Bunları şu suretle kaydediyoruz: Çıkmakta olan mecmuaların kıy- metini düşüren sebebler nelerdir ? Bu neşriyatta nelerden çekinmeli? Bazı anketler. Bu nevi anket- lerde, anket namı altında sütun sütun küfür ve tehzil okuyoruz. Tercüme edilen ilmi makale- ler. (Fereümeler çok kere İyi anla- şılmadan yapılıyor ve üstelik mu- harrirleri müellif gibi imza atıyor- lar) Yevmi gazetelerde olduğu gibi adapte roman ve hikâyeler. B Basma kalıb şiirler, a Mizanpaj dağınıklığı. m Ayni mecmuada yazı yazan- ların nadiren fikirlerinde insicam oluşu. Hele bir kısım mecmusalar- da her sazdan bir başka nağme çıkıyor İ m Resimlerin artistik bir cebhe- den, yahud yazılara muhakkak lâ- zam olan bir cihetten değil, bu gayelere büsbütün zıd noktalardan seçilmesi (bilhassa kadın resimleri- nin manâsız bolluğu). ra Kötü resim kadar zevksiz kö- tü boyanın da zevkleri bozması. Ay ışığı gibidir odaya süzülüşün, Gece nefeslerinden daha tatlı gülüşün, Bakışın gök rengi bir kadife okşayışı! Duruşun başka şiir, dönüşün başka şiir, Sanırım bütün bahar gözlerimde yeşerir Bu körpe güzelliğe, bu inceliğe karşı! Geceden yumuşaksın rüyalarımda benim, Ben seni zühre gibi başıma taç edenim, Düşün ki hükmettiğin bir şair ülkesidir! Ne zaman gece gibi ışığına uzansam, Ne zaman, ey sevgili, ne zaman seni ansam İçimden kopan sesler sonsuzluğun sesidir... Halld Fahri Ozansoy Mecmualarda tenevvüe ehem- miyet verilmemesi. Ayni zamanda ya tamamile ağır, uzun makaleler, yahud hiç hakiki bir kıymeti ol- mıyan edebi ve ilmi çırpıştırma yazıların göze çarpması. Her kesin her mevzua temas edebileceğini sanması. o İhtisasa ehemmiyet atfolunmaması. Ya pek ucuza, yahud bedavaya yazı temin etmek uğulü. (Bazan bu, zaruret oluyor. Yoksa bir kı- sım mecmualar muharrir ücreti vermeğe kelksalar hiç intişar ede- mezler. Çünkü hakiki fikir ve sa- nat mecmualarının sürümü ma9l6- sef pek azalmıştır.) Mecmusların ya şeklen birbir- lerini taklit etmeleri, yahud nadi- ren de olsalar paradoksal şekillere iltifat etmeleri (bu paradoks, onla rı pek çabuk ortadan kaldırıyor !) Kitapların kusurları nelerdir ? Neleri işlâh etmeli ? Yanlış tercümeler. Eksik tercü- meler. Hülâsa tercümeler bolluğu. Edebi tahlil ve ulübdan ziyade maceraya ehemmiyet veren basit romanlarla halkın yalnız teceşsüsü uyandırılması ve bu guretle yük- sek roman veya hikâyenin gittikçe kitaberların hırşile edebiyat saha- sından uzaklaşdırılmaşı, Telif ilmi eserlerden ziyade, derme çatma, bir veya birkaç ec- nebi kitabdan parçalı boğça halin de telif damgalı eserler vücude getirilmesi. 2) Şiirin, kötü kitabeı propagan- dasile, âdeta gülünç bir nevi hali- ne getirilmesi (bunda, Vâ-Nü'nun tâbirile Ceb Takvimi şairlerinin de çok günâhı var!) Yirmi beş, on beş ve on ku: ruşluk ucuz kitablar (daha doğru: su kitspçeler) çıkararak belli başlı dünya şaheserlerini komprime ha- line getirmeleri ve bu eserlerin asıllarım, tamlarını yapacak olan- lara evvelden kapıyı kapamaları (malesef, halk bu sanat ve ilim sabtekârlığını fark etmiyor). — Devamı 367 inci sayıfada —