SERVETİFÜNUN pa No, 3921— 936 — p sını hetırlıyarak yarasını bir kerre daha deşetbktir. Fakat, artık sal- tandirmn ve talitın kendi'iğin sağ lan bir istinadgâh olmadığına da iman edeodktir. İğte sâyın okuyu- enlar eski İspanya Kralı Alfons 1984 yılnğn 4 Mayıs tarihinde İs tanbulda böyle ağlamıştı. Yaşar Sihay imal Kutbunda Bir Gemi | Yukarda resmini gördü- günüz yelkenli, Almanların araştırmalar içn Şimal Kut- EL gönderdikleri bir gemi- dir, £ Deniz üzerinde ne kadar güzel bir duruşu var değilmi? Reşad kollâriyle onu sardı. Hâlsiz bueşlerle ellerini öpüyordu. Şu anin acı lezzeti içinde ken- diletini utdtinuştular. Genç kadın, gittikce fayalaşan, rengi değişen hastayı, yarah yüreğinin üstüne bastırıyorüd. Bir aralık hasta gözlerini açtı. Bon bir hayat ışığı titriydn be- beklerini önunkilere saplıyarak: » o — Ne Kadar mes'ut lü il bilemezsin!. Dedi. Sonra birkaç kere: — Kâmurani. Kâmuran!, mırıldandı. Dışarı tipi kuduruyor, yer. gök beyaz bir duman savrnntusu ER uğulduyordu... Kümursagköpdine geldiği sa- Diye man, kolları arasında hareketsiz bir vücut gördü. Gözleri aralıktı. Dudaklarını mes'ut bir tebessüm geriyordu ki, bu saadet ifadesi, yüzünün hayatta jik ve son nasibi olmuştu. — Reşadi.. biji haykırdı. Mi camları zatgırdatan fırtınadan başka fer- yadına cevab veren olmadı. O 28- mân iğildi ve dudaklarını onup buz kesilmiş dudakları üstüne koydu, Bu ilk aşk buseleriydi. Dışarda gece bütün dehşetiyle devam ödiyor; şoğuk odanin duva rındaki esat önbahın yaklaştığını haber veriyordu. Kerime Nadir