SARVETİİÜNUN No. 3109—924 NN a0 kgen Deil yedlış tanşmışsın |. İ iki inpan biğhirini tamamile sıd ha- şeyleri resmi müra- ve sid #memeleşinin sonuna birak- Bien ediyorsun. Âdete <daha evvel ve adi a sevdiğini İsen. İşte bütün anlaşa- Heri geliyor. bi, hayattan Ni Köniliş. Bunu çok evvelden e ii tçiisüe ne fazla para, ne şöh- yili... İlç İirşdy istemiyordum. Anesk ve Mâlik yetebileceği bir şeyin en son fazla şey ' İnan Bana! etrika G. mes'ut olman için her şeyi unut! Sana asla dargın veya kırgın değilim. Bir cen yoldaşım için beslediğim duygular şimdi samimi bir arkadaş muhabbetine çevrildi. Artık şüphe ve kuruntu içinde kıvrafımaktan usandım ve böyle daha fazla yaşıyamıyacağım. İşte sana bir hıçkırık kadar dağnık ve ke- sik son şözlerim...» Yapdıklarını bir kere daha gözden geçirdik. ten sofra zarfa koydu, adresini yazdı. Korucuyu çağırdı, bir ata atlayıp derhal kasabaya, postaya yetiştirmesini emretti- Zarfı kaparken vücudünü bir ürperme, bir hararet kapladı. Âdeta korka korka koru- cuya verdi. Yalnız kalınca başını elleri arasına alıp döşünmeğe başladı. Günlerdir, aylardır his- lerile beslediği, büyüttüğü hülyalar birdenbire yıkılıveriyordu, Hayatta gene yapyalnızdı. Bir hayalin bile doştu değildi. Bevliği olan o hayalden, bir an, ebediyen uzak kaldığını gözünde canlandırdı. Onsuz hayetın ne değeri vardı ?. Ağır sözlerile izzeti nefsini hırpaladığı Nu- ranın ebediyen #usıması, hayata kârşı beslediği bütün bağlarını koparabilirdi. Ö zaman ne, ya- paçaktı, niçin yaşıyacaktı?.. Daha soğukkanlı hareketi münasib görerek sükütu tercih etti. Yerinden fırladı. Henüz iş iştan geçmemişti. Mektubu yoldan çevirmek mümkündü, Odacısını derhal korucu- nun arkasından koşdurdu : — Hayvanı dört nala sür! Kasabaya kadar yetişmeğe çalış | Dedi, Ayrıca postahaneye de telefon elemek korucu geldiği zaman getirdiği mektubu gön- Ggenemesini, geri getirmesini söylemelerini ten- bik atti. Bit saat sonra mektub eline değmiş bulu- nnyordu. Geniş bir nefes aldı, zarfı, kağdı çi- kârmadan yırttı, yırttı, atti. Kendini tutmuş, yirmi gündür Nurama hiç bir şey yazmamıştı. Niçin ve neyi beklediğini bilmeden süsuyordu. Aliye ile muntazaman mek- tublaşıyordu. Süt kardeşi, bu Zonguldak seyas